Resulullah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Resulullah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Aralık 2022 Cumartesi

Ölüyü kabre koyunca okunacak duâ...

Ölüyü kabre koyunca okunacak duâ,ölü duası,kabirde okunacak dua,dua,kabir,güller,mezarlık gülleri,meyyit,Resulullah,camius sağir,suyuti,

Ölüyü kabre koyunca okunacak duâ...

“Meyyiti kabrine koydukları zaman:

olu_kabre_koyulunca_okunacak_dua

«Allah’ın adıyla, Allah ile ve Allah yolunda Rasûlullah’ın dini üzere» derlerdi.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 6819)

11 Kasım 2019 Pazartesi

ŞEYTANIN HÜSRANI

şeştan, hüsran, azap, cehennem, ateş, duman, dini hikaye, dini kıssa, Resulullah, peygamber, namaz, namazın önemi, hile, tuzak,

Sâbit el-Bünânî şöyle der;

“Resûlullah (sas) peygamber olarak gönderilince, iblis şeytanlarına,

‘Önemli bir hadise gerçekleşmiş araştırın bakalım nedir?’ der.

Şeytanlar her tarafı araştırırlar ve,

‘Ne olduğunu anlayamadık’ derler.

İblis,

‘Ben şimdi ne olduğunu öğrenirim’ diyerek gider, sonun da şöyle der:

‘Allah (cc), Muhammed’i (sas) peygamber olarak görevlendirmiş!’

İblis, bundan sonra şeytanlarını sahabelere göndermeye başlar. Fakat her seferinde şeytanlar elleri boş olarak dönerler ve;

‘Bunlar gibisini şimdiye kadar hiç görmedik. Onları tuzağa düşürüyoruz, sonra kalkıp namaz kılıyorlar ve günahlardan kurtuluyorlar’ der.”

5 Mayıs 2017 Cuma

KALP KIRMAK

gözyaşı, göz, kiprik, kaş, kadın, ağlamak, üzüntü
"Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa!... Resulullah seviyorsa!... Hatta ''Yer ve Gök'' dahi seviyorsa!... Nerden bileceksin? Bilmiyorsunki, bilseydin ödün kopardı kırmaktan..."
(Hz. Mevlana)

24 Mart 2016 Perşembe

ÖMRÜ VE NESLİ BEREKETLİ...

ÖMRÜ VE NESLİ BEREKETLİ...

Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor:

“Annem beni Resûlullah’ın (s.a.v) yanına götürüp,

- Yâ Resûlallah! Artık bu senin küçük hizmetçin; onun için Allah’a dua et, demişti. Resûlullah da (s.a.v),

- Allahım! Onun malını mülkünü ve çocuklarını (neslini) çoğalt, ömrünü uzat ve günahlarını bağışla, diye dua etmişti.

Vallahi bizzat kendi ellerimle (hastalıktan dolayı) vefat eden doksan sekiz çocuğumu defnettim. O bölgede herkesin meyve ağaçları senede bir kere mahsul verirken benim ağaçlarım iki kere mahsul verirdi. O kadar uzun hayat sürmüştüm ki artık usanmıştım. Bağışlanma meselesine gelince, ondan da ümitvarım”

(Kaynak: Hayâtü’s Sahâbe)