31 Temmuz 2023 Pazartesi

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“Kim Allâh’a ve Rasûlüne itaat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine lutufta bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ, 69)

HADİSİ KUTSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbiniz –azze ve celle- buyuruyor ki: Eğer kullarım Bana îcâb ettiği şekilde itaat etseler, Ben onlara yağmuru (dahi) gece yağdırırım, gündüz de üzerlerine güneşi doğdururum. Onlara ayrıca gök gürleme sesini de duyurmam!...” (Ahmed, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)

EL MECİD

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Mecîd: Fiilleri güzel, lütuf, keremi çok, şanı büyük, yüce, kadri çok büyük, medh ve övülmesinde ortağı bulunmayan demektir.

ziyâdeleştirmek

 ziyâdeleştirmek: Çoğaltmak.


celb etmek

 celb etmek: 1. Kendine çekmek. 2. Yazı ile çağırmak.


düstûr

 

düstûr: Genel kural, kaide.

28 Temmuz 2023 Cuma

günün ayeti

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i İmrân, 159)

günün hadisi

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İnsanlardan öyleleri vardır ki onlar hayra anahtardır. Şerre de kilittir. Öyleleri de vardır ki (tersine) onlar şerre anahtardır, hayra kilittirler. Allâhʼın ellerine hayrın anahtarlarını verdiği kimselere ne mutlu! Allâhʼın şerrin anahtarlarını ellerine verdiği kimselere de yazıklar olsun!” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 19)

OSMANLI HİKAYELERİ

 Mâbeyn katiplerinden Abdülhâmid bağlısı olmayan birisi hatıralarında anlatıyor:

-Bir akşamdı, mâbeynde nöbetçi olarak ben kalmıştım. Gelen, mektup, telgraf, rapor ve tezkerelerin listesini tertipleyip huzura çıkmak üzere iken bir telgraf geldi.

İstanbul’da Lâleli Postahânesi memurlarından birinin Yıldıza çektiği bir telgrafta, karısının o gece doğum yapacağı, doğumun çok zor olacağına dair doktorlar tarafından dikkat işareti verildiği, elinde hiçbir vasıta bulunmadığı ve merhamet-i şahâneye sığındığını bildiriyordu. Bu mektuba kıymet vermedim ve listeye almadım.

Huzurda, padişah âdeti üzere herşeyi ayrı ayrı gözden geçirdikten sonra ilave etti:

-Başka bir şey var mı?

Telgrafı söyledim. Arza değmeyeceğini düşünerek listeye almadığımı söyledim. Emir verdi:

-Hemen getiriniz.

Getirdim.

Dikkatle okudu. Ve derhal mütehassıs bir tabip ve yavere, doğru Lâleli’ye giderek doğumu kontrol altına almalarını, benim de kendilerine refâkat etmemi ferman etti.

Gittik ve işimizi bitirip sabaha karşı döndük. Bir de ne görelim: Hünkâr, bahçe üzerindeki odasında, ışıklar açık, cama vurarak bizi çağırmıyor mu?

Sabaha kadar uyumayıp bizi beklediğini anladık. Netîceyi sordu. Doğumun zor olduğunu, fakat müdâhale ile kadının kurtulduğunu, çocuğa “Abdülhamîd” isminin verildiğini, ihsân-ı şâhânenin de âile reisine teslim edildiğini, adamın ağlayarak ömür ve devletlerine dua ettiğini anlattım.

Bizi ayakta dinledi. Sadece rahatladığını gösteren bir “oh” çekti. Ve paravanın arkasına geçerek sabah namazına durdu. (Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri-2, Erkam Yay.)

EL VEDUD

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Vedûd: Dilediği kulunu çok seven, aşkı ile yanan kullarını seven, salih kullarını sevip onları rahmet ve rızasına ulaştıran ve sevilmeye en çok lâyık olan demektir.

mâbeyn

 mâbeyn: Padişahların devlet işlerini gördüğü daire.


mütehassıs

 mütehassıs: Uzman.

26 Temmuz 2023 Çarşamba

günün ayeti

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“Kim Allâh’a ve Rasûlüne itaat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine lutufta bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ,

günün hadisi

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbiniz –azze ve celle- buyuruyor ki: Eğer kullarım Bana îcâb ettiği şekilde itaat etseler, Ben onlara yağmuru (dahi) gece yağdırırım, gündüz de üzerlerine güneşi doğdururum. Onlara ayrıca gök gürleme sesini de duyurmam!...” (Ahmed, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)

DİNİ KISSA DİNİ HİKAYE

 Übey bin Kâ’b’ın tâbiînden sayılan oğlu Tufeyl, sahâbîlerle görüşür, onların bilgilerinden istifâde ederdi. Zaman zaman da Abdullâh bin Ömer’i ziyâret eder ve onunla birlikte çarşıya çıkarlardı.

