acziyet

 acziyet: Acizlik.

feryâd ü figân

 feryâd ü figân: Haykırma, bağırma.

nâm

 nâm: 1. Ad. 2. Adında, adlı. 3. Ün,

muzdarip

 muzdarip: 1. Sıkıntılı, ıstırap çeken. 2. Bir tarafı sızlayan, ağrıyan. 3. Ağlayan.

âkibet

 âkıbet: Bir şeyin sonu, nihayet netice, sonuç.

nazargâh-i ilâhî

 

nazargâh-i ilâhî: Allah’ın baktığı yer. Genelde Mü’minlerin kalpleri için kullanılır.

JOBS IN NEW YORK

Grup Adı : JOBS IN NEW YORK
Üye sayısı : 15,000 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.

iletişim:
https://www.facebook.com/aygunsukru/
sukruaygun@gmail.com

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim  “Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Enfâl, 25)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah’ım!...Dünya fitnesinden sana sığınırım…”  (Buhâri, Cihâd 25, Daavât 37, 41,44)

es-Semî

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

es-Semî’: Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi, fısıltıyı bile işiten demektir.

fitne

 fitne: Karışıklık, kargaşa.

sirayet

 sirayet: Bulaşma, yayılma.

menfi

menfi: Olumsuz. Negatif.

Jobs in Delaware - Work / Employment / Hiring

Grup Adı : Jobs in Delaware - Work / Employment / Hiring

Üye sayısı : 18,000 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.

iletişim:

Şükrü Aygün | Facebook 
sukruaygun@gmail.com

GÜNÜN AYETİ

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır. Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki; Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler.” (Mâide, 55)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile!...” (Tirmizî, Kıyâmet 59)

el-Muızz

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muızz: Üstün kılan, izzet ve şeref veren demektir.

riyâset

 riyâset: 1. Bir işi idarede başta bulunmak, başkanlık, reislik.

tasadduk

 tasadduk: Sadaka vermek. Allah rızası için fakirlere ve ihtiyaca olanlara, para veya ihtiyaca göre herhangi bir şey vermek.

müsâvî

 müsâvî: Eşit, denk, birinin ötekinden farksız olanı, aynı halde ve derecede bulunan.

ucbe

 ucbe: 1. Şaşılacak denli çirkin olan, çok acayip şey.

hilm

 hilm: Yumuşaklık.

muttasıf

 muttasıf: Nitelenmiş, nitelikli, vasıflı.

zâhid

 zâhid: Dünyadan el-etek çekerek Allah’a yönelen, kendini O’na ibadete veren kişi.

nebâtat

 nebâtat: Bitkiler.

müşâhede

 müşâhede: Gözle görmek. Seyrederek anlamak. Seyretmek. Muayene, kontrol.

mahlûkât

 mahlûkât: Yaratılmış şeyler, canlılar, yaratıklar.

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ey îman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan adaletle şahitlik eden kimseler olun…” (Mâide, 8)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“…İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflâh olmaz…” (İbn-i Mâce, Sadakât, 17)

ER RAFİ

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

er-Râfi’: Yükselten, dilediğine şeref bahşeden, yücelten, dereceler bahşederek istediği kulunu, diğer kullarından üstün kılan demektir.

iflâh

 iflâh: Rahata erme, kurtulma.

tahrip

 tahrip: 1. Kırıp dökme, yıkma.

tevzî

 tevzî: 1. Dağıtma, dağıtılma. 2. Herkese payına düşeni dağıtma, üleştirme.