Türk Askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2015 Cumartesi

BİZİM MİLLETİMİZ ÜÇ ŞEY İÇİN KINA YAKAR...

kınalı kuzu, türk askeri, komando

* Kurbanlığa kına yakar; Allah’a yakınlığın işareti olsun diye. 
* Gelinin eline kına yakar; Kocasına, ailesine bağlı ve yakın olsun diye. 
* Askere giden yiğitlerine kına yakar; Vatanına bağlı ve ALLAH'a KURBAN olsun diye...

6 Kasım 2015 Cuma

KORE SAVAŞINDA ESİR MEHMETÇİKLERİN DAYANIŞMASI

Türk Bayrağı, Kore Savaşı, Çin, Türk Askeri
ABD'de Eugene Kinkead, Kore Savaşı ile ile ilgili yazdığı kitapta diyor ki:

"...Çinliler'e esir düşmüş ABD'li 7190 askerden üçte biri düşmanla işbirliği yapmış, bu esirlerden 2730'u şartlara direnemeyerek ölmüştü. Subaylar esir arkadaşlarını öldürmüş, hastalara ve açlara arkadaşları yardım etmemişti.

ABD'li esir askerler, memlekete bağlılıklarını, dayanışma duygularını, âmirlerine itaat duygularını tamâmen yitirmişler, yardımlaşma tamamen bitmişti. Kuvvetliler, zayıfların elinden yiyeceklerini bile alıyordu.

229 kişiyle Çinliler'in elindeki üçüncü büyük esir grubu Türkler'di. Türkler, 229 kişi girdikleri esir kampından 229 kişi çıkmışlardı, hem de yaralılarını tedâvi ederek. Türkler'in esir subayı, Çinli komutana; "Türk askerlerine ancak benim vasıtamla emir verebilirsin, onları öldürebilir, fakat istemedikleri şeyleri yaptıramazsın. Beni öldürürsen, en kıdemli asker komutan olur, onu öldürürsen ondan sonraki. Bu tek kişi kalıncaya kadar devam eder ve emir-komuta zincirine riâyet etmeden bizimle diyalog kuramazsın." demişti.

Türkler, birbirlerine müthiş destek oluyorlardı. Herşeylerini paylaşıyorlardı. Hastalarına sahip çıkıyorlardı. Bir hasta Türk esirinin yanında mutlaka sağlam 2 Türk esiri bulunuyordu. Hastanın her türlü ihtiyâcı bu 2 esir tarafından karşıllanıyordu. Soğuk günlerde, ABD'li hasta esirler, soğuk ve açlıktan ölürken; Türkler, hastaları insan bedeninden meydana getirdikleri etten duvarlar içine alarak koruyorlardı. Kendileri de soğuktan korunmak için birbirleriyle güreş tutuyorlardı. Hem de sanki esir değil de kendi memleketlerinde, sevdikleri arasında güreş tutuyormuş gibi nârâ atarak. Onların bu güreşleri, korkusuzca nârâ atmaları, kendilerinde nârâ atacak gücü bulmaları, Çinli askerleri korkutuyordu. Türklere sataşmaktan çekiniyorlardı. Bu güreşler, onları güçlü ve birbirine bağlı kılıyordu..."

(Kaynak: Türkiye Gazetesi, 16 Nisan 1998 ve Türkiye Gazetesi Takvimi, 12 Kasım 1999)

4 Kasım 2015 Çarşamba

DÜŞMANLARI BİLE OSMANLI'NIN ADALETİNE GÜVENİYORDU...


Boğdan Beyi Büyük Stefan, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolayı Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen ve kahraman kabul edilen bir kişiydi.

Boğdan Beyi Stefan ölüm döşeğine düşünce evlatlarına gayet ibretli bir şekilde şu nasihati verir.

"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi TÜRKLERE EMANET EDİN. ADİL ve MERHAMETLİDİRLER..."

26 Ekim 2015 Pazartesi

Asım'ın Nesli...

...Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: 
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. 
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... 
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, 

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.


Mehmet Akif Ersoy

24 Ekim 2015 Cumartesi

En Güzel Ayyıldız

çanakkale, ay, yıldız, hilal, ayyıldız, bayrak, türk bayrağı, özgürlük, yiğitler
Çanakkale savaşında yiğitlerimizin bedenleriyle oluşturduğu AYYILDIZ...
Bayrağımızın değerini bilenlere SELAM OLSUN...

YİĞİT OĞLUM...

ayyıldız, asker, türk askeri, minare, vatan, çanakkale, savaş
"Hüseyin'im, yiğit oğlum benim...
Dayın Şıpka'da, baban Dömeke'de ağaların sekiz ay evvel Çanakkale'de şehit düştüler. Bak son yongam sensin! Minareden Ezan Sesi kesilecekse, Cami'lerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun, öl de köye dönme! Yolun Şıpka'ya uğrarsa dayının ruhuna bir Fatiha okumayı da unutma! Haydi oğul, Allah yolunu açık etsin."(1. Dünya Savaşında Oğlunu askere uğurlayan bir OSMANLI ANASI)