Tufeyl, Abdullâh (ra)’ın, Peygamber Efendimiz’in emirlerine itaatteki gayretini şöyle anlatır:

“Çarşıya çıktığımızda, Abdullâh bin Ömer kime rastlasa selâm verirdi. Karşılaştığı şahıs ister eski eşya satan, ister değerli mal satan, ister yoksul veya tanınmayan biri olsun, mutlakâ ona selâm verirdi. Bir gün yine onun yanına gitmiştim. Yine birlikte çarşıya çıkmayı teklif etti. Ona:

“–Çarşıda ne yapacaksın! Alışverişten anlamazsın. Satılan malların fiyatlarını sormazsın. Bir şey satın almazsın. Herkesin oturup sohbet ettiği yerlerde oturmazsın. Çarşıya çıkacağımıza şurada otur da, birlikte sohbet edelim.” dedim.

Bunun üzerine Abdullâh (ra) bana şunları söyledi:

“–Kardeşim! Biz, karşılaştığımız kimselere Allâh’ın selâmını vermek için çarşıya çıkıyoruz. Başka bir maksadımız yok.” (Muvatta, Selâm, 6; Buhârî, el-Edebü’l-Müfred, s. 348)

el Hakim

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Hakîm: Bütün işleri yerli yerince ve eksiksiz olan, hüküm ve hikmet sahibi, eşyanın, işlerin ve her şeyin hakikatini bilen demektir.

ziyâdeleştirmek

 ziyâdeleştirmek: Çoğaltmak.


celb etmek

 celb etmek: 1. Kendine çekmek. 2. Yazı ile çağırmak.


düstûr

 

düstûr: Genel kural, kaide.

25 Temmuz 2023 Salı

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah’ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.” (Nahl, 12)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Tefekkür gibi ibâdet yoktur.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, XVI, 121)

GÜNÜN AYETİ

“Düşünmez misiniz?” (Hûd, 30; Mü’minun, 85)
“Akıl erdirmez misiniz, aklınızı çalıştırmaz mısınız?” (Hûd, 51, Mü’minun, 80)

EL VASİ

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Vâsi’: Rahmeti geniş ve sonsuz olan, rızık imkânlarını genişleten, ilmi, ihsanı, mağfireti ve rahmeti ile her şeyi kuşatan, imkânları sonsuz olan, zenginliğini ve kudretini her yerde hissettiren demektir.

mükellef

 mükellef: Yükümlü.


tâkat

 

tâkat: Güç, kuvvet, iktidar.

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbîh eder. O’nu hamd ile tesbîh etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbîhini anlayamazsınız…” (İsrâ, 44)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbini zikredenle etmeyenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir.” (Buhârî, Daavât 66)

GÜNÜN SÖZÜ

 Ebû’l Hasan Harakânî Hazretleri buyurur:

“Dünyada en üstün ve değerli şey; her zaman ve mekânda Allâh’ın zikriyle dolu bir gönüldür.”

ZİKİR GÜNÜN SÖZÜ

 “Hakîkî hayat sahibi, ancak kalbi diri olan kimsedir. Çünkü kalp Beytullah’tır (nazargâh-ı ilâhîdir). Orada Allah muhabbeti ve zikri yoksa, o kalp ölüdür…”
(M. Sâmi Efendi)

el Mucib

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Mucîb: Kendine yalvaranların isteklerini veren, kullarının dilek ve dualarına karşılık veren, icabet eden demektir.

nağme

 nağme: Ezgi.


tezâhür

 tezâhür: Ortaya çıkma, belirme.


takdim

 takdim: 1. Sunma. 2. Tanıtma.


zâhiren

 zâhiren: Görünüşe göre, meydanda olduğu gibi, göründüğü gibi.


ehemmiyet

 

ehemmiyet: 1. Önem. 2. Mühim olma.

