yağmur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yağmur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Aralık 2022 Çarşamba

YAĞMUR DUASI DİNİ HİKAYE

 

YAĞMUR DUASI DİNİ HİKAYE,DİNİ KISSA,dini hikaye,gökyüzü,yağmur,istiğfar,tevbe,hz Ömer,ayet,hadis,dr murat kaya,asrı saadet,yağmur duası

İstiğfar Ederek Temizlen!

8 Ekim 2022 Cumartesi

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN"

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN",şimşek,yıldırım,yağmur,fırtına,yağma,saman,servet,beddua,ihsan,cimri,semavi,çöl,kasırgı,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN"
Sicim sicim yağmasaydı yağmur, can suyunu nereden alırdı tohum? Beyazını kıştan esirgeseydi kar, baharda gelin gibi nasıl süslenirdi toprak? Açmasaydı güneş altın kesesini, bereketin çil çil sarısını nasıl harman ederdi insan? Esmeseydi aşılayıcı rüzgar, hangi çiçek aşererdi meyveye?...

Önce yerin ‘sâmân’ındaki (sâmân: servet) 'sema’nın payı görülmeli ve bu pay verilmelidir. Göklerin payı ise şükürdür, olmayana vermektir.

Zaten gökler kendi payına ayrılanı yine fazlasıyla insana iade edecektir. Zira sadaka ve şükür
malı eksiltmez. Aksine temizler, arıtır ve artırır.

(Eğer şükrederseniz size olan nimetimi artırırım. İbrahim Suresi - 7. Ayet) (Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Her sabah yeryüzüne iki melek iner. Bunlardan biri: «Allâh’ım! Malını hak yolunda harcayana yenisini ihsân eyle!» diye duâ eder. Diğeri de: «Allâh’ım! Cimrilik edenin malını telef et!» diye bedduâ eder.” (Müslim)

Semanın, semavi olanın payını çok göreni göklerin sel, çığ, çöl, kasırga eliyle"paylamayacağını" kim bilebilir?...
Osman YAZICI

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ,ağaçta kuşlar,yağmur,abdest,temiz kalpli,eli yüzü temiz,nefis,kiram,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ

Toprakta teyemmüm, suda abdest temizliği vardır. İnsan, toprak ve sudan yaratıldığından ötürü özü-fıtratı itibariyle temizdir. İmtihanı sadece bu temizliğe leke sürdürmemektir.

Temiz iş çıkaran, “temiz kalpli-eli yüzü temiz” unvanı kazanandan kimse davacı olmaz. Temiz iş, muhakeme ve mahkeme yüzü görmez.Temiz, temyize götürülmez.

Aslolan temizlik. Gerisi ha-kir ha-pis…

Temizlenenden daha kutsalı ise temizleyendir. Öyle ya; bulutlar karalanmadan toprak kendini temize çekemez. Tohumlar derine gömülmeden, filizler göklere adım atamaz. Yay gerim gerim gerilmeden ok menzile varamaz...

Nefsim;
Sudan daha aziz ve temiz olmakla kalmayıp üstüne bir de Ashab-ı Kirâm gibi “PİR-İNCİ" yetiştiren Efendimiz Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in pilavından dönersen kaşığın kırılsın!...
Osman YAZICI 

26 Eylül 2022 Pazartesi

YAĞMUR KURUSU

YAĞMUR KURUSU,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,sağanak,hava durumu,goca,yağmur,yağmur damlası,


 YAĞMUR KURUSU

Sağanak sağanak taşa tutarım
Gönül pencereni
Bilirim, her umuda çalana açılmaz
Goncandaki sır'ca
Sırça sırça
Razıyım ölmeye ey sevdanın ilk göz ağrısı
Bari 'sela'mı vermek için
Encama çıksan...
Yağmur kurusuyum
Bak yapışık kaldım peteğine
Ne dönebilirim gayrı geldiğim çiçeğe
Ne de varabilirim ballar balı menziline
Kaç tufanlık sevinç, sevda, nedamet
Kaç çaylık dem
Kaç hatırlık kahve
Boşaltırım kovana
Dolu dolu gözlerimi
Ah! Göğüs 'kafe'sinin boşluğuyla sıksan...
Müebbet yedirsen
Hücre hücre gönlünün kafesine tıksan...
Osman YAZICI 

19 Eylül 2022 Pazartesi

TOPRAK ŞEMSİYE KULLANMAZ

 

OSMAN YAZICI,tarım ve insan fotoğraf yarışması,şemsiye,toprak şemsiye kullanmaz,sarı öküz,inek,çoban,mera alanı,yağmur,rüzgar,savrulmak,gonca gül,orjinal içerik,
TOPRAK ŞEMSİYE KULLANMAZ
Toprak, gökten gelene razılığıyla tevekkül ile teslimiyetin zirvesidir.
Yağmura damla demeyip biriktirmiş ve bağrından kaynakları fışkırtmıştır. Kara kışa “dondum”, güneşe “kavruldum”, rüzgara “savruldum” dediği hiç duyulmamıştır.
Bu yüzden bulutların ağlayışı, güneşin gülüşü, rüzgarların esişi hep onun için olmuştur.
Yaş dememiş, kuru dememis; ölü dememiş, diri dememiş; her geleni kucağında büyütmüş ve sırtında taşımıştır.
Ondan duyulan yalnız İbrahim Hakkı Hazretlerinin ‘Hoştur bana senden gelen
Ya gonca gül yahut diken
Ya hayattır yahut kefen
Narın da hoş nurun da hoş
Kahrın da hoş lütfun da hoş!.."
beyitleri olmuştur.
Bu yüzdendir ki başı göğe değen ne varsa ayağını, kökünü toprakta bulmuştur.
Osman YAZICI
Fotoğraf: Muhammet Ceylan - Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı - Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

17 Nisan 2020 Cuma

ANNEYE SORULDU...

