kedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kedi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Kasım 2022 Çarşamba
3 Ekim 2022 Pazartesi
HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR
HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLURHer zaman her istediğimiz olmayabilir. Kaderin "hayır!"ında bile –bizim veya başkası için- muhakkak bir hayır vardır. Ne güzel demiş atalarımız: “Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı.”
Daha iyisi için elbette çaba göstereceğiz, çalışacağız. Olmadı mı? Kanaat adlı en büyük hazinemizi, hırsımıza kurban etmeyeceğiz.
Hırsızlık ‘hırs’la başlar. Hırs’a sormuşlar; “Büyüyünce ne olacaksın diye? “Hırsız” demiş küçülmüş…
Şeytan, Âdem’den üstün olmaya tamah etti. Hz. Âdem de, cennet içinde yasak ağaca tamah etti. Ama İblis, “tamah”ında ısrarıyla aşağılar aşağısı oldu. Hz. Âdem ise pişmanlığın “tam ah!”ıyla affedildi, tekrar sürüldüğü cennetin varisi kılındı.
En güzel ve En Yüce'nin kulu ve O'nun en çok sevdiğinin ümmetiyiz. Bu iki kutlu minare gönderine de istiklal ve istikbalimizin bayrağını çekmişiz. Daha ne olsun...
En ulvi bu üç değeri korumaktan gayrı neye tamah edilir ki...
Osman YAZICI
11 Temmuz 2022 Pazartesi
27 Temmuz 2021 Salı
22 Ocak 2020 Çarşamba
HER İYİLİĞİN KARŞILIĞI VARDIR
Peygamber Efendimiz (sas) ve onun Eshâb-ı her canlıya karşı merhametliydiler. Bizler de onların yolunda olmalıyız. Ebû Hüreyre (ra) hazretleri nakleder:
Bir gün Peygamber efendimizin sohbetinde bulunuyorduk. Bize şöyle bir hâdise anlattı:
-Yolculuğa çıkan birisi yolda su bulamayıp çok susadı. Bir kuyuya rastladı. Kuyunun suyu aşağıda idi. Kova da olmadığı için, zorlukla kuyunun dibine indi. Sudan iyice içip susuzluğunu giderdi. Suyunu içtikten sonra yine zorluklarla kuyudan çıktı. Dışarıda bir köpek ile karşılaştı. Köpek susuzluktan dilini çıkarmış vaziyette durmadan soluyor, susuzluktan toprağı eşeleyip yalıyordu. Adam köpeğin bu hâlini görünce kendi kendine "Bu da tıpkı benim gibi susamış" dedi. Köpeğin bu hâline dayanamayıp tekrar kuyuya indi. Yanında su kabı da olmadığından, pabucuna su doldurdu, dişleri ile tutarak kuyudan çıkarttı ve bu su ile hayvancağızı suladı. Onun, susamış bir köpeğe olan bu merhametinden dolayı, Allahü Teâlâ kendisinin günahlarını mağfiret etti...
Dinleyenlerden birisi Peygamber Efendimize sordu:
-Yâ Resûlallah, hayvanlara yaptığımız iyilik için de ecir, sevap var mıdır?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Evet. Can taşıyan her mahluka yaptığınız iyilik karşılığında ecir vardır.”
Bir gün Peygamber efendimizin sohbetinde bulunuyorduk. Bize şöyle bir hâdise anlattı:
-Yolculuğa çıkan birisi yolda su bulamayıp çok susadı. Bir kuyuya rastladı. Kuyunun suyu aşağıda idi. Kova da olmadığı için, zorlukla kuyunun dibine indi. Sudan iyice içip susuzluğunu giderdi. Suyunu içtikten sonra yine zorluklarla kuyudan çıktı. Dışarıda bir köpek ile karşılaştı. Köpek susuzluktan dilini çıkarmış vaziyette durmadan soluyor, susuzluktan toprağı eşeleyip yalıyordu. Adam köpeğin bu hâlini görünce kendi kendine "Bu da tıpkı benim gibi susamış" dedi. Köpeğin bu hâline dayanamayıp tekrar kuyuya indi. Yanında su kabı da olmadığından, pabucuna su doldurdu, dişleri ile tutarak kuyudan çıkarttı ve bu su ile hayvancağızı suladı. Onun, susamış bir köpeğe olan bu merhametinden dolayı, Allahü Teâlâ kendisinin günahlarını mağfiret etti...
Dinleyenlerden birisi Peygamber Efendimize sordu:
-Yâ Resûlallah, hayvanlara yaptığımız iyilik için de ecir, sevap var mıdır?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
“Evet. Can taşıyan her mahluka yaptığınız iyilik karşılığında ecir vardır.”
6 Kasım 2019 Çarşamba
12 Haziran 2019 Çarşamba
10 Haziran 2019 Pazartesi
18 Ocak 2019 Cuma
6 Kasım 2018 Salı
BOZUK DÜZEN...
Bozuk düzen bozuk terazi tartı,
En yakın dostlarım dönüyor sırtı,
Ne kadar zorlaştı yaşamın şartı,
Düşman belli değil dost belli değil.
Para hükümdardır çiziyor rota,
Güven olmaz iki ayaklı ite,
En yakın dostlarım düşmandan öte,
Düşman belli değil dost belli değil.
Dost sanarsın dağdan inen ayıyı,
Kedilerden korkan kabadayıyı,
Yüze güler arkadan kazar kuyuyu,
Düşman belli değil dost belli değil.
Öküz haylaz çekmez ne yapsın düven,
Fakirsen yoksulsan bulunmaz seven,
Bu azgın nesilin neyine güven,
Düşman belli değil dost belli değil.
Çulsuz kavuşursa üç beş kuruşa,
Gider senle rekabete yarışa,
Sen aldanma her insanda duruşa,
Düşman belli değil dost belli değil.
En gerçek insana kurban olayım,
Hainden dost olmaz yalnız kalayım,
Kavun karpuz değil ki seçip alayım,
Düşman belli değil dost belli değil.
Veysel der ki; Ben dostlardan yılgınım,
Hep seçerim ben bu işde çılgınım,
Dostlar dalım budar şimdi solgunum,
Düşman belli değil dost belli değil.
(Aşık Veysel)
30 Temmuz 2018 Pazartesi
28 Temmuz 2018 Cumartesi
SEVMEK, DÜŞENİ KALDIRMAK...
"Güzel konuşmak, ince düşünmek, halden anlamak, sevmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek, sarılmak hep bedava biliyor musunuz?"
(Farid Farjad)
24 Nisan 2017 Pazartesi
9 Nisan 2017 Pazar
28 Kasım 2016 Pazartesi
ALTIN TOP...
ALTIN TOP...
Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadetin dalgalanmaları, zengin ailenin duvarlarını aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış. Akşam olunca, fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş. bir gün karısına demiş ki:
- Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok? Sen yarın fakir komşunun hanımından sor bakalım, saadetlerinin sebebi ne ise, biz de onlar gibi saadete nail olmaya çalışalım.
Kadın sabah olunca fakir komşuyu ziyarete giderek, konuşma sırasında evlerindeki saadetin sebebinden sual açmış, fakir komşunun hanımı demiş ki:
- Bizim küçük bir altın topumuz var. Akşam olunca ben efendime o da bana altın topu atarak oynar eğleniriz.
Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına nakletmiş. Adam ertesi gün bir kuyumcuya giderek altın bir top sipariş etmiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup, altın topu birbirlerine atmaya başlamışlarsa da, hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış… Hatta madeni topun ağırlığı sebebeiyle canları yanmış; sert atışlar yüzünden topun isabet ettiği vücutları, yer yer morarmış. Sabah olur olmaz zenginin karısı, alelacele fakirin ailesinden sual etmiş:
- Biz senin dediğin altın topu yaptırdık, fakat neşelenemedik, demiş. Fakir komşu:
- A komşum, o bildiğin gibi top değil. Sarı saçlı masum bakışlı bir yavrumuz var. biz ona “ALTIN TOP” diyoruz. akşam olunca kah benim kucağıma, kah babasına koşar ve bizi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz, cevabını vermiş...
"Binaya konulan harç, nasıl tuğlaları birbirine kaynaştırır ise, evlat da karı ve kocayı birbirine bağlar."
(Kaynak: hikayeler gen)
Zengin bir ailenin fakir bir komşusu varmış. Evlerindeki saadetin dalgalanmaları, zengin ailenin duvarlarını aşarak kulaklarına kadar ulaşırmış. Akşam olunca, fakir ailenin evindeki gülme ve saadeti duyunca zengin komşu gıpta edermiş. bir gün karısına demiş ki:
- Biz bu kadar zengin olduğumuz halde neden neşemiz yok? Sen yarın fakir komşunun hanımından sor bakalım, saadetlerinin sebebi ne ise, biz de onlar gibi saadete nail olmaya çalışalım.
Kadın sabah olunca fakir komşuyu ziyarete giderek, konuşma sırasında evlerindeki saadetin sebebinden sual açmış, fakir komşunun hanımı demiş ki:
- Bizim küçük bir altın topumuz var. Akşam olunca ben efendime o da bana altın topu atarak oynar eğleniriz.
Akşam olunca zenginin karısı meseleyi kocasına nakletmiş. Adam ertesi gün bir kuyumcuya giderek altın bir top sipariş etmiş. Topu aldığı günün akşamı karısı ile karşı karşıya oturup, altın topu birbirlerine atmaya başlamışlarsa da, hayal ettikleri neşe bir türlü doğmamış… Hatta madeni topun ağırlığı sebebeiyle canları yanmış; sert atışlar yüzünden topun isabet ettiği vücutları, yer yer morarmış. Sabah olur olmaz zenginin karısı, alelacele fakirin ailesinden sual etmiş:
- Biz senin dediğin altın topu yaptırdık, fakat neşelenemedik, demiş. Fakir komşu:
- A komşum, o bildiğin gibi top değil. Sarı saçlı masum bakışlı bir yavrumuz var. biz ona “ALTIN TOP” diyoruz. akşam olunca kah benim kucağıma, kah babasına koşar ve bizi eğlendirir. Onunla meşgul olurken yorgunluğumuzu unutur, neşeleniriz, cevabını vermiş...
"Binaya konulan harç, nasıl tuğlaları birbirine kaynaştırır ise, evlat da karı ve kocayı birbirine bağlar."
(Kaynak: hikayeler gen)
24 Ekim 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)