24 Temmuz 2023 Pazartesi

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

“…Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!” (Şûrâ, 48)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Şükür, imânın yarısıdır…” (Süyûtî, I, 107)

NASİHAT GÜNÜN SÖZÜ

 Hasan Basrî şöyle demiştir:

İki günün eşit olursa bil ki sen kullukta noksansın. Ona “bu nasıl olur?” denilince şöyle demiştir: Muhakkak Allah bugün sana nice nimetler vermiştir. Sen de bu nimetlere karşı şükrü artırmalısın. Allah Nemrut, Firavun vb. bazı insanlara uzun ömür ve bol nimet vermiş, sonra onlar her gün nankörlüklerini artırmışlardır. Sonuçta Allah adâletle muâmele edip onları en feci bir şekilde helâk etmiştir.

İnsan fıtraten öyle bir özelliğe sahiptir ki, Allah on nefsiyle baş başa bıraktığı zaman, Allah’ın kendisine ihsan ettiği ilâhi nimetler, gaybî fetihler ve çeşit çeşit kerâmetlere şükretmez. Ki Allah o kimseye lutuf ve ihsânını artırsın. İnsan bütün bu nimetlere şükredecek yerde nefsine bakıp kendini beğenir, görsünler desinler hikâyesine düşerek sırrını insanlara ifşâ eder. Sonuçta Allah, açmış olduğu mânevi fetih kapılarını yeniden kapatır. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyan, 18. Cilt, Erkam Yay.)

EL CELİL

 Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Celil: Azamet sahibi, celâlet ve ululuk sahibi demektir.

GÜNÜN SÖZÜ

 Hz. Ali (ra)’ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

Allah’a karşı en azından hiç olmazsa şu husûsa dikkat ediniz: O’nun nimetini O’na isyâna âlet etmeyiniz.

Bir nimete kavuştuğumuzda o nimete şükretmeyi ihmal etmeyelim ki; o nimetten mahrum kalmayım.

noksan

 noksan: Eksik, eksiklik, kusur.

21 Temmuz 2023 Cuma

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." (Nahl, 97)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Kıyâmet gününde mü’min kulun terâzisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, 62/2002)

DİNİ KISSA DİNİ HİKAYE

 Bir gün Hz. Ali (ra) şöyle buyurdu:

“-Sübhânallah! İnsanların çoğu hayır yapmaktan ne kadar da geri duruyorlar! Hayret doğrusu, bir kişiye müüslüman kardeşi bir ihtiyacı için gelir de o kişi kendisini hayır işlemeye muhtaç görmez, (kardeşinin ihtiyacını karşılamaz)! Hâlbuki onun güzel ahlâka koşması lâzımdır. Zira güzel ahlâk insanı kurtuluşa götürür.”

Bu esnâda bir kişi kalkıp:

“-Anam babam sana fedâ olsun ey Mü’minlerin Emîri! Sen bunları Peygamber Efendimiz’den mi işittin?” diye sordu.

Hz. Ali (ra) şöyle cevap verdi:

“-Evet. Ancak bundan daha güzelini de işittim. O da şudur: Tayy Kabîlesi’nin esirleri getirildiğinde içlerinden bir kadın, gâyet fasih bir lisanla:

“-Ey Muhammed! Eğer münâsip görürsen bizi serbest bırak! Arap kabîlelerini üzerimize güldürme! Ben bu kavmin efendisinin kızıyım. Babam insanların şeref ve haysiyetini korur, esirleri kurtarır, borçlu ve hastalara yardımcı olur. Açları doyurur, muhtaçları giydirir, misafiri ağırlar, yemek yedirir, selâmı yayardı. Bir ihtiyacı için gelen kişiyi kesinlikle geri çevirmezdi. Ben Hâtem-i Tâî’nin kızıyım.” dedi.

Bunun üzerine Rasûlullah (sav):

“-Ey kadıncağız! Bu saydıkların gerçek mü’minlerin vasıflarıdır. Şayet baban müslüman olsaydı ona merhamet eder, çok iyi davranırdık. Bu kadını serbest bırakın! Zira onun babası güzel ahlâkı severdi. Allah Teâlâ’da güzel ahlâkı sever.” buyurdu.

Ebû Bürde (ra) ayağa kalkıp hayretle sordu:

“-Yâ Rasûlâllah! Allah güzel ahlâkı sever mi?”

Rasûlullah (sav) şöyle cevap verdi:

“-Nefsim kudret elinde bulunduran Allâh’a yemin ederim ki hiç kimse güzel ahlâka sahip olmadan cennete giremez!” (Beyhakî, Delâil, no: 2087 [Vefdü Tayy]; Şuab, VI, 241/8013)

EL HASİB

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Hasîb: Kullarını, amellerinden dolayı hesaba çekecek olan, herkesin hesabını en ince şekilde tutan ve kulların ancak hesap ile bilebildiği cüz ve miktarları hesaba ihtiyaç duymaksızın bilen, hem de her şeyin hesabını en iyi bilen demektir.

fasih

 

fasih: 1. Açık. 2. Anlaşılır. 3. Düzgün.

20 Temmuz 2023 Perşembe

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin." (İsrâ, 37)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet'e giremez..."  (Müslim, Îmân, 147)

GÜNÜN NASİHATİ GÜNÜN SÖZÜ

 Ebû'l Hasan Harakânî Hazretleri buyurur:

"Nasıl ki namaz ve oruç farzdır, ifâsı mecbûridir, aynı şekilde gönülden kibri, hasedi ve hırsı bertaraf etmek de zaruridir."

"Tandırdan elbisene bir kıvılcım sıçrasa, hemen onu söndürmeye koşuyorsun! Peki dînini yakacak olan bir ateşin, yani kibir, haset ve riyâ gibi kötü sıfatların kalbinde durmasına nasıl müsâade edebiliyorsun?!"

EL MUKİT

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Mukît: Mahlûkatın azığını temin eden, yaşamak için gıdaları yaratan, bedenlerin ve ruhların açlığını doyuran, onların gıdasını veren ve her şeyi koruyan demektir.

ifâ

 ifâ: 1. Bir işi yapma, yerine getirme.


zâhirî

 zâhirî: 1. Görünen, görünürdeki.


BATINİ

 bâtınî: 1. Gizli, görünmeyen.


zarûrî

 

zarûrî: Zorunlu.

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Müminler ancak kardeştirler..." (Hucurât, 10)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Mü'min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir." (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)

GÜNÜN SÖZÜ

 Ebû'l-Hasan Harakânî Hazretleri buyurur:

"Türkistan'dan Şam'a kadar olan sahada bir din kardeşimin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; birinin ayağına çarpan taş, benim ayağımı acıtmıştır. Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir."

el HAFIZ

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Hafîz: Koruyup gözeten, kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, kullarının yaptığı işleri bütün tafsilatıyla bilen; kullarının niyetlerini ve gönüllerinden geçenleri bilen, kendisine gâip ve gizli olan hiçbir şey bulunmayan, hadisâtı eksiksiz kaydedip hesaba çekmek üzere muhafaza eden, has kullarını helâk ve şer yerlerinden muhafaza eden, kudretiyle, her şeyi dengede tutan demektir.

müşahhas

 müşahhas: Somut.


hâlet-i rûhiye

 hâlet-i rûhiye: Ruhsal Durum.


tabiat-i asliye

 tabiat-i asliye: Birinin, doğum târihinden itibaren hâiz olduğu tâbiiyyet.


mürîd

 mürîd: Tarikata girmiş olan. Şeyhin veya mürşidin şakirdi, talebesi.


zimmet

 

zimmet: Üstünde olan şey.

19 Temmuz 2023 Çarşamba

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa, onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse, onu görür." (Zilzâl, 7-8)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Küçük görülen günahlardan sakının! Çünkü o (küçük günah)lar bir kimsede birikirler de neticede onu helâk ederler." (Ahmed, I, 402-403; V, 331)

EL ALİYY

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Aliyy: Pek yüce olan, beşerî tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan, izzet ve şeref bakımından hükümranlığı ile en yüce olan demektir.

safha

 safha: Evre.


mesâbe

 mesâbe: Derece, menzile, rütbe.


mizân

 mizân: Terazi.

ukbâ

 ukbâ: Ahiret.

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et!" (Hicr, 99)

günün HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Kişi yaşadığı hâl üzere ölür." (Müslim, Cennet, 83)

DİNİ HİKAYE - KISSA

Behlül Dânâ Hazretleri, yol üzerindeki bir vîrânenin yıkılmak üzere olan eğilmiş duvarına bakıp sık sık âkıbetini tefekkür ederdi. Yine bir gün derin bir tefekkürle orayı seyrederken duvar âniden çöküverdi. Bu hâdise Behlül Dânâ Hazretleri'ne gözle görülür derecede büyük bir sürûra vesîle oldu. Onun bu büyük sevincine mânâ veremeyen insanlar, merakla ondaki bu değişikliğin sebebini sordular, Behlül Dânâ Hazretleri onlara şu cevabı verdi:

"-Duvar meyilli olduğu tarafa yıkıldı!"

