"Ey Rabbimiz! (amellerin) hesap olunacağı gün, beni ana-babamı ve mü'minleri bağışla."
(İbrahim Suresi 41)
UYKUDAN UYANINCA OKUNACAK DUÂ
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uykudan uyanınca şöyle derdi:
Okunuşu: “Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba‘de mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr"
Anlamı: "Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da O’dur.” (Tirmizî, Daavât 28; bk. Buhârî, Daavât 7; Müslim, Zikir 59)
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Uyku için yatağa yatarken evvelâ Fatiha, sonra İhlâs-ı şerîf okursan ölümden başka her şeyden emîn olursun.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 892)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Yatağına yatmak istediğin zaman namaz abdesti gibi abdest al.
Sonra sağ yanına yat ve:
Okunuşu: "Allâhümme eslemtü nefsî ileyke ve veccehtü vechî ileyke ve fevvaztü emrî ileyke ve elce’tü zahrî ileyke, rağbeten ve rehbeten ileyke, lâ melcee velâ mencâ minke illâ ileyke. Âmentü bi-kitâbikellezî enzelte ve bi-nebiyyikellezî erselte:"
Anlamı: "Allah'ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Sırtımı sana dayadım. Ümit bağladığım sen, korktuğum yine sensin. Senden kaçıp sığınacak ve senin elinden kurtulacak bir yer varsa yine sensin. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin peygamberine iman ettim." de! Eğer ölürsen iman üzere ölürsün. Bu dua senin o geceki son sözlerin olsun.” (Buhârî, Vudû 75, Daavât 6; Müslim, Zikir 56)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman şöyle derdi:
Okunuşu: “Bismike’llâhümme ahyâ ve emût: Allah'ım!"
Anlamı: "Senin ismini anarak ölür, dirilirim (uyur, uyanırım)”
Mânası: “Allâh’ım! Fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten, icâbet edilmeyen duâdan Sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73)
Okunuşu: “Allâhümme innî eûzü bike min ilmin lâ yenfeu, ve min kalbin lâ yahşeu, ve min nefsin lâ teşbeu, ve min davetin lâ yüstecâbu lehâ”
Allah’ım! Gizlide de açıkta da Sen’den korkmayı istiyorum, rızâ ve gadap hâlinde de hak sözden ayrılmamayı istiyorum, fakirlik ve zenginlikte de iktisatlı ve îtidâl üzere olmayı istiyorum.
Sen’den tükenmeyen bir nîmet (âhiret nîmetlerini) istiyorum. Sen’den sona ermeyen bir göz nûru (neslimin benden sonra güzel bir şekilde devâm etmesini, namazlarımı en güzel şekilde kılabilmeyi, muhabbeti, huzûr ve saâdeti) istiyorum.
Sen’den, tâyin ettiğin kadere rızâ gösterebilmeyi istiyorum. Sen’den, öldükten sonra huzûr ve sükûn içinde bir hayat istiyorum. Sen’den cemâline bakmanın lezzetini ve Sana kavuşma şevki istiyorum. Bütün bunları sabredilemeyecek bir zarar ve dalâlete düşürücü bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum.
Allah’ım! Bizi îman zînetiyle süsle ve bizi doğru yolda giden hidâyet rehberleri kıl!” (Nesâî, Sehv, 62; İbn-i Hanbel, IV, 264; Hâkim, I, 705)