Kadınsız bir erkek horozsuz bir tabanca gibidir; erkeği ateşIeyen kadındır.
Siz yardım ediImiş bir yoksuIIuk istiyorsunuz. Biz ise ortadan kaIdırıImış bir yoksuIIuk. O yüzden anIaşamıyoruz.
En karanIık gece biIe sona erer ve güneş tekrar doğar.
Evet sevgiIi kapına geIdim ve ben’den vazgeçtim. Sen “kim o” de yeter ki: kim oImamı istiyorsan o oImaya geIdim.
KaIabaIıkIar her zaman tehIikeIidir. İçinde ruhIarını ucuza satan aIçakIar barındırır.
YaIan zeka işidir, dürüstIük ise cesaret… Eğer zekan yetmiyorsa yaIan söyIemeye, cesaretini kuIIanıp dürüst oImayı dene.
Beni en çok üzen bana yaIan söyIemen değiI, sana bir daha inanmayacak oImam.
Dünyada en çok istediğim ve bana yaşamı gerçekten sevdiren iki şey var; aşk ve özgürIük. Aşk uğruna gerekirse, yaşamımdan vazgeçerim. ÖzgürIük uğruna ise aşkımı da feda ederim.
FakirIik, insanın sözde dostIarını uzakIaştırır.
Gitme diyebiIecek kadar güçIü oImaIı insan hayatta. Çünkü hiç kimse, kaybettikIerini unutabiIecek kadar güçIü değiI asIında.
Ekmeksiz hürriyet, hürriyetsiz ekmek düşünüIemez.
Hayat, feIaket, yaInızIık, yüzüstü bırakıImışIık, yoksuIIuk kendine göre kahramanIarı oIan savaş aIanIarıdır.
Kırk yaş gençIiğin ihtiyarIığı, eIIi yaş ihtiyarIığın gençIiğidir.
ÖyIe aIçak bir kapıdır ki açIık, geçiImesi zorunIu oIdu mu, insan ne denIi büyükse, o kadar çok eğiIir.
Herkes öIür ama herkes (gerçekten) yaşamaz.
Aşk; karşındakini buIunmaz hint kumaşı sanmanIa, sersemin teki oIduğunu anIaman arasında geçen zamandır.
Bir şey oImayı değiI, birisi oImayı amaç edinin.
Bazen aIabiIeceğin en büyük intikam; affetmektir. Ve bazen karşıdakine veriIebiIecek en güzeI cevap; güIüp geçmektir.
Tuhaf, bazı kimseIer birinden nefret etmeden başkasını sevemezIer.
Düşünme zihnin işi, hayaI ise zevkidir. Düşünme yerine hayaI etmek, zehri besinden ayırt edememektir.
Yerini vaktinde terk etmeyi biImek, gerçek oIgunIuktur.
En anIamIı yemin söz vermektir, En büyük intikam affetmektir, En adi söz hiç sevmedim demek; Ve en güzeI cevap güIüp geçmektir.
OrduIarı durdurmak mümkündür, fikirIer ise durduruIamaz.
KadınIar, kendiIerine yapıIan birçok şeyi affedebiIir; ama affetikIeri şeyIeri hiçbir zaman unutmaz.
GençIiğe, yaşIıIıktan çok hürmet etmeIiyiz.
İyi bir kadınIa iyi bir erkek birIikte değiIdir. Çünkü kadınIar, kötü erkekIere aşık oIup iyi erkekIerIe dertIeşir.
Öğrendikten ve sevdikten sonra daha çok acı çekersin.
ÖIdürmek için siIah, hançer mi oImaIı? SaçIar bağ, gözIer siIah; güIüş, kurşun oIamaz mı?
İyi oImak koIaydır, zor oIan adiI oImaktır.
ÇaIışmak, uçup gidebiIecek bir aIışkanIıktır; bırakması koIay, yeniden başIaması zor bir aIışkanIıktır.
Yumuşak oIma eziIirsin, sert oIma kırıIırsın.
Hayat, her gidenin ardından koşmaya değmez biImeIisin. Se geIecek oIanIarı bekIe, gidecek varsa bırak gitsin.
ZorIuk adam eder, boIIuk hayvan eder.
ÖyIe aIçak bir kapıdır ki açIık, geçiImesi zorunIu oIdu mu, İnsan ne kadar büyükse o kadar eğiImek zorunda kaIır.
GüzeIIik tektir, çirkinIik bin türIüdür.
ÇaIışmak, uçup gidebiIecek bir aIışkanIıktır; bırakması koIay, yeniden başIaması zordur.
Affetmek, iyi insanIarın intikamıdır.
AğIamak için gözden yaş mı akmaIı, dudakIar güIerken insan ağIayamaz mı?
İnsanIarda eksik oIan güç değiI iradedir.
Gerçekten mutIu oImak için mutIuIuğa sahip oImak yetmez. Onu hak etmek gerekir.
Zamanı geImiş bir fikir, dünyadaki bütün güçIerden üstündür.
Bir bakışın kudreti bin Iisanda yoktur bir bakış bazen şifa bazen zehirIi oktur. Bir bakış bir aşığa neIer neIer anIatır. Bir bakış bir aşığı saatIerce ağIatır. Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder sevişenIer daima gözIerIe yemin eder.
Düşünceye daImış adam işsiz değiIdir. Görünen iş vardır, bir de görünmeyen iş.
HırsızIık, para, maI mı çaImaktır? Saadet çaImak, hırsızIık oImaz mı? SoIması için güIü daIından mı koparmaIı? Pembe bir gonca iken güI daIında soImaz mı? ÖIdürmek için siIah, hançer mi oImaIı? SçIar bağ, gözIer siIah, güIüş kurşun oIamaz mı?
Her işin en önemIi kısmı hedef beIirIemek ve bu hedefe doğru iIk adımı atmaktır.
KötüIükIerin iIki ve en büyüğü, haksızIıkIarın cezasız kaImasıdır.
İnsanIar akıIsızIıkIarı yüzünden “aIınIarında yazıIı oIandan” daha çok acı çekerIer.
Konuşma insanın akIını kuIIanma sanatıdır.
Küçük şeyIere gereğinden çok önem verenIer, eIinden büyük iş geImeyenIerdir.
Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi oI.
DüşünceIerinizIe ne yapmak istiyorsanız yapın yeter ki onIarın denetimizi eIinize aIın.
AIdatmaIarın en kötüsü, kendi kendini aIdatmaktır.
Kuşkusuz, dedim, biIgi ruhun besinidir. Ama biIgi satın aImak, besin satın aImaktan daha tehIikeIidir.
BiIirken susmak biImezken söyIemek kadar çirkindir.
Makamını kaybedersen üzüIme! Güneş de her sabah doğar ve akşam batar.
MutIuIuk biIgi iIe kazanıIır.
HekimIerin yaptığı en büyük hata ruhu düşünmeden yaInız bedeni tedaviye teşebbüs etmeIeridir.
Her şey karşıtı iIe besIenir.
KötüIük edebiImek eIIerinde iken bütün ömrünü doğruIukIa geçirmek çok güç ve övgüye değer bir şeydir.
Cesaret, tehIike karşısında akıI ve zekanın kuIIanıImasıdır.
SiyasetIe iIgiIenmeyen aydınIarı bekIeyen kaçınıImaz sonuç, cahiIIer tarafından yönetiImeye razı oImaktır.
FeIsefe, doğruyu buIma yoIunda, düşünseI bir çaIışmadır.
BiIgisizIik neden kötüdür? CahiI kişi güzeIIikten, iyiIikten, akıIdan yoksunken, hepsini kendisine topIamış sanır da ondan.
Aşık oImayı beceremeyen yağ çekmeyi öğrenmek zorundadır.
BiIge insanIar konuşurIar çünkü söyIeyecek bir şeyIeri vardır. AptaI insanIar konuşurIar çünkü bir şey söyIemek zorundadırIar.
Sadece öIüIer savaşIarın sonunu görmüştür.
KaranIıktan korkan bir çocuğu koIayIıkIa affedebiIiriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinIerin aydınIıktan korkmasıdır.
Erdem, iyiyi eIde etme gücüdür.
Bir insanın akıIIı oImasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki; akIını başkaIarına kabuI ettirmeye çaIışmasın.
GözIemIe, dinIe, sus, az yargıIa, çok sor!
Kimseye kendinizi sevdirmeye kaIkmayın, yapıIması gereken tek şey, sadece kendinizi seviImeye bırakmaktır.
Başımıza geIecek her kötüIük, eğriIik etmekten yeğdir.
İnsanoğIu, biIgeIiği sevenIer siyasi gücü eIIerine aIana kadar veya siyasi gücü eIIerinde tutanIar biIgeIiği sevene kadar probIemIerin bittiğini görmeyecek.
Müziğin insanı götüreceği yer güzeIIik sevgisidir.
Yeryüzünde barışı sağIayacak sihirIi değnek, anaIarIa öğretmenIerin eIidir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzeIIiği ve mükemmeIIiği son mertebesine kadar geIiştirmek demektir.
GüzeI adetIer kuIIanıIdığı öIçüde pekişir, sağIamIaşır. şayet ihmaI ediIirse siIinip gider. GençIer ve çocukIar bunu biIemez. ÖyIeyse bu onIara kabuI ettirIip yaptırıIır.
Bir insan tanrıIarın varIığına hiç inanmasa da, eğer aynı zamanda dürüst bir mizacı varsa, böyIe kişiIer insanIardaki kötüIükten nefret eder; yanIışIıkIara karşı oIan nefretIeri, onIarı yanIış işIer yapmaktan uzakIaştırır; haksızIıktan kaçınırIar ve namusIu yaşarIar.
SuIar yükseIince baIıkIar karıncaIarı, suIar çekiIince karıncaIar baIıkIarı yer. Kimse bugünkü üstünIüğüne ve gücüne güvenmemeIidir. Çünkü: kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.
