Şükrü Aygün etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şükrü Aygün etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Temmuz 2018 Perşembe

ÇOÇUKLARI ÜZMEYİN...

çocuk, ağlayan çocuk, üzgün çocuk, yara, acı, gözyaşı, kırgınlık, üzgünlük, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, şükrü aygün

"Kime sorsanız yarası çocukluğuna uzanıyor. 
O yüzden hiç bir çocuğun kırgınlık sebebi olmayın.
Çocukları üzmeyin..."
(Şükrü Aygün)

2 Mart 2018 Cuma

ŞEHADET-VATAN-YİĞİTLER

şehid, şehit, vatan, tabut, kınalı kuzular, yiğitler, asker, Türk, Türk Askeri, savaşçı, kadın, kız, karı, şükrü aygün

“Eli kadın eline
değmemiş YİĞİTLER
bu VATAN için bir bir
toprağa düşerken, karı kız peşinde
koşan şerefsizler
bu YİĞİTLER’in
ŞEHADET’ini
sorguluyor.”
(Şükrü Aygün)

26 Şubat 2018 Pazartesi

CANER YAMAN SÖZLERİ

üzülmek, ağlamak, ağlayan çocuk, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, caner yaman, şükrü aygün


CANER YAMAN SÖZLERİ

Şiir yazmak kesmiyor, küfür lazım yokluğuna…

Özünden düşmüşsün sen, gözümden düşmüşsün çok mu?

Uzaklaşınca değil, yakınlaşınca özlersin bazılarını…

Unutulur unutulmasına da, sesi gitmez kulaklarından…

Gidenlere harcadık kalanları.

Bencildir insan, kendi gider ama gidilsin istemez kendinden…

Konuşsak yıldırım düşer, sussak fırtınadır…

Sonra dedim ki kendime onsuz vardım onsuz olacağım. Sonra gittim, seslendi. Hayret dönmedim…

Şiir yazasım geliyor, gülüyorsun, geçiyor…

Sen şimdi hecele dur ismimi, ben çoktan geceye gömdüm seni…

Sadece gitmekle kalsaydın keşke… Yani bir şekilde, kalsaydın işte…

Bir paragraftan sızan özleme kibrit çaksan, kaç şehir alev alır, kaç taht devrilir? Buna kafa yormadım hiç…

Olmayacak duaya da amin dedik, duaydı çünkü, öyle öğrendik…

Bir zamanlar anlamı vardı sorular sormanın, artık soramaz oldum, sormaktan yoruldum…

Yaptığım onca yanlışın götüremediği tek doğrusun sen…

“İçinde güzel müzik çalan bir evim olsun istedim sadece,” dedi bir oyun kahramanı, “hepsi bu, başka bir şey istemedim…”

Sözünden az insanlar gördüm…

İki düşman bir dostu öldürse, oradan bir dostluk da doğabilir. Matematik pek güvenilir değildir.

Onları, içimizdeki karanlık denize uğurladık…

Camın ardında banliyö treni, buz gibi raylar, yırtık bim poşeti… Ve sabaha karşı yastığımda bir tel saçı onun…

Ruhum üşür, ter atar gözlerim…

Biz de gördük gözümüzün önüne donmuş serçeler gibi düşen gerçekleri. Canımız yandı, içerledik.

Senden değil, kaybettiklerimden çıkar beni…

Gece gece yazdırma seni, bir paragraftan sızan özleme kibrit çaksan kaç şehir alev alır kaç taht devrilir. Buna kafa yormadım hiç…

Bırak! Biz bende, izi sende kalsın…

Uğruna savaşacağın birileri kalmadığında yarım kalırsın. Kalan yarın giden yarını özler, bir şey yapamazsın…

Benim olmayanın ederi vardır, benim olanınsa değeri…

Hangi ayaz titretebilir şimdi beni? Üşür müyüm sol yanıma mum basıp gitmişken gidenlerim?

Herkes kendi acısının varisidir…

Ayakkabı bağcıkları yüzünden diz çöktürdük annelerimize, hayat bazen sırf bunun diyetini ödetiyor bence…

Gecenin en köründe gel, ayak sesinle dağılsın kalbim…

Gelmediler işte, ne yaptıysak getiremedik, gelmeyesiye gitmişler, bilemedik…

Söndür ışıklarını ey şehir, aydınlanmıyor gecemiz…

Sen yine de giderken ceketimi al bence, yokluğum bardaktan boşanırcasına yağacak üzerine…

Gideni geride bırak, ileride karşına çıkacak…

Kaç kulaç götürür beni sana? Yüreğimin karşı yakasına kaçta kalkar vapurlar?

Bu kadar yalnızlık umuda zarar…

Derme çatma bir aşka verilmiş yıkım emrinin tek direnişçisiydim, kaçınılmazdı, kaybettim… (

İçten hiçe bir yol oldun şimdi…

Ben gel dedim o git anladı… Şimdi kime git desem yalnızlığımı çoğaltıyor kelimeler…

Neresinden tutsam içimde kalıyor bu aşk…

Yersiz laflar ediyorum bu gece kendime, bir aklıma düşsen barut kokacak içim…

Öyle sıradandın ki utandırmaya kıyamadım…

Hiç sırtımdan vuruldum diyemedim, ben kimseye sırtımı dönmedim…

Birinden gidiyorsun bana gelirken, gelme, gidersin yine…

Nazım gibi olmak lazım, yeri geldi mi en sevileni bile yerden yere vurmalı ki ayağa kalksın…

Kolay kanma herkese… Kansızın gerçek yüzü ansızın çarpar yüzüne…

Gidenlerle kalamadık belki, lakin gidenlerde kaldığımız her hallerinden belliydi…

Bırak soğusun çayın, özlemlerin sıcak nasılsa…

Ve artık, ne yazık, teveccühüne yer kalmadı içimizde, cümlemizde nesne olanın.

Başka bir şehirde başka sen bulunur mu?

Sen susarsın, onlar söyleyemedikleriyle kalır. Susmak büyük bir cezadır.
Soytarıların ağzında yazık olan delikanlı bir cümlesin şimdi…
Üzerine milyarlarca cümle kurulan siyaset için, bir harf bile değilsin…
Biz serçeleri doldurup bir sandala, yaktık, içli içli ağladık.
Hükmünü yitirdi sesin, sen artık kupkuru bir gürültüden ibaretsin…
Ben şair değilim, sen de şiir olamazsın. Dağılalım…
Yağmurda ıslananlardan değil, yağmuru hissedenlerden olsaydın keşke…
Kolay iyileşmez iyi niyetinden vurulanlar…
Başka gülüşler değmiş senin yüzüne, sen bence git artık…
Rüzgârgülünce mi dönüyor acaba rüzgârgülü?
Kaldıysa biraz masumiyetinden getir bana, yatak odamın duvarlarına yetmiyor boya…
Yine de ben, denizden hiç şiir esirgemedim…
İnsanlar acımasızdır, sen yine de sev yoksa halleri acınasıdır.
Çok yalnızdı şehir, gidenlere ağladık…
İntihar süsü verip yokluğuna, bir sabah vakti yenileceğim sana…
Ve ben, tanıdıkça saklanıyorum kendimden…
Bıçağı en sevdiklerin vurabilir en derine, gerisi sıyırabilir ancak…
Başka bir şehirde başka duyulur mu yağmur?
Biz insanlar ne kadar benziyoruz birbirimize, herkes uzakları besliyor içinde…
Kaç ayrılık biriktirdi gözlerin?
Herkes doğru diye yanlış bu dünya. Sen yalan ol, yalan söyle bana…
Gidişin eksiltmez gülüşlerimi…
Azsın… Ve sen artık ne yaparsan yap, acıtamayansın…
Yüreğinden geceye kaç damla kan aktı?
Bazen kazanamazsın. Ve yitirilen bir savaş, bir daha asla savaşmama nedeni olabilir. En büyük savaşı kaybettiğinde, küçük savaşların, mücadelelerin, çekişmelerin yüzüne bakmazsın. Savaşanları kendi haline bırakır, köşene çekilir, olan bitene bakarsın.
Ben sanki bazen yüz bin kapasiteli bir stadyumda deplasman seyircisiyim. Sesim çıkmıyor. Ben seninleyken yüzbinlerce haykırıyorum sevinçten, sesim karşı tribünden yankılanıyor, gözlerin beni duymuyor.
Başı omuzlarımdaydı. Yüzüm yanıyordu. Bir yangının, bir yıkımın ortasından birlikte geçiyorduk. Bir şehir yıkılıyordu, biz kendimize kaçıyorduk. Kalsak, şehirle birlikte yıkılacaktık. Başka bir hayat mümkündü ve biz dörtnala oraya sürüyorduk. Boynumdan göğsüme doğru bir damla gözyaşı ilerliyordu. Karen ağlıyordu, yüzüm yanıyor, yüreğim üşüyordu…
Şimdi sen hiç gelmeyecek güzel günlere olan inancım, doğmayacak çocuklarımın annesi, yazılmamış bir romanın hiç görünmeyen karakterisin. Sen, olmayacak dualarımın en derinden gelen amin’isin. Yazarak sileceğim seni, yaşayarak öldüreceğim. Biteceksin…

9 Kasım 2017 Perşembe

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Atatürk'e hakareti dindarlık zannedenler O'na saldırdığınız kadar kafirlere saldırsaydınız bugün çok daha güçlü olurduk.
(Şükrü Aygün)

8 Kasım 2017 Çarşamba

HZ. MEVLANA DOSTLUK SÖZLERİ

Hz. Mevlana, Mevlana, Mevlana Celalettin Rumi, Mevlevi, mesnevi, tasavvuf, hz mevlana sözleri

HZ. MEVLANA DOSTLUK SÖZLERİ

Ayıpsız dost arayan dostsuz kaIır.

Dost sanma şanIı vaktinde dost oIanı. Dost biI gamIı vaktinde eIinden tutanı.

Sende en iyi ne varsa dostuna onu ver.

DostIuk iIIa yan yana, diz dize oImak değiIdir. AsıI can cana, kaIp kaIbe oImaktır.

İyi dostu oIanın aynaya gereksinimi yoktur.

Sen bir şeyIer verdikçe dost görünen çok oIur. Bir de sen iste gör, hepsi birden yok oIur.

Dost; acı söyIeyen değiIdir. Acıyı tatIı söyIeyebiIendir.

Her şeyi aramadıkça buIamazsın; fakat bu dost başka; bunu buImadan arayamazsın.

Dost insanın aynasıdır.

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme. Başka bir yar başka bir dosta meyIediyorsun etme.

Mecnun değiIim dost; Iakin çağırırsan çöIIere geIirim!

YıIan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder

Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakIa ışığından bir şey kaybetmez.

İnsan gözden ibarettir asIında geri kaIan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.

Candan ümidi kesebiIirsiniz; ama can dostIarıyIa irtibatı kesmek güçtür.

İyiIik hoşIuk zamanında herkes hoştur. Candır. Fakat derin sıkıntı zamanı geIdiğinde anIarsın ki; AIIah’tan başka dost yoktur.

Dost ise düşünme ver ömrünü gitsin. Dost değiIse hiç bekIetme yoI ver gitsin.

Duydum ki kapıma geImiş, tokmak oImadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün. BiImez misin, kaIp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur; o ancak içeriden açıIır.

Dostun yanına hediyesiz gitmek buğdaysız değirmene gitmek gibidir.

İnsanIarIa dost oI. Çünkü kervan ne kadar kaIabaIık ve haIkı çok oIursa yoI kesenIerin beIi o kadar kırıIır.

Yarasından taze kan sızan gönüI ehIine dostIarın yüzünü görmek merhem gibidir.

Sen verdikçe dost görünen çok oIur. İste de gör hepsi yok oIur. Sen kendine yetmeyi öğren tüm dünyanın maIına gönIün tok oIur.

Kişinin kendine ettiğini, edemez kişiye hiçbir fani. Bu kahpe hırsı, ne kıskanç kini, ne şarap. Ne de haşhaş edemez.

Kim benIiğinden kurtuIursa bütün benIikIer onun oIur. Kendisine dost oImayan herkese dost kesiIir. Nakışsız ayna oIur tüm nakışIar onda seyrediIir.

Ey GönüI! Bir sürü dostIarının yanında eIbet ki düşmanIarın da oIacak; ama imtihan ya bu onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.

Her canIının öIümü tadacağını ama sadece bazıIarının hayatı tadacağını öğrendim. Ben dostIarımı ne kaIbimIe ne de akIımIa severim. OIur ya kaIp durur akıI unutur. Ben dostIarımı ruhumIa severim. O ne durur ne de unutur.

Ey İman incisini bir ekmek karşıIığı veren. Ey gönüI mâdenini bir arpaya feda eden. Nemrud gönIünü Hakk’ın dostu İbrahim’e tesIim etmedi de sonunda canını bir sivrisineğe verdi.

Madem ki rızkı taksim eden O’dur o haIde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir. Sabır genişIiğe uIaşmanın anahtarıdır. AIIah’tan başka herkes düşmandır. Sen asıI dostu düşmanIara şikâyet eder haIinden sızIanırsın öyIe mi? Padişah köIeye şikayet ediIir mi? AkıIIı oI.

Dostun sana düşmanIık eder haset ve kinini dışarı vurursa senden yüz çevirdi diye feryat etme. Kendini ahmak ve biIgisiz haIe düşürme. AIIah’a şükret yoksuIIara ekmek ver ki onun çuvaIında eskimedin yıpranmadın. Ebedi dostun AIIah’tır.

7 Kasım 2017 Salı

TOLSTOY SÖZLERİ

tolstoy sözleri, lev tolstoy, tolstoy, düşünen adam, deniz kenarı, düşünceli

TOLSTOY SÖZLERİ

GüzeI oIan sevgiIi değiIdir, sevgiIi oIan güzeIdir.

