18 Kasım 2015 Çarşamba
17 Kasım 2015 Salı
Dedikodu
"Bil ki başkalarının sözlerini sana taşıyan, senin sözlerini de başkalarına taşır."
Hasan-ı Basri (rh)
ÜZÜNTÜLÜ OLMA
''Ey oğlum!
Hep üzüntülü olma, kalbini dertli kılma. İnsanların elinde olana tamâ etmekten sakın. Kazâya râzı ol ve Allah-ü Teâlâ'nın sana verdiği rızka kanâat et.''
Hz. Lokman (as)
GİTMEK İSTİYORSA
"Gitmek istiyorsa, bırakacaksın... Gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin...?"
(Can Yücel)
16 Kasım 2015 Pazartesi
SABIRSIZ OLMA
''Ey oğlum!
Kötü huydan, gönül dağınıklığından sakın. Sabırsız olma, yoksa arkadaş bulamazsın. İşini severek yap, sıkıntılara katlan. Bütün insanlara karşı iyi huylu ol.''
Hz. Lokman (as)
KİMSEYE HOR BAKMA
"Hiç kimseye hor bakma, İncitme gönül yıkma, Sen nefsine yan çıkma.
Mevlam görelim neyler, Neylerse güzel eyler..."
Erzurumlu İbrahim Hakkı (rh)
15 Kasım 2015 Pazar
Sahte gülücük istemem
"Gözlerime bakıp da yapılan sahte bir gülücük yerine, yüzüme karşı gösterilen gerçek bir nefreti tercih ederim."
(Anton Çehov)
YALANDAN ÇOK SAKIN
''Ey oğlum!
Yalandan çok sakın! Çünkü dinini bozar ve insanlar yanında mürüvvetini azaltır. Bununla hayânı, değerini ve makâmını kaybedersin.''
Hz. Lokman (ra)
14 Kasım 2015 Cumartesi
KARDEŞLİK
“Müslümanın müslümana malı, namusu ve kanı haramdır. Kişiye, müslüman kardeşini küçük görmesi kötülük olarak yeter.”
Hz. Muhammed (SAS)
(Kaynak: Ebud Davud, Edeb, 35)
HİÇLİK MAKAMI...
Nasreddin Hoca’ya sormuslar: “Kimsin?” “Hiç” demis Hoca, “hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormus: “Sen kimsin?”
“Mutasarrif” demis adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksin?” diye sormus Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamis adam...
“Daha sonra?..” diye üstelemis Hoca.
“Vezir” demis adam.
“Daha daha sonra ne olacaksin?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artik makam kalmadigi için adam boynunu büküp son makamini söylemis: “Hiç.”
“Daha niye kabariyorsun be adam, ben simdiden, senin yillar sonra gelebilecegin makamdayim:
‘hiçlik makami’inda!”
...
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormus: “Sen kimsin?”
“Mutasarrif” demis adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksin?” diye sormus Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamis adam...
“Daha sonra?..” diye üstelemis Hoca.
“Vezir” demis adam.
“Daha daha sonra ne olacaksin?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artik makam kalmadigi için adam boynunu büküp son makamini söylemis: “Hiç.”
“Daha niye kabariyorsun be adam, ben simdiden, senin yillar sonra gelebilecegin makamdayim:
‘hiçlik makami’inda!”
...
13 Kasım 2015 Cuma
12 Kasım 2015 Perşembe
Kendini unutma
“Ey oğlum! İnsanlara iyilikleri emir ve nasîhat edip kendini unutma! Yoksa mum gibi olursun. Mum insanları aydınlatır, fakat kendini yakıp eritir.”
Hz. Lokman (as)
Bayrak Şiiri
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selâmlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... Gölgende bana da, bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık; Dağlardan çöllere düştüğümüz gün Gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim. Senin altında doğdum. Senin dibinde öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: Yer yüzünde yer beğen! Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim! |
Arif Nihat Asya
|
11 Kasım 2015 Çarşamba
İLİM ÖĞRENMEK
"Ey oğlum! Alimlere karşı öğünmek, akılsızlarla inatlaşmak ve meclislerde, toplantılarda gösteriş yapmak için ilim öğrenme! İhtiyacım yok diyerek de ilmi terk etme."
Hz. Lokman (as)
Allah Kullarını Sever
"Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister, Allah (cc) ise seni senin menfaatin için ister."
