Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız! Haydi Allah’a secde edip O’na kulluk edin!” (Necm, 60-62)Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız! Haydi Allah’a secde edip O’na kulluk edin!” (Necm, 60-62)Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız, yemek içmek içinize sinmezdi…” (Camiu’s-Sagîr, c. II s. 10)Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
en-Nûr: Nurlandıran, nurun kaynağı, âlemleri nurlandıran, simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran, kulunun iç âlemini nurlandırarak onu hidâyete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan demektir.Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Semî’: Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi, fısıltıyı bile işiten demektir.Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (O'nun birliğini tanıyan müminler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.” (Hacc, 31)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Param parça edilsen, ateşlerde yakılsan bile, sakın hiçbir şeyi Allah’a şirk koşma!..” (İbn-i Mâce, Fiten, 23)Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Rakîb: Yarattıklarından bir an bile gâfil olmayan, her şeyi denetimi altında tutan, gözetleyip denetleyen, kullarını bu denetimi ile koruyan, bütün varlıkları üzerinde gözcü olan demektir.Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Hayat şartları sizinkinden iyi olanlara değil de, daha aşağıda olanlara bakınız! Zira bu Allah’ın üzerinizdeki nîmetini küçük görmemeniz için daha uygun bir davranıştır.” (Müslim, Zühd, 9)Mevlânâ Hazretleri’nin oğlu Sultan Bahâeddin Veled, şu hâtırasını nakleder:
“Birgün bana büyük bir ruh bezginliği ve iç sıkıntısı gelmişti. Beni bezgin ve sıkıntılı gören babam:
“-Birinden mi incindin de böyle sıkıldın?” dedi. Ben de:
“-Bilmiyorum ki bu ne hâldir?” dedim. Babam kalkıp eve gitti, bir müddet sonra baktım ki kurt postunu çevirip başına geçirmiş, çocukları korkuttukları gibi «Bu! Bu! Bu!» diyerek yanıma geliyor. Babamın bu hoş hareketi sebebiyle beni bir gülme tuttu ki anlatamam. Hemen yere kapanarak ayaklarını öptüm. Babam:
“-Bahaddin! Eğer bir güzel ve latif sevgili sana sıkı sıkıya bağlansa, dâima seninle şaka, şenlik etse ve birdenbire yüzünün şeklini değiştirip gelse ve sana “Bu! Bu! Bu!” dese ondan hiç korkar mısın?” buyurdu. Ben de:
“-Hayır, korkmam” dedim. Bunun üzerine babam:
“-Seni sevindiren, seni sevinç ve neşe içinde tutan sevgili, seni üzen ve kendisinden sıkıntı duyduğun aynı sevgilidir. Hep O’dur, hep O’ndandır ve hep O’ndan feyizlenirsin. O hâlde niçin boş yere üzgün duruyor, sıkıntının elinde âciz kalıyorsun?” buyurdu.
Babamın bu hareketi ve sözleri üzerine derhal hâlim değişti, taze gül gibi açılıp ferahladım. Ömrüm boyunca da başka gam yüzü görmedim ve üzülmedim, dünyanın gamı kederi yanıma yaklaşmadı.” (Ahmed Eflâkî, Âriflerin Menkıbeleri, trc. Tahsin Yazıcı, İstanbul 1973, I, 265-266.)
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muktedir: Tam bir kudret sahibi olup hiçbir konuda zerre kadar zorlanmayacak şekilde gücü yeten demektir.Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?” (Zâriyât, 20, 21)Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Oruç, bir kalkandır.” (Tirmizi, Deavât, 86)Rivayet olunur ki, Cenâb-ı Hak, nefsi yaratınca O’na sorar:
“-Sen kimsin, ben kimim?”
Nefis cevap verir:
“-Sen sensin, ben de benim!”
Cenâb-ı Hak, kendisini var eden Rabbini tanımak istemeyen nefsi, ceza olarak bin yıl ateşte yakar. Bin yıl sonra tekrar sorar:
“-Sen kimsin, ben kimim?”
Nefis tekrar azgınca cevap verir:
“-Sen sensin, ben benim!”
Allah Teâlâ, bin yıl daha nefsi ceza olarak yakar, tekrar sorduğunda yine aynı cevabı alır. Bu defa ceza olarak onu üç gün aç bırakır. Üç gün sonra nefse:
“-Sen kimsin, ben kimim?” sorusunu sorunca nefis bitkin bir şekilde cevap verir:
“-Sen Alemlerin Rabbi Allahsın, ben ise âciz bir nefsim!..”
Bu rivayette de görüldüğü üzere, oruç, nefsi terbiye etmenin en kolay yoludur. (Halime Demireşik, Şebnem Dergisi, Ağustos-2011)Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hakîm: Bütün işleri yerli yerince ve eksiksiz olan, hüküm ve hikmet sahibi, eşyanın, işlerin ve her şeyin hakikatini bilen demektir.Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!” (Zümer, 8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Bolluk ve rahat içinde iken Allah’ı tanı ki zorluk ve sıkıntı zamanında O da seni tanısın.” (Ahmed, Müsned, I, 307; Aclûnî, I, 366)Hz. Hüseyin (ra) şöyle demiştir:
“Âfiyet hallerinde kim Hakk’ı unutursa, sıkıntı ve zorluk zamanlarında Allah onun duâsına icâbet etmez.”