27 Eylül 2022 Salı

#BirHadis

#BirHadis,Şüphesiz Yüce Rabbiniz hayâ sahibi ve cömerttir,Kulu O’na ellerini kaldırdığı zaman, o elleri boş çevirmekten hayâ eder,#HadisiŞerif | Ebû Dâvûd,Vitr
#BirHadis

“Şüphesiz Yüce Rabbiniz hayâ sahibi ve cömerttir. Kulu (dua etmek için) O’na ellerini kaldırdığı zaman, o elleri boş çevirmekten hayâ eder.”

#HadisiŞerif | Ebû Dâvûd, Vitr, 23

 

APRIN ÇOR TİGİN KİMDİR

APRIN ÇOR TİGİN KİMDİR,türk şiiri,şair,ozan,uygur türkleri,uygur edebiyatı,şehzade aprın,ilk türk aşk şiiri,ilk ilahi,

APRIN ÇOR TİGİN
(d. ?/? - ö. ?/? ozan)

Maniheist dönem Uygur edebiyatının bir temsilcisi olan Aprın Çor Tigin'in nerede ve ne zaman doğduğuyla, ailesiyle, aldığı eğitimle ya da mesleğiyle ilgili herhangi bir bilgi mevcut değildir. Buna rağmen, adındaki tigin, onun bir şehzade olduğuna işaret etmektedir. Kendisiyle ilgili bilinenler, şiirlerinin yazılı olduğu yaprağın başındaki [başlantı] aprın çor [tigin kügi t]akşutları ile her iki şiirinin sonunda yazılmış bulunan [t]ükedi [a]prın çor tigin kügi ifadelerinden ibarettir. Dolayısıyla kaynaklarda, hangi muhitte yaşadığı ya da nerede öldüğüyle ilgili olarak da herhangi bir bilgi yer almamaktadır.

Aprın Çor Tigin, şairi belli ilk Türkçe şiirlerin yazarı olarak kabul edilir ve Maniheist dönem Uygur edebiyatından günümüze ulaşan sekiz şiirden ikisini o yazmıştır (Ercilasun 2008: 226-227). Şiirlerinden ilki Mani övgüsüyle ilgilidir. "Sevgili" adıyla tanınan diğer şiiri ise, Türk edebiyatının bilinen ilk aşk temalı lirik şiiridir. Şairin Mani övgüsünü konu edinen ilahi niteliğindeki şiiri, dörtlükler şeklinde düzenlenmiştir ve mısra başı kafiyelidir. Toplamda 12 mısradan oluşan bu şiirin her mısrasındaki hece sayısı ortalama 12'dir. "Sevgili" adı verilen diğer şiiri de dörtlüklerden oluşmaktadır ve yine mısra başı kafiyelidir. Buna rağmen, şiirin üçlüklerden oluştuğuna dair görüşler de mevcuttur (Arat 1960: 38); fakat mısra başı kafiyeler göz önünde bulundurulduğunda, dörtlüklerden oluşuyor olması daha muhtemel görünmektedir.

Aprın Çor Tigin'in şiirleri Turfan'da bulunan metinler arasında yer almaktadır ve bunlar 24x15.5 cm büyüklüğündeki T. M. 419 yer işaretli, bazı kısımları eksik ya da yer yer hasarlı bir kâğıt üzerine Uygur harfleriyle yazılmıştır. Onun Mani övgüsüyle ilgili şiiri ilk olarak transkripsiyonlu bir şekilde, tercümesiyle beraber Albert August von Le Coq, ikinci şiiri ise, aynı şekilde Willy Bang tarafından neşredilmiştir. Türkiye'de ilk olarak Reşid Rahmeti Arat, Talat Tekin ve Osman Fikri Sertkaya gibi araştırmacılar Aprın Çor Tigin'in şiirleri üzerine inceleme ve değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Bunlardan Arat, Aprın Çor Tigin'in, şiirlerinin genel ahengini kuvvetlendirmek için sık sık benzer hecelerin tekrarına başvurduğunu belirterek, düzgün bir vezin sırası takip ettiğini vurgular ve her iki şiirini de detaylıca tahlil eder (1965: 19, 1960: 37-38). Tekin, şairin, şiirlerindeki dizeleri olduğu gibi veya çok az farkla tekrar ettiğini, bunun da anlamı pekiştirip manzumeye ayrı bir ahenk kattığını ifade eder (1986: 13). Sertkaya ise, şiirler üzerine yapılan çalışmaları topluca değerlendirir (1986: 60-61). Aprın Çor Tigin'in şiirleri en erken 8. en geç 9. yüzyılla tarihlendirilmiş olsa da, konuyla ilgili kesin bilgilere ulaşmak mümkün görünmemektedir.
Eserlerinden Örnekler

