Savaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Savaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Nisan 2020 Perşembe
14 Şubat 2020 Cuma
8 Ocak 2020 Çarşamba
ÖZLEDİĞİMİZ DÜĞÜN...
Plevne Müdafaası sırasında (1877) Kerim Paşa anlatır:Gazi Osman Paşa Vidin’de iken, İstanbul’dan Ruslara harp ilân edildiğini bildiren II. Abdülhamid Hân tarafından gönderilen telgraf geldi. Bunu büyük bir hürmetle alan Gazi Osman Paşa, bütün komutan ve subaylarını bir meydanda topladı. Sonra, telgraf-ı şahâneyi son derece şevk ve hürmetle okuduktan sonra şu konuşmayı yaptı:
“Şimdiye kadar bekleyip özlediğimiz düğün ve bayramımızın bugün birdenbire karşımıza çıktığını, bu okunan ferman müjdelemiş oldu. Bugün sabaha kadar şenlik yapacağız. Çünkü, Cenâb-ı Hakkın Kur’ân-ı kerîmde bize ilâhi nusretini (yardımını) vadettiğini âlimlerimizden işittik. Muharebeyi kazanmanın, askerin çokluğu veya azlığı ile olmadığını atalarımızdan öğrendik. Babalarımızın kanıyla yoğrulmuş olan, vatanın bir karış toprağına bir değil bin baş fedâ edip düşmana ayak bastırmayacağız.”
(Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi: 3/114)
“Şimdiye kadar bekleyip özlediğimiz düğün ve bayramımızın bugün birdenbire karşımıza çıktığını, bu okunan ferman müjdelemiş oldu. Bugün sabaha kadar şenlik yapacağız. Çünkü, Cenâb-ı Hakkın Kur’ân-ı kerîmde bize ilâhi nusretini (yardımını) vadettiğini âlimlerimizden işittik. Muharebeyi kazanmanın, askerin çokluğu veya azlığı ile olmadığını atalarımızdan öğrendik. Babalarımızın kanıyla yoğrulmuş olan, vatanın bir karış toprağına bir değil bin baş fedâ edip düşmana ayak bastırmayacağız.”
(Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi: 3/114)
19 Ekim 2019 Cumartesi
5 Şubat 2019 Salı
EY OĞUL, SABRETMESİNİ BİL.
"Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın."
(Şeyh Edebali)
(Şeyh Edebali)
8 Ocak 2019 Salı
28 Eylül 2018 Cuma
17 Mart 2018 Cumartesi
VATAN ŞARKISI
Vatan Şarkısı
Emelimiz düşüncemiz vatanın bahtının açıklığıdır.
Sınırımıza kale bizim vücut toprağımızdır.
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir.
Kavgada şehadetle tam murada ereriz biz!
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz!
Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda.
Can korkusu geçmez ovamızda, dağımızda.
Her köşede bir aslan yatar toprağımızda.
Kavgada şehadetle tam murada ereriz biz!
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz!
Osmanlı adı her duyanı titretir.
Ecdâdımızın heybeti tüm dünyada bilinir.
Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır!
Kavgada şehadetle tam murada ereriz biz!
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz!
Top patlasın ateşleri etrafa saçılsın.
Cennet kapısı can veren kardeşlere açılsın.
Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın.
Kavgada şehadetle tam murada ereriz biz!
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz!
(Namık Kemal)
(Namık Kemal)
27 Şubat 2018 Salı
YAŞAYARAK ÖĞRENMEK…
YAŞAYARAK ÖĞRENMEK…
Rivayete göre bir kral savaşın tam ortasında pusuya düşürülmüş.
Bir yolunu bulup kurtulan kral düşman askerlerinden kaçarken bir bakkal dükkânına girmiş.
Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.
Kendisini saklayan bakkal, ardından gelen düşmanları da;
"Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı" diye savuşturmuş.
Biraz sonra kralın muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı krala sormuş:
"Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?"
Kral birden öfkelenmiş;
"Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış.
Askerlerine adamı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.
Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek...
Adamcağız içinden "Ah, ne yaptım ben?!. Şimdi ölüp gideceğim!" diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.
Ve... Tek cümleyle cevaplamış Kral:
"İşte böyle bir duygu!"
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir...
Rivayete göre bir kral savaşın tam ortasında pusuya düşürülmüş.
Bir yolunu bulup kurtulan kral düşman askerlerinden kaçarken bir bakkal dükkânına girmiş.
Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş.
Kendisini saklayan bakkal, ardından gelen düşmanları da;
"Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı" diye savuşturmuş.
Biraz sonra kralın muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı krala sormuş:
"Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?"
Kral birden öfkelenmiş;
"Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış.
Askerlerine adamı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler.
Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek...
Adamcağız içinden "Ah, ne yaptım ben?!. Şimdi ölüp gideceğim!" diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.
Ve... Tek cümleyle cevaplamış Kral:
"İşte böyle bir duygu!"
Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir...
12 Aralık 2017 Salı
29 Ekim 2017 Pazar
VATANIMIZA SAHİP ÇIKALIM
"Bu toprakların üstünde huzur içinde yaşıyorsak toprağın altındaki kefensiz yatanlar sayesindedir bunu hiç unutmayalım ve vatanımıza sahip çıkalım."
(Şükrü Aygün)
3 Ekim 2017 Salı
SAVAŞ
Ortalıkta sürekli savaş çığırtkanlığı yapanlar var bu kişilere soruyorum;
Sizin kafanızın üzeriden hiç kurşun geçti mi?
Hiç çatışma gördünüz mü?
Kanlar içinde eli ayağı kopmuş yaralılar gördünüz mü?
