istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Aralık 2022 Cumartesi
7 Ekim 2022 Cuma
TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR ŞEHRİ HANGİSİ
#Afyonkarahisar en güvenli iller sıralamasında .sırada.
Büyükşehirler maalesef güvenilir sayılmaz.
26 Eylül 2022 Pazartesi
AYNI ALFABENİN 29 HARFİYİZ
Milletimizin şahlanışının tarihi, İstanbul’un fethi olan 29 Mayıs 1453’tür. 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ise; sembolü çift başlı kartal olan Selçuklu’dan itibaren Müslüman Türk’ün kutlu yürüyüşünün ‘bitti’ denilen yerden Anka-ra kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşudur.
Fetih de bizim, Cumhuriyet de bizim. İkisinin arasında kalmadan İKİSİNİN ARASINDA KALALIM. Nasıl mı?
622 RUHUYLA...
Şöyle ki; 29 Mayıs 1453 ile 29 Ekim 1923 arasındaki gün ve yıl farkının toplamı 622’dir. (1923-1453=470 yıl) + (29 Ekim–29 Mayıs = 152 gün) = 622.
NEDİR 622?
622: Efendimiz Hz. Muhammed Sallalahu Aleyhi Vesellem’in Mekke’den Medine’ye hicretidir. İslam Devleti ve Medeniyetinin Medine’den tüm dünyaya kök salışı, nizam verişidir. İslam birliğinin, müslüman kardeşliğinin tesisidir. Ensar ile muhacir kardeşliğidir.
622: “Türkler” anlamına gelen “Etrak” kelimesinin ebced değeridir. Yani Türk birliği, Turan birliğidir.
622: Türk-Kürt kardeşliğidir. Zira “Kürtler” anlamına gelen “Ekrad” kelimesinin ebced değeri olan 226, tersten 622 olarak okunur.
Yani 622: Kardeşliğimizin, birliğimizin “NURUN ALA NUR”udur. (Cenab-ı Hakk kendisini Nur Suresi’nde “Nurun Ala Nur” yani “Nur Üstüne Nur” diye tarif eder ki bunun ebced değeri 622’dir.)
622 ruhunun kelime karşılığı ise “SEVR”dir. İçinde Efendimiz (sas) ve Hz. Ebu Bekir’i saklayan mağaranın adıdır Sevr. Bizi paramparça etmeye çalışan anlaşmanın adı da unutmayalım ki Sevr idi.
O zaman;
29 Mayıs – 29 Ekim… Biz aynı alfabenin 29 harfiyiz. Sürekli yanyana olursak ‘cümle’ bizimdir. Ve Sevr’in dibine kadar da gelse de düşman, Efendimiz’in (sas) diliyle “Korkma! Allah bizimledir!”
Ayrılır da ihtilafa düşersek işte o zaman “tek tek harflerle” kaderimize Sevr anlaşmasını yazarlar.
Yani YA SEVR, YA SEVR…
Allah cc, Ümmet-i Muhammed’in ve Aziz Milletimizin birliğine, istiklaline, istikbaline, huzuruna, zaferine Bin BEREKET versin. (Bereket kelimesinin de ebced değeri 622’dir) 622 ruhunu yeniden bize MİLAT kılsın. “Mehmet”ten “Mehmetcik”e mazlumların, gariplerin ve Hakk'ın ve hakikatin gönlünde nice fetihler nasip eylesin.
Osman YAZICI
20 Ağustos 2022 Cumartesi
DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞEHRİ İSTANBUL
1500'LÜ YILLARDA DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞEHRİ İSTANBULDU
III. Murat Han zamanında (1574-1594) İstanbul dünyanın en büyük şehri idi. O devirde yapılan bir sayımda, nüfusu 1 milyondan fazla olduğu ve 485 Câmi’î , 4494 mescid, 1653 İlkokul, 874 hamam, 498 halk çeşmesi, 417 kervansaray, 585 değirmen ve 285 fırın olduğu meydana çıkmıştır.
