HANGİ GÜNEŞ O NURA TUTULMUŞ DEĞİL Kİ
Güneş ile dünyanın arasına ay girince, dünya güneş ışığını alamıyor ve karanlıkta kalıyor. Buna “Güneş Tutulması” deniyor.
Aynı şekilde Allah cc ile kul arasına nefis ve şeytan girince de kişi “Nur’un Ala Nur”dan, “Göklerin ve Yerin Nuru”ndan mahrum kalıyor ve kalbine de aklına da zifiri karanlık çöküyor. Buna da “Akıl Tutulması” ya da “Kalp Tutulması” denebilir.
Yoksa hangi güneş, ay, yıldız kısacası galaksi galaksi bütün kâinat O KEMÂLİN CEMALİNE TUTULMUŞ değil ki… Aradan nefis ve şeytanı çıkarmış hangi akıl ve gönül O GÖRÜLMEMİŞ GÜZELLİĞİN tutkunu değil ki…
Allahım! Bizi yolunu tutanlardan, ipine tutunanlardan eyle ki “gözünün tuttuklarından” ve “gönlünde tuttuklarından” olmayı dilemeye azıcık yüzümüz olsun.
Osman YAZICI
Şems etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şems etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Kasım 2022 Çarşamba
13 Kasım 2017 Pazartesi
ŞEMS’İN EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ
ŞEMS’İN EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ
Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.
Kapımıza değil; kalbimize vuran buyursun!
Her insan için bir âşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.
Âlimken arif oldun peki âşık olmaya namzet misin?
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de…
Biri gelir seni sen eder, biri gelir seni senden eder.
Sen nasıl bir pınarsın Mevlana’m, içtikçe daha çok susadığım.
Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.
Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır.
Ayağında diken yarası olmayan, sinesine gül kokusu süremez.
Ey aşk! Sen öyle bir kişisin ki, dünya tokları, senin vuslatının açlarıdır.
Ey Celalettin talipsen yüreğime, yalnızlığını adayacaksın bana.
El alem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.
Şaşarım seven insan nasıl uyur? Aşığa her türlü uyku haramdır.
Olurda bir gün mesafeleri aşıp bana gelirsen, yüreğinde rengârenk açan Aşk ile gel.
Sen ol da; ister yar ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da.
Sende o var bu var, falan dedi var, falan anlattı var, peki sende senden ne var Mevlana?
Aşığın gözleri sevgilisinden ayrıldığında da yaşla dolar, O’ne kavuştuğunda da.
Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca.
Ah edip vahlanma. Aşk bilek gücü değil, yürektir. Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara.
Dedim ki: etrafında dolaşsam beni kınıyorlar? Dedi ki: zaten biz, kınanmadık sevgi görmedik ki…
İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor.
Gel bakalım ateşle nasıl oynanır göstereyim… Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi?
Allah senin kapından aşk sarayına bir insan alacaksa, o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin?
Ey sevgili bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi taşıyabilir miydin acaba bendeki seni.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
“Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir AŞK.
Aşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
Kalp ruha der ki: ben severim, âşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin. Ruh da cevap verir: Sen yeter ki sev.
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim bu yüreğe ben söz verdim, hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Bana göre âşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişsin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.
Sanmayasın ki; aşk akıl işidir. Gül ki her gönlün mürşididir. Kimini kokusuyla şad eder. Kimini de dikeniyle irşat eder.
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.
Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum, neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata, neylersin. Kader!
Âşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet aşk… Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır.
Sevmeye layık olmayana hatırlayarak değerli etme. Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma sevgi yürekli olana yakışır.
Ey benim yetim gönlüm, bırak gamlı düşünmeyi. Sus ve sabret. Gözyaşının hesabını Rabbim sorsun. Sen hakkını helal et.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Mum gibi erimiyorsa insan, yanıyorum dememeli. Yanmaktan korkuyorsa kişi, aşk kapısından girmemeli. Ya kor yürekli olmalı insan, ya da kor barındıracak yürekli.
Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır.
Allah bir insanı senin elinle ayağa kaldıracaksa, sen nasıl elini uzatmazsın? Allah seni insanlara sevdirmek istiyor, Allah senin dağılmış parçalarını topluyor. Aşka nankörlük etme!
Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)