Anneye soruldu: - Evlatlarından hangisini seviyorsun? o da cevapladı: - İyileşene kadar hasta olanı. - Dönene kadar kayıp olanı. - Büyüyene kadar küçük olanı. - Ölene kadar hepsini, karikatür, yağmur, anne çocuk, merhamet
Anneye soruldu:
- Evlatlarından hangisini seviyorsun?
o da cevapladı:
- İyileşene kadar hasta olanı.
- Dönene kadar kayıp olanı.
- Büyüyene kadar küçük olanı.
- Ölene kadar hepsini.

11 Aralık 2017 Pazartesi

CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ

şemsiye, yağmur, kadın, kız, şemsiyeli kadın, ıslanan kadın, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, cahit zarifoğlu, yol, ağaçlık, romantizm


CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ
Ben onunla içimden konuşuyordum.

Gelecektim ama daha kötü bir hatıram olsun istemedim.

Şöyle olmuş: Ben sen demişim, sense sen.

Değil mi ki, kavuşmalarımız topal. Ayrılıklarımız koşar adım.

Şöyle irice bir kelime bul ok atsın yüreğime.

Bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek.

Ah şu yalnızlık kemik gibi, ne yana dönsem batar.

Az az ölüyoruz her gün yağmurdan, havadan bahseder gibi.

Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.

Başıma düşmüş sevda ağı. Bir başıma tenhalarda kahroldum.

Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.

Hayır kalbim yorulmadım hayır hayır yıkıl daha.

Bazen yağmur olmak ister insan. Yağmak ister sevdiğinin yüreğine.

Her fikrin karşılığı bir duygu vardır.

Evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa?

Düştümse sana bakarken düştüm.

Nereye kadar kendinden kaçabilirsin? Ya bir daha geri dönemezsen…

Bir ölüm vefalı, bir de sonbahar.

Adam, acı mümkün olduğu kadar kendi içine aksın diye yüzünü öne eğmişti.

Filistin; bir sınav kâğıdı… Her mü’mîn kulun önünde.

Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna.

Aklımdan çıkmıyorsun dedim. Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.

Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz. Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak, arayacağımız yer bellidir.

Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik.

Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak.

Yaşamak bir perde gibi kalkıyor aramızdan. Zamansız mekânsız bir tünel başındayız şimdi.

Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne?, Dedim ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil!

Rüzgâr nereden eserse essin güzeldir. Alevler bir ayrı âlemdir. Dirlik sevinçtir göç içimizedir.

O sabah ezan sesi gelmedi camimizden. Korktum bütün insanlar için, bütün insanlık adına.

Şimdi yoksun üstelik uzaktasın ellerin yapayalnız biliyorum gözlerin dalıyor yine hep benim için olmalı.

Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın.

Vicdanen rahat olmamız yetmiyor. Başkalarının hakkımızda yanlış kanaatler edindiğini görmek üzüyor bizi.

Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde. Bir ölçü, bir adaletli ki eşi emsali bulunmaz.

Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.

Ayrılıkla başım belada gözlerini çevir gözlerime yoksa ben sensiz bu sessizlikle. Deli gibiyim sensiz bu sensizlikle.

Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak topraklarım yok.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

Bu dünya soğuk… Rüzgâr genelde ters yöne eser. Limon ağaçları kurur. Bahaneler hep hazır. Güzel günler çabuk geçer.

Ehli takva olun, ehli secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile gizleyin.

Biz kendimizi hep doğru yoldan ayrılmamış kabul eder ve dünyanın bir imtihanhane olduğunu hep başkaları için düşünürüz.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

“Ve önemli olan ‘an’dır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.”

Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, Suriye’nin toprağından, Bosna’nın bayrağından, Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz.

Haydi, bir şeyler daha yazayım diye kaleme sarılmayın. Beklemeyi bilin. Susayınca, acıkınca nasıl anlıyorsak, yazmak anını da anlarız.

Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve cedel, su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.

Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var; Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var; Kâfir oluşları veya küfre hizmet edişleri.

Düşünün bakalım, televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?

Buruşturularak atılmış bir kâğıt parçası gibiyim. İçimde kalkıp gidenlerden doğan boşlukların ağırlığı… Ve sevmek. Ve korkmak ve nasıl, uzaydaymışım gibi yalnızım.

İnsan kendi mutlu olma imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ve önemli olan yaşanılan “an”dır.

9 Mayıs 2017 Salı

MEMLEKET İSTERİM

çocuk, köpek, dostluk, kış, yağmur, zor hayat, fakir, garip,
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
(Cahit Sıtkı Tarancı)

28 Ocak 2016 Perşembe

HAYVANLARA İYİ DAVRANALIM

"Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir."
(Mahatma Gandhi)