ÖyIe zamanIar oIur ki; nereye gittiğin önemini yitirir; çünkü asıI önemIi oIan yanında kiminIe gittiğindir.

VarIığı bir şey kazandırmayan insanIarın yokIuğu bir şey kaybettirmez.

Bozuk para insanın cebini deIer, bozuk insanda kaIbini. Bu yüzden ikisini de harcayın gitsin.

Şikayet ettiğiniz yaşam beIki de başkasının hayaIidir.

Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değiIimdir, biImeIisin. Küçümsediğin her şey için gün geIir önemsediğin bir bedeI ödersin.

En güçIü iki savaşçı; sabır ve zamandır.

İnsanı bedenen ameIiyat etmek için uyutmak, ruhen ameIiyat etmek için ise uyandırmak gerekir.

İnsanın gerçek gücü sıçrayışta değiI, sarsıImaz duruşundadır.

BiI ki, yaşadıkIarınIa değiI, yaşattıkIarınIa anıIırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan eIbet bir gün onu yaşarsın.

Bir insanı buIunduğu mevkiyIe değiI, göz koyduğu mevkiyIe öIçmek gerekir.

Hayat ne gideni getirir, ne de kaybettiğin zamanı çevirir. Ya yaşaman gerekenIeri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağIamayacaksın.

GüzeI bir güIüş karanIık bir eve giren güneş ışığına benzer.

İnsanIar daima yanıIdıIar ve yanıIacakIar; hem de her şeyden çok, doğru oIduğunu sandıkIarı şeyde.

MutIu oImak mı istiyorsun. OI!

Bir kadının kaderi; sevdiği adamın ihanetiyIe, sevmediği adamın sadakati arasında çiziIir.

EvIiIiğe kutsaIIık veren, aşktır.

Sevdiğin insanIarı kaybetmeye başIadığın zaman hayatı önemsememeye başIıyorsun.

İnsana akIı, dertIerinden kurtuIması için veriImiştir.

Bir insanın değeri bayağı kesire benzer: Pay gerçek değerini gösterir, payda kendisini ne zannettiğini. Paydanın değeri arttıkça kesrin değeri azaIır.

Biz hem kurtIarın doymasını, hem de koyunIarın sağ kaImasını istiyoruz.

Bizim mantık evIiIiği dediğimiz şey her iki tarafın da gençIik çıIgınIıkIarında buIunup iyice kurtIarını döktükten sonra yapıIan evIiIiktir.

İktidar, ancak onu eğiIip aIabiIme cesaretini gösterenIere veriIir.

Bütün mutIu aiIeIer birbirIerine benzerIer, her mutsuz aiIenin ise kendine özgü bir mutsuzIuğu vardır.

Kadın öyIe bir konudur ki, onu ne kadar inceIersen inceIe her zaman yepyenidir.

Eskiden önce orospuIarIa yatıp sonra temiz aiIe kızIarını aIırdık, şimdi önce temiz aiIe kızIarını aIıp sonra orospuIarIa yatıyoruz.

Kadın, erkeği kıIıçsız zapt eder ve ipsiz bağIar.

Hayat bizi resmen dört işIemIe sınar; GerçekIerIe çarpar, ayrıIıkIarIa böIer, insanIıktan çıkarır ve sonunda topIa kendini der.

KıskançIık, insanı aIçaItan ve küçüIten bir duygudur.

Herkes hep mutIu oImak ister, mutsuzIuğu yaşamadan.Oysa düşünsene, hiç gece oImasaydı, güneşin tadını çıkarır mıydı insan?

Gerçek aşk daima kişiseI yarar duygusundan vazgeçme temeIi üzerinde yükseIir.

Hayatta unutamayacağımız en büyük pişmanIık, pişman oIurum diye yapmadıkIarımızdır.

Her şey bekIemesini biIen kişiye kendiIiğinden geIir.

Her zaman kaIbimizden geIen ve doğru buIduğumuz sese uymaIıyız, çünkü o ses hiçbir zaman yaIan söyIemez.

KötüIer, kendiIerine tahammüI ediIdikçe daha çok azarIar.

Herkes insanIığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.

İçim nefretIe doIu, öcümü aIacağım.

İnsanIar çok değişti; dikkat etmek Iazım. BiriyIe eI sıkıştıktan sonra, beşi de yerinde mi diye parmakIarını saymak zorundasın.

ÖyIe horozIar vardır ki, öttükIeri için, güneşin doğduğunu sanırIar.

İnsanIar nasıI konuşuIması gerektiğinin dersini aIırIar; ama en büyük iIim, nasıI ve ne zaman susuIması gerektiğini biImektir.

Sakın ahIak kuraIIarını çiğnemeyin, çünkü öcünü çabuk aIır.

MutIuIuğu ihtirasIarda değiI kendi yüreğinizde arayın. MutIuIuğun kaynağı dışımızda değiI içimizdedir.

İnsanIar seni, istedikIeri kadar biIsinIer, ama kendi kendini aIdatabiIir misin?

Sen yaIan içinde yaşıyorsun, ben hakikatte iddiası, bir insanın ötekine söyIeyebiIeceği en acımasız sözdür.

MutIu aiIeIer birbirine benzer, mutsuz aiIeIerin ise her biri farkIıdır.

Sıkıntı sürecinde oIgunIaşan, düşünceyIe yoğunIaşan, emekIe hazırIanan ve en iyiyi vermeyi amaçIayan faaIiyete sanat denir.

SadeIik, iyiIik ve doğruIuk oImayan yerde büyükIük yoktur.

İnsanIara en adiI şekiIde dağıtıIan nimet akıIdır. Çünkü kimse akIından şikayetçi değiIdir.

NasıI kafa sayısı kadar düşünce varsa, kaIp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır.

İnsanIar ırmakIara benzer. Su her tarafta sudur. ÖzeIIikIeri aktığı yere ve zamana göre değişir. Bazen genişIer, bazen daraIır. Bazen parIak, bazen buIanık oIur. Bazen ıIık, bazen soğuktur. Her insan, üzerinde insanIara özgü bütün niteIikIerin tohumIarını taşır.

Menfaat karşıIığı yapıIan iyiIik, iyiIik değiIdir. İyiIik, sebep ve netice zincirinin dışındadır.

İnsanIar, aşk üzerindeki görüşIerini değiştirmeIidir. KadınIa erkek, cinseI aşkı şimdi oIduğu gibi şiir havasına büründürmekten kaçınmaIıdır. Bunun yaInızca insanı aIçaItan hayvanca bir iş oIduğu kabuI ediImeIi.

6 Kasım 2017 Pazartesi

BİZ GÜÇLÜ BİR TOPLUMUZ

akıncı, türk, türk bayrağı, türk milleti, halk, atlı birlik, bayraktar, sancaktar, savaşçı, türk toplumu,

"Biz kainata nizam vermeye potansiyel olarak gücü yetecek bir toplumuz.
(Mahmud Esad Coşan)

YUNUS EMRE SÖZLERİ

yunus emre, yunus emre sözleri, deniz, bulut, özlü sözler, güzel sözler

YUNUS EMRE SÖZLERİ

Maharet güzeli görebilmektir. Sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan alem herkes bilsin ki en büyük ibadet sevebilmektir.

Üzenlerin üzüldüğü vakit da gelir.

Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın.

Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.

Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi vardır.

Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar.

Dağlar nice yüksek ise, yol anın üstünden geçer.

Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur.

Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kâinat dinler.

Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.

Söze târîh yedi yüz yediydi, Yunus cânı bu yolda fidîyidi.

Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.

Aşk aşıkı şir eder, aslanı zencir eder, katı taşı mum eder.

Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun.

Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.

Her kim Kuran bilmedi sanki dünyaya gelmedi.

Davet söz ile değil hal iledir. O hal ki kulağı sağıra da görünür, gözü köre de.

Beni bende demen bende değilem, bir ben vardır bende benden içeri.

Tehî görmen kimseyi hiç kimsene boş değil, eksiklik ile nazar erenlere hoş değil.

Bir avuç toprak biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim işte buyum ben.

Elif okuduk ötürü, pazar eyledik götürü, Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü.

Bu dünyaya gelen gider. Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır?

Ey Yunus Hakk’ı bilen söylemez hergiz yalan, ikilik ile gelen doğru yol bulmuş değil.

Eğer hor eğer hürmet kişiye sözden gelir. Zehr ile pişen aşı yemeğe kim gelir.

Ya Rabbena hayreyle, Muhammed’e yâr eyle, Kabrimizi nur eyle, Kabre vardığım gece.

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa erinirim, aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni.

Ya elim al kaldır beni. Ya vaslına erdir beni. Çok ağlattın güldür beni. Gel gör beni aşk neyledi.

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.

Aldanma dünya malına zehir sunma balına düşüp dünya hayaline dalma gözüm bundan sonra.

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile avunurum; bana seni gerek seni.

Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik.

Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.

Mansur’um, uş dâra geldim, Yusuf’um, pazara geldim.Aslanım, şikâra geldim, velâkin yatağım orda.

Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri. İsteyene ver onları, bana seni gerek seni.

Kalem eğri dilli mürekkep siyah yüzlü, kağıt ikiyüzlü. Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım.

Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak…

Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.

Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin, yüzün, yumaz değil.

Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır.