Sevgili

kasınçıgımın ö[yü]

kadgurar men

kadgurduk[ça] kaşı körtlem

kavışıgsayur men

öz amrakımın öyür men

öyü evirür men ödü…çün

öz amrak[ımın]

öpügseyür men

barayın tiser

baç amrakım

baru yime umaz men

bagırsakım

kireyin tiser

kiçigkiyem

kirü yime urnaz men

kin yıpar yıdlıgım

yaruk tengriler

yarlıkazunın

yavaşım birle

yakışıpan adrılmalım

küçlüg priştiler

küç birzünin

közi karam birle

k[ül]üşüp[en] oluralım

Mani'ye Övgü

[bizing tengrimiz ed]güsi redni tiyür

[bizing tengrimiz ed]güsi redni tiyür

[redni]de yig mening edgü [tengr]im alpım begrekim

rednide yig mening tengrim alpım begrekim

bilegüsüz yiti vaj[ır ti]yür

bilegüsüz yiti vajı[r tiyür]

vajırda ötvi biligligim tüzünüm yarukum

vajırda ötvi biligligim bilgem yangam

kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem

kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem

körtle tüzüm tengrim külügüm küzünçüm

körtle tüzün tengrim burkanım bulunçsuzum

Kaynaklar

Arat, Reşid Rahmeti (1960). "Edebiyatımızda İlk Lirik Şiir". Türk Yurdu. 284: 37-38.

Arat, Reşid Rahmeti (1965). Eski Türk Şiiri. Ankara: TTK Yay.

Arat, Reşid Rahmeti (1987). Makaleler (hzl. Osman Fikri Sertkaya). Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay. 

Ercilasun, Ahmet Bican (2008). Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Yay.

Sertkaya, Osman Fikri (1986). "Eski Türk Şiirinin Kaynaklarına Toplu Bir Bakış". Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı 1 (Eski Türk Şiiri) 409: 43-80.

Tekin, Talat (1986). "İslam Öncesi Türk Şiiri". Türk Dili Dergisi, Türk Şiiri Özel Sayısı I 409: 3-42.

HANGİ ZEKÂNIN SÖZÜYÜZ?

OSMAN YAZICI,tarım ve insan fotoğraf yarışması,orjinal içerik,hangi zekanın sözüyüz,zeka,zekan,az öz konuşmak,eliifba,Hz. Muhammed,laklak,leylek,bizi leylekler getirdi,

HANGİ ZEKÂNIN SÖZÜYÜZ?

"Zekâ”nın sözleri edeptir, ‘edebi’dir, ebedidir, hikmettir. Şiir gibidir, dört dörtlük konuşur. Dolu doludur sözleri, a’dan z’ye her şeyi anlatacak kadar “az” konuşur. Gönül dilinden alıntı cümlelerinde “öz” konuşur. Akl-ı selimdir kaynağı, en üst perdeden, en yüce kattan konuşur. Susunca da öyle bir ‘eser’ ki kamusun (kamus: a-sözlük b-okyanus) yelkenlerini doldurur. O denli güzel, tatlı, doyumsuz bir muhabbettir ki “ağzından bal damlıyor” dedirtir.

“Zekan”ın (zekan: çene) sözleri ise boştur. Bin tanedir ama bir tane etmez. Sırf çenedir. Hesapsız ve kitapsız çok konuşur. Hatta hiç susmaz. Düşüktür çenesi hep alt tabakadan konuşur. Dil yarasıdır sadece eseri zira beden dilinden konuşur. Tekrar eder durur hep nakarattan konuşur: "Ai ai..." Anırtı gibidir. Doyurmaz hiçbir kulak misafirini. Sadece ‘laf salatası’ yedirtir.

Az-öz konuşmak ve dahi susmak zekânın zekâtıdır. Zekânın zenginliğine ve feyzine işaret eder. Zekât nasıl malı temizler, artırırsa sükût ve öz konuşmak da sözü eksiltmez bilakis temizler ve etkili kılar.

Zekânın zekâtı; açıktan meskût (söylenmemiş) ile, gizlice ise sükût ile verilir. Yani zekânın zekatı ne ‘nukut’ (paralar) ve ‘nutuk’ (söz, konuşma) ile değil sükût ile verilir. Zira atalarımızın dediği gibi söz gümüşse sükût altındır.

İnsanın konuşması harflerle, alfabeyle, elifbayla olur.
Alfabe/Elifba = A+B yada ELİF+BE.
Yani AB. (Ab: Farsça su)

Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi vesellem) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun” hadisini düstur edinenler ya “AB”ın hakkını verdiler ya da “susuverdiler.”

LAKLAK (Laklak: a-Leylek b-Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik) ehlini görünce ise haydi gel de “Bizi leylekler getirdi”ye inanma!

Ah laklak!.. Ahlak?!...
Osman YAZICI

GÖZ HAKKI

ayçiçeği, göz hakkı, günaşık, güneş, hak, orjinal içerik, OSMAN YAZICI, tarım ve insan fotoğraf yarışması, yağ üretimi


GÖZ HAKKI

Seni görmüşlüğümün 'görmemişliği'dir hep
Parlayan ışıl ışıl ke(n)di gözlerimle
Kendinden başkasını görmeyen gecenin
Kurum kurum yüzüne attığım pençe
Kirpik kirpik kara 'çalı'mın serisiyle
Bir bir çürüttüğüm ışık hızının 'tez'leri
Güneşin çekildiği
Fil dişi kulelere uzattığım pense...

Seni görmüşlüğümün görmemişliğidir hep
Güne bakan ay çiçeği gözlerimle
Gece gündüzü çekirdeğinden çifte kavuruşum
Kabuk bağlamış karamsarlık yeniğinden
Çerçeve çerçeve 'çit'lediğim güneş
Akrebe atılmış umut ışığımla
Ezelden ebede dem vurup
Rûzgârı 'yel'kovanda saçıp savuruşum...

Seni görmüşlüğümün görmemişliğidir hep
Gözlerimi devirişimdeki
Firavunun hayallerini suya düşüren
Şeytanı secdeye zorlayan kibir
Yücelik adından gen işleyen her 'evre'nin
Toprağını yutan kabir
Gayrı birtek gözümdeki tanrı misafirim
Gözümden daha kebir...

Gördüm seni
Bağıştaki, lütuftaki, ihsandaki
Bol keseni
Senden başkasını görmezdi ki zaten
Aşığın gözü
Ey aşkın yol keseni!
Birtek gözümü alamadım “bak kal!”ından
Seninle ağzına kadar doluyken göz, gönül
Nasıl anlatsın his seni
Her iyilikte, güzellikte, izzette, yücelikte…
Gördüm haseni
Ha seni…

Gördüm seni
Her göresim geldiğinde
Ey nazarımın ar kası
Ama hiç bakamadım yüzüne
Kimi edepten
Kimi gözümden dahi kıskandığımdan
En çok da
Yüzüne bakacak yüzüm olmayışından
Ben görmedim bir tek
Senin gibisini
Haydi göz! Hakkını ver
Bi daha bi daha bi daha…
Göz 'HAK'kımı ver
Göreyim seni…

Osman YAZICI

FACEBOOK PUBG MOBİL GRUBU

Grup Adı : Pubg Mobil Hesap Alım Satım - https://www.facebook.com/groups/662047531348881

Üye sayısı : 17,200 civarı
Üyeleri Türk ve % 99 erkek kitlesi olan bir gruptur. Herhangi bir engeli yoktur.
BENZER GRUPLAR MEVCUTTUR 👉iletişim: Şükrü Aygün

FACEBOOK HABER GRUBU

Grup Adı : Son Dakika Haberleri - https://www.facebook.com/groups/sondkhaber/

Üye sayısı : 15,000 civarı
Üyeleri Türk ve % 60 erkek kitlesi olan bir haber grubudur. Herhangi bir engeli yoktur.

BENZER GRUPLAR MEVCUTTUR 👉iletişim: Şükrü Aygün

FACEBOOK ALIM SATIM GRUBU

Grubun Adı : Ankara Oto Pazarı

Üye sayısı : 6,200 civarı
Grubun herhangi bir engeli yoktur. Aktif bir alım satım grubudur. Üyeler Türk'tür.

BENZER GRUPLAR MEVCUTTUR 👉iletişim: Şükrü Aygün

26 Eylül 2022 Pazartesi

GÜNÜN DUASI


“Allah’ım! Sen affedicisin, Kerîm’sin, affetmeyi seversin, beni de affet.”
Hz. Muhammed (sas)

 

YAĞMUR KURUSU

YAĞMUR KURUSU,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,sağanak,hava durumu,goca,yağmur,yağmur damlası,


 YAĞMUR KURUSU

Sağanak sağanak taşa tutarım
Gönül pencereni
Bilirim, her umuda çalana açılmaz
Goncandaki sır'ca
Sırça sırça
Razıyım ölmeye ey sevdanın ilk göz ağrısı
Bari 'sela'mı vermek için
Encama çıksan...
Yağmur kurusuyum
Bak yapışık kaldım peteğine
Ne dönebilirim gayrı geldiğim çiçeğe
Ne de varabilirim ballar balı menziline
Kaç tufanlık sevinç, sevda, nedamet
Kaç çaylık dem
Kaç hatırlık kahve
Boşaltırım kovana
Dolu dolu gözlerimi
Ah! Göğüs 'kafe'sinin boşluğuyla sıksan...
Müebbet yedirsen
Hücre hücre gönlünün kafesine tıksan...
Osman YAZICI 

İNSANIMIZIN “HAVA” ARACI (İHA)

iha,siha,ilim,zalim,alim,türk milleti,türk askeri,ebabil,zümrüdü anka,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,
İNSANIMIZIN “HAVA” ARACI (İHA)

İlimden 'i-yi' aldılar önce. Milletimizin bahtına hep iyi günleri getirmek, dünyanın tahtına iyiliği geçirmek için yola çıktılar. “Yerli yerinde” atılan adımlarla göklerin ufkuna ‘çıkar’ oldular.

Hayallerin en ‘ha’sına kuruluydu saatleri. Zalimin kabusu olurken rüyaları, mazlumun hatırında hep hayra yoruldular.

Sonra azmin “a!”sına açık bıraktılar hayret ve hayranlığın yol ağzını. “Teker teker” geçtiler engelleri köklerinden aldıkları güçle. Batılın bayrağını paspas etmek için semavi göndere kanatlandılar.

Önce İHA oldular. Sonra savaşın değil sulhun silahını kuşanıp selamın, sevginin en öz-gür 'se’sini eklediler meydan okuyuşların diline. SİHA oldular. Hakkın, haklının, hakka'niyet'in kulaklarını çınlattılar.

‘İnsansız hava aracı’ydı önceki isimleri. Kabarttılar sevginin, merhametin “Ana dolu” göğsünü. Çok geçmeden kıvancın, gururun hava sahasında “İnsanımızın ‘Hava’ Aracı” oldular.

Haydi İHA-SİHA!

Uç yeniden en uç-üç noktalara… Ay yıldızdan getirdiğin umut ışığıyla dağıt kara bulutları.
Kuş misali kanatlan en “uç ak”lara… “Kuşluk” vaktinin serinliğini, aydınlığını getir zulmetin ateşiyle kavrulmuş gönüllere…
Bir güvercin gibi yuvanı kur yeniden Sevr önüne... Koru ardında saklı olan Yâr-i Gar’in davasını.
Ebabil ol... Taşa tut Hacer Hacer örülmüş Kâbeyi yıkmaya can atan ebreheleri.
Zümrüd-ü Anka gibi taşı zaferleri kaftan kafa.
Miraç ol Burak gibi.. Allah’tan başkasının önünde eğilmeyen yiğitlerin secdelerine.
Haydi tekrar tekrar uçur bizi sevinçten havalara.
Bütün dünya dönüp dönüp izlesin sema gösterini.
Bİ DAHA… Bİ DAHA…
Osman YAZICI

 

AYNI ALFABENİN 29 HARFİYİZ

fatih sultan mehmed,istanbul,29 mayıs,istanbulun fethi,fetih,OSMAN YAZICI,1453,cumhuriyet,Hz. Muhammed,ekrad,etrak,nurun ala nur,sevr,bereket,tarım ve insan fotoğraf yarışması,


AYNI ALFABENİN 29 HARFİYİZ

Milletimizin şahlanışının tarihi, İstanbul’un fethi olan 29 Mayıs 1453’tür. 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ise; sembolü çift başlı kartal olan Selçuklu’dan itibaren Müslüman Türk’ün kutlu yürüyüşünün ‘bitti’ denilen yerden Anka-ra kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşudur.

Fetih de bizim, Cumhuriyet de bizim. İkisinin arasında kalmadan İKİSİNİN ARASINDA KALALIM. Nasıl mı?

622 RUHUYLA...

Şöyle ki; 29 Mayıs 1453 ile 29 Ekim 1923 arasındaki gün ve yıl farkının toplamı 622’dir. (1923-1453=470 yıl) + (29 Ekim–29 Mayıs = 152 gün) = 622.

NEDİR 622?

622: Efendimiz Hz. Muhammed Sallalahu Aleyhi Vesellem’in Mekke’den Medine’ye hicretidir. İslam Devleti ve Medeniyetinin Medine’den tüm dünyaya kök salışı, nizam verişidir. İslam birliğinin, müslüman kardeşliğinin tesisidir. Ensar ile muhacir kardeşliğidir.

622: “Türkler” anlamına gelen “Etrak” kelimesinin ebced değeridir. Yani Türk birliği, Turan birliğidir.

622: Türk-Kürt kardeşliğidir. Zira “Kürtler” anlamına gelen “Ekrad” kelimesinin ebced değeri olan 226, tersten 622 olarak okunur.

Yani 622: Kardeşliğimizin, birliğimizin “NURUN ALA NUR”udur. (Cenab-ı Hakk kendisini Nur Suresi’nde “Nurun Ala Nur” yani “Nur Üstüne Nur” diye tarif eder ki bunun ebced değeri 622’dir.)

622 ruhunun kelime karşılığı ise “SEVR”dir. İçinde Efendimiz (sas) ve Hz. Ebu Bekir’i saklayan mağaranın adıdır Sevr. Bizi paramparça etmeye çalışan anlaşmanın adı da unutmayalım ki Sevr idi.

O zaman;

29 Mayıs – 29 Ekim… Biz aynı alfabenin 29 harfiyiz. Sürekli yanyana olursak ‘cümle’ bizimdir. Ve Sevr’in dibine kadar da gelse de düşman, Efendimiz’in (sas) diliyle “Korkma! Allah bizimledir!”

Ayrılır da ihtilafa düşersek işte o zaman “tek tek harflerle” kaderimize Sevr anlaşmasını yazarlar.

Yani YA SEVR, YA SEVR…

Allah cc, Ümmet-i Muhammed’in ve Aziz Milletimizin birliğine, istiklaline, istikbaline, huzuruna, zaferine Bin BEREKET versin. (Bereket kelimesinin de ebced değeri 622’dir) 622 ruhunu yeniden bize MİLAT kılsın. “Mehmet”ten “Mehmetcik”e mazlumların, gariplerin ve Hakk'ın ve hakikatin gönlünde nice fetihler nasip eylesin.
Osman YAZICI
 

CUMA GÜNÜ HADİSLERİ

 İki cihan serveri, sevgili Peygamberimiz buyurmuştur:

- “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, Cum’a günüdür.”
- “Müezzin Cum’a ezânı okuduğu zaman çalışmak haramdır.”
- “Cehennem hergün kızdırılır, ancak Cum’a günleri müstesnâ...”

GÜNÜN FIKRASI

ARKADA RAHAT UYURSUN!

Öğretmen, ön sırada uyuklayan İbrahim’i görünce,
-Oğlum istersen arkaya geç de rahat uyursun.
O anda arka sıradan bir ses yükseldi.
-Öğretmenim, biz nerede uyuyacağız.

OSMAN BİN AFFAN (Ra)

 

Hz. Osman,haya,edeb,Kur'an,zinnureyn,3.halife,cennetle müjdelenenler,peygamber damadı,cihad,şehid halife,arsı saadet,mekke,medine,
OSMAN BİN AFFAN (Radıyallahü Anh)

Cennetle müjdelenenlerdendir. Üçüncü halîfedir. Resûlullahın iki kızını aldığı için ZİNNÛREYN denir. İlk önce müslüman olanların, dördüncüsüdür. Hanımı Rukayye “radıyallahü anha” ile iki defa Habeşistana ve sonra, Medîne-i Münevvereye hicret etti.
Çok zengin tüccâr idi. Bütün malını dîni-İslâm için sarf etti. Hayâsı ile meşhûrdur.
Hicretin yirmidördüncü yılı başı olan Muharrem ayının birinci günü halîfe seçildi. Kur’ân-ı Kerîm okurken ve otuzbeşinci senede Zilhicce ayında şehîd edildi.
Hadîs-i şerîflerle medh edilmiştir. Orta boylu, gür sakallı, sarışın, güler yüzlü, doğan burunlu, yüzünün eti az, iri kemikli, Uzun kollu idi.
Bedir gazâsından başka, her gazada bulundu. Bedir gazası fazîletine de, dâhil edildi.
Namazda, bir rek’atde bütün Kur’ân-ı Kerîmi okuyan dört kimseden biridir. Çok okumaktan iki mushaf eskitti.
Hazret-i Ebû Bekr’in “radıyallahü anh” topladığı Kur’ân-ı Kerîmden, altı nüsha daha bastırıp Bahreyn, Şam, Basra, Bağdat, 
Yemen ve Mekke-i Mükerreme vilâyetlerine gönderdi. 
Halîfe Hazret-i Ömer-ül Fâruk ve Osman-ı Zinnûreyn, Aliyyül-Mürtazânın, mübârek elleri ile yazılmış olan, mushaf-ı şerîflerden bazı sâhifeleri, İstanbul’da, İslâm Eserleri Müzesinde mevcuttur.

25 Eylül 2022 Pazar

RAMAZÂN AYININ FÂZİLETİ

Ramazan ayının fazileti,cennet,cehennem,hadis,ramazan,cami,oruç,imsak,iftar,af vesilesi,büyük müjde,tan yeri

 RAMAZÂN AYININ FÂZİLETİ

Bir hadîs-i şerîfte:
Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazân-ı Şerîfte, beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir Peygambere vermemiştir.
1- Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ mü’minlere rahmet eder. Rahmatle baktığı kuluna hiç azâb etmez.
2- İftâr zamanında, oruçlunun ağız kokusu Allahü teâlâya,  her kokudan daha güzel gelir.
3- Melekler, Ramazânın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların af olması için düâ eder.
4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara, âhırette vermek için, Ramazân-ı şerîfte Cennetde yer tâyin eder.
5- Ramazân-ı Şerîfin son günü oruç tutan mü’minlerin hepsini af eder.” buyrulmuştur.

BİR SELAMLIK GÖNÜL ALIŞVERİŞİDİR HAYAT 'BOYUN'A BORÇ BOYUNA HAYRAT

bir selamlık gönül alışverişidir hayat,OSMAN YAZICI,fok balığı,deniz,borç,hayrat,selam,sevgi,orjinal içerik,darusselam,cennet,selamet yurdu,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

BİR SELAMLIK GÖNÜL ALIŞVERİŞİDİR HAYAT
'BOYUN'A BORÇ BOYUNA HAYRAT


Selam, sevginin ve dostluğun değişmez tek parolasıdır. Gönül kapıları her daim selamla çalınır. Kavgaya gelenlerin dili dönmez selama. Buyur edilir hep selamla kelam, söz kâle alınır. Hısımın selamı varınca hışıma ve hasıma. Artık düşman bile yâr olasıdır.

Selam dilin dilberidir. Gideni dönderir, geri baktırır. "Gel beri!"dir. Daha eller, sineler ve yanaklar birleşmeden selamla sarılır sözler: "Esselamu aleyküm! Ve aleyküm selam!..." Kelimeler aynı diller aynı. Selam sözün ezberidir. Esma-ül Hüsna’dandır çünkü kir tutmaz, kin tutmaz. Bu yüzden ezelden beridir tüm kusurlardan beridir.

Selam, insanın en güzel hediyesidir. Yükte hafif pahada ağırdır. Ebedidir hep: "Sağ olsun getiren gönderen." Kabulün mukabelesidir. "Selamımı söyle" ile tatlıya bağlanır müşkülat. Selamdan sonra insanın ağzına ilk gelen "he!" diyesidir.

Selam, kelamdan öncedir. Dostluk, demini selamda bulur. İmandır, İslamdır. Güvenlik, emini selamda bulur. Selam yücedir. Aşkın olan ne varsa zemini selamda bulur. Selamla doyurulur tanrı misafirleri. Darusselam duası (Darusselam: Selamet yurdu, cennet) "amin!"i selamda bulur.

Ön sözdür selam. İnsanlığın özetinden söz vermektir. Son sözdür selam: "Selam söyle! Git selametle!" Selam, bir merhabadan nice nice "hayırlı sabahları-günleri-geceleri" dermektir.

Dostlar! El Selam olan Allah Azze Celle'nin selamı, rahmeti, bereketi, hıfzı, şifası, afiyeti, sevgisi ve rızası her daim üzerinize olsun. Tanıdık tanımadık herkese vermek için de selam hep üzerinizde olsun!

Sözün en güzel eseri selam. Vesselam...
Osman YAZICI