kabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2022 Cuma

BEDEVİ'NİN DUASI - DİNİ KISSA - DİNİ HİKAYE

BEDEVİ'NİN DUASI,DİNİ KISSA,DİNİ HİKAYE,bedevi,mekke,kabe,medine,peygamberimizin kabri,hz Ömer,dua,tirmizi 14,
Hz. Ömer (ra) Resûlullah (sas)’in kabrini ziyaret eder. Kabri önünde bir bedevinin dua ettiğini görür ve arkasında durup duasını dinlemeye başlar.

Şöyle dua etmektedir bedevi:
“Yâ Rabbi! Bu senin Habibin, ben de kulunum. Şeytan da düşmanın.
Eğer beni bağışlarsan habibin sevinir, kulun kazanır, düşmanın üzülür.
Beni bağışlamazsan habibin üzülür, düşmanın sevinir, kulun helak olur.
Yâ Rabbi! Sen habibini üzmekten, düşmanını sevindirmekten, kulunu helak etmekten daha cömertsin.
Yâ Rabbi! Araplar arasında asil insanlar vefat ettiklerinde kabri başında kölesini azat etme geleneği vardır.
İşte Alemlerin Efendisi vefat etti. Kabri başında Beni cehennemden âzât et”.
Bunun üzerine Hz. Ömer avazı çıktığı kadar: “Yâ Rabbi!
Bu Bedevi’nin Senden istediğini ben de istiyorum” diye bağırır.
Sakalı ıslanıncaya kadar hıçkıra hıçkıra ağlar. Bedevî dayanamaz ve:
Ey Müminlerin Emiri! Sen de mi ağlıyorsun! der ...
Merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım
Bizi de, ana-babamızı da, sevdiklerimizi de, üzerimizde hakları olanları da cehennemden âzât et.
Ya Rabbi! Biz de o bedevinin istediğini istiyoruz kabul eyle Allah’ım..! Allahümme amin Allahümme amin Allahümme amin
(Tirmizî,14.)

29 Eylül 2022 Perşembe

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,elhamdülillahi rabbil alemin,dil,avaz,sela,minare,hilal,kabe,kan,gonca,elif,kalem,nun,takbir,Fatiha,nas,Hamid,And,cami,

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN

Haydi dilim çık!
gönlümün taş-kınından
avazın çıktığı kadar çık!
zirvesine
bir minarelik kalemden kul-emin
Sela sela indir en ‘üst ün’leri
esrenin ‘zir’ ve ‘sin’e
gölgesinde cami cami toplansın tüm övgüler
bir hilallik alemin
‘O!’ kaba, kâbe kâbe dökülsün gayrı
‘dilim’in ucundakiler:
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Kırmızı gömleğin kızıl ötesi methidir bu
‘kanı’na girmesin sakın kalp kelimeler
gonca kadar ‘suspus’lu
gül kadar ‘süs püs’lü olsun
gönülden boğaza dilden dudağa
cümle al-emin
Konu-şana gelince kâl-emin olsun
en ünlü harflerinden
sessiz harflerinin sükûtuna lal-emin
Andolsun ki yed-i kudretine
kendi kelâmıyla kulağını çınlattığım lalemin
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Çek gayrı dilim Elif kılıcını, kalemini
hokka hokka gönlümün Nun taş-kınından
öyle bir cümle ‘Kuran’ eyle ki ‘ene’ni
kelimelerin arası açıklığına hak-emin olsun
Tekbir hamd
‘Fatiha’dan ‘nas’a cümle hat-emin
Dilinden diline en güzel hediyesidir bu âd-emin
kabul eyle Ya Hamid! Cennet duasının son-ucunu
Amin. Elhamdülillahi Rabbil Alemin
Şahit olsun ki Cibril-i Emin ve Muhammedül Emin
Nun. Andolsun ki üstüne kalemin
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Osman YAZICI

28 Eylül 2018 Cuma

23 Kasım 2017 Perşembe

SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİ (SAS) RÜYAMDA GÖRDÜM

peygamberi rüyada görmek, hikaye, güzel hikaye, dini hikaye, kıssa, mecusi, hac görevi

ABDULLAH BİN MÜBAREK ANLATIYOR... OKUMADAN GEÇME

Kabe’ye yaptığım ziyaretlerden birinde Hz. İsmail’in makamına girmiş ve orada uyuya kalmıştım. Uyurken sevgili Peygamberimizi (sas) rüyamda gördüm. Bana şu emri veriyordu: “Hac ibadetini sona erdirip memleketin Bağdad’a döndüğünde falan mahalledeki mecusi (ateşperest) rahibini ziyaret et ve ona benden selam söyle. Ve ona Yüce Allah’ın kendisinden hoşnut olduğunu müjdele.” Bu sözleri söyledikten sonra Peygamber (sas) uykumdan kayboldu. Artık sesini duyamadım. Bir aralık uyandım. “La havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azim (Kuvvet ve kudret ancak yüce ve ulu Allah’ındır.)” diyerek bu rüya şeytanın vesvesesi olsa gerek dedim. Abdest aldım.
Kabe’yi tavaf ettim. Tekrar uyku bastı. Yine rüyamda aynı emri üç defa tekrarlayan sevgili Peygamberimizi gördüm. Bu defa rüyanın rahmani olduğuna kanaat getirmiştim. Hac ziyaretimi bitirip Bağdad’a dönünce ilk işim Peygamberimizin emanetini yerine getirmek üzere mecusi rahibini ziyarete gitmek oldu. İhtiyar adama önce şu soruyu sordum:
-Siz ateşperest rahibisiniz değil mi? Ben seni günahkar bir putperest bilir ve cehennemlik olacağına inanırdım. Sizin Allah’ın hoşnutluğuna kazanacak ameliniz var mı?
Adam mecusi bir rahipti ve ömrünü İslamiyette günah olan sapıkça şeyleri işleyerek geçirmişti. Çevresi tarafından da öyle bilinirdi. Hayat hikayesini anlatınca ömrünün neredeyse tamamını sapıklıkla geçirdiği anlaşılıyordu. Hikayesinin sonunda:
-Ama ben sonunda Müslüman oldum, dedi ve Müslüman olma hikayesini anlattı:
“Bir akşam karımda odamda yatıyordum. Kapım çalındı, içeriye Müslüman bir komşu kadın girdi. Ocağını tutuşturmak için elindeki lambayı, yanmakta olan kandilimden yakmak için geldiğini söyledi. Lambasını yakıp kapıdan çıkarken söndürdü ve tekrar yakmak üzere odama döndü. Aynı hareketi birkaç kere daha tekrarlayınca kadından şüphelenmeye başladım. Aklıma kötü şeyler gelmeye başladı. Acaba kadının elindeki lamba kapıya çıkınca rüzgar tarafından gerçekten söndürülüyor mu idi; yoksa kadın tekrar tekrar girebilmek için bir bahane mi icat ediyordu? Acaba bu kadın benim neler yaptığımı gözleyen ve evimin içinde bir şeyler arayan bir casus mudur, diye düşünmeye başladım. Anlaşılan kadın da şüphelendiğimi, içime kurt düştüğünü sezmiş olacak ki sonuncu seferinde yanan lambasını iyice koruyup sönmesine engel olarak kapımdan çıktı ve evinin yolunu tuttu. Bir defa içime endişe düşmüştü, ben de gizlice odamdan çıkarak kadını izlemeye başladım. Evinin kapısına varınca kadın içeri girdi. İçeriden küçücük çocukların dinmeyen ağlayışları arasında annelerine “açız açız yemek ver bize.” diye yalvardıklarını duydum. Kadın da çaresizlik içinde çocukları ile birlikte hüngür hüngür ağlıyordu. Kapıyı vurarak içeri girdim. Kadın beni karşısında görünce önce şaşa kaldı ve arkasından ziyaretimin sebebini sordu. Üst üste dönüp lamba yakmasından şüphelendiğim için gizlice peşinden geldiğimi, ağlama seslerini duyunca da içeri girdiğimi söyledim. Sözlerim bitince kadın derinden bir iç çekerek bana şu sözleri söyledi. “Yetim yavrularımla birlikte günlerden beri açız, buna rağmen günlerden beri bağrıma taş basıyor ve Allah’tan başkası önünde el açmanın küçüklüğüne katlanamıyordum. Fakat bugün sana gelirken sabrım iyice tükenmişti. Çocuklarıma bir şeyler istemeye kararlıydım. Ama bir türlü cesaret edip halimi sana açamadım. Bu şaşkınlık ve çaresizlik içinde kapı ile odan arasında dönüp durdum. Lambanın sönmesini de utangaçlığıma bahane ettim.”
Kadının bu sözleri bana çok tesir etmişti. Hemen eve gittim. Hazırda ne bulduysam alıp getirdim ve zavallı dula verdim. Kadının yüzüm gülümsemeye başladı ve yemeklik bir şeylerin eve girdiğini anlayan yetim yavruların çığlıkları da biraz hafifledi. Az önce içinden yaslı ağlayışlar yükselen evin kederi dinmiş yerine neşeli bir hava esmeye başlamıştı. O anda dara düşmüş komşunun sıkıntısına geçici olarak da olsa çare buldum diye içimde anlatılmaz derecede sevinç duydum.
Kadının onurunu koruma mücadelesi beni etkilemişti, önceki yaptıklarıma tövbe edip Müslüman oldum. Ama beni insanlar eski şöhretimden dolayı hala mecusi rahip olarak tanırlar.
Sözünün burasında rahibe “yeter söylediklerin bana kafidir.” diyerek sözünü kestim. İki cihan güneşi Peygamberimizin (sav) bu adama eden selam gönderdiğini iyice anlamıştım. İnsanlığa ömrü boyunca merhamet ve yardımseverliği öğretmeye çalışan yüce Peygamberimiz (sav) rahibin komşusuna gösterdiği yakınlığı pek beğenmişti. Yüce Allah (cc) cümlemizi komşularını yakından gözeten, sıkıştığı anlarda onların yardımlarına koşmayı vazife bilen kullarından eylesin, Amin!…

12 Nisan 2017 Çarşamba

İYİ SENİN KAPIN VAR

tevbe kapısı, tevbe, kabe kapısı, kabe, Allah'ın evi, altın kapı,
"Aklım hergün tövbe eder. Nefsim heran tövbemi bozar. Arada kalmış bi çareyim iyi ki Senin kapın var."
(Hz. Mevlana)