SABRIN MEYVESİ - DİNİ HİKAYEPeygamberimiz’in ‘’sallallahü aleyhi ve sellem’’ torunlarından ve mezheb imâmımız İMÂM-I A’ZAM’ın ‘’rahmetullahi aleyh’’ hocalarından olan CA’FER-i SÂDIK’A ‘’Radıyallahü anh’’ birisi bir gün uygunsuz sözlerle ithâm etti. Ca’fer-i Sâdık sabredip, cevap vermedi. Yanında bulunan talebelerine de müdâhale etmemeleri için tenbîh etti. O kimse ağzına ne geldiyse, ne kadar kötü söz varsa söyledi ve gitti.
Bir müddet sonra, İmâm-ı Câ’fer-i Sadık o adamın evine gitti. Bunu gören talebeleri de onun arkasından o adamın evine vardılar. Talebeleri hocalarının o edepsizce cevap vereceğini zannetmişlerdi. Şâyet o küstah adam hocalarına bir tecavüzde bulunursa hocalarını koruyacaklar ve o edepsize haddini bildireceklerdi.
Câ’fer-i Sâdık o adamın kapısını çaldı. O adam kapıya geldiğinde:
-Az evvel bana bir takım sözler sarfeyledin. Sana cevap vermedim. Eğer bu söylediğiniz sıfatlar bende varsa; ben bu sıfatlardan, tövbe edeceğime bir daha bu sıfatlara bürünmiyeceğeme dair sana söz veriyorum. Eğer bana isnâd ettiğin sıfatlar yoksa; seni affetmesi için Allahü teâlâya dûâ edeceğim. Bana söylediklerinden dolayı seni affettim, hakkımı helâl ettim.” deyip hediyye vermiştir.
Bu âlicenablığı gören adam Câ’fer-i Sâdık hazretlerinin ayağına kapanıp, kabâhatini i’tirâf edip, tövbekâr olmuştur.
diken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
diken etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
18 Ekim 2022 Salı
15 Ekim 2022 Cumartesi
AH SEN DOĞARKEN...
AH SEN DOĞARKEN...Ahsen doğarken!
İlk ve son defa “güldüm” ben
“Şah” çekilen “mat” tenimden
Kefen biçildi kahkaha çiçeklerime
İnci çiçeği dişlerinde
Açarken hüznün bahtı
Dudak büktü tomurcuk katmerime
Bir tebessümüne devredip tahtı
Mim goncana evrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Güzelliğe vurulu tek mühürdüm ben
Son peygamber çiçeğinden alırken
Semalar semavi rengini
Çan çiçeği gibi kaldırıldı hükmüm
Bir ezan çiçeğiyle verildi sela’m
Yalnız sanaydı gayrı salât ve selâm
Gülhatmi sevabından devşirip bengini
İki kürek kemiğinle çevrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Çiçekler ve kuşlar kadar özgürdüm ben
Bir saksı ve bir kafesle
Ha kir, ha pis şimdi köklerim ve göklerim
Ben toprak oldum sen Âb-ı Hayât
Bozuldum teyemmüm gibi bir abdestle
Hafifçe yuvarlandım hep senin yüzünden
Kara sevda gözünden
Düştüm ayağına, devrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Son defa “güldür güldür”düm ben
Şanını aşağı akmakla alan şelale gibi
Döküldüm gök yüzün’den yer yüzüme
Baştan ayağa… Bedeninde kalıp kalıp
Namını Lafza-i Celal’den alan Lale gibi
Sanını sadece sana benzetilmekten alıp
Yüzümü yüzünle, yüzüne yüzümden
Katmer katmer gül dürdüm Efendim!
Ahsen doğarken!
En son vasiyetimi yazarken görüldüm ben
Kisra sarayımdan çöken 14 sütuna
Son arzum sadece ellerinde açılmak
Deryadilinden cümleye saçılmaktı
Güle kıyam adın
Gonca gonca kopyalandım gözyaşından
Ruh’undan asıla asıla geçip rosadan posadan
Yüzsuyu hürmetinden süzdürüldüm Efendim!
Ahsen doğarken!
Güzelliğinle bir tutuldum ben
Oysa ki birtek tutulmuşluk vardı gayrı
O da gül yüzüneydi
Bir naaş ve bir tohum misali
Gömüldüm gözlerinin karasına
Hem uğur getirdin güle
Hem de uğurladın güle güle!
Sayende iki cihana sevdirildim Efendim!
Osman YAZICI
İlk ve son defa “güldüm” ben
“Şah” çekilen “mat” tenimden
Kefen biçildi kahkaha çiçeklerime
İnci çiçeği dişlerinde
Açarken hüznün bahtı
Dudak büktü tomurcuk katmerime
Bir tebessümüne devredip tahtı
Mim goncana evrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Güzelliğe vurulu tek mühürdüm ben
Son peygamber çiçeğinden alırken
Semalar semavi rengini
Çan çiçeği gibi kaldırıldı hükmüm
Bir ezan çiçeğiyle verildi sela’m
Yalnız sanaydı gayrı salât ve selâm
Gülhatmi sevabından devşirip bengini
İki kürek kemiğinle çevrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Çiçekler ve kuşlar kadar özgürdüm ben
Bir saksı ve bir kafesle
Ha kir, ha pis şimdi köklerim ve göklerim
Ben toprak oldum sen Âb-ı Hayât
Bozuldum teyemmüm gibi bir abdestle
Hafifçe yuvarlandım hep senin yüzünden
Kara sevda gözünden
Düştüm ayağına, devrildim Efendim!
Ahsen doğarken!
Son defa “güldür güldür”düm ben
Şanını aşağı akmakla alan şelale gibi
Döküldüm gök yüzün’den yer yüzüme
Baştan ayağa… Bedeninde kalıp kalıp
Namını Lafza-i Celal’den alan Lale gibi
Sanını sadece sana benzetilmekten alıp
Yüzümü yüzünle, yüzüne yüzümden
Katmer katmer gül dürdüm Efendim!
Ahsen doğarken!
En son vasiyetimi yazarken görüldüm ben
Kisra sarayımdan çöken 14 sütuna
Son arzum sadece ellerinde açılmak
Deryadilinden cümleye saçılmaktı
Güle kıyam adın
Gonca gonca kopyalandım gözyaşından
Ruh’undan asıla asıla geçip rosadan posadan
Yüzsuyu hürmetinden süzdürüldüm Efendim!
Ahsen doğarken!
Güzelliğinle bir tutuldum ben
Oysa ki birtek tutulmuşluk vardı gayrı
O da gül yüzüneydi
Bir naaş ve bir tohum misali
Gömüldüm gözlerinin karasına
Hem uğur getirdin güle
Hem de uğurladın güle güle!
Sayende iki cihana sevdirildim Efendim!
Osman YAZICI
10 Kasım 2018 Cumartesi
7 Aralık 2016 Çarşamba
ŞİİR
Öyle ucuz değil gül koklamak.
Gül tutan ele diken batmalı.
Bir AŞK'a gönül veren,
O AŞK'ın kapısında yatmalı.
(Necip Fazıl Kısakürek)
20 Ocak 2016 Çarşamba
2 Aralık 2015 Çarşamba
GÜL
“Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakîkati gülden de işit. Bak, o ne diyor: Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere salayım? Ben ki, gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesîlesiyle âleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum…”
Bu gül, bize de diyor ki: “Sen de benim gibi ol!”
Hz. Mevlânâ (rh)
Bu gül, bize de diyor ki: “Sen de benim gibi ol!”
Hz. Mevlânâ (rh)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)