göz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2022 Perşembe



YÂR YÂR ATILIRIM

Sen aklıma düşünce
Kararır gözlerim bulut bulut
Tecellin(l)e bayılmışlığın arefesinde
Sevda romatizmasına tutulur gönlüm
Gözlerimi dolduracağını anlarım
Yüreğimi kaplayan sızıdan
Sonra sen yağarsın rahmet rahmet!
İki cihanıma
Toprak toprak kokar ruhum
Yâr yâr atılırım
Yed-i Kudretine
Balçık balçık kararsın hamurumu
Vedud el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Ateş alır gönlüm üç günlük dünyadan
Sürülürüm menzilin namlu ucuna
Sıtma nöbetinde tutulurken ellerim
“Ateş!”i bekler titreyen tetik
Tek vurgunu vuracağını anlarım
İki cihanın şimşeklerini üstüme çekişimden
Sonra sen yakarsın yüreğimi Nur Nur!
Toprağım çöl çöl, suyum göl göl ısınır
Yâr yâr atılırım
Nârına nuruna
Pişmeye bırakırsın çamurumu
Ehad el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Taşıyamaz ağırlığını başım
Düşer önüne, kalbine baka baka
“Ağrı ağrı ağırlanışın ordadır” der gibi
Bana benden daha yakın olduğunu anlarım
Şah damarımın göğsünün kabarışından
Sadece “sana has”ta kalır kalbim Kâfi Kâfi…
Sonra sen bakarsın kalbime Şafi Şafi!
Sende bulurum kendimi bende 'bende'
Yâr yâr atılırım
Akla şifa haşmetine
Üflersin ruhundan gönül yarama
Ebed el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Utançtan kıpkırmızı olur yüzüm
Nankörlüğün karanlığındaki kalbim
Cürüm cürüm pis kan pompalar
Nefis ve şeytan çıban başına
Patlayış kıvamına varır gecede kunut
Gök gürültüsünden anlarım
Umutsuzluğuma “La taknetu”yla inişini
Sonra sen yıkarsın yeisimi Ğaffar Ğaffar
Yâr yâr atılırım
Deryadiline
Bir istiğfarla istifraya koyulur güruhum
Hamid el’inde yeniden yaratılırım
Osman YAZICI

26 Ağustos 2022 Cuma

BİLMECELER

tavşan,fare,leylek,nohut,peçe,eğlence,bilmece,bilmeceler,ustura,kaşık,yıldız,göz
BİLMECELER    

1-Öte geçe kırtıl, beri geçe kırtıl
Bir yayla yerde kurtul.
2-Zengin oğlunun katırı
Her ne versen götürü.
3-Akşam serdim sabah topladım.
4-Alaca mezar, dağları süzer.
CEVAPLAR: 1-Ustura, 2-Kaşık, 3-Yıldız, 4-Göz.

5 Mayıs 2017 Cuma

KALP KIRMAK

gözyaşı, göz, kiprik, kaş, kadın, ağlamak, üzüntü
"Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa!... Resulullah seviyorsa!... Hatta ''Yer ve Gök'' dahi seviyorsa!... Nerden bileceksin? Bilmiyorsunki, bilseydin ödün kopardı kırmaktan..."
(Hz. Mevlana)

15 Mart 2017 Çarşamba

NASİHATLER

Lokman Hekim Diyor Ki...

Ulemanın yanında dilini koru! 
Evliyanın yanında gönlünü koru! 
Namazdayken kalbini koru! 
Yemekteyken mideni koru! 
Başkasının evinde gözünü koru! 
Halkın arasında dinini koru! 
İki şeyi unutma: 
Allah’ı ve ölümü! 
İki şeyi unut: 
Başkasına yaptığın iyiliği, 
başkasının sana yaptığı kötülüğü!

9 Ocak 2017 Pazartesi

MÜSLÜMANLAR UYUYOR

göz, rekli göz, sus, susun, konuşma, kız çocuğu,
SES ÇIKARMAYIN!.. MÜSLÜMANLAR UYUYOR

Kim söyleyebilir?

‘Hayır, Müslümanlar uyumuyor’ diye.

Hiç kimse söyleyemez.

Sadece uyuyorlar mı?

Elbette değil.

Adeta morfinlenmişler…

Uyuşuk ve pısırık…

Betleri ve benizleri sararmış…

Beyinleri kurgulanmış…

Vermişler ellerine birer silah…

Vur… Öldür… Kan akıt… Ağlat…

Peki ama kimi?

Elbette ki kardeşini…

Kardeş, kardeşi vuruyor.

Vurduranlar buna gülüyor.

Kan ağlıyor İslam Âlem-i.

Bu ne hal Allah’ım!..

Güneş ne zaman doğacak bu ülkelere?

Ne zaman gülecek burada ki insanlar?

Keşmir, Çeçenistan, Filistin, Somali, Arakan, Irak, Suriye, Mısır…

Hep aynı manzara…

Kan akıyor Müslüman ülkelerinde…

Ne için, kimin için, neden?

Ne bilen var, ne de düşünen?

Malum olan sadece bir gerçek var:

O da, Müslümanların uyuması…

Daha doğrusu uyutulması…

Kimler uyutuyor, kimler morfin veriyor bunlara?

Amerika mı, Rusya mı, İsrail mi?

Adının ne önemi var?

Tek bilinen gerçek, Müslüman düşmanları…

Çünkü buyurmuyor mu Yüce Dinimiz;

‘KÜFÜR TEK MİLLET’ diye…

Ferman ve ikaz açıkken, bizim ayrılığımız peki niye?

Neden böyle ‘sen-ben’ derdine düştük?

Neden?

Oysaki Müslümanlar; ‘Bir vücudun uzuvları gibi’ değil miydi?

Nerede hani?

Yine fermanda açık ifade edilmiyor mu?

‘ANCAK MÜSLÜMANLAR KARDEŞ’ diye..

Ne oldu bizlere?

Ne oldu Müslümanlara?

Ne oldu kardeşliğimize?

Bu canavarca tutum nedendir?

Nedendir ‘insanlığın ayaklar altına alınması?’

Nedendir kardeş kanının akıtılması?

Çocukların hunharca öldürülmesi?

Neden?

Ne zaman ve kim dur diyecek bu canavarlaşan canilere?

Bir büyüğümden dinlemiştim yıllar öncesi;

‘Kimlikte ‘Müslüman’ yazmak ile insan Müslüman olmaz… Müslüman, uyanıktır… Feraset sahibidir… Dertlidir… Gözü yaşlıdır… Güldürmek için ağlamayı bilendir… Derdinin delisidir… Sevdalıdır… Birisinin ayağına batan dikenden mesuldür… Müslüman, anadır-yardır-kardeştir-babadır-muhabbettir-sevgidir-saygıdır… Kısaca Müslüman, Kur-an’ın ta göbeğidir… Kendisidir… Şayet bunlar yoksa bir insanda, o insan ne İslam’a mensuptur ne de İnsana…”

Söyler misiniz şimdi bana?

Bu ehl-i iman insanın dediği hakikate uyulsa;

Olur mu Müslümanlar arasında ayrılık-gayrılık?

Olmaz mıydı Müslümanlar ‘tek yumruk?’

Elbette olurlardı.

Mısır halkı da gülerdi,

Suriye’de ki bebeklerde ölmezdi.

Unutulmamalıdır ki;

Müslüman milletlerin gülmesi,

İnsanlığın huzura ermesidir.

Çünkü Müslüman, Efendimizin ifadesiyle;

‘Elinden ve dilinden emin olunan kişidir’

Böyle bir Müslüman, ancak ve ancak ‘insanlık’ için gayret gösterir…

Sükûnet için çalışır…

Ama keşke farkına varabilsek,

Uyutulduğumuzun,

Uyuşturulduğumuzun,

Kurgulandığımızın,

Oyuna getirildiğimizin…

…ve idrak edebilsek İslam düşmanlarının Müslüman ülkeler ve topluluklar üzerinde ki oyunlarını:

… Ve duyabilsek Haclı zihniyetinin kapalı kapılar ardındaki şu haykırışını:

‘Susun ve sessiz olun!.. Çünkü Müslümanlar uyuyor. Uyandırmayalım onları!..’

Yeter artık uyansın Müslümanlar uykudan.

Kurtulsun dünya, kinden-nefretten-kandan

Sarsın dünyamızı Kur-an’ın ilahi fermanı…

Dertli sineler-yaralı gönüller bulsun dermanı…

----------------------------
Uyan artık Müslüman uyan!..

Yeter artık uyuduğun.

En büyük vazifendir uyanma!..

Yeter artık kan kustuğun.


Kardeşini, sana vurduruyorlar.

Kenara geçip, kıs kıs gülüyorlar.

Sen kardeşini vurduktan sonra.

Diğer kardeşine ise seni vurduruyorlar.

(Mustafa ERANIL-Bizim Gazete)

20 Aralık 2016 Salı

DİL ve YÜREK...

kalp, yürek, dil, ikon, el, yüz, kafa, göz, kaş,
DİL ve YÜREK...
Birgün Dâvûd (as), Lokmân Hakîm’den bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça getirmesini istedi. Lokmân Hakîm de ona, kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Dâvûd (as), bu defâ hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini talep etti. Lokmân Hakîm, yine koyunun dil ve yüreğini getirdi. Hz. Dâvûd (as), ona bunun sebebini sorunca da şöyle dedi:“–Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, bunlardan daha kötüsü olmaz!..” 
(Kaynak: Zemahşerî, Keşşâf, V, 18)

24 Ekim 2016 Pazartesi