19 Temmuz 2023 Çarşamba

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa, onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse, onu görür." (Zilzâl, 7-8)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Küçük görülen günahlardan sakının! Çünkü o (küçük günah)lar bir kimsede birikirler de neticede onu helâk ederler." (Ahmed, I, 402-403; V, 331)

EL ALİYY

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Aliyy: Pek yüce olan, beşerî tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan, izzet ve şeref bakımından hükümranlığı ile en yüce olan demektir.

safha

 safha: Evre.


mesâbe

 mesâbe: Derece, menzile, rütbe.


mizân

 mizân: Terazi.

ukbâ

 ukbâ: Ahiret.

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et!" (Hicr, 99)

günün HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Kişi yaşadığı hâl üzere ölür." (Müslim, Cennet, 83)

DİNİ HİKAYE - KISSA

Behlül Dânâ Hazretleri, yol üzerindeki bir vîrânenin yıkılmak üzere olan eğilmiş duvarına bakıp sık sık âkıbetini tefekkür ederdi. Yine bir gün derin bir tefekkürle orayı seyrederken duvar âniden çöküverdi. Bu hâdise Behlül Dânâ Hazretleri'ne gözle görülür derecede büyük bir sürûra vesîle oldu. Onun bu büyük sevincine mânâ veremeyen insanlar, merakla ondaki bu değişikliğin sebebini sordular, Behlül Dânâ Hazretleri onlara şu cevabı verdi:

"-Duvar meyilli olduğu tarafa yıkıldı!"

Hazretin az evvelki sevincine bir türlü akıl erdiremeyen insanlar, Behlül Dânâ'nın bu sözleriyle iyice şaşkınlaştı. Bu ifâdelerle onun neyi kastettiğini anlayamadıklarından bu defa:

"-Peki bunda şaşılacak ne var?!" diye sordular. O ise insanlara, derin tefekkürün bir neticesi olan şu hikmetli cevabı verdi:

"-Mâdem ki dünyadaki her şey nihâyetinde meylettiği tarafa yıkılıyor, benim de meylim Hakk'a doğrudur, o hâlde ben de ölünce -inşâallah- Hakk'a varırım. Ey ahâlî, rükû ve secdelerimizle Hakk'a meylimizi her an artırmaya gayret edelim ki başka yönlere yıkılmayalım!" (Osman Nûri Topbaş, Gönül Yolculuğumuz, Erkam Yay.)

EŞ ŞEKUR

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

eş-Şekûr: Kendi rızası için yapılan işleri daha ziyadesiyle karşılayan, az bir ibadetin karşılığında büyük mükâfatlar veren, kullarının ecrini kat kat artıran, demektir.

sürûr

sürûr: Sevinç, neşeli olmak.

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"...Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, amel-i sâlih işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın!" (Kehf, 110)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa. Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakârlığını açığa vurur." (Buhârî, Rikak 36. Ahkâm 9; Müslim, Zühd 47-48)

EL GAFUR

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Ğafûr: Kulların günahlarını affederek örten, suçlarından ve hatalarından vazgeçip bağışlayan, mağfireti çok, af edişi sonsuz olan demektir.

hâlis

 hâlis: Katışıksız, saf.


vecd

 vecd: 1. Aşk, muhabbet. Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hali.


dûçâr

 dûçâr: Uğramış, yakalanmış, maruz kalmış.


vâsıl

 vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan.


beyhûde

 beyhûde: Boş, boşuna.


mukâbil

mukâbil: 1. Karşılık, karşılığında.


GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur." (Fussilet, 34)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:,

"Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir." (Buhârî, Edeb, 102; Müslim, Birr, 106-108)

EL AZİM

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-AzîmPek azametli, pek büyük, zatının ve sıfatının mahiyeti çok yüce olan, aklın, hakîkatinin künhünü ihâtadan âciz kaldığı Yüce Zât demektir.

GÜNÜN SÖZÜ

Mevlana Hazretleri şöyle der:

"Lûtuf merhemi ol: inciten diken olma! Kimseden bir kötülük gelmesini istemiyorsan: kötü sözlü, kötülük öğreten, kötülük düşünen olma! Her hâlinle amel-i sâlih içinde ol."

ihtivâ

 ihtivâ: İçerme.


sicim

 sicim: İnce ip.


müteessir

 müteessir: Üzülmüş, üzüntülü.


muzdarip

 muzdarip: 1. Sıkıntılı, ıstırap çeken.


mağfiret

 mağfiret: Allah’ın, kullarının günahlarını bağışlaması.


nâhoş

 nâhoş: Hoş olmayan, hoşa gitmeyen.

mukâbele

 mukâbele: Karşılık verme, karşılama, karşılık.