24 Mayıs 2024 Cuma

9 Mayıs 2024 Perşembe

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“Kendileri istekli oldukları halde yemeklerini yoksula, öksüze ve esire verirler ve onlara: ‘Bunu size Allah rızâsı için yediriyoruz. Sizden karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Biz Rabbimizin sert, belâlı bir gününden korkarız’, derler. Allah da onları o günün fenalığından korur. Yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir.” (İnsan, 8-11)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah, bir kuluna hayır murâd ettiğinde onu insanların ihtiyaçlarını karşılama yolunda istihdâm eder.” (Süyûtî, II, 4/3924)

DİNİ HİKAYE DİNİ KISSA

 Bir gün Hazret-i Ali, zevce-i muhteremesi Fâtımatü’z-Zehrâ’ya:

“–Çok acıktım, evde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Hazret-i Fâtıma, evde yiyecek bir şey bulunmadığını, yalnız altı akçelerinin olduğunu söyledi. Hazret-i Ali bu altı akçeyle yiyecek almak üzere çarşının yolunu tuttu. Yolda giderken birinin, bir müslümanın yakasına yapışmış:

“–Ya hakkımı ver ya da yürü mahkemeye gidelim!” dediğini duydu. Borçlu adam biraz mühlet istiyorsa da alacaklı müsâade etmiyordu. Adamların çekişmelerini gören Hazret-i Ali:

“–Münâkaşanız kaç para içindir?” diye sordu.

“–Altı akçe için.” cevâbını alınca, kendisinin de muhtaç olduğu o altı akçeyi vererek, borçlu müslümanı sıkıntıdan kurtardı. Ardından Hazret-i Fâtıma’ya ne cevap vereceğini düşünmeye başladı. Sonunda; «Nasıl olsa Fâtıma, kadınların seyyidesi, Rasûlullâh’ın kızıdır, anlayış gösterir.» diyerek evine döndü. Hazret-i Ali (ra) yaptığı îsârı Fâtıma vâlidemize anlattı. O da:

“–Çok iyi yapmışsın, el-hamdü lillâh, bir müslümanı hapisten kurtarmışsın. Hak Teâlâ bize kâfîdir.” buyurdu. Fakat biraz da mahzun oldu. Hazret-i Ali, onun üzüntüsünü sezip, iki oğlunun da açlıktan ağladığını görünce gönlünde bir kırıklık hissederek dışarı çıktı. «Bâri Rasûlullâh’a gideyim de O’nun mübârek yüzünü seyrederek üzüntümü unutayım.» diye düşündü. Bu düşünceyle yürürken, elinde besili bir deve olan bir kimseye rastladı. O şahıs Hazret-i Ali’ye:

“–Bu deveyi satıyorum, alır mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali parasının olmadığını söylediyse de adam veresiye olarak deveyi yüz akçeye sattı. Hazret-i Ali, elinde deve ile biraz uzaklaşmıştı ki, yolda rastladığı başka bir adam:

“–Bu deveyi bana üç yüz akçeye satar mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali kabul etti ve deveyi o şahsa sattı. Üç yüz akçeyi peşin alınca da çarşıdan yiyecek bir şeyler alıp evine götürdü. Hazret-i Fâtıma’ya, olup biteni anlattı. Yemeklerini yiyip Allâh’a hamd ü senâlar ettiler. Daha sonra Hazret-i Ali, evinden çıkıp Peygamber Efendimiz’in yanına gitti. Efendimiz (sav):

“–Yâ Ali! Deveyi kimden alıp, kime sattın biliyor musun?” buyurunca:

“–Allah ve Rasulü bilir.” dedi. Peygamber Efendimiz:

“–Sana deveyi satan, Cebrâil (as); satın alan da İsrâfil (as) idi. Deve de cennet develerinden idi. O müslümanı sıkıntıdan kurtardığın için Hak Teâlâ dünyada bire elli verdi. Âhirette vereceğinin hesabını ise kendisinden başka kimse bilmez.” buyurdu. (Ramazanoğlu Mahmud Sâmî, Hz. Aliyyü’l-Murtezâ, s. 54. s. 119-122.)

el-Evvel

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Evvel: Varlığının başlangıcı olmayan.

îsâr

 îsâr: İhtiyaç duyduğu şeyleri başkalarına vermek, diğer bir ifadeyle, başkalarını kendisine tercih etmektir. Buna îsâr adı verilmektedir.

istihdâm

 istihdâm: 1. Bir görevde, bir işte kullanma. 2. Çalıştırma.

münâkaşa

 münâkaşa: 1. Tartışma. 2. İrdeleme.

22 Nisan 2024 Pazartesi

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Rableri katında onlara esenlik yurdu (cennet) vardır. Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur.” (En’âm, 127)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyuruyor:

“…Benim dostlarım Allah Teâlâ ile iyi mü’minlerdir…” (Buhârî, Edeb 14; Müslim, Îmân 366)

el-Muahhir

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muahhir: İstediğini geride bırakan, arkaya koyan, hikmeti gereği tehir edilmesi gerekenleri erteleyen demektir.

muntazam

 muntazam: 1. intizamlı, sıralanmış, düzgün, derlitoplu. 2. tertipli. 3. mat. düzgün,


mutmain

 mutmain: gönlü kanmış, içi rahat, şüphesi yok.

Jobs İn Pennsylvania

 

Grup Adı : Jobs İn Pennsylvania Üye sayısı : 7,300 civarı Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.  iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60

Grup Adı : Jobs İn Pennsylvania
Üye sayısı : 7,300 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.

iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60 

15 Nisan 2024 Pazartesi

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Onlar, (o mü’minler) ki, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (Mü’minûn, 3)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Lüzumsuz şeyleri terk etmesi, kişinin iyi bir müslüman oluşundandır.” (Tirmizî, Zühd, 11; İbn-i Mâce, Fiten, 12)

GÜNÜN KISSASI

 Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri de, istikâmet hâlini, nice kerâmetten üstün görmüştür. Nitekim kendisine bir gün:

“-Efendim, siz su üstünde yürüyormuşsunuz!” dediler. Hazret ise:

“-Bir çöp de su üstünde yüzer.” cevâbını verdi.

“-Havada uçuyormuşsunuz!” dediler.

“-Kuş da havada uçar.” buyurdu.

“-Bir gecede Kâbe’ye gidiyormuşsunuz!” dediler.

“-Bir cin veya şeytan da bir gecede Hindistan’dan Demâvend’e gidiyor.” buyurdu.

“-Peki o hâlde gönül erlerinin işi nedir?” diye suâl edilince:

“-Allah Teâlâ’dan başkasına gönlü bağlamamak!” karşılığını verdi. (Attâr, Tezkire, sf.201; Serrâc, sf. 316; Abbâs, Ebû Yezîd, sf. 98) (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Şubat-2015)

EL MUKADDİM

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-MukaddimArzu ettiğini öne alan, ileri geçiren, yakınlaştıran demektir.

GÜNÜN SÖZÜ

 Bâyezid-i Bistâmî Hazretleri buyurur:

“Ne mutlu o kimseye ki, bir tek endişesi vardır (yani dâimâ bir ve tek olan Allâh’ı zikir hâlindedir). Kalbini; gözünün gördüğü, kulağının duyduğu mâlâyânî şeylerle meşgul etmez. Kim mârifetullah sırrına ererse, kendisini Allah’tan alıkoyan her şeyden yüz çevirir.” 

mârifetullâh

 mârifetullâh: Tasavvufta ulaşılmak istenen makamlardan birinin adı Allah’ı bilmek.


şiâr

 şiâr: İşaret, slogan.


muvaffak

 muvaffak: 1. Başarmış olan, başarılı. 2. Allah’ın yardımını görmüş.


tefekkür

 tefekkür: Bir şey hakkında iyice düşünmek, bir işin sonucunu hesaplamak anlamında terim.

düstur

 düstur: Kural, prensip.

mâlâyânî

 mâlâyânî: Boş ve yararsız, saçma.

JOBS IN NEW YORK

Grup Adı : JOBS IN NEW YORK Üye sayısı : 45,600 civarı Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur. Üyeleri ABD ağılıklıdır.  iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60

Grup Adı : JOBS IN NEW YORK
Üye sayısı : 45,600 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur. Üyeleri ABD ağılıklıdır.

iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60 

25 Ocak 2024 Perşembe

Naples Florida BUY SELL TRADE

Grup Adı : Naples Florida BUY SELL TRADE Üye sayısı : 5,600 civarı Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.  iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60

Grup Adı : Naples Florida BUY SELL TRADE
Üye sayısı : 5,600 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.

iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60 

günün Ayeti

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır. Zevceleri, onları analarıdır…” (Ahzâb, 6)

günün hadisi

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Zamanındaki dünya kadınlarının hayırlısı Meryem’dir. İslâm ümmetinin kadınlarının hayırlısı da Hatîce’dir.” (Buhârî, Enbiyâ45; Müslim, Fedâilü’s-sahâbe 69)

DİNİ KISSA HİKAYE

 Ha­tî­ce vâ­li­de­miz çok fa­zî­let­li bir in­san­dı. Va­hiy me­le­ği bir­ gün Ra­sûl-i Ek­rem Efen­di­miz’e gelerek:

“–Yâ Ra­sû­lal­lâh! Ha­tî­ce, elin­de bir kap ye­mek­le Sa­na gel­mek­te­dir. Ha­tî­ce ya­nı­na gel­di­ği zaman, ona Rab­bin­den ve ben­den se­lâm söy­le! Onu, gü­rül­tü ve yor­gun­luk ol­ma­yan cen­net­te inci­den ya­pıl­mış bir sa­ray­la müj­de­le!” bu­yur­du. (Bu­hâ­rî, Me­nâ­kı­bu’l-En­sâr, 20)

Hz. Ha­tî­ce (ran­hâ) bu ilâ­hî se­lâ­ma şöy­le mu­kâ­be­le et­ti:

“–O (şâ­nı yü­ce Al­lâh) Se­lâm’ın ken­di­si­dir, se­lâm O’ndan­dır, Ceb­râ­îl’e de se­lâm ol­sun! Ey Allâh’ın Ra­sû­lü! Al­lâh’ın se­lâ­mı, rah­me­ti ve be­re­ke­ti Sen’in de üze­ri­ne ol­sun.”

Al­lâh Ra­sû­lü (sav), ha­yâ­tı bo­yun­ca bu mü­bâ­rek zev­ce­si­ni unut­ma­dı. O’na kar­şı ve­fâ­nın en güzel ör­nek­le­ri­ni ser­gi­le­di. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav), Erkam Yay.)

EL MUKTEDİR

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muktedir: Tam bir kudret sahibi olup hiçbir konuda zerre kadar zorlanmayacak şekilde gücü yeten demektir.

zevce

 zevce: Eş, refika.


mukâbele

 mu­kâ­be­le: Karşılık verme, karşılama.