"Son senelerde Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’na ve Müslümanlara tehlike arz ediyordu. Aslında Müslümanlar saldırıya uğradı ve öldürüldüler. Resimler ve haritalar temelinde Ermenilerin Osmanlıların kaybetmesini istemesinin mantıklı bir temeli vardı. Ermeniler toplanıp, Rus saflarında savaşa katıldılar. Aslında Ermenilerin çoğu, Müslüman Türkler gibi kendi başlarına yaşamak isteyen çiftçiler, köylülerdi ama kendi insanları onları rahat bırakmadı ve savaşa zorladılar. Zira savaşmazlarsa kendi insanları tarafından öldürüleceklerdi. Ermeniler Urfa ve bâzı şehirleri ele geçirdi. Bu yüzden Osmanlı ordusu birçok yerde, Ruslar yerine kendi insanlarıyla savaşmak durumunda kaldı. Van bölgesi bunlardan biri. Orada Osmanlıların yeterince ordusu yoktu, sadece savunma ordusu vardı. Bu bölgede birçok Ermeni, Osmanlılara saldırdı ki Osmanlılar bu çarpışmalarda en az 400.000 ölü verdi. Oralarda Osmanlı vatandaşı olan Ermeniler, çeteler kurarak Osmanlı ordusuna karşı arkadan saldırıyorlardı. Van’ın bâzı bölgelerinde İran’dan gelen Ermeniler ile Van bölgesi Ermenileri birleşip, o bölgedeki bulabildikleri herkesi öldürdüler. Karçikan bölgesinde insanoğlu tarihinde olabilecek en kötü şeyler yaşandı. Müslüman Türkler ve Kürtler kaçmaya zorlandı. Geri çekilirken kaçmaya çalışanların çoğu kılıçtan geçirildiler. Aslında Ermenilerin çoğu devlet için tehlike oluşturmadıkları bölgelerden tehcir edilmediler. Savaş zamanında Ermeni gençleri, ya çetelere yahut Ruslara katıldı. Ermeniler yolları, telgraf hatlarını keserek Ruslara da yardım edip, Osmanlı şehirlerini ele geçirdiler. Biz Osmanlı’nın soykırım plânlamadığını ve soykırım işlemediğini de biliyoruz. Osmanlılar, ülkelerini ve halklarını düşmanlara karşı korumaya çalıştı." (ABD’li tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy'in 1915 olaylarına ilişkin verdiği konferansdan)