11 Ağustos 2022 Perşembe
BARIŞ MANÇO'NUN FRANSIZ SPİKERE YAPTIĞI TARİHİ KAPAK
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir. Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs... " demektedir...
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "Yanınızda kâğıt para var mı? " diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve " Evet var ama n'olacak " der.
Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır.
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
" Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan" (Barış Manço / Anahtar şarkısı / Darısı Başınıza Albümü / 1992).
Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir.
Barış Manço spikere sorar:
"Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?"
Spiker: "General ."
Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır,
"General, Amiral, "Komutan" Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır.
Barış Manço der ki:
Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. #Şairdir.
Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır. #Düşünürdür.
Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmed'dir. #Adaletin_sembolüdür...
Bu paradaki kişi ise #Atatürk'tür. "Yurtta barış, dünyada barış." diyen kişidir. Bizim paralarımız bunlar. Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına şairlerimizin, düşünürlerimizin, bilim adamlarımızın fotoğraflarını bastık...
Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der.
Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri yayından alırlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir.
Allah Rahmet Eylesin, Rahmetle anıyoruz.
25 Mayıs 2019 Cumartesi
11 Şubat 2019 Pazartesi
YABANCILARIN GÖZÜNDEN MÜSLÜMANLAR...
İngiliz Tarihçi Arnold Toynbee 1960 yılında yazdığı bir kitapta şöyle der:
“Güney Müslümanlığı EŞARILIK (Fas’tan Arabistan’a kadar) bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır hepsini yönetebilirsiniz.
Bizim için Kuzey Müslümanlığı MATURIDILIK (İstanbul’dan Buhara’ya Türk Bölgesi) tehlikelidir. Bunlar bilimle barışıktır. O nedenle her zaman ATATÜRK gibi bir asi çıkarabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır..”
“Güney Müslümanlığı EŞARILIK (Fas’tan Arabistan’a kadar) bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır hepsini yönetebilirsiniz.
Bizim için Kuzey Müslümanlığı MATURIDILIK (İstanbul’dan Buhara’ya Türk Bölgesi) tehlikelidir. Bunlar bilimle barışıktır. O nedenle her zaman ATATÜRK gibi bir asi çıkarabilir. Önlemi şimdiden alınmalıdır..”
27 Temmuz 2018 Cuma
SÜLEYMANİYE CÂMİSİ’NİN YAPIMINDA GÖSTERİLEN ‘KUL HAKKI’ HASSASİYETİ
SÜLEYMANİYE CÂMİSİ’NİN
YAPIMINDA GÖSTERİLEN ‘KUL HAKKI’ HASSASİYETİ
Kânûnî Sultan
Süleyman'nın "KUL HAKKI"na verdiği önem...
Kânûnî Sultan Süleyman, kul hakkından çok korkar, âdil bir halîfe olmak için çok gayret sarf ederdi. Süleymaniye Câmii ve Külliyesi tamamlanınca, mîmarından işçisine kadar herkesi topladı. Cenâb-ı Hakk’a hamd ettikten sonra konuşmasına başladı:
“Ey din kardeşlerim, bu câmi-i şerîf Allâh’ın izni ile tamamlanmıştır. Hatâ ile ücretini alamayan varsa, gelsin ücretini alsın! Olabilir ki, o kimse burada değildir. Bulunanlara ricâm ola; onlara bildireler! Onlar da gelip bizden haklarını alalar!”
Vesîkaların tedkîkinden anlaşıldığına göre; inşaatın en zor zamanlarında hayvanlar için dahî bir program yapılmış; çalıştırılan at, merkep ve katırların dinlenme ve çayırda otlama saatlerine dikkat edilmiş, hiçbir mahlûkâtın hakkına tecâvüz edilmemesine gayret gösterilmiştir. Kânûnî’nin bu muazzam mâbedin inşaatında kul ve hayvanât hukûkuna böylesine titizlik göstermesi, belki Süleymâniye Câmii’nin esrarlı ve kâ’bına varılmaz rûhâniyetinin temel sâiklerinden biridir.
(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.)
