dayak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dayak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Nisan 2023 Cuma

DİNİ HİKAYE

 Bir kimse devamlı olarak; «Yâ Rabbi! Lûtf u kereminle âfiyet ihsan buyur, bizleri âfiyetten ayırma!» der dururdu.

Onun bu sözlerini işiten birisi merakla:

"-Yapmakta olduğun bu duânın mânâsı nedir? Niçin bu kadar sık tekrar ediyorsun?" diye sordu. O da, soruyu yönelten şahsın merakını gidermek için başından geçenleri şöyle hülâsa etti:

"-Ben, sırtında semer ile insanların yüklerini taşıyan ve böylece geçimini temin eden bir hamal idim. Bir defasında çok ağır bir un çuvalını yüklenmiş, uzun bir müddet taşımış ve fazlaca yorulmuştum. İstirahat etmek için bir ara çuvalı yere koydum. Bu arada da içimden:

«-Yâ Rab! Böylesine yorulmaktansa bana her gün iki somun versen, onunla iktifâ ederdim!..» deyiverdim.

Tam bu esnâda, birbiriyle hangi husustan dolayı çekiştiklerini bilmediğim iki adam gördüm. Aralarını bulayım diye yanlarına vardığımda, biri diğerine vurmak istediği şeyi yanlışlıkla benim başıma vurdu. O anda yüzüm kanlar içinde kaldı. Bu sırada mahalle karakolundan gelip bu iki kişiyi yakaladılar. Yüzümü-gözümü kana bulanmış bir vaziyette görünce, kavgacılardan zannederek beni de yaka paça tutuklayıp hapse attılar. Bir müddet, karanlık, soğuk ve rutûbet kokusuyla dolu bir yerde hapis yattım. Lâkin her gün bana yiyecek olarak iki somun veriliyordu. Bir gece, rüyada birisinin bana şöyle dediğini işittim:

«-Yorulmadan her gün iki ekmek istemiş, fakat âfiyet istemeyi unutmuştun!... İşte, istediğin verildi.»

Bu sırada uykudan uyandım ve yapmış olduğum hatadan dolayı Cenâb-ı Hakk'a ilticâ ederek:

«-Affet Rabbim!.. Sen'in sonsuz rahmet ve merhametine sığınıyorum. Artık ben sadece âfiyet isterim, âfiyet!» demeye başladım. Derken hapishanenin kapısının açıldığını ve:

«-Hamal Ömer nerede?» diye bağırıldığını işittim. Biraz sonra da beni dışarı çıkardılar ve salıverdiler. O gün bugündür, ben de bu duâyı tekrarlamaktayım." (Bkz. Kuşeyrî, er-Risâle, s: 514)

2 Eylül 2021 Perşembe

DİNİ HİKAYE

Behlül Dana hazretleri, halife, harun reşid, dini kıssa, kıssa, hikaye, makam, sorumluluk, dayak, ağıt, ağlamak

BEN SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN AĞLIYORUM.
(Halife Harun Reşid ve Behlûl Dâna hazretlerinden çok güzel bir kıssa okumanızı tavsiye ederiz.)

Behlûl Dâna hazretleri, birgün Halife Harun Reşid sarayın dışındayken gitmiş onun tahtına oturmuş. Aradan beş dakika geçmeden muhafızlar gelmiş, yaka paça Behlûl Dâna hazretlerini tahttan indirmişler, bir güzel de sopa çekip bir kenara bırakmışlar.
Harun Reşid saraya gelince, bir kenarda " Ah Haruun, Haruunn " diye inleyen ağlayan Behlûl'ü görmüş. Sormuş, durumu öğrenmiş, varmış yanına, demişki " neden yaptın bunu ,hadi bana saygın yok, bari makama saygın olsaydı. Şimdi de dayak yedim diye ağlıyorsun. Hadi onu da anladım, ama neden Haruun, Haruun diye ağlıyorsun? Ben sana ne yaptım ki?
Behlûl kafasını kaldırıp halifeye bakmış, demişki; " Ey Harun, ben bir iki tokatla ağlayıp sızlayacak adam mıyım?! Ben bu tahta beş dakika oturdum, başıma bunlar geldi, sen bir ömür boyu bu tahttasın, kimbilir senin başına neler gelecek? Ben seni düşündüğüm için Harun, Harun diye ağlıyorum..."


 

8 Şubat 2019 Cuma

ZULÜM

zulm, zulüm, harun reşid, me'mun, dayak, zulme uğramak, dini hikaye, kıssa
Harun Reşid’in oğlu Me’mun henüz çocuk iken, hocası sebepsiz yere ona vurmuştu. Me’mun:

-’Neden bana vurdun?’ diye sordu. Hocası ona sadece:

-’Sus!’ dedi.

Biraz konuştular. Me’mun tekrar sordu:

-’Neden bana vurdun?’ Hocası yine:

-’Sus!’ dedi.

20 yıl sonra Me’mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve:

-’Bana neden sebepsiz yere vurmuştun?’ diye sordu. Hocası tebessüm ederek:

-’Onu hâlâ unutmadın mı?’ dedi.

Halife Me’mun:

-’Vallahi asla unutmadım’ dedi.

Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi:

-’Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi...