Hatîce vâlidemiz çok fazîletli bir insandı. Vahiy meleği bir gün Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e gelerek:
“–Yâ Rasûlallâh! Hatîce, elinde bir kap yemekle Sana gelmektedir. Hatîce yanına geldiği zaman, ona Rabbinden ve benden selâm söyle! Onu, gürültü ve yorgunluk olmayan cennette inciden yapılmış bir sarayla müjdele!” buyurdu. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 20)
Hz. Hatîce (ranhâ) bu ilâhî selâma şöyle mukâbele etti:
“–O (şânı yüce Allâh) Selâm’ın kendisidir, selâm O’ndandır, Cebrâîl’e de selâm olsun! Ey Allâh’ın Rasûlü! Allâh’ın selâmı, rahmeti ve bereketi Sen’in de üzerine olsun.”
Allâh Rasûlü (sav), hayâtı boyunca bu mübârek zevcesini unutmadı. O’na karşı vefânın en güzel örneklerini sergiledi. (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav), Erkam Yay.)