BUNDA DA BİR HAYIR VARDIR...
Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral varmış. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazmış. Nereye gitse onu da beraberinde götürürmüş.
Kralın bu arkadaşının ise sıradışı bir alışkanlığı varmış. İster kendi başına gelmiş olsun,ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep “Bunda da bir hayır var!” dermiş.
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıkmışlar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da avlanıyormuş. Arkadaşı , tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yapmış ve kral ateş ederken tüfeği geri tepmiş, kralın başparmağı kopmuş. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söylemiş: “Bunda da bir hayır var!” Kral acı ve öfkeyle bağırmış: “Bunda hayır falan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu!” Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırmış.
Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyormuş. Yamyamlar onları ele geçirip köylerine götürmüşler. Ellerini, ayaklarını bağlayıp köy meydanında yaktıkları kocaman ateşin başında toplanmışlar. Kral ve adamlarını pişirmeye hazırlanıyorlarmış ki , kabile reisi, kralın başparmağının olmadığını farketmiş. Kabilenin, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanlar yenmiyormuş. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlarmış. Korkuyla, kralı çözmüş, serbest bırakmışlar. Diğer adamları ise pişirip yemişler.
Kral , kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini düşündükçe,onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman olmuş. Hemen zindana , arkadaşının yanına koşmuş ve başından geçenleri bir bir anlatmış.”Haklıymışsın! Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum.Yaptığım bu haksızlıktan ötürü beni affetmeni istiyorum.” “Hayır” diye karşılık vermiş arkadaşı. “Bunda da bir hayır var… ve asıl ben size teşekkür etmeliyim.” “Ne diyorsun Allah aşkına?” diye haykırmış kral. “En yakın arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir?” Arkadaşı yanıt vermiş; “Düşünsenize, ben zindanda olmasaydım,
sizinle birlikte avda olurdum…Ve sonra!!!…”
25 Eylül 2017 Pazartesi
20 Eylül 2017 Çarşamba
TÜRK KİMDİR?
"TÜRK, ata bindiğinde; Alparslan'dır, Yavuz'dur. Attan indiğinde ise Mevlâna'dır, Yunus'tur."
(Muhsin Yazıcıoğlu)
18 Eylül 2017 Pazartesi
SEVEBİLMEK...
Maharet güzeli görebilmektir,
sevmenin sırrına erebilmektir.
Cihan, alem herkes bilsin ki,
en büyük ibadet sevebilmektir.
(Yunus Emre)
14 Eylül 2017 Perşembe
6 Eylül 2017 Çarşamba
25 Ağustos 2017 Cuma
OLAYLAR KARŞISINDA PEŞİN HÜKÜM VERMEYİN
"Size kötü gösterilen aslında iyi olabilir. Olayların gösteriş şekli çok önemlidir, lütfen araştırmadan kesin hüküm vermeyin."
(Şükrü Aygün)
7 Ağustos 2017 Pazartesi
OSMANLI KISSA GÜZEL CEVAP...
YAVUZ SULTAN SELİM
HAN'IN KURTBAY'A VERDİĞİ GÜZEL CEVAP...
“Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbay’ı huzuruna getirttirir.
Kurtbay’a:
- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma (Sinan Paşa) ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet, memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat nerdedür, dedi.
Kurtbay:
- Hünkârım! Allah’a şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik’ten top getirip Mısır’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz’ (s.av.)’in “Kılınç ve ok kullanınız” emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: “Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır” diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.
Bunun üzerine, Yavuz Sultan Selim Han:
- Kudret ve kuvvet Cenab-ı Hakk’ındır, amenna. Kur’an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimizin (s.a.v) “Silaha aynı silahla karşılık veriniz” şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.”
(Kaynak: İrfantakvimleri)
“Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbay’ı huzuruna getirttirir.
Kurtbay’a:
- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma (Sinan Paşa) ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet, memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat nerdedür, dedi.
Kurtbay:
- Hünkârım! Allah’a şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik’ten top getirip Mısır’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz’ (s.av.)’in “Kılınç ve ok kullanınız” emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: “Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır” diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.
Bunun üzerine, Yavuz Sultan Selim Han:
- Kudret ve kuvvet Cenab-ı Hakk’ındır, amenna. Kur’an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimizin (s.a.v) “Silaha aynı silahla karşılık veriniz” şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.”
(Kaynak: İrfantakvimleri)
3 Ağustos 2017 Perşembe
İSLAM
"Benim için yeryüzünde iyi, doğru, güzel ne varsa hepsinin diğer adı İSLAM'dır."