Abdülkadir Geylani (rh)
Ana terketmez...
"Öğrendik ki, iki şey asla terketmezmiş insanı: Biri yanındaki ANA, diğeri kalbindeki YARA."
(Ataol Behramoğlu)
10 Kasım 2015 Salı
Tevazunun zirvesi...
"Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım, başım göğe değerdi."
İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh)
(Bu söz Hanefi Mezhebinin en büyük Fıkıh Alimine ait ama gösterilen tevazu takdire değer. Üzerinde düşünmemiz gerekli...)
İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh)
(Bu söz Hanefi Mezhebinin en büyük Fıkıh Alimine ait ama gösterilen tevazu takdire değer. Üzerinde düşünmemiz gerekli...)
Aşk
"Öyle ucuz değil Gül koklamak... Gül tutan ele diken batmalı... Bir AŞK'a Gönül veren O AŞK'ın kapısında Yatmalı..."
(Necip Fazıl Kısakürek)
Atatürk'ün Dinimizle ilgili görüşü...
"… Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur."
Mustafa Kemal Atatürk
31.01.1923 İzmir’de Halk ile Konuşma
Mustafa Kemal Atatürk
31.01.1923 İzmir’de Halk ile Konuşma
9 Kasım 2015 Pazartesi
Vatan
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
(Mehmet Akif ERSOY)
7 Kasım 2015 Cumartesi
BİZİM MİLLETİMİZ ÜÇ ŞEY İÇİN KINA YAKAR...
* Kurbanlığa kına yakar; Allah’a yakınlığın işareti olsun diye.
* Gelinin eline kına yakar; Kocasına, ailesine bağlı ve yakın olsun diye.
* Askere giden yiğitlerine kına yakar; Vatanına bağlı ve ALLAH'a KURBAN olsun diye...
6 Kasım 2015 Cuma
KORE SAVAŞINDA ESİR MEHMETÇİKLERİN DAYANIŞMASI
ABD'de Eugene Kinkead, Kore Savaşı ile ile ilgili yazdığı kitapta diyor ki:
"...Çinliler'e esir düşmüş ABD'li 7190 askerden üçte biri düşmanla işbirliği yapmış, bu esirlerden 2730'u şartlara direnemeyerek ölmüştü. Subaylar esir arkadaşlarını öldürmüş, hastalara ve açlara arkadaşları yardım etmemişti.
ABD'li esir askerler, memlekete bağlılıklarını, dayanışma duygularını, âmirlerine itaat duygularını tamâmen yitirmişler, yardımlaşma tamamen bitmişti. Kuvvetliler, zayıfların elinden yiyeceklerini bile alıyordu.
229 kişiyle Çinliler'in elindeki üçüncü büyük esir grubu Türkler'di. Türkler, 229 kişi girdikleri esir kampından 229 kişi çıkmışlardı, hem de yaralılarını tedâvi ederek. Türkler'in esir subayı, Çinli komutana; "Türk askerlerine ancak benim vasıtamla emir verebilirsin, onları öldürebilir, fakat istemedikleri şeyleri yaptıramazsın. Beni öldürürsen, en kıdemli asker komutan olur, onu öldürürsen ondan sonraki. Bu tek kişi kalıncaya kadar devam eder ve emir-komuta zincirine riâyet etmeden bizimle diyalog kuramazsın." demişti.
Türkler, birbirlerine müthiş destek oluyorlardı. Herşeylerini paylaşıyorlardı. Hastalarına sahip çıkıyorlardı. Bir hasta Türk esirinin yanında mutlaka sağlam 2 Türk esiri bulunuyordu. Hastanın her türlü ihtiyâcı bu 2 esir tarafından karşıllanıyordu. Soğuk günlerde, ABD'li hasta esirler, soğuk ve açlıktan ölürken; Türkler, hastaları insan bedeninden meydana getirdikleri etten duvarlar içine alarak koruyorlardı. Kendileri de soğuktan korunmak için birbirleriyle güreş tutuyorlardı. Hem de sanki esir değil de kendi memleketlerinde, sevdikleri arasında güreş tutuyormuş gibi nârâ atarak. Onların bu güreşleri, korkusuzca nârâ atmaları, kendilerinde nârâ atacak gücü bulmaları, Çinli askerleri korkutuyordu. Türklere sataşmaktan çekiniyorlardı. Bu güreşler, onları güçlü ve birbirine bağlı kılıyordu..."
(Kaynak: Türkiye Gazetesi, 16 Nisan 1998 ve Türkiye Gazetesi Takvimi, 12 Kasım 1999)
"...Çinliler'e esir düşmüş ABD'li 7190 askerden üçte biri düşmanla işbirliği yapmış, bu esirlerden 2730'u şartlara direnemeyerek ölmüştü. Subaylar esir arkadaşlarını öldürmüş, hastalara ve açlara arkadaşları yardım etmemişti.
ABD'li esir askerler, memlekete bağlılıklarını, dayanışma duygularını, âmirlerine itaat duygularını tamâmen yitirmişler, yardımlaşma tamamen bitmişti. Kuvvetliler, zayıfların elinden yiyeceklerini bile alıyordu.
229 kişiyle Çinliler'in elindeki üçüncü büyük esir grubu Türkler'di. Türkler, 229 kişi girdikleri esir kampından 229 kişi çıkmışlardı, hem de yaralılarını tedâvi ederek. Türkler'in esir subayı, Çinli komutana; "Türk askerlerine ancak benim vasıtamla emir verebilirsin, onları öldürebilir, fakat istemedikleri şeyleri yaptıramazsın. Beni öldürürsen, en kıdemli asker komutan olur, onu öldürürsen ondan sonraki. Bu tek kişi kalıncaya kadar devam eder ve emir-komuta zincirine riâyet etmeden bizimle diyalog kuramazsın." demişti.
Türkler, birbirlerine müthiş destek oluyorlardı. Herşeylerini paylaşıyorlardı. Hastalarına sahip çıkıyorlardı. Bir hasta Türk esirinin yanında mutlaka sağlam 2 Türk esiri bulunuyordu. Hastanın her türlü ihtiyâcı bu 2 esir tarafından karşıllanıyordu. Soğuk günlerde, ABD'li hasta esirler, soğuk ve açlıktan ölürken; Türkler, hastaları insan bedeninden meydana getirdikleri etten duvarlar içine alarak koruyorlardı. Kendileri de soğuktan korunmak için birbirleriyle güreş tutuyorlardı. Hem de sanki esir değil de kendi memleketlerinde, sevdikleri arasında güreş tutuyormuş gibi nârâ atarak. Onların bu güreşleri, korkusuzca nârâ atmaları, kendilerinde nârâ atacak gücü bulmaları, Çinli askerleri korkutuyordu. Türklere sataşmaktan çekiniyorlardı. Bu güreşler, onları güçlü ve birbirine bağlı kılıyordu..."
(Kaynak: Türkiye Gazetesi, 16 Nisan 1998 ve Türkiye Gazetesi Takvimi, 12 Kasım 1999)
İyi ve kötü insanın değeri
"İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin..."
Hz. Ali (r.a)
Kalbi Kırıkların hatırını sor
"Kalbi kırıkların hatırını sor, onları sevindir. Bir gün gelir senin de gönlün incinir."
(Sa'dî-i Şîrâzî)
4 Kasım 2015 Çarşamba
DÜŞMANLARI BİLE OSMANLI'NIN ADALETİNE GÜVENİYORDU...
Boğdan Beyi Büyük Stefan, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin gelişme yolu üzerinde direnmiş ve Türk orduları ile savaşa tutuşmuş olmasından dolayı Katolik Avrupa tarafından kendisine "Hıristiyanlığın şövalyesi" ünvanı verilen ve kahraman kabul edilen bir kişiydi.
Boğdan Beyi Stefan ölüm döşeğine düşünce evlatlarına gayet ibretli bir şekilde şu nasihati verir.
"Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız. Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi TÜRKLERE EMANET EDİN. ADİL ve MERHAMETLİDİRLER..."
Gördüğünü herkes sever
"Gördüğünü herkes sever: Sen onda kimsenin görmediğini bulacaksın.Eğer gerçek 'AŞK' istiyorsan; TEN'e değil, KALBE dokunacaksın."
(Bob Marley)
3 Kasım 2015 Salı
Tesadüf mü?
"Ey insan! İnsan isen, şu güzelliklere, tabiatı, tesadüfü, abesiyeti, dalaleti karıştırma; çirkin etme, çirkin yapma, çirkin olma...!"
(Bediüzzaman Said Nursî)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)