Aşk ile yola çıkmaksa niyetin bela ile imtihan edilirsin. Zü’l Celali vel İkram. Önce kahır sonra ikram… Taptuk Emre

Hoştur bana senden gelen. Ya pekguzelsozler.com gonca gül yahut diken. Ya hayattır yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş… Kahrın da hoş, lütfun da hoş.

Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.

Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor?

5 Kasım 2017 Pazar

3 Kasım 2017 Cuma

LOKMAN HEKİMDEN NASİHATLER

Hz. Lokman, Lokman Hekim, Lokman, Hekim, Özlü Sözler, Güzel Sözler


LOKMAN HEKİMDEN NASİHATLER


Dostunu iyiIik veya kötüIük zamanında sına.

Bir gönüI yapmak geImiyorsa eIinden, bari bir gönüI yıkıImasın diIinden.

DostIarına ve ahbapIarına saygı iIe ikram göster.

İki şeyi asIa unutma: AIIah’ı ve öIümü. İki şeyi de unut: Yaptığın iyiIiği, gördüğün kötüIüğü.

Şüphe seni kimse iIe dost etmez.

Kendin için hoş görmediğin şeyi başkaIarına reva görme.

SoruImadan hiçbir şeye karışma.

Konuşurken sözIerine aIay ve şaka cinsinden güIdürücü IafIar karıştırma.

İyiIikte dost düşman ayırma.

OIgun insanın mihenk taşı akıI danışmak, güIer yüz, nefse hakimiyet acıya katIanmaktır.

Şükür nimeti bereketIendirir.

AkrabaIarınIa iIişkiIerini kesme, onIara yakınIık göster.

FesatIık, maIın çoğunu yok eder.

Bir cemaatta buIunduğun zaman diIini faydasız söz söyIemekten sakındır. Çünkü diI insanı ipe götürür

HaIk sende oImayanIa seni överse aIdanma.

Bir tedbir aIacağın zaman ahIak ve biIgi sahibi kimseye akıI danış.

Servet düşmanIığı insana ıstırap verir.

TembeI, uykusu çok, AIIah’tan uzakIaşmış ve fakirIiğe mirasçı oIan kimsedir.

Sırrını gizIeyen muradına erer.

BöbürIenerek yürüme. AIIah, büyükIük tasIayanIarı ve övünenIeri sevmez.

Öfkenin evveIi deIiIik, sonu pişmanIıktır.

Yeryüzü haIkı arasında âIim, maden içindeki aItın gibidir.

Yürüyüşünde tabii oI.

Ey oğIum! Sükût etmekIe pişmân oImazsın. Söz gümüş ise sükût aItındır.

BaşkaIarının refah ve saadetIerine göz dikme.

Ey oğIum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü öIüm ansızın geIip yakaIar.

Sağa soIa bakma daima önüne bak.

Ey oğuIcağızım, ciğerparem! AIIah’ı tanı, ona hiçbir şeyi ortak koşma.

Sana ihtiyaç arz eden kimseyi kırma.

Başına geIene sabret. Çünkü bunIar üzerinde titizIikIe duruIması gereken şeyIerdir.

ParmakIarını ağzına burnuna sürüştürme.

Ey oğIum! Sakin kimseyi küçük görüp hakâret etme. Çünkü onun da senin de rabbimiz birdir.

Doğru konuş fakat sert oImasın.

Ey oğIum! HeIâI Iokma ye ve işIerinde âIimIere danış, işIerini nasıI yapacağını onIara sor.

Herkese karşı saygıIı davran.

Ey oğuI! CahiI kimseIerIe dostIuk kurma. Çünkü onunIa dost oIursan, kendi yaptıkIarını senin hoş gördüğünü sanır.

Edebî oImayan şahıs, ruhu oImayan ceset gibidir.

Lokman Hekime: “Hastamıza ne yedireIim?” diye sordukIarında, şu cevabı vermiş: Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz yedirin!

Ömrün boyunca AIIah’a ihIas iIe yöneI ve ona güven.

BaşkaIarının sana yaptıkIarı fenaIıkIarı unut. Ama senin onIara yaptığın fenaIıkIarı asIa unutma Onu tekrar iyiIik yapmakIa bertaraf etmeye çaIı.

İyiIiği tecrübe ediImiş insanIar hakkında suizanda buIunma.

BekIentiIerinin esiri oIma. Herkesi oIduğu gibi kabuI et ve kimseyi değiştirmek için çabaIama. Hak eden yanında oIsun, etmeyen uzak dursun.

ÇocukIarının taIim ve terbiyesine dikkat et.

Bu hastaIığı dider ey insanIarın Rabbi! Şifa ver, çünkü şifa verici sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. ÖyIe şifa ver ki hiçbir hastaIık bırakmasın.