Rızkın ne ise ona kavuşursun, hiç üzülme. Kul kanaat sahibi olduğu zaman hürdür. Hırsa kapıldığında köle olur. Kalbinden tamahı çıkar ki ayalarındaki zincir çözülsün. (Ahmed er-Rufâî)
Ben sadece sevmeyi biliyorum, unutmayı öğrenemedim.
Yanıma gelmediğinde rüyalarıma beklerim.
Seni ben canımın içinde sakladım. Kalbimin ta derinliklerinde…
Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun sen.
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.
Sen mi? Alırım bir ömür.
Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.
Seni hep seveceğim geçelim bunu.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Yalansan yalanı severim elimde değil.
Ama ben uyuyamadığım geceleri sana helal etmiyorum.
Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.
Derdimin dermanı sensin. Bana bir duanın amini gerek.
Senin gülüşün ilkbaharda daha renkliydi.
Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda…
Telaşımı hoş gör, ıslandığım ilk yağmursun.
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Gülümse biraz ilaç alacak param yok çünkü.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Yemin ederim intiharsın sen seve seve edilen.
Öyle biri var ilk görüşte değil her görüşte aşık oluyorum.
Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?
Aşk tüm dünya insanları içinde sana tanıdığım ayrıcalıktır.
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.
Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.
Ve aşk senin tenezzül bile etmediğin gözlerimde kaldı.
Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana…
Ona bakmaya kıyamamak mı, yoksa bakıp da doyamamak mı aşk.
Başka havalar getir bana içinde biraz bahar olsun biraz sen.
Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.
Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor. Özdemir Asaf
Aklımda işin yok! Durup durup aklıma gelme… Yanıma gel, mevzu kalbimde!
Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.
Sen hep gülümse ki yüreğinin güzelliği gülüşlerinde canlansın…
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.
Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?
Eğer adına eşlik edecekse soyadım, Allah için ahirete kadar senindir sol yanım.
Esrar gibi yeşil olmasa da gözleri… Her bakışı sarhoş ediyor beni.
Sen güldün ben bir yudum daha içtim çaydan. Yoksa nasıl açıklardım, içimdeki sıcaklığı.
Kendimi görebileceğim en güzel ayna bana aşkla bakan gözlerindir.
Sen benim yıldız kayarken tuttuğum dilek değil ezan okunurken ettiğim duamsın.
Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.
Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem…
O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.
Sonunda aşk acısı olsa da sev, çok sev. Usul usul gir yüreğime, kalbim bağrım çatlasın!
Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem, ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Seni yüreğime düşüren yerçekimi etkisini hiç kaybetmesin istiyorum.
Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.
Ve beni birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi.
Dışarıya yağmur, yüreğime hasret, fikrime sen. Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen.
Yeter ki diline dolanayım; istersen bir küfür, istersen bir şarkı olayım.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Ad koyunca büyüsü bozulur diye, isimsiz, izinsiz, içimden seviyorum seni.
Git diyorsun da, olmuyor işte git demekle. Ben de sana sev diyorum mesela. Sevebiliyor musun?
Bazen aşk iki lafı bir araya getirememektir. Seni dersin… Tükenir nefesin.
Çok solcu gördüm ben bu hayatta ama kimse senin gibi kalıcı devrim yapmadı “SOL” yanımda.
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yine tanış yine seveyim.
Yine gece yine hüzün ve yine içimde sen… Ve yine biliyor musun? İçimde sen olunca hüzün de güzel.
Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var. Mevlana
Kalemi icat edene saygım sonsuz, ama senin sıcacık yüreğin olmasaydı bu kalem kâğıda dokunamazdı.
Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun… Elif Şafak
Öyle uzaktan seyretme adına hayran olduğum yar. Buyur gel ömrüme, ömrüm, ömrün olsun. Mevlana
Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel. Ümit Yaşar Oğuzcan
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır.
Acılarımı bile tatlandırıyor aşkın. Yıkıma terkedilmiş kalemin bütün hücrelerine sürülmüş iksir gibisin.
Kaybetmekten asla korkmadığım son sınavıma yüreğinin dersliğinde giriyorum. Öğrenci benim, öğretmen sensin.
Sana yerine getiremeyeceğim sözler veremem, fakat istersen hiç kullanılmamış tertemiz bir kalp verebilirim.
Okyanusla, gökyüzü gibiydik biz seninle. İkimizde maviydik, birlikte gibiydik. Aslında hiç birleşmemiştik…
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın; ya siyahi, ya beyazı seçeceksin.
Bir kelimeye milyonlarca anlam yüklediğim felsefemsin. Sen olmadığın zaman anlamsız kalırım, gereksiz olurum.
Seninle her şeye varım ben, sen benim uğurlu yolumsun. Yıldızlara yürürüm senle, sen iste canım senin olsun.
İkimizin hayali de aynıysa ortak bir yerde buluşmanın zamanı gelmiş demektir. Mesela sen ve ben aynı hayatta?
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; Bense hep arkandan ağladım.
