4 Mayıs 2020 Pazartesi
2 Mayıs 2020 Cumartesi
30 Nisan 2020 Perşembe
29 Nisan 2020 Çarşamba
28 Nisan 2020 Salı
26 Nisan 2020 Pazar
23 Nisan 2020 Perşembe
İBRETLİK BİR KISSA
İBRETLİK BİR KISSA...
Allah'u Teâlâ (CC). İbrahim aleyhisselama: "Ey İbrahim, Kazma küreğini al, falanca dağa çık, orada büyük bir kabir var, onu kaz, içinde ne varsa bak!" buyurdu.
*
İbrahim aleyhisselam o dağa çıktı kabri buldu.
*
Allah'u Teâlâ 'nın emrine uyarak, mezarı kazmaya başladı, kazınca birde baktı ki! Mezar içinde muazzam büyüklükte bir insan cesedi ve başında yazılı koca bir levha gördü..
*
Bu levhada şunlar yazıyordu:
*
Ben Ad kavminin melikiyim, Tam bin sene yaşadım. Bin orduyla savaştım, hepsini yendim. Bin defa evlendim ve bin çocuğum oldu.
Servetimin sayısını ve sınırını ölçemez oldum. Ama bir gün, devası olmayan bir hastalığa yakalandım. Beni bu dertten kurtarın, ne isterseniz vereceğim dedim. Hatta bütün servetimi vermeyi taahhüt ettim.
Yetmiş yedi düvelden doktorlar hekimler getirttim. Bütün hekim ve doktorlar aciz kaldılar. Bu hastalığa hiçbir çare bulamadılar.
Artık ölmek üzereyim. Onun için bu levhayı yazdırdım.
Ve son sözüm şudur: Bu dünya beni kandırdı, sizi de kandırmasın. Ben kuvvetime, servetime güvendim, bana bişey olmaz dedim. Ama gördüm ki ben çok acizmişim. Bütün servetim, her şeyim hastalığıma ilaç olmadı. Ben yandım bari siz yanmayın, dünyaya ben aldandım, bari siz aldanmayın.
*
Kur'an-ı Kerim'deki Âd Kavmi ile ilgili Ayet...
“Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: «Bizden daha kuvvetli kim var?» dediler. Onlar, kendilerini yaratan Allâh’ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar, bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.”
(Fussilet Suresi,15)
*
Kıssanın kaynağı konusunda kesinlik olmasada verilmek istenen ders güzeldir. Allah-u Teâlâ, bizleri bu fani dünyaya aldanıp kendisini unutanlardan eylemesin inşaAllah. #ÂMİN
LÜTFEN PAYLAŞALIM... TEŞEKKÜRLER...
17 Nisan 2020 Cuma
15 Nisan 2020 Çarşamba
14 Nisan 2020 Salı
12 Nisan 2020 Pazar
8 Nisan 2020 Çarşamba
7 Nisan 2020 Salı
DUA (ÖZELEŞTİRİ)
O onu yedi, bu bunu yedi, öteki günah işledi, beriki kul hakkı yedi, ne güzelde suçu başkalarına atıveriyoruz. Oysa doğrusu şu ki; 'HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ' Rabbim bu mübarek günün hürmetine hepimizi affeylesin. (Amin)
(Şükrü Aygün)
6 Nisan 2020 Pazartesi
ERZİNCAN DEPREMİ (DUYGUSAL HİKAYE)
Bir zamanlar mahkumlarımız bile dürüstmüş...
27 Aralık 1939 Erzincan Depreminden İnsanı Duygulandıran Bir Hikaye...
1939 senesinde Erzincan'ı 7.2 şiddetinde sallayan deprem yaklaşık 33 bin kişinin ölümüne, 100 bin kadar kişinin de yaralanmasına sebep olmuş.
Depremden hemen sonra, dönemin erzincan savcısı izzet akçal, mahkumları bir araya toplar:
"sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım. aranızda civar köylerden olanlar varsa da bir günlüğüne köylerine gidip, ailelerini arayabilirler. ancak bir koşulum var; hiçbiriniz kaçmayacaksınız. canla başla çalışacaksınız. işiniz bitince cezaevine döneceksiniz." der.
Mahkumlar, büyük fedakarlık göstererek, günlerce depremzedeler için çalışır ve sonra cezaevine geri dönerler. bir tek mahkum bile firar etmez.
Kurtarma ve yardım çalışmalarına katılan bu mahkumlar 1940 yılında çıkarılan özel bir kanunla affedildiler.
27 Aralık 1939 Erzincan Depreminden İnsanı Duygulandıran Bir Hikaye...
1939 senesinde Erzincan'ı 7.2 şiddetinde sallayan deprem yaklaşık 33 bin kişinin ölümüne, 100 bin kadar kişinin de yaralanmasına sebep olmuş.
Depremden hemen sonra, dönemin erzincan savcısı izzet akçal, mahkumları bir araya toplar:
"sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım. aranızda civar köylerden olanlar varsa da bir günlüğüne köylerine gidip, ailelerini arayabilirler. ancak bir koşulum var; hiçbiriniz kaçmayacaksınız. canla başla çalışacaksınız. işiniz bitince cezaevine döneceksiniz." der.
