4 Ocak 2023 Çarşamba
10 Kasım 2022 Perşembe
EN ETKİLİ DUA
“Allah’ım! Gaybı bilmen ve mahlûkât üzerinde sâhip olduğun kudret hakkı için, hayât benim için hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat, vefât etmek benim için hayırlı olduğunda da beni vefât ettir.
Allah’ım! Gizlide de açıkta da Sen’den korkmayı istiyorum, rızâ ve gadap hâlinde de hak sözden ayrılmamayı istiyorum, fakirlik ve zenginlikte de iktisatlı ve îtidâl üzere olmayı istiyorum.
Sen’den tükenmeyen bir nîmet (âhiret nîmetlerini) istiyorum. Sen’den sona ermeyen bir göz nûru (neslimin benden sonra güzel bir şekilde devâm etmesini, namazlarımı en güzel şekilde kılabilmeyi, muhabbeti, huzûr ve saâdeti) istiyorum.
Sen’den, tâyin ettiğin kadere rızâ gösterebilmeyi istiyorum. Sen’den, öldükten sonra huzûr ve sükûn içinde bir hayat istiyorum. Sen’den cemâline bakmanın lezzetini ve Sana kavuşma şevki istiyorum. Bütün bunları sabredilemeyecek bir zarar ve dalâlete düşürücü bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum.
Allah’ım! Bizi îman zînetiyle süsle ve bizi doğru yolda giden hidâyet rehberleri kıl!” (Nesâî, Sehv, 62; İbn-i Hanbel, IV, 264; Hâkim, I, 705)
19 Ekim 2022 Çarşamba
DİNİ HİKAYE - Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri'nin Duası
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin yaptığı ve herkes tarafından bilenen duâ... Bütün ulemâ ve evliyâ, bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup olanların denizde boğulmadıklarını ve pek çok kimsenin de vefât günlerine yakın öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler. İşte Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin kabul olunan duâsı...
Sultan Ahmed Han, Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’ne müstesnâ bir hürmet gösterir ve ikramda kusur etmezdi. Bir gün Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri ile sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tazelemek isteyen Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri için ibrik ve leğen getirdiler. Pâdişah, hocasına hürmeten ibriği eline aldı ve abdest suyunu kendisi döktü. Sultan Ahmed Hân’ın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı. Vâlide Sultan bir ara kalbinden:
“Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri’nin bir kerâmetini görseydim!” diye geçirmişti.
HÜDÂYİ HAZRETLERİNİN KERAMETİ
Bunun üzerine Hüdâyî Hazretleri, Vâlide Sultân’ın gönlünden geçenlere vâkıf olarak:
“–Hayret! Bâzıları bizden kerâmet arzu ederler. Hâlbuki Halîfe-i Rûy-i Zemîn’in elimize su dökmesi ve muhterem vâlidelerinin de bize havlu hazırlamasından daha büyük kerâmet mi olur?” buyurdu.
Sohbet esnâsında Ahmed Han:
“–Efendim! Seyyid Abdülkâdir Geylânî Hazretleri’nin, kıyâmet günü talebelerine ve günahkâr mü’minlere şefâat edeceği hakkında rivâyetler var. Bu rivâyetlerin doğruluğu hakkında ne buyurursunuz?” diye sordu.
Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri hemen cevap vermedi. Bir müddet murâkabe hâlinde kaldıktan sonra:
“–Evet doğrudur! Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, müntesiblerinden pek çok günahkâra şefâat edecektir!” buyurdu.
AZİZ MAHMUD HÜDÂYİ HAZRETLERİNİN DUÂSI
Pâdişah devam ederek:
“–Efendim! Acabâ zât-ı âlînizin de bizlere bir vaad ve müjdesi yok mudur?” diye sorunca, Mahmûd Hüdâyî Hazretleri ellerini kaldırıp:
“Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza Fâtiha okuyanlar bizimdir... Bize mensub olanlar, denizde boğulmasınlar; âhir ömürlerinde fakirlik görmesinler; îmanlarını kurtarmadıkça ölmesinler; öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın!..” diye duâ eyledi.
(Bütün ulemâ ve evliyâ, bu duânın kabûl olduğunu, bu yola mensup olanların denizde boğulmadıklarını ve pek çok kimsenin de vefât günlerine yakın, öleceklerini haber verdiklerini bildirdiler.)
Ahmed Han, 1617 (h.1026) senesinde hastalandı. Sırtında bir yara çıkmıştı. Mâbeynci Mustafa, Sultân’ın vefâtından bir gün önce huzûrunda iken, Ahmed Hân’ın, odada görünmeyen bâzı kimselere dört defa:
“–Ve aleyküm selâm!” dediğini işitti.
Sebebini sorduğunda Sultan Ahmed Han:
“–Şu anda yanıma Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Alî geldiler. Bana:
«–Sen dünya ve âhiretin sultanlığını kendinde toplamışsın. Yarın Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanında olacaksın!..» buyurdular.” cevabını verdi.
Hakîkaten ertesi gün bu dünya ve âhiret sultânının hayatı, her fânî gibi nihâyete erdi.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
16 Ekim 2022 Pazar
DUÂLARIN KABUL OLMAMASININ SEBEBİ
DUÂLARIN KABUL OLMAMASININ SEBEBİ
İbrahim Ethem hazretlerine sordular:
– Ne için duâlarımız kabul olunmuyor?
"Hakkı bilip emirlerini tutmazsınız. Peygamberin sünnetlerini icra etmezsiniz. Kur’an okur amel etmezsiniz. Hâlıkımızın nimetlerini yiyip şükür etmezsiniz. Cenneti bildiğiniz halde talep etmezsiniz. Cehennemden korkmazsınız. Hükmüyle ölüm var dersiniz, hazırlanmazsınız. Anne ve babalarınızın ölülerini kendi elinizle kabre koyarsınız, ibret almazsınız. Böyle bu kadar kabahatlerinizle duânız nasıl kabul olur?" diye cevap verdiler.
15 Ekim 2022 Cumartesi
PEYGAMBER EFENDİMİZDEN DUÂLAR
Fahr-i Kâinât sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin bazı duâları:
- Allahım! Korkaklıkdan, cimrilikden, sadr fitnesinden, kabir azâbından sana sığınırım.
- Allahım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden sana sığınırım.
- Allahım! Korkaklıktan, erzel-i ömre bırakılmaktan, dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.
- Allahım! Âcizlikten, tenbellikten, cimrilikten, maddî ve mânevî çöküntüden, kabir azâbından, hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım.
- Allahım! Lüzumsuz düşünceden, üzüntüden ve âcizlikten, tenbellikden, cimrilikten, korkaklıktan, borçtan ve ricâl galebesinden sana sığınırım.
- Allahım! Günâh işlenen yerlerde bulunmaktan ve borçlu duruma düşmekten sana sığınırım.
- Allahım! Açlıktan, fakirlikten, zilletten, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.
- Allahım! Hata etmekten, dalâlete düşmekten, zulmetmekten yahud zulme uğramaktan, cahillikten ve cahil elinde kalmaktan sana sığınırım.
- Allahım! Cünûndan, cüzzamdan, abraşlıkdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.
- Allahım! Yaptığım ve yapmadığım şeylerin şerrinden sana sığınırım.
- Allahım! Çöküntüden, gerileyip düşmekten, boğulmaktan, yangından, ölüm esnasında şeytanın beni çarpmasından, senin yolunda senden yüz çevirmiş olarak ölmekten, yılan sokmuş bir şekilde ölmekten senin rızana sığınırım.
- Allahım! Yemin gadâbından sana sığınırım. (Musâhabe /4, Mahmûd Sâmi, Sünen-i Nesâi’den.)
29 Haziran 2018 Cuma
2 Kasım 2017 Perşembe
HZ. MEVLÂNA DUA SÖZLERİ
HZ. MEVLÂNA DUA SÖZLERİ
Yâ Rabbî! Bizim hâIimize bakarak muameIe etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muameIe eyIe.
Yâ Rabbî! Kerem ve IütfunIa hidayet ettiğin kaIbi tekrar daIâIete, sapıkIığa meyIettirme. BeIâIarı bizden sarf eyIe, çevir ve değiştir. Ey affı çok oIan, günahIarı örten Rabbim! O günahIar doIayısı iIe bizden intikam aIma. Bize azap etme.
Yâ Rabbî! Biz nefis iIe şeytana köpek gibi tâbi oIduksa da sen, azap asIanını bize saIdırtma.
Ey Hayy, ebedî diri oIan Rabbim! TaIep ve dua üzerine nasıI oIur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin. Ey mahIûkâtın, yaratıkIarın canIıIarın ihtiyacını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırIamak ve ondan bir şey ummak Iâyık değiIdir.
Yâ Rabbî! Rûhumda bir iIim katresi var. İIâhî onu hevâ rüzgârıyIa ten toprağından muhafaza eyIe.