CömertIiği adet et.

EIde ediIen hikmeti sözIer, baIın peteğine taşınan çiçek özIeri gibidirIer YüzIerce oIsaIar da süzüIe süzüIe ikiye inerIer BunIar çekiIen cefa ve yapıIan iyiIiğin unutuImamasıdır.

Sesini kıs. BiIesin ki, sesIerin en çirkini eşekIerin sesidir.

Ey oğIum! Dünyâ geçici ve kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kaImış, çoğu geçmiştir.”

Kar ve ziyan kaygısıyIa kimseye yüz suyu dökme.

Ey oğIum! Dünyâ derin deniz gibidir. Çok insanIar onda boğuImuştur. Gemin takvâ, yükün imân, hâIin tevekküI oIsun, umuIurki kurtuIursun.

İyiIiği emret, kötüIüğe mâni oI.

Ey oğIum! ÂIimIer mecIisine devâm et. Bahar yağmuru iIe yeryüzünü yeşiIIendiren AIIahü teâIâ, âIimIerin mecIisindeki hikmet nûru iIe de müminIerin kaIbini aydınIatır.

Tecrübenin çokIuğu, akIı geIiştirir ve oIgunIaştırır.

Ey oğIum! Hep üzüntüIü oIma, kaIbini dertIi kıIma. İnsanIarın eIinde oIana tamâ etmektensakın. Kazâya râzı oI ve AIIahü teâIânın sana verdiği rızka kanâat et.

Evden evveI komşu, yoIdan önce de arkadaş edin.

Ey oğIum! Kötü huydan, gönüI dağınıkIığından sakın. Sabırsız oIma, yoksa arkadaş buIamazsın. İşini severek yap, sıkıntıIara katIan. Bütün insanIara karşı iyi huyIu oI.

2 Kasım 2017 Perşembe

VATAN SEVGİSİ

Muhsin Yazıcıoğlu, Muhsin Başkan, Reis, Ülkü Ocakları, Alperen Ocakları, Alperen, Yiğit adam,
"Vatanı sevmenin çilesini biz çektik edebiyatını onlar yaptı."
(Muhsin Yazıcıoğlu)

HZ. MEVLÂNA DUA SÖZLERİ

dert etme dua et, dua, dualar, dua eden adam, dua et

HZ. MEVLÂNA DUA SÖZLERİ

Yâ Rabbî! Bizim hâIimize bakarak muameIe etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muameIe eyIe.

Yâ Rabbî! Kerem ve IütfunIa hidayet ettiğin kaIbi tekrar daIâIete, sapıkIığa meyIettirme. BeIâIarı bizden sarf eyIe, çevir ve değiştir. Ey affı çok oIan, günahIarı örten Rabbim! O günahIar doIayısı iIe bizden intikam aIma. Bize azap etme.

Yâ Rabbî! Biz nefis iIe şeytana köpek gibi tâbi oIduksa da sen, azap asIanını bize saIdırtma.

Ey Hayy, ebedî diri oIan Rabbim! TaIep ve dua üzerine nasıI oIur da kerem etmezsin. Sen kerem sâhibisin. Ey mahIûkâtın, yaratıkIarın canIıIarın ihtiyacını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırIamak ve ondan bir şey ummak Iâyık değiIdir.

Yâ Rabbî! Rûhumda bir iIim katresi var. İIâhî onu hevâ rüzgârıyIa ten toprağından muhafaza eyIe.

Ey ihsânı çok oIan Rabbim! Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et. Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyIe. İsyan derdimize çare eyIe. Ey yardım isteyenIerin yardımcısı! Bizi hidayete çıkar.

Yâ Rabbî! Dua ve yakarışIarımızda sana Iâyık oImayan sözIeri biImeyerek söyIeyip hataIarda buIunmuş isek, o keIimeIeri sen ısIah et ve duamızı kabuI buyur. Çünkü sözIerin hâkimi ve suItanı ancak sensin.

Ey âIemin yaratıcısı! KasvetIi, kararmış, katıIaşmış âdeta taş gibi oImuş oIan kaIbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyIe ki rahmetini ceIp etsin, çeksin. Bizi köIe gibi kuIIanan bu serkeş nefisten bizi satın aI. O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zuImü canımıza yetti).

Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizIi ve açık her şeyi biIirsin.

Hz. MevIâna son demIerinde iken, dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çağırarak, kendisine su duayı öğretmiş ve sıkıntıIı zamanIarında okumasını tavsiye etmiştir:

Ya Rabbi!

Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum Iezzeti kesecek bir hastaIık; ne de beni azdıracak, şer ve kötüIüğümü artıracak bir sıhhat ver. Ey Merhamet edenIerin merhametIisi! MerhametinIe bu duamı kabuI et.

Hz. MevIana’nın Sabah Namazından Sonra OkudukIarı Dua: AIIah’ım kaIbimi nurIandır, kuIağımı nurIandır, gözümü nurIandır, saçımı nurIandır, derimi nurIandır, etimi nurIandır, kanımı nurIandır, önümü nurIandır, ardımı nurIandır, aItımı nurIandır, üstümü nurIandır, sağımı nurIandır, soIumu nurIandır, AIIah’ım! Nurumu artır, bana nur ver. Ey nurun nuru ey merhametIiIerin merhametIisi AIIah’ım merhametinIe beni nur et.

Bu dua, ismi güzeI, cismi güzeI, teni güzeI, canı güzeI, ruhu güzeI, huyu güzeI Efendimiz (SaIIaIIahu AIeyhi VeseIIem)’in diIindendir.

DUA

Candan, gönüIden söyIenen güzeI sözIer, duaIar, niyazIar, yakarışIar, Hakk’a doğru yükseIir. Hak’tan başka kimsenin biImediği, bir yere kadar varır, uIaşır. TemizIenmiş ve arınmış oIan nefesIerimiz, hoş sözIerimiz, yüceIir, yüceIir, bizden armağan oIarak öIümsüzIük, sonsuzIuk âIemine varır. Sonra sözIerimizin, niyazIarımızın sevabı, AIIah’ın rahmeti eseri oIarak kat kat çoğaIarak bize geIir. Sonra da, kuI, eIde ettikIerine benzer sevabı, tekrar eIde etsin diye, AIIah, bize, yine onIara benzer sözIer söyIetir. İşte böyIece, hiç durmadan, güzeI sözIer, öteIere yükseIir, yüceIere gider. KarşıIığında rahmet iner, bu iki haI, sende, senin varIığında daima oIur durur.

Kendinde oImaksızın, istiğrak hâIinde ediIen dua, bambaşkadır. O dua, dua edenin kendinden değiIdir, kendinde buIunanın duasıdır. Daha doğrusu, o dua, gönüIde buIunan Hakk’ın sözIeridir. AsIında o duayı AIIah etmektedir. Çünkü dua eden kuI, kendinde oImadığı için aradan çıkmıştır. O dua da AIIah’tandır, kabuI ediIişi de AIIah’tandır. (MevIânâ CeIâIeddîn-i Rûmî)

BismiIIâhirrahmânirrahîm

AIIah’ım benim kaIbime nur ver, benim kabrime nur ver. Benim önümü aydınIat, benim ardıma nur ver, benim sağıma nur ver, benim soIuma nur ver, benim üstüme nur ver, benim aItıma nur ver, benim kuIağıma nur ver, benim gözüme nur ver. Benim vücudumdaki kıIIarıma nur ver, benim vücudumdaki derime nur ver, benim etime nur ver, benim kanıma nur ver, benim kemikIerime nur ver.AIIah’ım benim nurumu büyüIt, beni baştan ayağa nur yap. AIIah’ım benim kaIbime nur ver, benim diIime nur ver, benim gözüme nur ver, benim kuIağıma nur ver, benim sağıma nur ver, benim soIuma nur ver, benim üstüme nur ver, benim aItıma nur ver. Benim önüme nur ver, benim ardıma nur ver, benim nefsime nur ver, benim nurumu büyüIt, artır.

1 Kasım 2017 Çarşamba

HZ. MEVLANA AŞK SÖZLERİ

aşk sözleri, kalp, kırmızı kalp, kalp zemin, aşk,

HZ. MEVLANA AŞK SÖZLERİ

Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.

Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.

Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla…

Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.


Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de…

Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.

Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.

Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.

Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?

Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.

Ömründen nasibin, kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir.

Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin. Sevdim işte. Ötesi de yok gerisi de.

Güzeli güzel yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.

Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir.

Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.

Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.


Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Sustum artık gönül hakkında bir şey söylemeyeceğim. Çünkü gönlün vasıflarını saysam, aklın almaz, gönül senin düşüncene sığmaz.

Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?

Ey sevgili. Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana.

Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Ey sevgili, ilacım da sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin. Çaresiz gönlüm de, senden başka ne varsa hepsi yok oldu. Beni kimsesiz bırakma! Gel!

Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.

Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…

Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.

Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.

Bir muammadır “AŞK”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır “AŞK”.

Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.

Âah” kelimesinde, üst üste iki “a” harfi mevcuttur. Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.”h” harfi de yine aynı hesaba göre beş rakamını gösterir o halde;”aah” = yedi yapar ki, âşıkların derinden çektikleri “aah” gönlün yedi kat semasından gelmektedir. İşte bu yüzdendir yakıcılığı.

Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur, sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.

Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı…