kurşuna dizmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kurşuna dizmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kasım 2019 Perşembe

BORALTAN KÖPRÜSÜ VAKASI

katliam, acı, gözyaşı, kurşuna dizmek, rus zulmü, rus, azeri, türk, türkiye, acı olay, boraltan köprüsü, boraltan olayı, stalin, 1944, azeri aydınlar, aras suyu, ağıt,ismet inönü, mille şef, asker

BORALTAN KÖPRÜSÜ VAKASI

1944 yılında Rus zulmünden kaçan 147 Azeri aydını kardeşimiz Türkiye’ye sığındı. Bunun üzerine Rus Hükümeti Türkiye’den bunların kendilerine teslimini talep ediyor:
Beynelmilel kâidelere göre hiç bir devlet, siyasi bir suçluyu diğer devlete iâde ve teslim etmez. Bu Rus talebini müzakere eden o zamanki Bakanlar Kurulu da, Rusya’ya adı geçen mültecilerin iâde edilmemesini kararlaştırmıştı. Fakat o zaman Hariciye Vekaletine vekalet eden Nurullah Esat Sümer, İsmet İnönü’yü ikna edip bunların, Bakanlar Kurulu kararına rağmen Rusyaya iâdesi emrini çıkarttırmıştır.
Mülteci Azeriler, bu karar karşısında feryad-ı figân kopararak: “Bizi siz öldürün fakat Moskofa teslim etmeyin!” diye yalvarmışlar, birçokları kendilerini trenden aşağıya atarak intihar etmek istemişlerdir. Bunların Rusya’ya teslim işine nezaret eden Türk subayı gördüğü bu feci manzaraya tahammül edemiyerek derhâl bir yıldırım telgrafla hükümete bunların avdet etmek istemeyip intihara teşebbüs ettiklerini bu sebeple teslim kararının durdurulmasını taleb etmiştir. Fakat bu zavallıların Rusya’ya tesliminde ısrar edilmiştir. Bu hadise bilahare 1950’den sonra Büyük Millet Meclisi’ndeki münakaşa ve müzakerelerle ortaya çıkmıştır. Bu suretle Ruslara iâde edilen 147 Azeri, onları teslim eden Türk subayının gözü önünde Serder Abad Barajının öte yakasında Boraltan Köprüsü’nde toptan kurşuna dizilmişlerdir. Bu hareket, bir cinayet ve yüz karası olarak, tarihe geçmiştir.
Esirlerin kurşuna dizilmeden önce söyledikleri bir ağıt:

Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras’ı,
Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.

Karası, karası, merhamet fukarası,
Karası, karası, merhamet fukarası,

Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,
Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.

Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,
Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine...

27 Şubat 2018 Salı

YAŞAYARAK ÖĞRENMEK…

dini hikaye, kıssa, kral, savaş, kurşuna dizmek, kurşun,
YAŞAYARAK ÖĞRENMEK…

Rivayete göre bir kral savaşın tam ortasında pusuya düşürülmüş.
Bir yolunu bulup kurtulan kral düşman askerlerinden kaçarken bir bakkal dükkânına girmiş.
Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.
Kendisini saklayan bakkal, ardından gelen düşmanları da;
"Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı" diye savuşturmuş.
Biraz sonra kralın muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı krala sormuş:
"Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?"
Kral birden öfkelenmiş;
"Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış.
Askerlerine adamı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.
Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek...
Adamcağız içinden "Ah, ne yaptım ben?!. Şimdi ölüp gideceğim!" diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.
Ve... Tek cümleyle cevaplamış Kral:
"İşte böyle bir duygu!"
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir...