17 Aralık 2022 Cumartesi
Ölüyü kabre koyunca okunacak duâ...
Ölüyü kabre koyunca okunacak duâ...
“Meyyiti kabrine koydukları zaman:
«Allah’ın adıyla, Allah ile ve Allah yolunda Rasûlullah’ın dini üzere» derlerdi.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 6819)
16 Aralık 2022 Cuma
Hz. Ebû Bekir'in (ra) sohbeti
Mûsâ b. Ukbe (ra) Hz. Ebû Bekir'in (ra) bir sohbetini naklediyor.
İşte Hz. Ebû Bekir'in o feyizli sohbeti...
"– Hamd âlemlerin Rabbi’ne mahsusdur. O’na hamd eder, O’ndan yardım dileriz. Öldükten sonra O’ndan şeref isteriz. Zira benim de sizin de eceliniz yaklaştı. Ben şehâdet ederim ki tek olan ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed de O’nun kulu ve Rasûlü’dür. Allah onu yaşayanları uyarmak, sözünün (vadinin) de kâfirler aleyhine gerçekleşmesi için hakkı müjdeleyici, ikaz edici ve parlak bir kandil olarak gönderdi.
Allah ve Rasûlü’ne itaat eden doğru yolu bulmuş olur. Size Allah’dan korkmanızı, ve Allahü Teâlâ’nın sizin için indirip, size doğru yolu göstermek için gönderdiği, kitabına sarılmanızı tavsiye ederim. İslâm’da ihlâstan sonra en önemli şey, âmirlerinizi dinlemek ve onlara itaat etmektir. Kim ki, iyiliği emredip, kötülüğe mani olan âmire itaat ederse, o felaha ermiş ve üzerine düşeni îfâ etmiş olur. Nefsinize uymaktan sakının. Arzu ve tamah ve öfkesini yenen felaha ermiştir. Sakın böbürlenmeyin! Topraktan yaratılıp tekrar toprağa dönecek olan yaratıkların böbürlenmesi doğru değildir. Sonra cesedlerini kurt yer. Bugün sağ olan yarın ölü değil midir? Onun için ibadetlerinizi, gününde ve saatinde yapınız. Mazlumun âhından sakınınız! Gururlanarak dünyaya aldanıp kalmayın. Sabırlı olunuz. Çünkü her şey sabırla elde edilir... Uyanık olunuz! Zira uyanıklık faydalıdır. Amel ediniz! Ameller kabul olunur.
Allah’ın, yapıldığında ceza vereceğini bildirdiği şeylerden sakınınız! Allah’ın vadettiği rahmetine kavuşmaya gayret ediniz! Anlayın ki, anlaşılasınız. Korunmaya çalışın ki korunasınız. Allah Teâlâ size, sizden öncekilerin helak sebeplerini ve kurtuluş yollarını açıklamıştır. Kitabında helali, haramı, sevdiği ve sevmediği amelleri de açıklamıştır. Ben sizi ve kendimi ihmal etmeyeceğim. Allah kendisinden yardım istenendir. Hatadan uzaklaşma ve itaate yönelme, ancak Allah’ın yardımıyla olur. Biliniz ki, amellerinizde samimi olduğunuz müddetçe, Rabbınıza itaat etmiş, nasibinizi almış ve refaha kavuşmuş olursunuz. Nafile ibadetleri, gösterişe kaçmadan yapınız. Selefinize de sadık kalın. Ahirette Allah’ın lutfuna muhtaç olduğunuz zaman mükafatınız verilir.
Ey Allah’ın kulları! Ölüp yok olan kardeşlerinizi düşünün. Onlar yaptıkları amelleriyle haşroldular. Öldükten sonra bedbaht veya mes’ûd oldular. Allah’ın hiçbir ortağı yoktur. İtaat etmek ve emirlerine uymaktan başka, Allah’ın hiçbir kula yakınlığı yoktur ki ona hayır versin veya onu cezalandırmaktan vaz geçsin. Cehenneme götüren hayır, hayır değildir. Cennete götüren şer de şer değildir. Söyleyeceklerim bu kadar. Kendim ve sizin için Allah’tan af dilerim. Peygamberimize salât ü selâm getirin. Allah ona da rahmet etsin ve selâmet versin. Allah’ın selâmı ve rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun."
Kaynak: İbni Ebiddünya, Kitabü’l Hayr. İbni Asakir, Kenzül Ummal
15 Aralık 2022 Perşembe
KAMU YÖNETİCİLERİ GÖREVLERİ SÜRESİNCE ZENGİNLEŞEMEZLER.
Hz.Ömer (ra) “Ya! Abbas bu mallar nedir?” diye sorar.
Hz. Abbas (ra), “Ticaretten kazandığım mallardır" diye cevap verir.
Hz. Ömer (ra), "Abbas, bu malları hazineye vermelisin" der.
Hz. Abbas (ra) “Ya! Ömer benden şüphen mi var?" diyerek malları hazineye vermeyi reddeder.
Hz. Ömer (ra) bu kez Halife Hz. Ebubekir (ra)'e giderek mallara el konulmasını ister.
Hz. Ebubekir (ra) de “Ya Ömer, bu kişi Abbas'tır. Ondan nasıl şüphelenirsin" diyerek bu isteği reddeder.
Hz. Abbas (ra) o gece sabaha kadar rüyasında suda boğulduğunu görür.
Sabah olduğu zaman ilk iş olarak Hz. Ebubekir'e gider durumu anlatır. Ardından da bütün malları hazineye bağışlar.
Hz. Ömer'i çağırarak "Sen haklı çıktın. Bu karara nasıl vardın?" diye sorarlar.
Hz. Ömer (ra) de içtihadını açıklar:
"KAMU YÖNETİCİLERİ GÖREVLERİ SÜRESİNCE ZENGİNLEŞEMEZLER."
EL MACİD
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mâcid: Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, in’âm ve ihsânı bol olan demektir.GÜNÜN AYETİ
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
GÜNÜN HADİSİ
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Her kim insanlarla muâmelede bulunur haksızlık etmez, onlarla konuşur yalan söylemez, onlara vaatte bulunur sözünden dönmezse işte o, insanlığı kemâle ermiş, âdaleti ortaya çıkmış ve kendisiyle kardeş olunması vâcip olmuş kişidir.” (Deylemî, Hadis No: 5546)GÜNÜN HADİSİ
Rasûlullah (sav) bir gün:
“–Kıyâmet günü gölgeye koşan sâbikûn kimdir biliyor musunuz?” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:
“–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Efendimiz (sav):
“–Onlar, kendilerine hak verildiğinde onu kabul edenler, kendilerinden hak istendiğinde bunu cömertçe verenler ve insanlar hakkında hükmederken kendilerine hükmediyormuş gibi davranan kişilerdir” buyurdu. (Ahmed, VI, 67, 69)muâmele ne demektir?
muâmele: Hatt-ı hareket. Davranma, davranış. Birbiri ile iş görme, amel etme. Alış veriş.
14 Aralık 2022 Çarşamba
EL VACİD
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)el-Vâcid: Zengin olan, her muradına erişen, dilediğini, dilediği zaman bulabilen, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her şeyi vücuda getiren demektir.
GÜNÜN AYETİ
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
GÜNÜN HADİSİ
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Birbiriyle karşılaşan iki mümin, birbirini yıkayan iki ele benzer. Birbiriyle karşılaşan iki müminden mutlaka biri diğerinden istifade eder.”ALLAH İÇİN BİRBİRİNİ SEVENLER
“Kıyamet günü bir grup insan için arşın çevresine kürsîler konulur. Onların yüzleri ayın on dördü gibi parlak ve nurludur. İnsanlar korkup ürperirken onlar korkup ürpermezler. İşte onlar Allah’ın dostlarıdır (velileridir) ki, onlar için korku yoktur ve onlar üzülecek değillerdir.”
“Bunlar kimlerdir Ey Allah’ın Rasulü?” diye sorulunca da:
“Allah için birbirini sevenler.” diye karşılık verdi. (Irakî, Mugnî, 158)13 Aralık 2022 Salı
EL KAYYUM
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kayyûm: Zeval bulmayan dâim, kâinatın yöneticisi, bütün varlıkların kendisine bağlı olduğu en yüce Var, kendi kendisine yeten tek Var, gökleri ve yeri ayakta tutan, hiçbir kimseye ve hiçbir şeye bağlı olmayan demektir.GÜNÜN HADİSİ
GÜNÜN AYETİ
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
12 Aralık 2022 Pazartesi
ŞEYH EDEBALİ ÖĞÜTLERİ
(Şeyh Edebali Hz.)
Hidayet ne demektir,
hidâyet: Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
EL HAYY
Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hayy: Hayatı, ezelî ve ebedî olarak sarmalayan, bütün hayatların kaynağı olan, ezelî ve ebedî olarak ölmeyen, diri olan demektir.TRABZON'UN FETHİNDEN BİR KISSA
Fâtih Sultan Mehmed Han, Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefere çıkmıştı. Şehre arkadan ulaşmak için dağlık ve ormanlık bir arâziden geçiliyordu. Bâzen baltacılar, önden yol açıyorlardı. Yolun müsâit olmadığı bir yerde Fâtih’in atı kaydı. Fâtih, bir kayaya tutunmak için uğraşırken elleri kanadı. Bu hâli müşâhede eden beraberindeki Uzun Hasan’ın annesi Sârâ Hatun, tam fırsatı olduğunu düşünerek:
“–Oğul! Han oğlu hansın! Bir yüce hükümdarsın! Trabzon gibi küçük bir kale için bunca meşakkate katlanman revâ mıdır?” dedi.
Çünkü Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabâlık kurmuş ve bu yüzden annesini, bu seferden vazgeçirmek için Fâtih’e ricâcı olarak göndermişti.
Fâtih, elleri sıyrıklarla dolu olduğu hâlde doğruldu ve dedi ki:
“–Ey ihtiyar ana!.. Sen zannetme ki, çektiğimiz bunca zahmet, kuru bir toprak parçası içindir. Bilesin ki bütün gayretimiz Allâh’ın dînine hizmettir. İnsanları hidâyete kavuşturmaktır. Yarın huzûr-i ilâhîde, yüzümüz kara olmasın diyedir. Elimizde İslâm’ı tebliğ ve tâzîz imkânları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gâzi denilmesi revâ mıdır? Ehl-i küfre İslâm’ı götürmezsek, onların azgınlıklarına mânî olmazsak, huzûr-i ilâhîye hangi yüzle çıkarız?!.”
GÜNÜN HADİSİ
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Benim ümmetimin misâli, yağmurun misâli gibidir. Evveli mi daha hayırlıdır, sonu mu daha hayırlıdır bilinmez! (Evveli de hayırlıdır, sonu da hayırlıdır.)”(Tirmizî, Edeb, 81/2869; Ahmed, III, 130)
GÜNÜN AYETİ
Cenâb-ı Hak buyuruyor: |
11 Aralık 2022 Pazar
ÇORUHUNUN KARŞISINA DİKİLMEYEN YÜREĞE DOKUNUR MU ACEP YUSUF ELİ!...
DOKUNUR MU ACEP YUSUF ELİ!...
Balçıktan olma bir bedenimiz var. Adı nefis.
Bir de maneviyatımız var. Onun adı da “Ruhundan Ruh Üfleyen Nefes” ki her nüfustan ve enfesten daha nefis.
Bedenimizin sufli arzularına gem vuramadığımızda bünyemizden adeta çamur akıyor.
Bu esfelüs safilin kısmına set vuranlar da ise duruluyor, berraklaşıyor o azgın sular. Ve o “azmak” (azmak: bataklık) içinde debelenen kahverengi görünüm gide gide sirette ve surette yeşil bir nura ve semavi bir onura varıyor.
Yani insan “be”den olanı veya “be”nin olanı geriye çekmedikçe bir Elif’lik okla varamıyor menziller menziline…
Aynı ÇORUH gibi değil mi dostlar!
Kendi akışına bırakıldığında önüne çıkanı yakıp yıkan, ölüm saçan, “be-devi” göçebe kahverengi nehir. Önüne geçildiğinde ise “hadra hadra” medeniyet, medine, yemyeşil şehir…
Kısacası Çoruhunun karşısına dikilmeyenin bedenine de ruhuna da nakış nakış Yusuf’tan daha güzel YUSUF ELİ dokunamıyor…
Şu azgın nefsimizi Ruhundan Üflediğin Ruh ile senden yine sana ESEN YAKA etmek bize ZOR da senin “Ol!” emrine öyle kolay ki Yarabbi!…
Osman YAZICI