Mahkumlar, büyük fedakarlık göstererek, günlerce depremzedeler için çalışır ve sonra cezaevine geri dönerler. bir tek mahkum bile firar etmez.
Kurtarma ve yardım çalışmalarına katılan bu mahkumlar 1940 yılında çıkarılan özel bir kanunla affedildiler.
5 Nisan 2020 Pazar
2 Nisan 2020 Perşembe
30 Mart 2020 Pazartesi
VİRÜS TAVSİYESİ
Virüsle gelen bu süreçten sonra muhtemelen dünyada büyük bir ekonomik sıkıntı ve kıtlık durumu olacaktır. Bu nedenle çiftçimizin üretim yapması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Dağ taş ekilmeli kuraklığa dayanıklı tahıl, bakliyat vs. ekimi teşvik edilmelidir. Çiftçimiz bilinçlendirilmeli et üretiminde de dişi hayvanlar neslin devamı için korunmalıdır.
(Şükrü Aygün)
21 Mart 2020 Cumartesi
12 Mart 2020 Perşembe
TÜM MÜSLÜMANLARIN DİKKATLİCE OKUMASI GEREK...
“Sizden Müslümanlar'ı Hristiyan yapmanızı istemiyoruz. Sizin asıl göreviniz Müslümanlar'ı İslam dininden uzaklaştırmaktır. Doğumlarından ölümlerine kadar haç takmasınlar, kiliseye gitmesinler, vaftiz olmasınlar ama Hristiyan gibi yaşasınlar. Bunu çağdaşlık adı altında yapın. Allah'ı ve Peygamber'i tanımayan bir nesil büyük işlerle idarelerle uğraşmaz; idealsiz, dinsiz, mefkûresiz yaşarlar. Rahatı, tembelliği parayı ve nefislerini sever; arzu ve şehvetlerini tatmin için uğraşırlar.
Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, Hristiyan adetlerini, Hristiyan bayramlarını, Hristiyan kültürünü, Hristiyan ahlakını aşılayalım.
Bir Müslüman'ın doğumundan ölümüne kadar kimliğinde Müslüman yazabilir, fakat bir Hristiyan gibi yaşayarak cami önündeki teneşire yatmalıdır. Kiliseye gelmesine gerek yok varsın camiye gitsin. Ama bir Müslüman'ı hayatı boyunca Hristiyan gibi yaşatmalıyız.”
Rahip Samuel Zwemer
Misyonerlik Konferansı
Kudüs, 1935
10 Mart 2020 Salı
8 Mart 2020 Pazar
5 Mart 2020 Perşembe
PATLICANLI TARÇINLI MAHLEPLİ PİLAV
PATLICANLI TARÇINLI MAHLEPLİ PİLAV
MALZEMELER
- 3 adet patlıcan
- 1 çay bardağı sıvı yağ.
- 2 adet soğan.
- 1 yemek kaşığı mahlep.
- 1 tatlı kaşığı tarçın.
- 1 tatlı kaşığı tuz.
- 3 kase şehriyeli bulgur.
- üzerine sıcak su.
Patlıcanlar sıvı yağda kızartılır. Diğer yandan yağda soğan kavrulur. Kızartılan patlıcanlar soğanların üzerine eklenir. Daha sonra sırasıyla mahlep, tarçın ve tuz eklenir. Şehriyeli bulgur da eklenip üzerine sıcak su ilavesi yapıp pişirilmeye bırakılır. Piştikten sonra sunum tabağına ters çevirilerek sunumu yapılır.
MALZEMELER
- 3 adet patlıcan
- 1 çay bardağı sıvı yağ.
- 2 adet soğan.
- 1 yemek kaşığı mahlep.
- 1 tatlı kaşığı tarçın.
- 1 tatlı kaşığı tuz.
- 3 kase şehriyeli bulgur.
- üzerine sıcak su.
Patlıcanlar sıvı yağda kızartılır. Diğer yandan yağda soğan kavrulur. Kızartılan patlıcanlar soğanların üzerine eklenir. Daha sonra sırasıyla mahlep, tarçın ve tuz eklenir. Şehriyeli bulgur da eklenip üzerine sıcak su ilavesi yapıp pişirilmeye bırakılır. Piştikten sonra sunum tabağına ters çevirilerek sunumu yapılır.
3 Mart 2020 Salı
2 Mart 2020 Pazartesi
1 Mart 2020 Pazar
23 Şubat 2020 Pazar
KARBOĞAZI BASKINI
Fransızların unutmak istediği hezimet: Karboğazı Baskını
Çılgın Türk, 673 Fransız’ı esir etti
GÜÇLÜ bir Fransız birliği, Toroslar’ın kuzeyine sarkmış, Pozantı’yı işgal etmişti.
Çukurova çeteleri Pozantı’yı kuşattı. Fransız birliğinin Adana ve Mersin’deki birliklerle bağlantısını kesti. Sayıca azdılar ama çok hareketliydiler.
