mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Eylül 2022 Cuma

İNSAN BU: BİR MISIR BİN SIR

OSMAN YAZICI,mısır,çiftçi kadın, kadın,çocuk,köylü,tarım,sır,laz otu,tarım ve insan fotoğraf yarışması,
İNSAN BU: BİR MISIR BİN SIR
Ülkemizde en çok Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilir. Ama o Karadeniz’in ‘lazut’udur. (laz otu) Ekseriyetle köylerde kök salışına kanmayın, Arapça kelime manası ‘şehir’dir. Özünde yağ da vardır, un da vardır, şeker de…
Kâh ‘süt’ gibi yumuşacıktır kâh sertliğiyle ‘püsküllü’ bela kesilir. Patladı mı sarıyı beyaz, küçüğü büyük eder. Bir çocuk gibi apaçık, bir ‘cin’ kadar gizlidir.
Adı mı? Sırdır.
Adım’ı sırdır.
Adı mısırdır.
Aynı insan gibi. Bedeniyle çınarlar misali zahir, ruhuyla toprak altı kadar sır…
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı - Tarım,Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

 

26 Ağustos 2022 Cuma

NAPOLYON'UN İSLÂM DİNİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ

napolyan bonapart, fransız ipmarator, atlı savaşçılar, napolyon islam görüşü, cherfilis,Cezzar Ahmet Paşa, Osmanlı, Mısır, hristiyanlık, yahudilik, islam, bir tek Allah, napolyon müslüman mı,
Tarihe, Dünya’nın en büyük askerî dehâlarından birisi olarak geçen, Fransız İmparatoru I. Napolyon (1769-1821) Mısır’a girdiğinde (1798), Osmanlı Paşası Cezzâr Ahmed Paşa’ya yenilir. Bu yenilgiden sonra, İslâmiyyetin büyüklüğüne ve doğruluğuna hayran kalır ve müslüman olmayı bile düşünür. 
Aşağıdaki yazı Napolyon'un görüşüdür ve CHERFİLİS’in yazdığı kitaptan alınmıştır.
“Napolyon şöyle diyordu: Allah’ın varlığını ve birliğini, Mûsâ  kendi milletine, Îsâ Romalılara; fakat Muhammed bütün Eski Dünya’ya bildirdi. Arabistan tamamiyle puta tapar olmuştu. Îsâ’dan altı asır sonra Muhammed, kendisinden evvel gelmiş olan, İbrâhim, İsmâil, Mûsâ ve Îsâ’nın Allahını araplara  gösterdi. Araplara yalnız bir tek Allah olduğunu, onun ne babası ne de oğlu bulunmadığını, böyle birkaç  Allah’a tapmanın puta tapmaktan kalan saçma bir âdet olduğunu anlattı... Öyle sanıyorum ki, yakında bütün dünyanın aklı başında  kültürlü insanlarını  bir araya toplayarak  ve hükümet  kurmak ve bu hükümeti (KUR’ÂN’DA YAZILI ESASLARA GÖRE) idare etmek imkânını bulacağım. Ancak Kur’ân’da yazılı olan esasların doğruluğuna inanıyorum. Bunlar insanları bahtiyarlığa götürecektir.”

9 Ocak 2017 Pazartesi

MÜSLÜMANLAR UYUYOR

göz, rekli göz, sus, susun, konuşma, kız çocuğu,
SES ÇIKARMAYIN!.. MÜSLÜMANLAR UYUYOR

Kim söyleyebilir?

‘Hayır, Müslümanlar uyumuyor’ diye.

Hiç kimse söyleyemez.

Sadece uyuyorlar mı?

Elbette değil.

Adeta morfinlenmişler…

Uyuşuk ve pısırık…

Betleri ve benizleri sararmış…

Beyinleri kurgulanmış…

Vermişler ellerine birer silah…

Vur… Öldür… Kan akıt… Ağlat…

Peki ama kimi?

Elbette ki kardeşini…

Kardeş, kardeşi vuruyor.

Vurduranlar buna gülüyor.

Kan ağlıyor İslam Âlem-i.

Bu ne hal Allah’ım!..

Güneş ne zaman doğacak bu ülkelere?

Ne zaman gülecek burada ki insanlar?

Keşmir, Çeçenistan, Filistin, Somali, Arakan, Irak, Suriye, Mısır…

Hep aynı manzara…

Kan akıyor Müslüman ülkelerinde…

Ne için, kimin için, neden?

Ne bilen var, ne de düşünen?

Malum olan sadece bir gerçek var:

O da, Müslümanların uyuması…

Daha doğrusu uyutulması…

Kimler uyutuyor, kimler morfin veriyor bunlara?

Amerika mı, Rusya mı, İsrail mi?

Adının ne önemi var?

Tek bilinen gerçek, Müslüman düşmanları…

Çünkü buyurmuyor mu Yüce Dinimiz;

‘KÜFÜR TEK MİLLET’ diye…

Ferman ve ikaz açıkken, bizim ayrılığımız peki niye?

Neden böyle ‘sen-ben’ derdine düştük?

Neden?

Oysaki Müslümanlar; ‘Bir vücudun uzuvları gibi’ değil miydi?

Nerede hani?

Yine fermanda açık ifade edilmiyor mu?

‘ANCAK MÜSLÜMANLAR KARDEŞ’ diye..

Ne oldu bizlere?

Ne oldu Müslümanlara?

Ne oldu kardeşliğimize?

Bu canavarca tutum nedendir?

Nedendir ‘insanlığın ayaklar altına alınması?’

Nedendir kardeş kanının akıtılması?

Çocukların hunharca öldürülmesi?

Neden?

Ne zaman ve kim dur diyecek bu canavarlaşan canilere?

Bir büyüğümden dinlemiştim yıllar öncesi;

‘Kimlikte ‘Müslüman’ yazmak ile insan Müslüman olmaz… Müslüman, uyanıktır… Feraset sahibidir… Dertlidir… Gözü yaşlıdır… Güldürmek için ağlamayı bilendir… Derdinin delisidir… Sevdalıdır… Birisinin ayağına batan dikenden mesuldür… Müslüman, anadır-yardır-kardeştir-babadır-muhabbettir-sevgidir-saygıdır… Kısaca Müslüman, Kur-an’ın ta göbeğidir… Kendisidir… Şayet bunlar yoksa bir insanda, o insan ne İslam’a mensuptur ne de İnsana…”

Söyler misiniz şimdi bana?

Bu ehl-i iman insanın dediği hakikate uyulsa;

Olur mu Müslümanlar arasında ayrılık-gayrılık?

Olmaz mıydı Müslümanlar ‘tek yumruk?’

Elbette olurlardı.

Mısır halkı da gülerdi,

Suriye’de ki bebeklerde ölmezdi.

Unutulmamalıdır ki;

Müslüman milletlerin gülmesi,

İnsanlığın huzura ermesidir.

Çünkü Müslüman, Efendimizin ifadesiyle;

‘Elinden ve dilinden emin olunan kişidir’

Böyle bir Müslüman, ancak ve ancak ‘insanlık’ için gayret gösterir…

Sükûnet için çalışır…

Ama keşke farkına varabilsek,

Uyutulduğumuzun,

Uyuşturulduğumuzun,

Kurgulandığımızın,

Oyuna getirildiğimizin…

…ve idrak edebilsek İslam düşmanlarının Müslüman ülkeler ve topluluklar üzerinde ki oyunlarını:

… Ve duyabilsek Haclı zihniyetinin kapalı kapılar ardındaki şu haykırışını:

‘Susun ve sessiz olun!.. Çünkü Müslümanlar uyuyor. Uyandırmayalım onları!..’

Yeter artık uyansın Müslümanlar uykudan.

Kurtulsun dünya, kinden-nefretten-kandan

Sarsın dünyamızı Kur-an’ın ilahi fermanı…

Dertli sineler-yaralı gönüller bulsun dermanı…

----------------------------
Uyan artık Müslüman uyan!..

Yeter artık uyuduğun.

En büyük vazifendir uyanma!..

Yeter artık kan kustuğun.


Kardeşini, sana vurduruyorlar.

Kenara geçip, kıs kıs gülüyorlar.

Sen kardeşini vurduktan sonra.

Diğer kardeşine ise seni vurduruyorlar.

(Mustafa ERANIL-Bizim Gazete)