Grup Adı : Canterbury Small Business Free Advertising Page
Üye sayısı : 2,900 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Grup Adı : Canterbury Small Business Free Advertising Page
Üye sayısı : 2,900 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Grup Adı : House /Apartment /Flat /Room for rent in Leicester & Leicestershire UK
Üye sayısı : 5,400 civarı
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Grup Adı : Jobs in Arizona
Üye sayısı : 15,200 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Manisa’da 2320 kilometrekare alana yayılan ve Türkiye’nin en genç volkanik sahalarından biri olan Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı; doğal, jeolojik ve kültürel zenginliği sebebiyle ülkemizin en önemli jeoturizm alanlarından biridir.
Grup Adı : Buy Sell Ohio
Üye sayısı : 1,800 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur. Nadir bulunacak bir gruptur üyelerin % 96 sı bayan ve ABD kitledir.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Âl-i İmrân Sûresi, 103
Grup Adı : Stafford Exchange | BuySell&Swap
Üye sayısı : 2,500 civarıiletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Grup Adı : Metin2 Marmara Ticaret Sohbet
Üye sayısı : 9,600 civarı
Grubun herhangi bir engeli yoktur. Grup üyeleri karışıktır ama oyun grubu olarak aktifleşmektedir.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
#DünyaKahveGünü kahve ağacını tanıyalım!
Her geçen gün artan yaşlı nüfusla daha önemli bir kavram haline gelen yaşlılığı; kronolojik, biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve toplumsal olarak inceleyen bu bilim dalının adı, ilk kez 1903 yılında Nobel ödüllü Rus bilim insanı İlya Meçnikov tarafından kullanılmıştır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Bir kadınla bir erkek bir yerde baş başa kaldıklarında üçüncüsü şeytandır.” (İbn-i Hanbel, Müsned, I, 227; III, 339)Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Âhir: Varlığının sonu olmayan, tüm varlıkların hayatı son bulsa da varlığı daimi olan, demektir.Grup Adı : Buy Sell Dubai
Üye sayısı : 84,600 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur. Üyeleri nadir bulunacak türdendir, Dubai ağırlıklıdır.
iletişim için direk whatsapdan yazabilirsiniz 0 505 829 90 60
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allah, bir kuluna hayır murâd ettiğinde onu insanların ihtiyaçlarını karşılama yolunda istihdâm eder.” (Süyûtî, II, 4/3924)Bir gün Hazret-i Ali, zevce-i muhteremesi Fâtımatü’z-Zehrâ’ya:
“–Çok acıktım, evde yiyecek bir şey var mı?” diye sordu. Hazret-i Fâtıma, evde yiyecek bir şey bulunmadığını, yalnız altı akçelerinin olduğunu söyledi. Hazret-i Ali bu altı akçeyle yiyecek almak üzere çarşının yolunu tuttu. Yolda giderken birinin, bir müslümanın yakasına yapışmış:
“–Ya hakkımı ver ya da yürü mahkemeye gidelim!” dediğini duydu. Borçlu adam biraz mühlet istiyorsa da alacaklı müsâade etmiyordu. Adamların çekişmelerini gören Hazret-i Ali:
“–Münâkaşanız kaç para içindir?” diye sordu.
“–Altı akçe için.” cevâbını alınca, kendisinin de muhtaç olduğu o altı akçeyi vererek, borçlu müslümanı sıkıntıdan kurtardı. Ardından Hazret-i Fâtıma’ya ne cevap vereceğini düşünmeye başladı. Sonunda; «Nasıl olsa Fâtıma, kadınların seyyidesi, Rasûlullâh’ın kızıdır, anlayış gösterir.» diyerek evine döndü. Hazret-i Ali (ra) yaptığı îsârı Fâtıma vâlidemize anlattı. O da:
“–Çok iyi yapmışsın, el-hamdü lillâh, bir müslümanı hapisten kurtarmışsın. Hak Teâlâ bize kâfîdir.” buyurdu. Fakat biraz da mahzun oldu. Hazret-i Ali, onun üzüntüsünü sezip, iki oğlunun da açlıktan ağladığını görünce gönlünde bir kırıklık hissederek dışarı çıktı. «Bâri Rasûlullâh’a gideyim de O’nun mübârek yüzünü seyrederek üzüntümü unutayım.» diye düşündü. Bu düşünceyle yürürken, elinde besili bir deve olan bir kimseye rastladı. O şahıs Hazret-i Ali’ye:
“–Bu deveyi satıyorum, alır mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali parasının olmadığını söylediyse de adam veresiye olarak deveyi yüz akçeye sattı. Hazret-i Ali, elinde deve ile biraz uzaklaşmıştı ki, yolda rastladığı başka bir adam:
“–Bu deveyi bana üç yüz akçeye satar mısın?” diye sordu. Hazret-i Ali kabul etti ve deveyi o şahsa sattı. Üç yüz akçeyi peşin alınca da çarşıdan yiyecek bir şeyler alıp evine götürdü. Hazret-i Fâtıma’ya, olup biteni anlattı. Yemeklerini yiyip Allâh’a hamd ü senâlar ettiler. Daha sonra Hazret-i Ali, evinden çıkıp Peygamber Efendimiz’in yanına gitti. Efendimiz (sav):
“–Yâ Ali! Deveyi kimden alıp, kime sattın biliyor musun?” buyurunca:
“–Allah ve Rasulü bilir.” dedi. Peygamber Efendimiz:
“–Sana deveyi satan, Cebrâil (as); satın alan da İsrâfil (as) idi. Deve de cennet develerinden idi. O müslümanı sıkıntıdan kurtardığın için Hak Teâlâ dünyada bire elli verdi. Âhirette vereceğinin hesabını ise kendisinden başka kimse bilmez.” buyurdu. (Ramazanoğlu Mahmud Sâmî, Hz. Aliyyü’l-Murtezâ, s. 54. s. 119-122.)îsâr: İhtiyaç duyduğu şeyleri başkalarına vermek, diğer bir ifadeyle, başkalarını kendisine tercih etmektir. Buna îsâr adı verilmektedir.