Kânûnî Sultan Süleyman, kul hakkından çok korkar, âdil bir halîfe olmak için çok gayret sarf ederdi. Süleymaniye Câmii ve Külliyesi tamamlanınca, mîmarından işçisine kadar herkesi topladı. Cenâb-ı Hakk’a hamd ettikten sonra konuşmasına başladı:
“Ey din kardeşlerim, bu câmi-i şerîf Allâh’ın izni ile tamamlanmıştır. Hatâ ile ücretini alamayan varsa, gelsin ücretini alsın! Olabilir ki, o kimse burada değildir. Bulunanlara ricâm ola; onlara bildireler! Onlar da gelip bizden haklarını alalar!”
Vesîkaların tedkîkinden anlaşıldığına göre; inşaatın en zor zamanlarında hayvanlar için dahî bir program yapılmış; çalıştırılan at, merkep ve katırların dinlenme ve çayırda otlama saatlerine dikkat edilmiş, hiçbir mahlûkâtın hakkına tecâvüz edilmemesine gayret gösterilmiştir. Kânûnî’nin bu muazzam mâbedin inşaatında kul ve hayvanât hukûkuna böylesine titizlik göstermesi, belki Süleymâniye Câmii’nin esrarlı ve kâ’bına varılmaz rûhâniyetinin temel sâiklerinden biridir.
(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.)
9 Şubat 2018 Cuma
Fatih'in Meşhur Sözü
Üstümüze kılıç çekilmedikçe,
Vatanımıza girilmedikçe,
Milletimize cefa edilmedikçe,
Bizden kimseye zarar gelmez!
(Fatih Sultan Mehmet Han)
8 Aralık 2017 Cuma
UYUYAN MÜSLÜMANLAR :(
“Bugün Kudüs’e sessiz kalan, yarın İstanbul’a da sessiz kalır, Mekke’ye de sessiz kalır.”
(Şükrü Aygün)
Labels:
anlamlı sözler,
boğaz,
gemi,
güneş doğuşu,
Güzel Sözler,
islambol,
istanbul,
kabe,
kudüs,
manzara,
mekke,
mescidi aksa,
mescidi haram,
mescidi nebevi,
Özlü Sözler,
sessizlik,
Şükrü Aygün
22 Temmuz 2017 Cumartesi
ADALET = DEVLET
"Kadıyı satın aldığın gün ADALET ölür, adaleti öldürdüğün gün DEVLET de ölür."
(Fatih Sultan Mehmet Han)
2 Haziran 2017 Cuma
Kanuni'nin Müthiş Rüyasi
Kanuni'nin Müthiş Rüyasının Hikayesi
Rivayet olunur ki bir kutlu gecede, Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Resulullah efendimizi görür.
Sultan Süleyman, peygamber efendimizi takip ederek bugün Süleymaniye''nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç''i hem de Boğaziçi''ni mükemmel bir açıdan görür.
Peygamber Efendimiz, Sultan Süleyman''a; “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun” der.
Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan''ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür:
“Buraya bir cami bir de külliye yapacağız.” diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır:
“Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…”
Sultan Süleyman şaşırır: “Sinan sen bu işten haberli gibisin” der. Mimar Sinan cevap verir: “Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…
Rivayet olunur ki bir kutlu gecede, Kanuni Sultan Süleyman, rüyasında Resulullah efendimizi görür.
Sultan Süleyman, peygamber efendimizi takip ederek bugün Süleymaniye''nin inşa edilmiş olduğu yaklaşık yetmiş dönümlük arazinin bulunduğu çok güzel manzaralı tepeye gelirler. Bu tepe, hem Haliç''i hem de Boğaziçi''ni mükemmel bir açıdan görür.
Peygamber Efendimiz, Sultan Süleyman''a; “Mihrabı buraya, minberi buraya olsun” der.
Kanuni Sultan Süleyman kutlu rüyadan uyanır, şükürler eder. Mimar Sinan''ı çağırtır. Hiçbir açıklama yapmadan büyük bir heyecan ile rüyada gördüğü yere götürür:
“Buraya bir cami bir de külliye yapacağız.” diye sözlerine başladığında, Mimar Sinan söze karışır:
“Sultanım, mihrabı burada, minberi burada olsun…”
Sultan Süleyman şaşırır: “Sinan sen bu işten haberli gibisin” der. Mimar Sinan cevap verir: “Sultanım dünkü rüyanızda ben de bir adım gerinizde geliyor idim…
21 Nisan 2017 Cuma
30 Aralık 2016 Cuma
DERDLİ ADAM
"Derdli adamın kararsızlıklarla, dumanlarla dolu bir evi vardır. Derdini dinlersen, o eve bir pencere açmış olursun."
(Hz. Mevlana)
7 Ekim 2016 Cuma
YAVUZ SULTAN SELİM’LE AT SIRTINDA SOHBET
YAVUZ SULTAN SELİM’LE
AT SIRTINDA SOHBET
"HEPİMİZ AYNI HEDEFE YÜRÜYECEĞİZ...!"
Sultan 2. Bayezid’in küçük oğlu şehzade Selim İstanbul’dan uğurlanmıştı. Çok sevdiği ve saygı gösterdiği hocası Muhyittin Efendi ile birlikte Trabzon’a at sürüyordu. Bir ara Hocası söze başladı. ”Size bir sır vermek istiyorum şehzadem…duyulursa rakiplerin hem sizi hem de beni yaşatmazlar!”. Şehzade Selim hocasına baktı gerçektende yüzüendişeliydi. Bir mana veremedi sadece,
-Sizi dinliyorum hocam..aramızda kalacağından emin olabilirsiniz. Muhyittin Efendi anlatmaya başladı:
-Yıllar önce bir gün, Amasya’daki evinizin kapısına bir derviş geldi. Kılığından çok fakir olduğu anlaşılıyordu. Babanızla görüşmeye gelmişti. İzin vermediler. Bunun üzerine sözlerinin babanıza aktarılmasını istedi ve şöyle dedi.
“Bu gün bu evde bir erkek çocuk dünyaya gelecektir.Bu çocuk,ileride babasının yerine geçip padişah olacaktır.Çocuğun sırtında 7 tane ben olacaktır. Bu benler, 7 sultana baş eğdireceğine işarettir. Bugün bu evde doğan çocuk öyle bir çocuktur ki parça parça bulunan Müslümanları bir araya toplayıp cihana ün salacaktır.”
Şehzade Selim gülümseyerek dinliyordu. Hocasının sözleri bitince sordu.
-Hocam bu çocuk hala yaşıyor mu?
-Evet,şehzadem; yaşıyor.
-Peki adı nedir?
-Adı Selim’dir. Yani sizsiniz şehzadem…
Şehzade Selim’in kartal bakışları uzaklara daldı. Kesin ve kararlı bir sesle,
-Hocam.Eğer “Allah bize padişahlık verirse savaş meydanları kahramansız kalmayacaktır. Osmanlı namını ebedi kılacağız. Allah’ın adını ve İslam dininin adaletini bütün dünyaya yayacağız. Nice zaferler kazanıp ülkeler fethedeceğiz. Ama Hocam, en önemli işimiz ne olacak bilir misiniz? Dervişin de dediği gibi, dünyadaki bütün Müslümanları tek bir kılıç gibi etrafımızda toplamak olacak. Aynı Allah’a aynı Peygambere inananlar, ayrı ayrı hedeflere yürüyemezler. Biz onların aynı hedefe yürümelerini sağlayacağız. Hep bunu düşünür, bunu düşünerek uykularımızı feda ederiz.”
Şehzade Selim bunları söylerken gencecikti; henüz bıyıkları çıkmamıştı bile…
Ama çabuk büyüdü,serpildi ve padişah oldu. Sadece 8 yıl padişahlık yaptı. Ama bu 8 yıl 80 yıla bedeldi. Düşüncelerinin çoğunu gerçekleştirdi. Geri kalanını da oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamladı.
(Tarihimizden Yaşanmış Öyküler / Yavuz Bahadıroğlu)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)