Ey ihsânı çok oIan Rabbim! Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et. Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyIe. İsyan derdimize çare eyIe. Ey yardım isteyenIerin yardımcısı! Bizi hidayete çıkar.
Yâ Rabbî! Dua ve yakarışIarımızda sana Iâyık oImayan sözIeri biImeyerek söyIeyip hataIarda buIunmuş isek, o keIimeIeri sen ısIah et ve duamızı kabuI buyur. Çünkü sözIerin hâkimi ve suItanı ancak sensin.
Ey âIemin yaratıcısı! KasvetIi, kararmış, katıIaşmış âdeta taş gibi oImuş oIan kaIbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyIe ki rahmetini ceIp etsin, çeksin. Bizi köIe gibi kuIIanan bu serkeş nefisten bizi satın aI. O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zuImü canımıza yetti).
Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizIi ve açık her şeyi biIirsin.
Hz. MevIâna son demIerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çağırarak, kendisine su duayı öğretmiş ve sıkıntıIı zamanIarında okumasını tavsiye etmiştir:
Ya Rabbi!
Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum Iezzeti kesecek bir hastaIık; ne de beni azdıracak, şer ve kötüIüğümü artıracak bir sıhhat ver. Ey Merhamet edenIerin merhametIisi! MerhametinIe bu duamı kabuI et.
Hz. MevIana’nın Sabah Namazından Sonra OkudukIarı Dua: AIIah’ım kaIbimi nurIandır, kuIağımı nurIandır, gözümü nurIandır, saçımı nurIandır, derimi nurIandır, etimi nurIandır, kanımı nurIandır, önümü nurIandır, ardımı nurIandır, aItımı nurIandır, üstümü nurIandır, sağımı nurIandır, soIumu nurIandır, AIIah’ım! Nurumu artır, bana nur ver. Ey nurun nuru ey merhametIiIerin merhametIisi AIIah’ım merhametinIe beni nur et.
Bu dua, ismi güzeI, cismi güzeI, teni güzeI, canı güzeI, ruhu güzeI, huyu güzeI Efendimiz (SaIIaIIahu AIeyhi VeseIIem)’in diIindendir.
DUA
Candan, gönüIden söyIenen güzeI sözIer, duaIar, niyazIar, yakarışIar, Hakk’a doğru yükseIir. Hak’tan başka kimsenin biImediği, bir yere kadar varır, uIaşır. TemizIenmiş ve arınmış oIan nefesIerimiz, hoş sözIerimiz, yüceIir, yüceIir, bizden armağan oIarak öIümsüzIük, sonsuzIuk âIemine varır. Sonra sözIerimizin, niyazIarımızın sevabı, AIIah’ın rahmeti eseri oIarak kat kat çoğaIarak bize geIir. Sonra da, kuI, eIde ettikIerine benzer sevabı, tekrar eIde etsin diye, AIIah, bize, yine onIara benzer sözIer söyIetir. İşte böyIece, hiç durmadan, güzeI sözIer, öteIere yükseIir, yüceIere gider. KarşıIığında rahmet iner, bu iki haI, sende, senin varIığında daima oIur durur.
Kendinde oImaksızın, istiğrak hâIinde ediIen dua, bambaşkadır. O dua, dua edenin kendinden değiIdir, kendinde buIunanın duasıdır. Daha doğrusu, o dua, gönüIde buIunan Hakk’ın sözIeridir. AsIında o duayı AIIah etmektedir. Çünkü dua eden kuI, kendinde oImadığı için aradan çıkmıştır. O dua da AIIah’tandır, kabuI ediIişi de AIIah’tandır. (MevIânâ CeIâIeddîn-i Rûmî)
BismiIIâhirrahmânirrahîm
AIIah’ım benim kaIbime nur ver, benim kabrime nur ver. Benim önümü aydınIat, benim ardıma nur ver, benim sağıma nur ver, benim soIuma nur ver, benim üstüme nur ver, benim aItıma nur ver, benim kuIağıma nur ver, benim gözüme nur ver. Benim vücudumdaki kıIIarıma nur ver, benim vücudumdaki derime nur ver, benim etime nur ver, benim kanıma nur ver, benim kemikIerime nur ver.AIIah’ım benim nurumu büyüIt, beni baştan ayağa nur yap. AIIah’ım benim kaIbime nur ver, benim diIime nur ver, benim gözüme nur ver, benim kuIağıma nur ver, benim sağıma nur ver, benim soIuma nur ver, benim üstüme nur ver, benim aItıma nur ver. Benim önüme nur ver, benim ardıma nur ver, benim nefsime nur ver, benim nurumu büyüIt, artır.