25 Ocak 2024 Perşembe

DİNİ KISSA HİKAYE

 Ha­tî­ce vâ­li­de­miz çok fa­zî­let­li bir in­san­dı. Va­hiy me­le­ği bir­ gün Ra­sûl-i Ek­rem Efen­di­miz’e gelerek:

“–Yâ Ra­sû­lal­lâh! Ha­tî­ce, elin­de bir kap ye­mek­le Sa­na gel­mek­te­dir. Ha­tî­ce ya­nı­na gel­di­ği zaman, ona Rab­bin­den ve ben­den se­lâm söy­le! Onu, gü­rül­tü ve yor­gun­luk ol­ma­yan cen­net­te inci­den ya­pıl­mış bir sa­ray­la müj­de­le!” bu­yur­du. (Bu­hâ­rî, Me­nâ­kı­bu’l-En­sâr, 20)

Hz. Ha­tî­ce (ran­hâ) bu ilâ­hî se­lâ­ma şöy­le mu­kâ­be­le et­ti:

“–O (şâ­nı yü­ce Al­lâh) Se­lâm’ın ken­di­si­dir, se­lâm O’ndan­dır, Ceb­râ­îl’e de se­lâm ol­sun! Ey Allâh’ın Ra­sû­lü! Al­lâh’ın se­lâ­mı, rah­me­ti ve be­re­ke­ti Sen’in de üze­ri­ne ol­sun.”

Al­lâh Ra­sû­lü (sav), ha­yâ­tı bo­yun­ca bu mü­bâ­rek zev­ce­si­ni unut­ma­dı. O’na kar­şı ve­fâ­nın en güzel ör­nek­le­ri­ni ser­gi­le­di. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav), Erkam Yay.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder