Orman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Orman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Nisan 2023 Perşembe

MEVLANA DAN NASİHATLER

 Hazret-i Mevlânâ, insanın kendini daha iyi tanıması için bize şu ifadeleri bir ayna olarak uzatır:

“İnsan bir ormana benzer. Nasıl ki, ormanda binlerce domuz, kurt, temiz ve pis huylu hayvan varsa, insanın iç dünyasında da her türlü güzellik ve çirkinlik vardır.”

“Ey sâlik!.. Mûsâ da Firavun da senin varlığında mevcuttur. Bu iki hasmı kendinde aramak gerektir.”

“Vahyin ışığında aydınlan ki, sendeki Mûsâ, sendeki Fira­vun’a galip gelsin!..”

14 Temmuz 2021 Çarşamba

AĞAÇLANDIRMA

ağaçlandırma, tema, tohum, fide, ağaç ekimi, doğayı koru, yeşili sev, meyve, kayısı, vişne, kiraz, erik, orman
 Meyve yediğinizde tohumları atmayın, kurutun, poşete koyun ve arabanıza bırakın. Yola çıktığınızda ağaç olmayan bölgelerde bu tohumları toprakla buluşturun.
Birçok Asya ülkesinde bu uygulama yapılıyor ve çok başarılı oldu meyve ağaçları çoğaldı. TOHUMLARI ÇÖPE DEĞİL TOPRAĞA BIRAKALIM.
Lütfen PAYLAŞALIM daha çok kişinin uygulamasını sağlayalım.

7 Ocak 2019 Pazartesi

ÜRETİM TÜKETİM

çöp, meyve, sebze, orman, şehir, üretim, tüketim, küçümsemek, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler
"Küçümsediğiniz kişiler üretirken siz sadece tüketiyorsanız, kendi öz eleştirinizi yapsanız daha iyi olur." (Şükrü Aygün)

19 Nisan 2017 Çarşamba

ADALET

yol, patika, orman, yürüyüş, yalnızlık, tek adam,
"Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal, daha iyi."
(Gandhi)

20 Şubat 2017 Pazartesi

SENİN EVİNDE HİÇ EŞYA YOK MU...?

kütük, balta, ağaç, orman, karakalem çizim, çizim,
SENİN EVİNDE HİÇ EŞYA YOK MU...?

Bir gün Peygamber Efendimiz’in yanına fakir biri gelip yiyecek bir şeyler istedi. Allah Rasûlü (sav) ona:
“-Senin evinde hiç eşya yok mu?” diye sordu. O zât:
“-Bir kısmını üzerimize örtüp bir kısmını yere serdiğimiz bir çulumuz var. Bir de su kabımız.” dedi.
Rasûl-i Ekrem (sav):
“-Onları bana getir!” buyurdu.
Peygamber Efendimiz onları eline aldı ve etrafındakilere:
“-Bunları kim satın almak ister?” diye sordu.
Sahâbîlerden biri, onlara bir dirhem vereceğini söyledi. Rasûlullah (sav):
“-Artıran yok mu?” diye birkaç defa seslendi ve iki dirhem veren sahâbîye onları sattı. Parayı fakir sahâbîye uzatarak:
“-Bunun bir dirhemiyle âilene yiyecek al. Kalan parayla da bir balta satın alıp bana getir!” buyurdu.
Efendimiz, baltaya kendi elleriyle bir sap takıp:
“-Haydi, şimdi git; bununla odun kes ve sat! On beş gün çalış; ondan sonra yanıma gel!” buyurdu.
Bu sahâbî, on beş gün sonra Efendimiz’in yanına geldi. On dirhem kazanmış, bu parayla kendine ve âilesine elbise ve yiyecek almıştı. Rasûlullah (sav) buna çok sevindi ve şunları söyledi:
“-Dilencilik, kıyâmet günü yüzünde bir leke gibi görüneceğine, bu senin için daha hayırlı değil mi?” 

(KAYNAK: Ebû Dâvûd, Zekât, 26/1641; İbn-i Mâce, Ticârât, 25)

24 Ekim 2015 Cumartesi

ÖKÜZLÜK ETMENİN ALEMİ YOK...


(Üzerinde düşünmemiz gereken bir hikaye)
Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. "yahu" demişler, "hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader ....
Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor;
Fillere saldırsak, fazla büyük...
Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor,
Ee balık yakalayacak halimiz de yok...
N'aapsak? "
Bir tanesi "en iyisi, öküzlere saldıralım" demiş,
"iri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam dişimize göre! Olur mu? Olur.
Hücum!
Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;
Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer, organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.
Aslanlar aç bilaç.
N'aapsak, n'aapsak? "tilkiye danışalım" demişler.
Tilki "kolay" demiş, "beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim..."
Kabul etmişler.
Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, "saygıdeğer öküzler" demiş, "aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar...
Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o...
Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü,
Kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! "
Öküz heyeti düşünmüş taşınmış, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" Mantığıyla, verivermişler sarı öküzü...
Aslanlar da afiyetle yemiş.
Bir gün, iki gün ....
Tilki gene gelmiş. "bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş
Ve eklemiş: "ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz,
O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş,
Canları çekiyor, verin, kurtulun!"
Öküz heyeti düşünmüş, "otlağın selameti için" Teslim etmiş benekli öküzü...
Üç gün, dört gün...
Tilki gene gelmiş.
Kuyruğu uzun olanı...
Burnu beyaz olanı...
Tombul olanı...
Tek tek alıp, gitmiş.
Otlak seyrelmiş.
Semirmiş aslanlar.
Günlerden bir gün... Artık tilki gelmemiş!
Gerek kalmamış çünkü.
Doğrudan aslan gelmiş. "hanginizi istiyorsam,
Canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz,
Adamı hasta etmeyin" demiş.
Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, "KEŞKE O SARI ÖKÜZÜ VERMESEYDİK" demiş ama iş işten geçmiş.
İşte Öküzlük böyle bir şeydir...