merhamet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
merhamet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ocak 2020 Çarşamba

HER İYİLİĞİN KARŞILIĞI VARDIR

affedilmek, canlı, dini hikaye, hadis, her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır, hz Muhammed, iyilik, kedi, kıssa, köpek, kuyudan su alıp köpeğe verdi, merhamet,
Peygamber Efendimiz (sas) ve onun Eshâb-ı her canlıya karşı merhametliydiler. Bizler de onların yolunda olmalıyız. Ebû Hüreyre (ra) hazretleri nakleder:
Bir gün Peygamber efendimizin sohbetinde bulunuyorduk. Bize şöyle bir hâdise anlattı:
-Yolculuğa çıkan birisi yolda su bulamayıp çok susadı. Bir kuyuya rastladı. Kuyunun suyu aşağıda idi. Kova da olmadığı için, zorlukla kuyunun dibine indi. Sudan iyice içip susuzluğunu giderdi. Suyunu içtikten sonra yine zorluklarla kuyudan çıktı. Dışarıda bir köpek ile karşılaştı. Köpek susuzluktan dilini çıkarmış vaziyette durmadan soluyor, susuzluktan toprağı eşeleyip yalıyordu. Adam köpeğin bu hâlini görünce kendi kendine "Bu da tıpkı benim gibi susamış" dedi. Köpeğin bu hâline dayanamayıp tekrar kuyuya indi. Yanında su kabı da olmadığından, pabucuna su doldurdu, dişleri ile tutarak kuyudan çıkarttı ve bu su ile hayvancağızı suladı. Onun, susamış bir köpeğe olan bu merhametinden dolayı, Allahü Teâlâ kendisinin günahlarını mağfiret etti...
Dinleyenlerden birisi Peygamber Efendimize sordu:
-Yâ Resûlallah, hayvanlara yaptığımız iyilik için de ecir, sevap var mıdır?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Evet. Can taşıyan her mahluka yaptığınız iyilik karşılığında ecir vardır.”

23 Mart 2018 Cuma

KÖPEĞE SU VERDİLER, AFFEDİLDİLER...

köpeğe su verdiler affedildiler, fahişe kadın, fahişe kadın hadisi, hadis, Hz. Muhammed, merhamet, canlılara iyilik, iyilik etmek, bir kap su, köpek, dost, Ebu Hüreyre


KÖPEĞE SU VERDİLER, AFFEDİLDİLER... "Fâhişe bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkararak (onunla su çekip köpeği suladı). Bu sebeple kadın mağfiret olundu."
Hadis-i Şerif [Müslim, Tövbe 155, (2245)]

Bir hadisi şerifde Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'dan: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki:

"Bir adam yolda, yürürken susadı ve susuzluğu arttı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpük de benim gibi susamış.' deyip tekrar kuyuya inip, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti."

Resûlullah'ın yanındakilerden bazıları:

"Ey Allah'ın Resûlü! Yani bize hayvanlar (a yaptığımız iyilikler) için de ücret mi var?" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Evet! Her 'yaş ciğer' (sahibi) için bir ücret vardır."buyurdu." [Buhârî, Şirb 9, Vudû 33, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153, (2244); Muvatta, Sıfatu'n Nebi 23, (2, 929-930); Ebû Dâvud, Cihâd 47, (2550)]

21 Ekim 2017 Cumartesi

Dua

Ey bütün merhamet olunanların merhamet edicisi olan Allah'ım, Muhammed Ümmetine merhamet eyle.

12 Temmuz 2016 Salı

OSMANLI'YA HERKES GÜVENİYORDU

DÜŞMANLARI BİLE OSMANLI'NIN ADALETİNE VE MERHAMETİNE GÜVENİYORDU... 

Boğdan Beyi Büyük Stefan, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolayı Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen ve kahraman kabul edilen bir kişiydi.

Boğdan Beyi Stefan ölüm döşeğine düşünce evlatlarına gayet ibretli bir şekilde şu nasihati verir.

"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi TÜRKLERE EMANET EDİN. ADİL ve MERHAMETLİDİRLER..."

17 Mart 2016 Perşembe

MERHAMET

"Ey oğlum!
Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer. Hayır söyleyen kâr eder. Kötü konuşan günâhkâr olur. Diline hâkim olmayan pişmân olur."


Hz. Lokman (as)

6 Mart 2016 Pazar

MERHAMET

“Merhamet edenlere Rahmân olan Allah Teâlâ merhamet buyurur. Yeryüzündekilere şefkat ve merhamet gösteriniz ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin!”
Hz. Muhammed (SAS)
(Tirmizî, Birr, 16/1924)

25 Aralık 2015 Cuma

ÖFKE ZAMANINDA MERHAMET...

“Bir kişinin merkebi çamura batmıştı. Ne kadar gayret sarf ettiyse de bir türlü hayvanını battığı yerden çıkaramadı. Bu esnada da gökyüzünden sicim gibi yağmur yağıyor, soğuk hava ise ilikleri donduruyordu. Bütün bunlara ilâveten bir de yavaş yavaş üstüne çöken karanlık içerisinde kalan adamcağız, çok müteessir ve muzdarip bir hâldeydi. 
O kişi, bu dert ve acı içerisinde sabaha kadar kötü sözler söyleyerek etrafa lânetler savurdu. Öyle ki, dilinden ne dost kurtuldu ne düşman, ne ahâlî kurtuldu ne de sultan…
Olacak bu ya, adam böyle sövüp saymakta, etrafa lânetler savurmakta iken, padişah oradan geçti. Durumun farkında olmayan adam, uygunsuz ve haddi aşan sözlerine devam etti. Pâdişâhın bu sözleri işittiğini anladığında ise adamcağız, mahcûbiyetten sanki yerin dibine girdi. Bu mahcûbiyetle ne cevap verebildi ne de özür dileyebildi.
Pâdişah buna çok kızdı ve etrafında bulunanlara hiddetle:
«−Eşeği çamura batmışsa benim suçum ne? Ben batırmadım ya! Benden ne istiyor, bana niçin kötü söz söylüyor?» dedi.
Beraberindekilerden biri pâdişâha:
«−Pâdişâhım, hemen boynunu vurdurun! Dünyadan nâm ve nişânı kalksın!..» dedi.
Büyük pâdişah, gönlünde çağlayan ilâhî rahmetle düşündü, taşındı. Baktı ve gördü ki adam, içine düştüğü dert dolayısıyla mihnet içinde bunalmış, eşeği de çamura batmıştır. Zavallı adamın hâline acıdı. Kaba ve uygunsuz sözlerinden kabaran öfkesini yuttu. Bununla da yetinmeyip tuttu, ona altın, at ve kürklü kaftan ihsân etti.
Zira pâdişah biliyordu ki;
«Öfke zamanında merhamet, en güzel şeydir.»
Bu hâdiseyi duyan biri, o ihtiyara:
«−Ey akılsız ihtiyar, ölümden nasıl kurtuldun, hayretteyim?» diye sordu.
İhtiyarsa onun bu suâline şöyle cevap verdi:
«−Sus! Ben o sırada çok elemli idim. O dert de aklımı başımdan almıştı, yani kendime mâlik değildim. Bu sebepten ben, bana yakışmayan bir şey yaptım. Pâdişâha gelince, o sultânımız da kendisine yakışan ihsan ve ikrâmı yaptı.»”

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî ('Bostan' Adlı Eserinden)

27 Kasım 2015 Cuma

HAYVANLARA MERHAMET EDİYOR MUYUZ...?

“Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyordu. Adam kendi kendine, 'Bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış.' deyip hemen kuyuya indi. Mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.”
Hz. Muhammed (SAS)(Buhârî, “Musâkât”, 9, “Mezalim”, 23, “Edeb”, 27; “Müslim”, 153)

24 Ekim 2015 Cumartesi

21 Ekim 2015 Çarşamba

ANA VE BABAYA ÖF BİLE DEMEYİN...

anne, baba, köy hayatı, sıcak yuva
ANA VE BABAYA ÖF BİLE DEMEYİN...
“Rabbin, yalnız kendisine ibâdet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı “öf” bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevâzû kanatlarını ger ve; “Rabbim! Onlar beni küçükken (merhametle) yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!” diyerek duâ et!” 
(İsrâ Suresi - 23,24)