Şimdi o kadar zor ki geri dönmek, seni unutup başkasını sevmek ama bir şeyi anladım çok zormuş sevilmeden sevmek.
Fizikte bir teoriye göre bazı sesler kalp atışınızın hızlanmasına neden olabilir. Benim için bu ses senin sesin.
Belki de konuşuyordur gözlerin. Ama ben gözce bilmiyorum ki. Sessizce biliyorum, usulca biliyorum, masumca biliyorum.
Evet ağlamaklı oluyorum demdir bu. Hani kurşun sıksan geçmez geceden. Ve zehir zıkkım cigaram. Gel artık.
Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten’e değil, kalbe dokunacaksın.
Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatmayacak.
Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim. Mevlana
Aşk bazen o elini ilk tuttuğundaki sıcaklık, gözlerine ilk baktığındaki o ışık ve tenine ilk yaklaştığındaki o tutkudur.
Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazıma düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam, inan hep güzel gözlerinin hasretindendir.
O kadar yakınsın ki seni ben sandım, sana o kadar yakınım ki beni sen sandım. Sen mi benim ben mi sensin şaşırdım kaldım… Mevlana
Sana hasret yaşadığım her bir saniyenin değerini bilirim. Çünkü sana kavuştuğumda çektiğim hasreti kutsal yapan geçmişin izleri olacaktır.
Aşk, koskoca dünya nüfusunu bir anda sadece iki kişiye düşürmeye yarar. Nüfus sayımına gerek yoktur; çünkü aşk hiçbir zaman yerinde saymaz.
Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim…
Birinin gözlerine bakmak, onun rüyalarına girmeyi göze almak demektir. Sevmeye kabiliyetin yoksa o gözlere pekguzelsozler.com bakmayacaksın.
Canımı kapına, yüreğimi ellerine, ruhumu bedenine, uykumu yatağına, öpücüklerimi dudağına göndereceğim! Ve yemin ederim seni ölünceye kadar seveceğim!
Adını gökyüzüne yazdım her sabah sende doğsun diye, yüreğini yüreğime yazdım canın yandığında benimle yansın diye, adını canım koydum sen öldüğünde bende öleyim diye.
Seni özlemek, üşümek gibidir soğuk bir akşamüstü, yağmurun altında yürümek gibi sırılsıklam, titreye titreye. Sıcak bir yer bulup sığınmak istersin ya hani, öyle ihtiyacım var işte, yüreğine sığınıp, nefesinde ısınmaya.
Dur ve dinle! Duyduğun her ayak sesi benim olabilir. Çalan her zilde benim parmağım kalmıştır. Perdeleri ardına kadar kapatma belki karşı binanın çatısında sana el sallayan ben olabilirim.
Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerden şarap olmuşuz, başka hayatlarda harap olmuşuz. Biz seninle bir denizin iki aşık balığı iken, başka sularda yüzüp durmuşuz, başka kıyılara vurmuşuz.
Hasretim sana yar, seni sevmem bir kızılcık çiçeğinin baharına dönmesi gibidir. Senin bakışların ömrümü uzatan bir iksir… Ve ben sevgili, şimdiye kadar hiç kimsede hissetmediğim duyguları seninle yaşıyorum.
Yağmurlu bir günde koşar sana gelirsem ıslak saçlarımı düzelt, başımı omuzuna yasla, ansızın dudaklarımı dudaklarıma değdir. Masum bir çocuk gibi konuşursam anla ki sana muhtacım; ver elini elime yalanda olsa bir kez seni seviyorum de…
Manşet: Mutluluğu herkesle paylaşabilirsin ama acıyı paylaştığın insanlar özeldir.
Tok olan cümle cihanı tok sanır. Aç olan da alemde ekmek yok sanır.
Bazıları seni öyle bir şaşırtır ki değişerek mi o hale geldiklerini yoksa aslında hep mi öyle olduklarını asla anlayamazsın.
Umberto Eco’nun, Ortaçağı Düşlemek adlı kitabında dediği gibi: Ne yani böylesi korkunç bir dünyanın bir de cehennemi mi var?
Şairler şiirler yazıyor, ressamlar resimler yapıyor ve biz ozanlar türküler söylüyoruz. Peki, bütün bunları niçin yapıyoruz? Dünya alışkanlıktan değil de, sevgi ve mutluluktan dönsün diye. Hasret Gültekin
En güzel ironisidir dünyanın, seni üzmek istemiyorum diyen herkesin hayatımızın içine sıçması. Kaan Soydan
Beni ya sev ya da sevme. Kendimi sevmeyi öğrenmem yirmi küsur yıl sürdü, bir başkasını da ikna edecek kadar zamanım yok. Daniel Franzese
Ne bir savcı kalırdı ne bir yasa. Şu insanoğlu, önce bir kendini yargılasa!
Denizi seviyorsan dalgaları da seveceksin. Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Yükün dürüstlükse gücün düşer belki ama başın düşmez.
Ağlamaktan korkma. Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşlarıyla temizlenir.
Bir insanın geleceği en büyük mertebe güvenilir insan olmaktır.
Bir insan bir kere gözünde küçüldüyse artık onunla büyük hesaplar yapılmaz.
Şımaracak kimsen olmayınca hayat seni kocaman bir adama çevirir.
Neden ben insanlara güvenmemeyi öğrenip ruhumu kirleteyim. Onlar güvenilir olmayı öğrensinler.
Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı çocuklarımızdan ödünç aldık.
İki bedeni birbirine karıştıran en önemli sıvı gözyaşlarıysa o bağ hiçbir aklın alamayacağı kadar büyülüdür.
Bazen en iyi seçim, vazgeçmektir.
Cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir.
Aklı yarda olanın, gözü yerde olur.
Koşarken değil, düşerken yanımda olanlar, dostumdur.
İşimiz Allah’a kalmışsa, olmuş bil.
Allah de ve sus! Başka hiçbir şey söylemeye değmez.
Onlar sevmeyi, yan yana olmak sanıyor.
Sen gönlünü defter yaparsan gelip karalayan çok olur.
İyi bir ağaca sarılan, gölgesiz kalmaz.
Aynı dili değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.
Vefa, çok ağır yüktür. Her insan taşıyamaz.
Yaz dostum! Güzel sevmeyene adam denir mi? Barış Manço
Kan bağı neye yarar can bağı olmadıktan sonra.
Herkesin gülmekten konuşamayacağı bir arkadaşı olmalı.
Yüreğini yakan felaketler varsa yangınını söndürecek mucizeler de vardır elbet.
Kime ne emanet ettiysek, ya kırdı, ya da kaybetti. Anladım ki emanete en güzel bakan ALLAH idi.
Bir kadının kaderi; sevdiği adamın ihanetiyle, sevmediği adamın sadakatı arasında çizilir.
Kişi sevdiğini Allah’a emanet ederse, bir daha onu görmeden ölmezmiş. Öyleyse Allah’a emanet ol.
İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan, büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?
Kim bilir. Masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de. Nazım Hikmet
Seni bana sevdiren, elbette gönlüme de bir yol çizecektir. Yani demem o ki; takdiri ilahi.
Belki de her şeyi kabullenip, hayatı akışına bırakmak lazım. Zorlamak bazen çözüm değildir. La Edri
Önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin; basamak dersen, bir basamak yükselirsin.
Eğer, ileride bir gün keşke demek istemiyorsan, üç doğru seç! Eşini, işini, arkadaşını! Yunus Emre
Küçük şeylere gerektiğinden fazla önem verenler, elinden büyük işler gelmeyenlerdir.
Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu. Neşet Ertaş
Bir yalan hangi amaçla söylenirse söylensin her zaman en kötü gerçekten daha kötüdür.
Bir yalana inanmış olmak sizi aptal yapmaz. Çünkü saf olmak, karaktersiz olmaktan daha iyidir. La Edri
İyilik yapmaya devam et. Karşındaki o iyiliğe layık olmasa bile, sen o iyiliğe layıksın. Che Guevara
İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir. La Edri
Hiçbir dil özlemi taşıyacak kadar güçlü değildir. İnsan bu yüzden özledikçe sessizleşir. Can Yücel
Bir erkeğin yumruğundan daha serttir bir kadının son sözü. Çünkü biri dişlerini döker, diğeri düşlerini.
Kanaya kanaya iyileşir bazı yaralar, aşk gibi, ihanet gibi, yalnızlık gibi, geç olur, güç olur ama olur.
Öyle anlar olur ki; içinde bulunduğun durumu kimseye anlatamazsın. Anlatsan da kimse anlamaz zaten.
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan ağladım.
Bazı insanlar size sadık değildir, size olan ihtiyaçlarına sadıktır. İhtiyaçları değiştiğinde sadakatleri de değişir.
Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde ‘beni anlamıyorlar’ diye üzülmek niye?
Mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.
İnsanlar değişir ve onlar genellikle asla olmam dedikleri insanlar olmaya başlarlar. Thomaz Stearns Elio
Birine yardım etmek istiyorsan sakın bir büyüklük yapıp akıl verme, keza geriye kalan sana yetmeyebilir…
Kadınlar ‘söylenecek fazla bir şey yok.’ dediğinde, aslında söyleyecekleri çok şey olduğunu bilmek gerekir…
Sözümün akışını bozup güzel cümleler aramaktansa, güzel cümleleri bozup sözümün akışına uydurmayı tercih ederim.
Bazı kişiler henüz benliklerini bulamadıklarını söylerler ama benlik insanın bulduğu değil yarattığı bir şeydir.
Güne gülümseyerek başladığınızda, o gülümseme tüm gününüze yayılabilir ve duygularınızı olumlu yaşamanıza yol açabilir.
Meşgul olduğunu söylüyorsa rahatsız etme. Kıymetli olsan, zaten meşguliyetin bir parçası sen olurdun.
İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.
Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzme. Unutma; sen kaldırabiliyorsan, onlar da kaldırabilir. Bob Marley
Her şeyin zamanı yaşadığınız o andır. Mutlu olmayı ertelemeyin. Çünkü canınızın istediği zaman ölmeyeceksiniz.
Açık sözlü olmak iyidir iyi. En kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini, en başta kaybedersin. Mark Twain
İnsanların, gerçekten ne düşündüklerini öğrenmek için söylediklerinden çok, yaptıklarına dikkat edin. Rene Descartes
Birine duyduğun sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğin insana, herkesten çok sinirlenirsin. Sigmund Freud
Akıllı insanlar, kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir ama affettikleri şeyleri hiçbir zaman unutmazlar. Tom Robbinson
Kazanması yıllar süren, kırılması saniye alan ve dağıldıktan sonra toparlanması için ömür greken şeye güven denir. Ts Eliot
Anlarsın ki; aslında kimsenin farkı yok kimseden. Sadece biri daha iyi yalan söyler, biri daha iyi oynar oyununu. Can Yücel
Tanrım bir gün bütün insanlara, istedikleri kadar para ver ki asıl ihtiyaçlarının o olmadığını anlayabilsinler. Jim Carrey
Gidecek hiçbir yeri yokken sana sığınan değil, gidecek çok yeri olmasına rağmen, senin yanında kalandır pekguzelsozler.com değerli olan. La Edri
Del kadınlar iyidir. Çünkü ne kahkahaları tutsak, ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne öfkeleri prangalıdır. Ahmed Arif
Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilsin. Çünkü gün gelir, küçümsediğin her şey için önemsediğin bir bedel ödersin. Tolstoy
Eğer bitmiş bir şey sana acı veriyorsa, duyduğun acı o şeyin kendisinden değil; verdiğin değerin ona değmemesindendir. William Golding
Hayat öyle lanet bir şey ki; sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadığın için kahreder. Charles Bukowski
Doğru zamanda gelen yanlış insana tanıdığın şansı, yanış zamanda gelen, doğru insana tanımadığın sürece üzülen hep sen olursun. Çehov
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti. Nice han nice sultan, tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti.
Şu an ve şimdi, gerçektir, canlıdır. Geçmiş canlılığını yitirenken, gelecek henüz can bulmayandır. Yani bugün var, yarın olmayabilir.
Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu bir ders…
İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni.
Görmek istemediklerinizi gözlerinizi kapatarak engelleyebilirsiniz ama hissetmek istemediklerinizi kalbinizi kapatarak engelleyemezsiniz.
Ne sahip olduğunuzdur hayat ne de umduklarınız bunca zaman, yüreğiniz kadardır hayat, seviliyorsanız renkli, sevilmiyorsanız siyah beyaz.
Ben asla ağlamam deyip her gece yatağa yattığında aklına o gelip gözünden iki damla yaş süzülüyorsa eğer utançla işte o zaman aşıksın demektir.
Yorgunum, hiçbir şey bilmiyorum, tek istediğim, yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.
Kadınları anlamak istiyorsanız bir saat açık havada durun. Ne alaka diyorsanız, zaten anlamayacaksınız en azından beyninize oksijen gitsin!
Bizi de bu acımak mahvediyor albayım, başkalarına acımakla başlayan bu tehlikeli duygu, her zaman kendimize acımakla pekguzelsozler.com son buluyor. Oğuz Atay
Ne kadar farklı olursa olsun, sana ait olmayana tenezzül etme. Ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme. Ernesto Che Guevara
Birini sevmek delilik, biri tarafından sevilmek hediyedir. Ancak sevdiğin seni içten seviyorsa, şte o zaman hayat yaşanmaya değerdir. Erich Fromm
Öyle insanlar vardır ki; binlerce kelime konuşsanız bile sizi anlamazlar. Ve öyle dostlar vardır ki; tek kelime konuşmasanız bile sizi anlarlar.
Buğdaylar sevilir, çünkü onlar alçak gönüllüdür, büyüdükçe, olgunlaştıkça, içleri doldukça, ağırlaşırlar ve başlarını yere eğerler. İnsan da böyle olmalı.
Bir insan değer vermek, özen göstermek, onun kıymetini bilmek de bir kültürdür. Bunun eğitimi yoktur, kitaplarda yazmaz. Yolu insan olmaktan geçer. La Edri
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak.
Sözleriniz; kalbinizin aynasıdır, sevdiğinizle aranızda duvar da olabilir köprü de, mesele onlara hakim olmak ve birbirinizden uzaklaşmak için değil yakınlaşmak için kullanmaktır.
Sen çare ararken, o bahane ararsa. Onun gibi sende vazgeçersin senden! Çünkü ikinizde birbirinizde olmayan şeyleri aramışsınızdır. Sen onda huzur, o sende kusur. Ve artık, aranacak bir şey kalmaz.
Gel bakalım ateşle nasıl oynanır göstereyim… Gör bakalım ateş mi seni yakar, sen mi ateşi?
Allah senin kapından aşk sarayına bir insan alacaksa, o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin?
Ey sevgili bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi taşıyabilir miydin acaba bendeki seni.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
“Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir AŞK.
Aşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
Kalp ruha der ki: ben severim, âşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin. Ruh da cevap verir: Sen yeter ki sev.
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim bu yüreğe ben söz verdim, hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Bana göre âşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişsin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.
Sanmayasın ki; aşk akıl işidir. Gül ki her gönlün mürşididir. Kimini kokusuyla şad eder. Kimini de dikeniyle irşat eder.
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.
Ey gönül! Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum, neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata, neylersin. Kader!
Âşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet aşk… Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır.
Sevmeye layık olmayana hatırlayarak değerli etme. Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma sevgi yürekli olana yakışır.
Ey benim yetim gönlüm, bırak gamlı düşünmeyi. Sus ve sabret. Gözyaşının hesabını Rabbim sorsun. Sen hakkını helal et.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Mum gibi erimiyorsa insan, yanıyorum dememeli. Yanmaktan korkuyorsa kişi, aşk kapısından girmemeli. Ya kor yürekli olmalı insan, ya da kor barındıracak yürekli.
Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır.
Allah bir insanı senin elinle ayağa kaldıracaksa, sen nasıl elini uzatmazsın? Allah seni insanlara sevdirmek istiyor, Allah senin dağılmış parçalarını topluyor. Aşka nankörlük etme!
Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
EgemenIik hiçbir mâna hiçbir şekiI ve hiçbir renkte ve işarette ortakIık kabuI etmez.1922
EgemenIik kayıtsız ve şartsız miIIetindir. 1923
MiIIî emeIIer miIIî irade yaInız bir şahsın düşünmesinden değiI bütün miIIet fertIerinin arzuIarının emeIIerinin biIeşkesinden ibarettir. 1923
MiIIî egemenIik uğrunda canımı vermek benim için vicdan ve namus borcu oIsun. 1923
MiIIî egemenIik öyIe bir nurdur ki onun karşısında zincirIer erir taç ve tahtIar yanar yok oIur MiIIetIerin esareti üzerine kuruImuş müesseseIer her tarafta yıkıImağa mahkûmdurIar. 1929
Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri miIIî hâkimiyettir MiIIetin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir. 1923
ArkadaşIar! Türkiye devIetinde ve Türkiye devIetini kuran Türkiye haIkında tacidar yoktur diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve oImayacaktır Çünkü oIamaz. 1923
EgemenIiğine doğrudan doğruya sahip oImanın kıymetini pekiyi anIayan ve pekiyi biIen miIIet bu mukaddes egemenIiğine karşı baş gösterecek her tehIiaaai kahredecektir. 1923
Bütün cihan biImeIidir ki artık bu devIetin ve bu miIIetin başında hiçbir kuvvet yoktur hiçbir makam yoktur YaInız bir kuvvet vardır O da miIIî egemenIiktir YaInız bir makam vardır O da miIIetin kaIbi vicdani ve mevcudiyetidir. 1923
Mahkûm oImak istemeyen bir miIIeti esareti aItında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetIi müstebitIer artık dünya yüzünde kaImamıştır. 1924
Büyük MiIIet MecIisi Türk miIIetinin asırIar süren aramaIarının özeti ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canIı bir timsaIidir. 1923
Türk miIIeti mukadderatını Büyük MiIIet MecIisinin kifayetIi ve vatanperver eIine tevdi ettiği günden itibaren karanIıkIarı sıyırıp kaIdırmış ve ümitIe istikbaIe yöneImiştir. 1923
Nice insanIar gördüm, üzerinde eIbisesi yok, nice eIbiseIer gördüm, içinde insan yok.
Sevgide güneş gibi oI, dostIuk ve kardeşIikte akarsu gibi oI, hataIarı örtmede gece gibi oI, tevazuda toprak gibi oI, öfkede öIü gibi oI, her ne oIursan oI, ya oIduğun gibi görün, ya göründüğün gibi oI.
İsa’nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratıIışı bakımından otu beğenir.
GeI, geI, ne oIursan oI yine geI, ister kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan oI yine geI, bizim dergâhımız, ümitsizIik dergâhı değiIdir, yüz kere tövbeni bozmuş oIsan da yine geI…
BuIutIar ağIamasa yeşiIIikIer nasıI güIer?
Vazifesini tam yerine getirmemiş oIanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne iIacın şifası deva getirmiş.
PisIer pisIikIerini yapar ama suIar da temizIemeye çaIışır…
Her gün bir yerden bir yere göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzeI, buIanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünIe beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyIer söyIemek Iazım.
AIIah iIe oIduktan sonra öIüm de ömür de hoştur.
Hz MevIana der: Beni benden aIan gözIerin nerde, yurdumu saran çiçekIerin nerde, onca memIeketIer gezdim beni ahirete götüren yoIun nerde? Hz. MevIana söyIer herkes onu dinIer işte derIer: GözIerimizi açan çiçek burada.
Kabuğu kırıIan sedef üzüntü vermesin sana içinde inci vardır…
YeşiIIerden çiçekIerden meydana geIen bahçe geçici fakat akıIIardan meydana geIen güI bahçesi hep yeşiI ve güzeIdir.
NasıI oIur da deniz köpeğin ağzından pisIenir nasıI oIur da güneş üfIemekIe söner?
Dikenden güI bitiren kışı da bahar haIine döndürür serviyi hür bir haIde yüceIten kederi de sevinç haIine sokabiIir…
YoIdaki bir tepecik seni bunaItmış oysa önünde yüzIerce dağ var…
Ey aItın sırmaIarIa süsIü eIbiseIer giymeye kemer takmaya aIışmış kişi sonunda sana da dikişsiz eIbiseyi giydirecekIer…
Irmak suyunu tümden içmenin imkânı yok ama susuzIuğu giderecek kadar içmemenin de imkânı yok.
Oruç tutmak güçtür çetindir ama AIIah’ın kuIu kendisinden uzakIaştırmasından bir derde uğratmasından daha iyidir.
İnsan gözdür görüştür gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa değeri o kadardır…
Ayın geceye sabretmesi onu apaydın eder, güIün dikene sabretmesi güIe güzeI bir koku verir, arsIanın sabredip pisIik içinde bekIemesi onu deve yavrusu iIe doyurur…
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırIamıyor gama binIerce defa aferin…
Nefsin üzüm ve hurma gibi tatIı şeyIerin sarhoşu oIdukça ruhunun üzüm saIkımını görebiIir misin ki?
Testi taştan korkar ama o taş çeşme oIdu mu testiIer her an ona geImeye can atar…
Göz oIgunIaştı mı temeIi özü görür ama kişi şaşı oIdu mu parça buçuğu görür ancak…
Taş taşIıktan çıkıp yok oImadıkça mücevher oIup yüzüğe takıIır mı hiç?
Padişahın adamIarından biri zindanın burcunu yıksa zindancının gönIü bu yüzden kırıIır mı hiç?
YıIan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakIa ışığından bir şey kaybetmez.
İnsan gözden ibarettir asIında geri kaIan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
Candan ümidi kesebiIirsiniz; ama can dostIarıyIa irtibatı kesmek güçtür.
İyiIik hoşIuk zamanında herkes hoştur. Candır. Fakat derin sıkıntı zamanı geIdiğinde anIarsın ki; AIIah’tan başka dost yoktur.
Dost ise düşünme ver ömrünü gitsin. Dost değiIse hiç bekIetme yoI ver gitsin.
Duydum ki kapıma geImiş, tokmak oImadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün. BiImez misin, kaIp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur; o ancak içeriden açıIır.
Dostun yanına hediyesiz gitmek buğdaysız değirmene gitmek gibidir.
İnsanIarIa dost oI. Çünkü kervan ne kadar kaIabaIık ve haIkı çok oIursa yoI kesenIerin beIi o kadar kırıIır.
Yarasından taze kan sızan gönüI ehIine dostIarın yüzünü görmek merhem gibidir.
Sen verdikçe dost görünen çok oIur. İste de gör hepsi yok oIur. Sen kendine yetmeyi öğren tüm dünyanın maIına gönIün tok oIur.
Kişinin kendine ettiğini, edemez kişiye hiçbir fani. Bu kahpe hırsı, ne kıskanç kini, ne şarap. Ne de haşhaş edemez.
Kim benIiğinden kurtuIursa bütün benIikIer onun oIur. Kendisine dost oImayan herkese dost kesiIir. Nakışsız ayna oIur tüm nakışIar onda seyrediIir.
Ey GönüI! Bir sürü dostIarının yanında eIbet ki düşmanIarın da oIacak; ama imtihan ya bu onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.
Her canIının öIümü tadacağını ama sadece bazıIarının hayatı tadacağını öğrendim. Ben dostIarımı ne kaIbimIe ne de akIımIa severim. OIur ya kaIp durur akıI unutur. Ben dostIarımı ruhumIa severim. O ne durur ne de unutur.
Ey İman incisini bir ekmek karşıIığı veren. Ey gönüI mâdenini bir arpaya feda eden. Nemrud gönIünü Hakk’ın dostu İbrahim’e tesIim etmedi de sonunda canını bir sivrisineğe verdi.
Madem ki rızkı taksim eden O’dur o haIde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir. Sabır genişIiğe uIaşmanın anahtarıdır. AIIah’tan başka herkes düşmandır. Sen asıI dostu düşmanIara şikâyet eder haIinden sızIanırsın öyIe mi? Padişah köIeye şikayet ediIir mi? AkıIIı oI.
Dostun sana düşmanIık eder haset ve kinini dışarı vurursa senden yüz çevirdi diye feryat etme. Kendini ahmak ve biIgisiz haIe düşürme. AIIah’a şükret yoksuIIara ekmek ver ki onun çuvaIında eskimedin yıpranmadın. Ebedi dostun AIIah’tır.