Ana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2022 Çarşamba

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,içişleri bakanı,dışişleri bakanı,er,kadın,erkek,dişi,koca,karı,akıl,kadı,kördüğüm aşk,ana,hanım,tarım ve insan

Erkek, ailenin ‘Dış İşleri’ Bakanıdır. Vazifesi eve ekmek getirmektir. "Er işte olmalı!"mantığıyla hareket eder. Kadın ise ‘Diş İşleri’ Bakanlığı koltuğunda oturur. ‘Dişi’nin vazifesi de eve getirilen ekmeği "erişte olmalı" düsturuyla ‘dişe dokunur’ hale getirmek ve çeşitlendirmektir.


Günümüzde ise şehirli kadınlarımız çalışma hayatına dahil olarak “İç İşleri – Diş İşleri Bakanlığı’na ilaveten “Dış İşleri”ne de açıldılar. Köylü kadınlarımız ise yıllardır böyle zaten. Ama erkekler kadınlarımızın bu artan yükünü dikkate alarak “iç işlere” halen daha pek karışık değiller. Kadın işine gittiğinde “han’ım! ve kâr’ım!”… “İşine gelmediğinde” ise sadece hanım-karı… Hâl böyle olunca "hayat müşterektir" sözü de “koca” bir yalan oluyor ve ‘karı koca’dan oluşan aile müessesesi de çökmüş ‘kocakarı’ yetiştiriyor.

Eşler bir çift ayakkabı. Biri yıpranınca diğer sağlamı da aynı çöpe koyuyorlar. Hülasa yâr olmak yardımcı olmak, yâr arı taşımaktır.

Beylere naçizane tavsiyemiz; Sakın “Akıl ‘BEY’İN işidir” diyerek hanımlarınızla tartışmaya girmeyiniz! Zira “h-aklı çıkan” erkek tarih sahnesinde görülmedi. Unutmayın ki “Davalarda son söz KADI’NIN sözüdür.”

Hz. Aişe Validemiz, Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’e “Beni ne kadar seviyorsun ya Resulallah?” der. Efendimiz (sas) “Kördüğüm gibi” buyurur. Bazen sorar Hz. Aişe: “Kördüğüm ne durumda Ya Resulallah?” Efendimizin (sas) cevabı o kadar sırlıdır ki çözmesini bilene: “İlk günkü gibi ya Aişe!”

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Rum Suresi 21. Ayet” buyuran Rabbimiz Allah Azze ve Celle, hepimizin yuvasına, “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır” buyuran Efendimizin (sas) ‘nebevi kördüğüm’ünden nasip eylesin. O kördüğümde çözülmeyecek ne sorun olabilir ki…

YAŞASIN ANALAR! YAŞASIN HANIMLAR!
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tahir AKAY -Tarım Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

23 Mayıs 2022 Pazartesi

GÜNÜN ŞİİRİ

benim annem yüz mevsim açar, şiir, günün şiiri, beşik, bebek, anne, ana, şair, ömer lütfi mete,

Benim annem yüz lisan bilir
Yüzü de güzel
Her bedende bir insan bilir
Özü de güzel
Sözü de güzel
Benim annem yüz lisan bilir
Benim annem yüz mevsim açar
Yüzü de güzel
Kan ağlasa gülücük saçar
Özü de bahar
Sözü de bahar
Benim annem yüz mevsim açar
Benim annem yüz can kuşanır
Yüzü de melek
Her birinde bir ömür yaşanır
Sözü de melek
Özü de melek
Benim annem yüz can kuşanır
Ömer Lütfi Mete

