sahabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sahabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Eylül 2022 Pazar

VEYSEL KARÂNÎ ve Hırkâ-i Şerîf

 

veysel karani, hırka-i şerif,yemen yıldızı,hz ömer, medine,mekke,tabiin,sahabe,hırka-i saadet,Ramazan ayı,süheyl-i yemeni,üveys,arasat meydanı,dini kıssa,hikaye,zikir,abid,

VEYSEL KARÂNÎ ve Hırkâ-i Şerîf


Üveys-i Kar’nî de denir. Tâbi’înin büyüklerindendir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” sağ iken, görmediği halde müslüman oldu. Fakat sahâbî olamadı. Hazret-i Ömer zamanında Medîneye geldi. Çok hürmet gördü. Basrada yaşadı. Sıffîn muhârebesinde Hazret-i Ali’nin yanında bulundu ve 37 yılında şehîd oldu. Anadoluya hiç gelmemiştir. Veysel Karânîye hediyye edilen hırka-i seâdet, Van civarında İrisan beylerine kadar gelmiş ve bunlar tarafından halîfe-i müslimîn Sultan Abdülmecid Han’a hediyye edilmiştir. Halîfe, bu hırka-i seâdet için, Fâtih civarında, “Hırkâ-i Şerîf” câmi’i yaptırmıştır. Her sene Ramezân-ı Şerîfin onbeşinden sonra camekân içinde olarak halka ziyâret ettirilmektedir.
Veysel Karânî, tâbi’înin önderi, rehber edindikleri zattır. İşte, evliyânın şâhı, hârikalar menbaı, kimsenin çıkamıyacağı makamlar sâhibi olan bu zata Süheyl-i Yemenî, yanî Yemen Yıldızı da denir.
Peygamber aleyhisselâm onun hakkında:
“Tabi’înin en hayırlısıdır” buyurmuşlardır. Onu sitayişle övmüştür. Bundan daha mükemmel bir övme yapabilmek, insanoğlu için mümkün değildir. Onun nefsi ölmüş, her işi, her hareketi Allahü teâlâdan olmuştur. Diğer bir hadîs-i şerîfte:
“Hak teâlâ kıyâmet günü Üveys sûretinde, yetmiş bin melek yaratır. Üveys de onların arasında olduğu halde Arasat Meydanına gelir. Oradan da Cennete gider. Allahü teâlâ hiç kimsenin tanımaması için, onların arasında gizler.” buyurdular.

4 Kasım 2019 Pazartesi

AHDE VEFA - HZ. ÖMER

ahde vefa, hz ömer, sahabe, asrı saadet, raşit halifeler, halife, dini hikaye, güzel hikaye, hikayeler, amr bin as, katil, öldürmek, adalet

Ahde Vefa - Hz. Ömer (ra)

Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki “Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.”

Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek :
– Söyledikleri doğru mu diye sorar , Suçlanan genç der ki :
-Evet doğru.Bu söz üzerine Hz Ömer;
-Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar:

Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki :
-“Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanim ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atim var ki dönen bir defa daha bakıyor, hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hısımla çıktı , atıma bir taş, attı atim oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir tas attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret” dedi.

Bu söz üzerine Hz Ömer:
-“Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam.Madem suçunu da kabul ettin” dedi.

Bu sözden sonra delikanlı söz alarak
-“Efendim bir özrüm var” diyerek konuşmaya başladı
– “Ben memleketinde zengin bir insanim, babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkini zayi ettiğiniz için Allah(cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum” der.

Hz. Ömer dayanamaz der ki :
-“Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki?!”

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:
– “Bu zat benim yerime kalır.” O zat Hz. Peygamber Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As’ dan başkası değildir. Hz. Ömer Amr’a dönerek,
– “Ey Amr, delikanlıyı duydun” der.

O yüce sahabi
-“Evet, ben kefilim” der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer’e çıkarak genç’in gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As’a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve “babamızın kani yerde kalsın istemiyoruz” derler.

Hz. Ömer kendinden beklenen cevabi verir der ki :
“Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim.”

Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki :
-“Biz de sözümün arkasındayız.”

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek derki evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı neden geldin?” Genç vakurla basını kaldırır ve (günümüz insani için pek de önemli olmayan) “AHDE VEFASIZLIK ETTI” demeyesiniz diye geldim der.

Hz.Ömer basini bu defa çevirir ve Amr Ibni As’a der ki :
-“Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu onun yerine kefil oldun”.

Amr Ibni As Allah kendisinden ebediyyen razı olsun, vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir,

-“Bu kadar insanin içerisinden beni seçti.
“İNSANLIK ÖLDÜ “dedirtmemek için kabul ettim” der.

Sıra gençlere gelir, derler ki :
-“Biz bu davadan vazgeçiyoruz.”

Bu sözün üzerine Hz Ömer :
-“Ne oldu, biraz evvel “babamızın kani yerde kalmasın” diyordunuz ne oldu da vaz geçiyorsunuz?” der.

Gençlerin cevabi da dehşetlidir :

-“MERHAMETLİ İNSAN KALMADI” DEMEYESİNİZ DİYE …

Bende sizinle bu yazıyı paylaşıyorum. “Güzel ve ibretlik yazıları paylaşanlar kalmadı ” demesinler diye…

21 Şubat 2018 Çarşamba

GÜZEL VE ÖZLÜ SÖZLER

güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, Hz. Ali, sahabe, ahlak, güzel ahlak, söz adabı
"Alçakça söylenen bir söze karşılık vereyim deme çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır."
Hz. Ali (ra)