Çevreyi de elbette avuçlarının içi gibi biliyorlardı. Pozantı’daki birliğin ikmal edilmesini engellediler. Birlik tehlikeli duruma düştü. Adana’da bulunan tümen komutanı, Pozantı’daki birliğin komutanı Binbaşı Mesnil’e uçak mesajı ile Pozantı’dan çekilip Toroslar’ı aşarak Mersin’e inmesi emrini verdi.
HATİCE KADIN
Birlik Verdun Savunması’na katılmış deneyimli, başarılı bir birlikti. Mevcudu 1000 kişiyi buluyordu. 25 Mayıs 1920 gecesi zayıf kuşatma çemberini aşıp yola çıktı.
Yanına yolları bilen kılavuzlar almıştı. Bunlar birkaç erkek ve kadındı.
Alay, Tekir’e kadar şoseyi izledi.
Bu aşamada kılavuzların Fransızları yanıltarak Elmalı Boğazı’na doğru yönelttiği, kılavuzlardan Hatice Kadın’ın bir yolunu bulup bu durumu köylülere bildirdiği anlaşılıyor. Gülekliler silahlanıp Fransızların ardına düştüler, yakınlardaki birliklere de haber verdiler.
DESTANIN SIRRI
Bine yakın silahlıdan oluşan Fransız birliğini, yolunu kesip esir almaya karar verdiler. Karboğazı olayını destan yapan sır, bu kararı veren ve uygulayacak olanların sayısıdır: 44!
Evet, sadece 44 kişiydiler.
Kuvayı Milliye ruhu işte budur:
Vatanı, hiçbir şeyden yılmadan, her fedakárlığı göze alacak kadar sevmek. Gülekliler, şiddetli yağmur altında düşe kalka durmaksızın yürüdüler, akşam düşmanı yakaladılar. Düşman Karboğazı denilen mevkide karargáh kurmuştu.
Ateşler yanıyordu.
10 KİŞİ ARTÇI
On kişiyi geride bıraktılar.
Otuz dört kişi gece, yine yağmur altında, ormanlık tepeleri aşarak pusu kuracak uygun bir yere kadar ilerlediler. Karboğazı’nın Delmeli Mezarlık Boğazı denilen yerini seçtiler. Yarısı boğazın bir yakasına yerleşti, yarısı öbür yakasına.
Baskına hazırlandılar.
Sabah düşman öncüleri yaklaşmaya başladı. Boğazda ayak, nal ve teker sesleri yankılanıyordu.
Öncü birlik pusu yerine girince hep birden ateşe başladılar.
Bir yandan da bağırıyor, aşağıya taşları yuvarlıyor, sürekli yer değiştiriyor, böylece çok kalabalık oldukları izlenimi vermeye çalışıyorlardı. Arkada kalan on kişi de geriden ateşe başladı.
TESLİM OLDULAR
Üç yanlı ateş baskını, Fransızları dehşete düşürdü.
Çok kayıp verdiler. Karboğazı destanı, Binbaşı Mesnil’in teslim olma kararıyla sona erecektir.
Çukurova’nın batı kesimi komutanı olan Sinan Paşa (Yüzbaşı Ratıp Tekelioğlu) sonucu Ankara’ya bildirdi.
Bu rapora göre 650 er, 23 subay esir alınmış, iki top, 8 makineli tüfek, bin kadar silah, 13 kadana, 90 katır ele geçirilmiştir.(Turgut Özakman'ın Kaleminden)
Lütfen paylaşalım.
21 Şubat 2020 Cuma
20 Şubat 2020 Perşembe
17 Şubat 2020 Pazartesi
EBULFEZ ELÇİBEY
Bir gün rektör, Ebulfez Elçibey'i odasına çağırır ve aralarında şu konuşma geçer:
-Ebulfez seni çok sevdiğimi biliyorsun.
-Biliyorum.
-Seni takip ediyorlar, biliyor musun?
-Biliyorum.
-Seni cezaevine atacaklar Ebulfez.
-Biliyorum.
-Gel, şu işlerden vazgeç.
Türkiye'yi kötüleyen bir yazı yaz, sonra hangi makama istersen, seni o makama atayacaklar.
-Ben Türkiye'yi kötülemem.
-Makaleyi biz yazalım, sen altına imzanı at. Cezaevinden kurtul, hem de yüksek maaşlı bir makama gel. Fena mı olur?
-Ben Türkiye'yi kötüleyeceğime, cezaevinde taş taşırım.
Sonuç: Elçibey tutuklandı ve sürgüne gönderilip taş taşıdı ama yolundan dönmedi, kimseye eğilmedi. Tarihe namuslu ve şerefli bir Cumhurbaşkanı olarak geçti! O parayı ve makamı reddeden adam.
Bir Ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunda dahi kirada oturuyor, ayakkabı isteyen kızına maaşımı çekince alırım kızım diyordu...
Ruhu şad mekanı Cennet olsun.
14 Şubat 2020 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)