Hazretin az evvelki sevincine bir türlü akıl erdiremeyen insanlar, Behlül Dânâ'nın bu sözleriyle iyice şaşkınlaştı. Bu ifâdelerle onun neyi kastettiğini anlayamadıklarından bu defa:

"-Peki bunda şaşılacak ne var?!" diye sordular. O ise insanlara, derin tefekkürün bir neticesi olan şu hikmetli cevabı verdi:

"-Mâdem ki dünyadaki her şey nihâyetinde meylettiği tarafa yıkılıyor, benim de meylim Hakk'a doğrudur, o hâlde ben de ölünce -inşâallah- Hakk'a varırım. Ey ahâlî, rükû ve secdelerimizle Hakk'a meylimizi her an artırmaya gayret edelim ki başka yönlere yıkılmayalım!" (Osman Nûri Topbaş, Gönül Yolculuğumuz, Erkam Yay.)

EŞ ŞEKUR

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

eş-Şekûr: Kendi rızası için yapılan işleri daha ziyadesiyle karşılayan, az bir ibadetin karşılığında büyük mükâfatlar veren, kullarının ecrini kat kat artıran, demektir.

sürûr

sürûr: Sevinç, neşeli olmak.

GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"...Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, amel-i sâlih işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın!" (Kehf, 110)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) buyurdular:

"Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa. Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakârlığını açığa vurur." (Buhârî, Rikak 36. Ahkâm 9; Müslim, Zühd 47-48)

EL GAFUR

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Ğafûr: Kulların günahlarını affederek örten, suçlarından ve hatalarından vazgeçip bağışlayan, mağfireti çok, af edişi sonsuz olan demektir.

hâlis

 hâlis: Katışıksız, saf.


vecd

 vecd: 1. Aşk, muhabbet. Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hali.


dûçâr

 dûçâr: Uğramış, yakalanmış, maruz kalmış.


vâsıl

 vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan.


beyhûde

 beyhûde: Boş, boşuna.


mukâbil

mukâbil: 1. Karşılık, karşılığında.


GÜNÜN AYETİ

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim 

"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur." (Fussilet, 34)

GÜNÜN HADİSİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:,

"Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir." (Buhârî, Edeb, 102; Müslim, Birr, 106-108)

EL AZİM

 Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-AzîmPek azametli, pek büyük, zatının ve sıfatının mahiyeti çok yüce olan, aklın, hakîkatinin künhünü ihâtadan âciz kaldığı Yüce Zât demektir.

GÜNÜN SÖZÜ

Mevlana Hazretleri şöyle der:

"Lûtuf merhemi ol: inciten diken olma! Kimseden bir kötülük gelmesini istemiyorsan: kötü sözlü, kötülük öğreten, kötülük düşünen olma! Her hâlinle amel-i sâlih içinde ol."

ihtivâ

 ihtivâ: İçerme.


sicim

 sicim: İnce ip.


müteessir

 müteessir: Üzülmüş, üzüntülü.


muzdarip

 muzdarip: 1. Sıkıntılı, ıstırap çeken.


mağfiret

 mağfiret: Allah’ın, kullarının günahlarını bağışlaması.


nâhoş

 nâhoş: Hoş olmayan, hoşa gitmeyen.

mukâbele

 mukâbele: Karşılık verme, karşılama, karşılık.

GÜNÜN AYETİ

 Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir.” (Bakara, 265)

SADAKANIN ÖNEMİ

 Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Sadaka sahibinin elinden çıkınca, sâilin eline varmadan önce beş şey söyler: Az idim beni çoğalttın, küçüktüm beni büyüttün, düşmandım beni kendine dost ettin, fani idim baki yaptın. Daha önce sen beni korur iken şimdi ben senin koruyucun oldum.” (İbn Kesîr, Tefsir, III, 224)

el HALİM

Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Halîm: Cezalandırma imkânına ve gücüne sahipken suçluların cezasını hemen vermeyen, gazâbın kendisine gâlip gelmediği, sapıkların düşüncesizliklerinin, âsilerin isyanlarının kendisini öfkelendirmediği, teennî ve afv sahibi, kullarının suçunu anlamasına ve tövbe etmesine imkan tanıyan, acelecilikle ve kızgınlıkla davranmayan ve ceza vermekte de acele etmeyen, çok yumuşak davranan demektir.

çisinti

 çisinti: İnce yağmur, hafif yağmur.