inek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
inek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2022 Salı

DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER"

DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER",OSMAN YAZICI,orjinal içerik,köy hayatı,inek,dana,sığır,trafik,fani dünya,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

 DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER"

Dünya trafiğinin "al ışığı" yoktur. Birine "gelin!" der birine "geçin." Gelinlikle kefen koyar önüne: "İki beyaz şıktan birini seçin!" Dünyanın ikiz çocuklarıdır hayatla ölüm. Birine "doğum" der diğerine "batım." Gelen ağlar giden ağlar. Yuvadan uçmanın hazırlığına yanar hüzün sarısı lambalar. Dünya trafiğinin tazeye, taziyeye alışığı yoktur.

Dünya trafiğinin "al ışığı" yoktur. Frene dokunmaz hiçbir ferdi. Ya gelir ya gider. "Gelin" dedikten sonra "geçim" derdi. Dünyanın ikiz çocuklarıdır gelir ile gider. Birine "alım" der diğerine "satım." Batının maliyetini karşılamanın telaşına düşer doğumun hasılası. İki yakayı biraraya getirmenin hazırlığına yanar altın sarısı lambalar. Dünya trafiğinin alış-verişe alışığı yoktur.

Dünya çift yönlü bir yolda sürekli seyir halindedir. Biri gider biri gelir. Bir gider, bir gelir. Bu yüzden dünya trafiğinin al ışığı da, alışığı da sadece gün batımı ve gün doğumundadır. Zira günbatımı ile şafağın rengi aldır, kırmızıdır.

Hayatın bir gideri (maliyet-ölüm) olduğu gibi bir de geliri (kazanç-doğum) vardır. Mesela sabır gider, şükür gelir. Kış gider, bahar gelir. Gider olmalıdır ki gelir kendine yer bulsun.

Dünyanın en büyük geliri insandır. Zira dünyayı o imar eder. Bu yüzden iyiler, hayatın gelir defterinde kayıtlıdır. Gider olsalar dahi. Çünkü geride bıraktıkları örnek şahsiyetleri ve eserleriyle sürekli hayatın gelir defterini kabartmaya devam ederler. Dünyanın en büyük gideri de insandır çünkü onun kadar hayatı tarumar eden başka varlık bulunmaz. Bu yüzden kötüler hep hayatın gider defterinde tutulur. Çünkü onların hayata gelir sağlaması ancak gider olmaları, ölmeleriyle mümkündür.

Ardımızdan "Şu gidenden dünyaya, gelir mi!" diye dudak kıvırttırmak veya "Şu gidenden dünyaya bir daha gelir mi?" şeklinde dudak ısıttırmak yine bizim elimizde. Yoksa herkes "GELİR GİDER"...
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tarım, Orman, İnsan Fotoğraf Yarışması

19 Eylül 2022 Pazartesi

TOPRAK ŞEMSİYE KULLANMAZ

 

OSMAN YAZICI,tarım ve insan fotoğraf yarışması,şemsiye,toprak şemsiye kullanmaz,sarı öküz,inek,çoban,mera alanı,yağmur,rüzgar,savrulmak,gonca gül,orjinal içerik,
TOPRAK ŞEMSİYE KULLANMAZ
Toprak, gökten gelene razılığıyla tevekkül ile teslimiyetin zirvesidir.
Yağmura damla demeyip biriktirmiş ve bağrından kaynakları fışkırtmıştır. Kara kışa “dondum”, güneşe “kavruldum”, rüzgara “savruldum” dediği hiç duyulmamıştır.
Bu yüzden bulutların ağlayışı, güneşin gülüşü, rüzgarların esişi hep onun için olmuştur.
Yaş dememiş, kuru dememis; ölü dememiş, diri dememiş; her geleni kucağında büyütmüş ve sırtında taşımıştır.
Ondan duyulan yalnız İbrahim Hakkı Hazretlerinin ‘Hoştur bana senden gelen
Ya gonca gül yahut diken
Ya hayattır yahut kefen
Narın da hoş nurun da hoş
Kahrın da hoş lütfun da hoş!.."
beyitleri olmuştur.
Bu yüzdendir ki başı göğe değen ne varsa ayağını, kökünü toprakta bulmuştur.
Osman YAZICI
Fotoğraf: Muhammet Ceylan - Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı - Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

18 Aralık 2017 Pazartesi

Deli mi Veli mi?

deli, veli, kalbi açık, kalp gözü açık, cami, imam, camaat, namaz, kadın, inek, aşçı, yemek, dini hikaye, kıssa, hikaye

Deli mi Veli mi belli olmaz
Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak. Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.

Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar.

İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:
“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”

Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar

“Âdetiniz böyle değil mi?”
“Ne âdeti?!” der Hoca..

Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..

Der ki meczub bu kez:

“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!

Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der..

“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..

Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır. Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:

“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı..

Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”
Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;

“ Boş yok, boş yok hiç!. diye tekrarlar.

O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!

Aynen doğrudur dedikleri çünkü; kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda,kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeği. Biri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.

“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca..

O da der ki:

“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!

Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda…

Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet...