29 Ağustos 2016 Pazartesi

24 Ağustos 2016 Çarşamba

22 Ağustos 2016 Pazartesi

21 Ağustos 2016 Pazar

VATAN BÖLÜNMEZ

"Düşman böldük zannedecek ama hangi açıdan bakarsa baksın bütün olarak görecektir. Çünkü bizi birarada tutan manevi değerleri onlar anlayamazlar."
(Şükrü Aygün)

15 Ağustos 2016 Pazartesi

10 Ağustos 2016 Çarşamba

8 Ağustos 2016 Pazartesi

SUS

''Ey oğlum! Sükût etmekle pişmân olmazsın. Söz gümüş ise sükût altındır.''
Hz. Lokman (as)

5 Ağustos 2016 Cuma

HABERİN DOĞRULUĞUNU ARAŞTIRIN

Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse
onun doğruluğunu araştırın.
 Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de
sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
(Hucurât Suresi 6)

4 Ağustos 2016 Perşembe

3 Ağustos 2016 Çarşamba

İYİ HUYLU OL

''Ey oğlum! 
Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol.''
Hz. Lokman (as)

2 Ağustos 2016 Salı

KİMSEYE HOR BAKMA

"Hiç kimseye hor bakma, İncitme gönül yıkma, Sen nefsine yan çıkma.
Mevlam görelim neyler, Neylerse güzel eyler..."
(Erzurumlu İbrahim Hakkı)

1 Ağustos 2016 Pazartesi

SAHTE GÜLÜCÜK

"Gözlerime bakıp da yapılan sahte bir gülücük yerine, yüzüme karşı gösterilen gerçek bir nefreti tercih ederim."
(Anton Çehov)

29 Temmuz 2016 Cuma

YALANDAN SAKIN

''Ey oğlum!
Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.''

Hz. Lokman (as)

26 Temmuz 2016 Salı

25 Temmuz 2016 Pazartesi

HUZUR

"İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde HUZUR olandır."
(Goethe)

24 Temmuz 2016 Pazar

22 Temmuz 2016 Cuma

DOĞRULUK

"İşinde ve sözünde doğruluktan ayrılma. Hak, doğruların yardımcısıdır."
(Ali Fuad Başgil)

21 Temmuz 2016 Perşembe

ALLAH AŞKI

"Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister, Allah (cc) ise seni senin menfaatin için ister."

(Abdülkadir Geylani Hazretleri)

20 Temmuz 2016 Çarşamba

ALİMLERDE TEVAZU

"Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi."
(İmam-ı Azam Ebu Hanife)

19 Temmuz 2016 Salı

AŞK

Öyle ucuz değil gül koklamak.
Gül tutan ele diken batmalı.
Bir AŞK'a gönül veren,
O AŞK'ın kapısında yatmalı.
(Necip Fazıl Kısakürek)

18 Temmuz 2016 Pazartesi

OSMAN BEYİN RÜYASI

OSMAN BEYİN RÜYASI...

Osman Bey bir gün Şeyh Edebali’nin evine misafir olmuştu. Gece, vakit hayli ilerleyince istirahat etmek üzere odasına çekilmişti. Fakat yatmak üzereyken rafta gözüne ilişen Kuran-ı Kerim'e saygısından dolayı yatamadı. Uyuyamadı. Kuran'ı alıp okumaya başladı. O gece sabaha kadar Kuran okudu. Tam 6 saat. Hikmet-i İlahi, Osman Gazi Han'ın Kuran'a olan bu saygısından dolayı her okuduğu saate 1 asır lütuf edilmiş, hanedanı 6 asır hükümdar olmuştur yedi cihana.

Vakit sabah ezanına yaklaşmışken, yorgunluk ve uyku da bir hayli bastırmışken, Kuran elinde, yaslandığı yerde, tatlı bir uykuya daldı Sultan Osman Han. Uyurken bir rüya gördü. Rüyasında kendisi Şeyh Edebali'nin yanında yatıyordu. Edebali'nin göğsünden bir hilal doğdu. Hilal biraz yükseldikten sonra büyüdü, büyüdü ve dolunay haline gelince kendisinin göğsüne girdi. Daha sonra göğsünden bir ağaç bitip büyümeye, yükselmeye başladı. Bir çınar ağacıydı bu. Büyüdükçe yeşerdi, güzelleşti. Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı kapladı, dünyanın her tarafından insanlar grup grup gelip bu çınarın gölgesine giriyorlardı, çok mutlu ve neşeliydiler.

Ulu çınarın gölgesinde dağlar, dağların dibinde pınarlar gördü. Ağacın yanında ise dört sıra dağlar gördü ki bunlar Kafkas, Atlas, Toros ve Balkanlardı. Ağacın köklerinden Dicle, Fırat, Nil ve Tuna çıkıyordu. Bu nehirde koca koca gemiler yüzüyordu. Tarlalar ekin doluydu. Ağaçlar meyve dolu. Dağların tepeleri ormanlarla örtülüydü. Ruy-i Zemin yemyeşil, asuman masmaviydi. Vadilerde şehirler vardı. Şehirlerde camiler arz-i didar ediyordu. Bunların hepsinin altın kubbelerinde birer hilal parlıyor, minarelerinde müezzinler ezan okuyorlardı. Ezan sesleri ağaç dallarındaki kuşların cıvıltısına karışıyordu. Bir ara ulu çınarın yaprakları kılıç gibi uzamaya başladı. Derken bir rüzgar çıkıp bu yaprakları İstanbul'a doğru çevirdi. Şehir iki denizin ve iki karanın birleştiği yerde iki masmavi firuze ile iki yemyeşil zümrüt arasına oturtulmuş pırıl pırıl bir elmas gibiydi. Sanki bütün dünyayı kuşatan geniş bir ülke gibi halkalanan bir yüzüğün kıymetli taşını andırıyordu İstanbul.
Ve nihayet Osman Gazi Han bu yüzüğü parmağına takıyorken uyanır.

Osman Gazi, rüyasını Şeyh Edebali’ye anlatır. Edebâlî Hazretleri kısa bir tefekkürün ardından "Ey oğul. Sana müjdeler olsun!" der, "Göğsümden çıkan nur kızımdır (Bâlâ Hatun). Seni kuşatması evleneceğinize işarettir... 
Ağaca gelince; Sen büyük bir devlet kuracaksın. Evlatların adaletle hükmedecekler. Allahü teâlâ seni ve neslini insanların İslâm'la şereflenmesine vesile edecek...

15 Temmuz 2016 Cuma

OSMANLI ELÇİSİNİN FRANSIZ KRALINA CEVABI...

OSMANLI ELÇİSİNİN FRANSIZ KRALINA CEVABI...

İncili Cavus,

Osmanli elcisi olarak fransa kralina gönderildiginde, elbiselerinin bazi yerlerinde yama varmis.

Kral, bunlari görünce dayanamayip:

- Bana senden baska gönderecek adam bulamadilar mi?, diye sorunca,

Incili Cavus:

- Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermis. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek...

14 Temmuz 2016 Perşembe

İYİ KÖTÜ

"İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin..."
Hz. Ali (ra)

13 Temmuz 2016 Çarşamba

HATIR SOR

"Kalbi kırıkların hatırını sor, onları sevindir. Bir gün gelir senin de gönlün incinir."
(Sa'dî-i Şîrâzî)

12 Temmuz 2016 Salı

OSMANLI'YA HERKES GÜVENİYORDU

DÜŞMANLARI BİLE OSMANLI'NIN ADALETİNE VE MERHAMETİNE GÜVENİYORDU... 

Boğdan Beyi Büyük Stefan, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolayı Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen ve kahraman kabul edilen bir kişiydi.

Boğdan Beyi Stefan ölüm döşeğine düşünce evlatlarına gayet ibretli bir şekilde şu nasihati verir.

"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi TÜRKLERE EMANET EDİN. ADİL ve MERHAMETLİDİRLER..."

11 Temmuz 2016 Pazartesi

TESADÜF MÜ?

Ey insan! İnsan isen, şu güzelliklere,
tabiatı, tesadüfü, abesiyeti,
dalaleti karıştırma; çirkin etme, 
çirkin yapma, çirkin olma...!
(Said Nursî Hazretleri)

1 Temmuz 2016 Cuma

BİR GÖNÜL YAPMAK

"Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bâri bir gönül yıkılmasın dilinden."
(Hz. Mevlana) 

29 Haziran 2016 Çarşamba

GÖRÜNÜŞE ALDANMA

"Görünüşe aldanma; Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi degildir. Bugün sana hayat veren su; Yarın seni boğabilir..."
(Hz. Mevlana) 

28 Haziran 2016 Salı

SEV DE GEL

SEV DE GEL EVLADIM SEV DE GEL...

Bir gün bir genç, Hz. Mevlana'nın kapısına gelip;
- "Beni müridliğe kabul buyurun efendim" diyerek niyazda bulunur…
Hz. Mevlana gence bakar ve
- "Hiç aşık oldunuz mu evladım?" diye sual eyler.

Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilemez.
Hz. Mevlana, müridliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiğini söyler ve genci geri gönderir.
Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalar ve isteğini yeniler.
Hz. Mevlana sualinde ısrarlıdır ve genci tekrar geri gönderir.
Üçüncü gün genç dayanamaz ve Hz. Mevlana'ya bu isteğinin hikmetini sorar.

Hz. Mevlana mütebessim bir çehreyle müride döner ve
- "Bir kulu dahi sevmekten aciz olan, nasıl yüceler yücesi ALLAH"a aşık olmaya yol bulur?
Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın?
"SEV de GEL Evladım SEV de GEL…"

27 Haziran 2016 Pazartesi

24 Haziran 2016 Cuma

GÖNÜL

"Giremediğin gönül senin değildir, gönül yalnız gönül vermekle alınır. Gönül istiyorsan, önce gönlünü vereceksin."
Hz. Ali (ra)