Savaşı oyun mu sanıyorsunuz? Klavye başından sallayıp duruyorsunuz. :(
Allah mecbur etmesin ama bir savaş durumunda kaçanlar en çok çığırtkanlık yapanlar olur, bu memleketi savunmak yine Anadolu'nun masum evlatlarına kalır...
(Şükrü Aygün)
Sizin kafanızın üzeriden hiç kurşun geçti mi?
Hiç çatışma gördünüz mü?
Kanlar içinde eli ayağı kopmuş yaralılar gördünüz mü?
Savaşı oyun mu sanıyorsunuz? Klavye başından sallayıp duruyorsunuz. :(
Allah mecbur etmesin ama bir savaş durumunda kaçanlar en çok çığırtkanlık yapanlar olur, bu memleketi savunmak yine Anadolu'nun masum evlatlarına kalır...
(Şükrü Aygün)
2 Ekim 2017 Pazartesi
7 Ağustos 2017 Pazartesi
OSMANLI KISSA GÜZEL CEVAP...
YAVUZ SULTAN SELİM
HAN'IN KURTBAY'A VERDİĞİ GÜZEL CEVAP...
“Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbay’ı huzuruna getirttirir.
Kurtbay’a:
- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma (Sinan Paşa) ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet, memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat nerdedür, dedi.
Kurtbay:
- Hünkârım! Allah’a şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik’ten top getirip Mısır’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz’ (s.av.)’in “Kılınç ve ok kullanınız” emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: “Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır” diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.
Bunun üzerine, Yavuz Sultan Selim Han:
- Kudret ve kuvvet Cenab-ı Hakk’ındır, amenna. Kur’an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimizin (s.a.v) “Silaha aynı silahla karşılık veriniz” şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.”
(Kaynak: İrfantakvimleri)
“Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı aldığından esir düşen kumandanlardan Kurtbay’ı huzuruna getirttirir.
Kurtbay’a:
- Kurtbay, yiğitlik ve cesaretine cidden hayran oldum. Sinanıma (Sinan Paşa) ve orduma yaptığını da biliyorum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı. Akıbet, memleketinizi kaybettiniz. O bahadırhane saldırışlar ne oldu? Ol şecaat nerdedür, dedi.
Kurtbay:
- Hünkârım! Allah’a şükür, şecaat ve cesaretim bakidür. Lakin memketimizi siz kendi bahadırlığınız ve yiğitliğinizle almadınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle ilave etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik’ten top getirip Mısır’a satmak istedi. Fakat rical-i devlet, Peygamber Efendimiz’ (s.av.)’in “Kılınç ve ok kullanınız” emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: “Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır” diye bağırmıştı. Görünen o ki Berberi haklı imiş, dedi.
Bunun üzerine, Yavuz Sultan Selim Han:
- Kudret ve kuvvet Cenab-ı Hakk’ındır, amenna. Kur’an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Resulullah Efendimizin (s.a.v) “Silaha aynı silahla karşılık veriniz” şeklindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz. 900 sene geçti. O zaman kılınç ve ok devri idi. Şimdi top devridir, dedi.”
(Kaynak: İrfantakvimleri)
8 Mayıs 2017 Pazartesi
HARAMLA ZAFER ELDE EDİLMEZ
“Şâyet askerlerimin torbasında yabancı bağlardan koparılmış meyve görseydim, Mısır seferinden vazgeçerdim. HARAMLA ZAFER ELDE EDİLMEZ..!"
6 Nisan 2017 Perşembe
15 Şubat 2017 Çarşamba
13 Aralık 2016 Salı
HALEP’TE ÖLEN İNSANLIĞIMIZ
HALEP’TE ÖLEN İNSANLIĞIMIZ
"Bir zulme engel olamıyorsanız onu herkese duyurun!"
Hz. Ali (ra)
Lütfen sessiz kalmayalım, elimizden geleni yapalım, duyuralım, yardım edelim, dua edelim en azından buğz edelim...
(Halep’te katliam en şiddetli ve acımasız günlerini yaşıyor. Müslüman kadınlar ve çocuklar kaçırılarak tecavüz ediliyor. 6 kilometrekarelik bir alanda sıkışan ve tahliyelerine izin verilmeyen Halepli Müslümanlar sokaklarda diri diri yakılıyor. Son 2 günde yüzlerce kadına tecavüz edildiği bilgisinin yanısıra dünya ile irtibat kurabilen az sayıdaki Müslüman kadınlar tecavüze uğramamak için intihar fetvası beklediklerini söylüyor. :( :( :( )
Lütfen sessiz kalmayalım, elimizden geleni yapalım, duyuralım, yardım edelim, dua edelim en azından buğz edelim...
(Halep’te katliam en şiddetli ve acımasız günlerini yaşıyor. Müslüman kadınlar ve çocuklar kaçırılarak tecavüz ediliyor. 6 kilometrekarelik bir alanda sıkışan ve tahliyelerine izin verilmeyen Halepli Müslümanlar sokaklarda diri diri yakılıyor. Son 2 günde yüzlerce kadına tecavüz edildiği bilgisinin yanısıra dünya ile irtibat kurabilen az sayıdaki Müslüman kadınlar tecavüze uğramamak için intihar fetvası beklediklerini söylüyor. :( :( :( )
30 Kasım 2016 Çarşamba
11 Kasım 2016 Cuma
ÖZLÜ SÖZLER (ACIMASIZ ELEŞTİRİ)
"Ne yazık ki, ömrü masa başında geçen klavye delikanlıları, ömrü savaşlarla geçen 'GERÇEK KAHRAMANLAR'ı acımasızca eleştiriyor."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)