2 Şubat 2023 Perşembe
GÜNÜN HADİSİ
GENÇ KÖLENİN MERHAMETİ - DİNİ HİKAYE
Abdullah bin Ca'fer (ra) bir gün kendi çiftliğine giderken yolu üzerinde bir bahçeye inip istirâhat eyledi. O bahçenin siyah genç bir bahçıvanı vardı. Bahçeyi beklerdi. O gencin yanına bir köpek geldi Genç, köpeği görünce köpeğe bir ekmek atıverdi. Köpek onu hemen yedi. Bir ekmek daha verdi, Onu da yedi. Üçüncü bir ekmek daha verdi köpek onu da hemen yedi. Abdullah bin Ca'fer Hazretleri o gencin haline nazar etli ve:
- Sana bir günde ne kadar ekmek verirler? diye sordu. Genç de:
- "Şu gördüğün üç ekmekten fazla vermezler" dedi. Abdullah da:
- "Niçin bir günlük nafakanın hepsini kelbe verdin? Sen kendini aç koydun" dedi. Genç köle de şöyle cevap verdi:
- "Bu mekân köpek yeri değildir. Bildim ki bu kelb uzak yerden gelmiş ve çok acıkmıştır. Onu aç göndermeği revâ görmedim. Onun karnı doysun da ben bir gün aç kalır oruç tutarım"
Bu sözü işitince Abdullah bin Ca'fer o genç köleyi ve o beklediği bahçeyi sâhibinden satın alıp âzâd etti, bahçeyi de ona bağışladı.
Böylece şu hadîs-i şerîfin sırrınâ mazhar oldu.
"Cûd ve sehâ ile mevsûf olunuz ki Cenâb-ı Allah hakkınızda cömertlikle muâmele buyursun... Cenâb-ı Hak buyurmuştur ki sen infâk et! Ben de sana infâk edeyim."
İşte bu genç köle bir saat içinde hem kölelikden ve hem de fakirlikden kurtuldu ve hem de dünyaca zengin oldu. Âhiretce nâil olacağı mükâfât-ı ebediyye ise şüphesiz daha büyüktür. (M.Sâmi Ramazanoğlu, Altınoluk Dergisi Aralık-2000)
TRABZON 2. EL OTO ALIM-SATIM
Grup Adı : TRABZON 2. EL OTO ALIM-SATIM
Üye sayısı : 2,500 civarı
Aktif bir gruptur, herhangi bir engeli yoktur.
BENZER GRUPLAR MEVCUTTUR 👉iletişim: Şükrü Aygün
1 Şubat 2023 Çarşamba
GÜNÜN SÖZÜ
Hz. Ömer’in Duâları
Hz. Ömer (r.a) halîfe olup minbere çıktığında ilk sözü şu duâ olmuştur:
“Allâh’ım! Ben sert tabiatlı bir kulunum, beni yumuşak huylu eyle; zayıfım, beni kuvvetlendir; cimriyim beni cömert kullarından eyle!” (Suyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 129)
“Ey Allah’ım! Beni ansızın yakalamandan, gaflet içerisinde bırakmandan ve gâfillerden kılmandan Sana sığınıyorum.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 82)
“Allah’ım! Amelimi sâlih kıl. Yalnızca Sen’in için olan hâlis bir amel eyle ve onda başkası için hiçbir hisse bırakma! (Riyâ ve süm’aya düşürme!)” (Ali el-Müttakî, II, 675/5041)
“Allah’ım! Canımı ebrârdan olan kullarınla beraber al! Beni şerlilerden eyleme! Beni Cehennem azabından koru! Beni hayırlı ve seçkin kullarına ilhâk eyle!” (İbn Sa’d, III, 331)
“Allah’ım, zenginliğimi kalbime koy, Sen’in katındaki lutuflara rağbet ettir, bana ihsân ettiğin rızıkları bereketli kıl ve beni haramlardan müstağnî eyle!” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 81)
“Allah’ım! Dünyayı bize süsledin ve ondan sonrasının dünyadan daha hayırlı olduğunu haber verdin! Bizim nasibimizi daha hayırlı ve daha kalıcı olan tarafta kıl!” (İbn-i Ebî Hâtim, Tefsîr, II, 612; Süyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, II, 295)
Ömer (r.a) sık sık:
“Ey Allah’ım! Bize âfiyet ver ve bizi affeyle!” diye dua ederdi. (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 81)
HZ. ÖMER'İN TEHECCÜD NAMAZINA KALKTIĞINDA YAPTIĞI DUA
Ömer (r.a), gece teheccüd namazı için kalktığında şöyle dua ederdi:
“Yâ Rabbî, bulunduğum yeri görüyorsun, ihtiyâcımı biliyorsun! Allah’ım beni huzûrundan ihtiyâcı görülmüş, her türlü korku ve tehlikelerden kurtulmuş, Sen’in emirlerine derhal icâbet eden, duası kabul edilen, hatalarını affettiğin ve kendisine rahmet ettiğin bir kulun olarak döndür!”
Namazını bitirince de:
“Allah’ım, dünya üzerinde bâkî kalan bir şey göremiyorum, orada müstakîm (dosdoğru) bir hâl de yok. Allah’ım beni dünyada ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! Allah’ım, bana fazla dünyalık verme ki azmayayım, zor durumda da bırakma ki (ibâdet ve vazîfelerimi) unutmayayım. Şüphesiz az olup da kifâyet miktarı olan mal, çok olup da (ibadet, zikir ve mes’uliyetlerden) gâfil bırakan maldan daha hayırlıdır.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 82)
HZ. ÖMER'İN KITLIKTA YAPTIĞI DUA
Kıtlık senesinde Ömer (r.a) Rasûlullah’ın Mescid’inde gece yarısı namaz kılıyor:
“Allah’ım! Bizi kıtlıkla helak etme! Bizden belâyı kaldır!” diye duâ ediyor ve bu duayı tekrarlayıp duruyordu. (İbn Sa’d, III, 319)
Sâib ibn-i Yezîd (r.a) şöyle der:
Kıtlık senesinde Hz. Ömer’in üzerinde bir elbise gördüm, tam on altı tane yaması vardı… Şöyle dua ediyordu:
“Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i benim yüzümden helak etme!” (İbn Sa’d, III, 320)
HZ. ÖMER'İN CENAZE NAMAZI KILDIKTAN SONRA YAPTIĞI DUA
Ömer (r.a), cenâze namazı kıldıktan sonra şöyle duâ ederdi:
“Allah’ım! Şu kulun dünyadan ayrılmış, dünyayı geride kalanlara bırakmıştır. O, Sana muhtaç, Sen ise ondan müstağnîsin. Dünyada iken, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in de Sen’in kulun ve rasûlün, olduğuna şehâdet ederdi. Ey Allah’ım! Onu affeyle, kusurlarını görmezden geliver ve onu Peygamber’ine kavuştur!” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, VII, 126)
Cenazeyi defnedip mezarını düzledikten sonra da:
“Allah’ım! Âile efradını, malını ve akrabalarını Sana teslim etti. Günahları pek büyüktür. Onu affeyle!” derdi. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 56)
HZ. ÖMER'İN SON HACCINDA YAPTIĞI DUA
Ömer (r.a) son haccını yaptıktan sonrası Ebtah’ta küçük taşlardan bir yığın yaptı. Elbisesinin bir tarafını onun üzerine sererek yaslandı ve ellerini semâya kaldırıp:
“Allah’ım! Yaşım ilerledi, kuvvetim zayıfladı, tebaam çoğalarak her tarafa yayıldı. Sana karşı bir kusur işlemeden ve ihmalkârlığa düşmeden beni huzûruna al!” diyerek dua etti. (Muvatta’, Hudûd, 10; Hâkim, III, 98/4513)
ET TEVVAB
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir.GÜNÜN AYETİ
GÜNÜN HADİSİ
31 Ocak 2023 Salı
BEREKETİN EN SESSİZ GELENİ AMA EN ÇOK SES GETİRENİDİR KAR
BEREKETİN EN SESSİZ GELENİ AMA EN ÇOK SES GETİRENİDİR KAR
Uykuya dalan toprağın üşümüş bedeninin, yün yorganla örtülüşüdür kar.
Kara kışa, aydınlık beyazının meydan okuyuşu; buz katılığına pamuk yumuşaklığının dokunuşudur kar.
Gökyüzünün berekete göz kırpışı; bulutların yere bir bir kırpılışıdır kar.
Kefeni yırtan yeryüzünün gelinliğe bürünüşü; kusurları örten tövbenin ak görünüşüdür kar.
Baharda yeniden doğuma hazırlanan doğanın ilk süt emişi, veli sakalında yeryüzünün ermişidir kar.
En Büyük Sanatkarın nakışı, meleklerin semadan yere bir bir akışıdır kar.
Ab-ı hayatın yeniden toprağı ekişi; kuraklığın beyaz bayrağı çekişidir kar.
Umudun beyaz sayfa açışı, kara namına ne varsa beyazdan kaçışıdır kar.
Ağaçların tülü; kışın en beyaz gülüdür kar. Gökyüzünün en beyaz gülüşüdür kar.
Yerin ve göğün kârı, nuru; beyazın gururudur kar…
Kara –beyaz esaret, felaket diyerek- kara çalmak olmaz. Kar, bereketin ve rahmetin en sessiz geleni ama en çok ses getirenidir.
Kar taneleri kadar ak, pak, herbiri farklı güzellikte ve sayılara sığmayan bütün övgüler Zatına, salat-ü selam ise senin Habibin bizim Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üzerine olsun Yarabbi!...
Osman YAZICI
SONUN ‘NE’DİR İNSA'N'?
SONUN ‘NE’DİR İNSA'N'?
Dişlisin ilk ağızdan da… Her varlığa sevgi dolu özel bir tebessümle mi görünür kıldın dişini? Yoksa gaddarlığının resmi söylemi midir “diş gösterişin.”?
Ellisin ilk elden de… (İki elli) Toplamında ‘yüz’ akı mısın 99 Esma’ül Hüsna’nın temsilinde? Yurtsuza, yuvasıza, muhacire “el” misin yoksa düşkün gözünün tutmadığı ‘el’ mi? (El: a.Yurt b.Yabancı)
Gözün var hep en başta da… Gözünü alabildin mi peki görülmemiş güzellikten? Yoksa küfrün kelime manasındaki örtüler mi kör etti gözünü?
Yüreklisin de… Hudutları çiğnemeye mi yeter yumruk kadar yüreğin? Yoksa dağların bile yüklenmeye cesaret edemediği halifelik emanetini taşımaya mı?
Gönüllüsün hep en pahalıyı elde etmeye de… Hele bir bak bakalım tedavülde geçerliliği var mı kalp akçelerinin? (kalp: sahte)
Akıllısın en kafalıdan da… Aklın, şirk yollarında karışıp gitti mi çokluğa-ortaklığa? Yoksa varabildin mi “aklın yolu birdir” menziline?
Hayat seni hep ayakta karşılasa da… Kabrin, sırtını yere getirişine karşı ayaklanabilir misin hiç?
Hülasa bir bilmece-bulmacasın insan. Başın en beyaz karelerde açığa çıkmış olsa da sonun hep ‘kara kutu’larda saklı sırsın insan. Çok iyi yarattı Yaradan elbet seni en baştan, fıtrattan. O yüzden “İ”yi gördük seni(n) kelime başında da… Yazın tamama erip cümlen noktaya varınca son harfin ‘ne’ olacak? Hadi bil! Sağda mı yoksa solda mı sıfırsın insan?
Bilemezsin insan! “Nas” yok ki akibetine dair. (Nas: a-İnsanlar b-Kesin doğru) Sen bildiğini san insan!
"Değişmeye-değiştirmeye" var mısın 'insan' denen o en "belli belirsiz" ismini! Bir ÂDEM ile. (Âdem kelimesi Arapça’da Elif-Dal-Mim harfleriyle yazılır. Tasavvufta Elif harfi Allah Azze ve Celle’yi, Mim harfi ise Hz. Muhammed Aleyhisselatü Vesselam Efendimizi sembolize eder.)
Sadece Elif'i başüstüne alışın sonuna Mim koymaya var mısın! ELİF MİM DAL’ından gayrısında yeşeren lezzetleri 'yasak ağaç' saymaya varsa gönlün bil ki:
Âlemlerim velinimeti-Âdemlerin velisi
gayrı birtek sende besbelli
Ey ELİF MİM’İN DE’LİSİ...
Başın sonun
Hayrola!
Başka "ne" istersin ya Hazreti İnsan...
Osman YAZICI
EL BERR
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Berr: Bütün iyilik ve güzelliklerin sahibi, kullarına karşı bağışı ve ihsanı çok olan, iyiliğin, vefanın, güzelliğin ve ihsanın tek kaynağı demektir.GÜNÜN AYETİ
GÜNÜN HADİSİ
GÜNÜN HADİSİ
"Doğru tâcir, kıyâmet günü Arş'ın gölgesindedir."
"Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, nebîler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir." (Tirmizî, Büyû, 4)müsâvi ne demektir
mukâbil ne demektir
EL MÜTEALİ
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Müteâlî: İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce olan, aklın alabileceği her şeyden çok yüce olan, noksanlıklardan uzak, yücelik, şan, şeref, kuvvet ve kudret sahibi olan demektir.