(Aliya İzzetbegoviç)
2 Ağustos 2017 Çarşamba
23 Temmuz 2017 Pazar
UYUYAN ÜMMET - İSRAİL
1969'da İsrail askerleri Mescid-i Aksa'da büyük bir yangına sebep olduklarında dönemin İsrail Başbakanı Golda Meır şunları söylüyor:
"O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki Müslümanlar dört bir taraftan İsrail'e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki:
BİZ DİLEDİĞİMİZİ YAPABİLİRİZ, ZİRA BU ÜMMET UYUYAN BİR ÜMMETTİR."
Uyuyan Ümmet :(
22 Temmuz 2017 Cumartesi
ADALET = DEVLET
"Kadıyı satın aldığın gün ADALET ölür, adaleti öldürdüğün gün DEVLET de ölür."
(Fatih Sultan Mehmet Han)
16 Temmuz 2017 Pazar
NÖBET
Ülkücüler bir gün nöbet tutmaz, doğumdan ölüme kadar nöbettedir ve reklam için değil Allah Rızası için tutarlar...
(Şükrü Aygün)
(Şükrü Aygün)
12 Temmuz 2017 Çarşamba
8 Temmuz 2017 Cumartesi
7 Temmuz 2017 Cuma
6 Temmuz 2017 Perşembe
AVRUPA'YA CEVAP
Avrupa Birliği toplanmış, Türkiye ile olan üyelik müzakerelerini askıya almış.
Benim tavsiyem bizim yetkililerimiz de toplanıp:
- Kıbrıs müzakerelerini askıya alsın.
- Avrupa Birliği görüşmelerini halkoyuna sunacağız desin.
- Avrupa Birliği Bakanlığını lağvetsin.
- Mültecilerin geçişine izin veririz, desin.
- ...
Biz onlara değil onlar bize muhtaç çok hızlı cevap verilmeli...
(Şükrü Aygün)
Benim tavsiyem bizim yetkililerimiz de toplanıp:
- Kıbrıs müzakerelerini askıya alsın.
- Avrupa Birliği görüşmelerini halkoyuna sunacağız desin.
- Avrupa Birliği Bakanlığını lağvetsin.
- Mültecilerin geçişine izin veririz, desin.
- ...
Biz onlara değil onlar bize muhtaç çok hızlı cevap verilmeli...
(Şükrü Aygün)
5 Temmuz 2017 Çarşamba
23 Haziran 2017 Cuma
OSMANLI'DAN HİKAYE
GÜZEL BİR ŞÜKRAN İFADESİ...
Güney Arnavutluk’ta fakir bir kadın vardı. Bir kış günü gariban bir çocuğun perişan hâline dayanamayarak ona bir çift eski partal ayakkabı verdi.
Zaman geldi bu çocuk devşirme usûlüyle Osmanlı sarayına girdi. Orada yükseldi ve Ayaz Paşa ismiyle meşhur oldu.
Ancak Ayaz Paşa eski günlerini unutmamış, o eski pabuçlarını da bir yere saklamıştı. Paşa olunca bu pabuçların içini altınla doldurdu ve bir şükran ifâdesi olarak o fakir kadına gönderdi...
(Kaynak: İlber Ortaylı, Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek, s. 30)
20 Haziran 2017 Salı
18 Haziran 2017 Pazar
Hassas olun.
Şehit çocuklarının bu kadar çok olduğu bir ülkede babalar günü pozu verirken daha hassas olalım :(
(Şükrü Aygün)
(Şükrü Aygün)
16 Haziran 2017 Cuma
AŞK...
AŞK...
Leylâ’nın aşkıyla çöllere düşmüş olan Mecnun, farkında olmadan namaz kılmakta olan bir kimsenin önünden geçer. Namaz kılmakta olan kimse selâm verip namazdan çıktıktan sonra hiddetle seslenir:
“– Namaz kılanın önünden geçilmez, bilmez misin?!”
Mecnun, o kimseye şu mukâbelede bulunur:
“– Ben, Leylâ’nın aşkından seni göremedim ki! Asıl sen, huzurunda namaz kıldığın Allâh’ın aşkından beni nasıl görebildin?!”
(Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2, Erkam Yay.)
Leylâ’nın aşkıyla çöllere düşmüş olan Mecnun, farkında olmadan namaz kılmakta olan bir kimsenin önünden geçer. Namaz kılmakta olan kimse selâm verip namazdan çıktıktan sonra hiddetle seslenir:
“– Namaz kılanın önünden geçilmez, bilmez misin?!”
Mecnun, o kimseye şu mukâbelede bulunur:
“– Ben, Leylâ’nın aşkından seni göremedim ki! Asıl sen, huzurunda namaz kıldığın Allâh’ın aşkından beni nasıl görebildin?!”
(Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2, Erkam Yay.)
12 Haziran 2017 Pazartesi
SECDE
Haram kazanılan aş, aşdan sayılmaz.
HAK için akmayan yaş, yaşdan sayılmaz.
Kişi, başım var diye övünmesin;
Secdeye varmayan baş, baştan sayılmaz.
(Necip Fazıl Kısakürek)
2 Haziran 2017 Cuma
Kanuni'nin Müthiş Rüyasi
Kanuni'nin Müthiş Rüyasının Hikayesi
Rivayet olunur ki bir kutlu gecede, Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Resulullah efendimizi görür.
Sultan Süleyman, peygamber efendimizi takip ederek bugün Süleymaniye''nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç''i hem de Boğaziçi''ni mükemmel bir açıdan görür.
Peygamber Efendimiz, Sultan Süleyman''a; “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun” der.
Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan''ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür:
“Buraya bir cami bir de külliye yapacağız.” diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır:
“Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…”
Sultan Süleyman şaşırır: “Sinan sen bu işten haberli gibisin” der. Mimar Sinan cevap verir: “Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…
Rivayet olunur ki bir kutlu gecede, Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Resulullah efendimizi görür.
Sultan Süleyman, peygamber efendimizi takip ederek bugün Süleymaniye''nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç''i hem de Boğaziçi''ni mükemmel bir açıdan görür.
Peygamber Efendimiz, Sultan Süleyman''a; “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun” der.
Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan''ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür:
“Buraya bir cami bir de külliye yapacağız.” diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır:
“Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…”
Sultan Süleyman şaşırır: “Sinan sen bu işten haberli gibisin” der. Mimar Sinan cevap verir: “Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…
26 Mayıs 2017 Cuma
10 Mayıs 2017 Çarşamba
RÜYADA EMİR ALMAK...
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'IN RÜYASINDA ALDIĞI EMİR...
Osmanlı eserlerinde Kanuni Sultan Süleyman’ın rüyasında Peygamberimizi (SAS) gördüğü ve Peygamberimizin (SAS) ona şöyle buyurduğu nakledilmektedir.
Osmanlı eserlerinde Kanuni Sultan Süleyman’ın rüyasında Peygamberimizi (SAS) gördüğü ve Peygamberimizin (SAS) ona şöyle buyurduğu nakledilmektedir.
“Belgrad, Rodos ve Bağdat kalelerini fethedesin sonra benim şehrimi imar edesin.”
Kanuni Sultan Süleyman Rüyasında Peygamberden (SAS) aldığı emir üzerine haremeyn-imar ve iskan projesini başlatmış, hatta vasiyetinde şahsi servetiyle, hacılar için su getirilmesi içim bir vakıf kurulmasını tayin etmiştir. Medine’nin etrafının surlarla çevrilmesinden sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihriban Sultan, Arafat’ta bulunan ayn-ı Zübeyde suyunu, Mekke-i Mükerreme’ye ulaştırarak, şehri suya kavuşturmuştur...
(Kaynak: Osmanlı'da Peygamber Sevgisi)
9 Mayıs 2017 Salı
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
(Cahit Sıtkı Tarancı)
8 Mayıs 2017 Pazartesi
HARAMLA ZAFER ELDE EDİLMEZ
“Şâyet askerlerimin torbasında yabancı bağlardan koparılmış meyve görseydim, Mısır seferinden vazgeçerdim. HARAMLA ZAFER ELDE EDİLMEZ..!"
6 Mayıs 2017 Cumartesi
5 Mayıs 2017 Cuma
KALP KIRMAK
"Ya incittiğin,
kırdığın gönlü Allah seviyorsa!... Resulullah seviyorsa!... Hatta ''Yer ve Gök''
dahi seviyorsa!... Nerden bileceksin? Bilmiyorsunki, bilseydin ödün kopardı kırmaktan..."
(Hz. Mevlana)
4 Mayıs 2017 Perşembe
3 Mayıs 2017 Çarşamba
DİLİNİ TUT
"Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, dilini tutamayan kimseden daha üstündür."
(Sadi Şirazi)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)