30 Aralık 2015 Çarşamba

21 Aralık 2015 Pazartesi

BİR ANNENİN OĞLUNA YAZDIĞI İBRETLİK MEKTUP

Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu, yani yeri boştu. Ondan nefret ediyordum. Çünkü bu durum beni arkadaşlarımın arasında utandırıyordu. Babam, ben daha küçükken bir kazada öldüğünden, ailemizi geçindirmek de anneme kalmıştı. Bunun için okulda aşçılık yapıyordu. İlk okulda iken bir gün annem bana "merhaba" demeye gelmişti. Sanki, yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi.? Onu görmezden geldim, ona nefretle bakarak oradan kaçtım...
Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım bana, "..Senin annenin sadece bir gözü var. Diğeri ne biçim.!" Dedi. Diğerleri de gülüşüyorlardı. O anda yerin dibine girmek ve de annemin ortadan kaybolmasını istedim.
Bu yüzden, o gün onunla karşılaşınca dedim ki:
-"Beni gülünç duruma düşüreceğine, ölsen daha iyi!.."
Annem karşılık vermedi. Sadece, tek gözüyle bana biraz baktı ve uzaklaştı gitti...
Dediklerim hakkında bir saniye bile düşünmemiştim, çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni hiç ilgilendirmiyordu. Onu evde istemiyordum ama ev onun üzerineydi...
Çok çalıştım, kendime yeter oldum, sonunda Singapur'a okumaya gittim.
Bir süre sonra da evlendim. Birikimime borç ekleyerek kendime bir ev aldım.
Daha sonra çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum. Annemi unutmuştum...
Bir gün annem bizi ziyarete gelmişti. Öyle ya, kaç yıldır beni görmemişti.
Kapıya gelince, çocuklarım tek gözlü birini görünce birden korktular, sonrada güldüler.
"Babaanneniz" diyemedim. İçeri girince ilk fırsatta ona:
-"Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin.? Buradan hemen git.!" Dedim
Bu çıkışıma annem kısık bir sesle:
-"Kusura bakmayın, ben yanlış adrese geldim galiba.!" Dedi ve çıktı-gitti...
Aradan yine uzun bir zaman geçmişti.
Bir gün "mezunlar toplantısı" için okulumdan bir mektup aldım.
Karıma; "..iş seyahatine gidiyorum" diye bahane uydurdum.
Mezunlar toplantısından sonra, birden aklıma düştü.'Sadece meraktan' eski evime gittim.
Eski komşularımıza sorduğumda, "annemin öldüğünü" söylediler.
Önce biraz sevinç duyar gibi oldum ama içimde bir burukluk ve sızı hissettim.
Ben şaşkınca beklerken, "bana verilsin diye annemin bir mektup bıraktığını" söylediler.
Açtım ve okumaya başladım:

_En sevgili oğlum... Her zaman seni düşündüm.
Singapur'a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzüldüm...
Mezunlar gününde geleceksin diye çok sevindim ve bekledim.
Ama; "seni görmek için yataktan kalkabilir miyim" diye çok düşündüm...
Seni büyütürken, 'tek gözümle' sürekli bir utanç kaynağı olduğum için de üzgünüm... biliyormusun biricik oğlum. .?
Sen küçücükken, babanla birlikte bir kaza geçirmiştin. Baban öldü fakat sen, bir gözünü kaybetmiştin. Bir anne olarak, senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım...
Bu yüzden, babandan kalan tarlayı satarak, ameliyat masraflarına yatırdım.
İşte, şimdi o yeri boş olan gözüm var ya, onu sana vermiştim. Nakil çok başarılı geçmişti, hiç fark edilmiyordu. "O gözle, biricik oğlum görüyor ya..." diye çok mutlu oluyordum. Ana yüreği ya oğul, sana 'sen benim gözümle görüyorsun 'diyemedim...
Başarılarından dolayı seninle o kadar gurur duyuyordum ki, bu bana yetiyordu.
Her şeye rağmen, sen benim oğlumsun...
Bütün sevgilerimle... Annen.

| Sadece 1 Anneniz Var. Annenizi Üzmeyin...

11 Kasım 2015 Çarşamba

Ana terketmez...

üzgün insan, kırık kalp, sıkıntı, keder,
"Öğrendik ki, iki şey asla terketmezmiş insanı: Biri yanındaki ANA, diğeri kalbindeki YARA."
(Ataol Behramoğlu)

21 Ekim 2015 Çarşamba

Ana Babaya İyilik Et.

ana, baba, yaşlı, ihtiyar, dede, nine,

“Ana-babasına iyilik edene ne mutlu! Allah Teâlâ onun ömrünü ziyâdeleştirsin!”

Hz. Muhammed (SAS)

(Kaynak: Heysemî, VIII, 137)

ANA VE BABAYA ÖF BİLE DEMEYİN...

anne, baba, köy hayatı, sıcak yuva
ANA VE BABAYA ÖF BİLE DEMEYİN...
“Rabbin, yalnız kendisine ibâdet etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmayı emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı “öf” bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle. Onlara rahmet ve tevâzû kanatlarını ger ve; “Rabbim! Onlar beni küçükken (merhametle) yetiştirdikleri gibi Sen de onlara merhamet eyle!” diyerek duâ et!” 
(İsrâ Suresi - 23,24)