kalp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2019 Çarşamba

AŞK ÇAY

aşk, çay, kalp, fincan, açık çay, demli çay, cemal süreya, güzel sözler, özlü sözler, şiir, şair, anlamlı sözler
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer tarafından beni göremezmiş, öyle derdi.
(Cemal Süreya)

17 Aralık 2018 Pazartesi

YÜREKTEN SEVENLER

aşk, sevgi, kara sevda, kalp, katı kalp, katı yürek, yürek, mesafeler, şükrü aygün, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, cam kırıkları, can kırıkları, hayal kırıklıkları, sevda yükü, aşk kokusu, aşk acısı,
Yakınımda olup sevgisini hiç hissetmediğim kişiler var birde uzaklarda olup her durumda sevgisini hissettirenler var. Demek ki neymiş yürekten sevenler için mesafelerin önemi yokmuş.
(Şükrü Aygün)

9 Kasım 2018 Cuma

SEVGİNİ GÖSTER...

yakın, uzak, aşk, kız, kadın, sevgi, gönül işleri, ruh ikizi, imtihan, dua, sevgili, aşık, kara sevda, kalp, kırık kalp, şükrü aygün, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler
"Yakınımda olup sevgisini hiç hissetmediğim kişiler var birde uzaklarda olup sevgisini deli gibi hissettiren ama sabretmek zorunda olanlar var. Ne diyeyim imtihan, Rabbim herkesin yardımcısı olsun." (Şükrü Aygün)

6 Ekim 2018 Cumartesi

AŞK

kalp, ayrılık, sevgi, demir yolu, tren, aşk, kız, düşüncelik kız, üzgün kız, diamon eros, eros, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler

"Birinin kalbinde değilseniz, yanında olmanız hiç bir şey ifade etmez. Kalbindeyseniz de ayrı olmanızın hiç önemi yoktur."
(Diamon Eros)

16 Nisan 2018 Pazartesi

KALP KIRMA

neşet ertaş, saz ustası, ozan, sanatçı, sanat müziği, mikrofon, saz, türkü, kalp, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler
Can yakıpta kalp kırma ey insanoğlu.
Senin de gülbenzin solacak bir gün.
Her canlının kalbi Allah'a bağlı.
Herkes ettiğini bulacak bir gün!...
(Neşet Ertaş) 

15 Kasım 2017 Çarşamba

EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ

kalp, mavi gökyüzü, engili bird, bird, kuş, kuşlar, özlü sözler, aşk sözleri, güzel sözler


EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ

Sensiz geçen günlerimin kazası yok sevgilim.

Ben sadece sevmeyi biliyorum, unutmayı öğrenemedim.

Yanıma gelmediğinde rüyalarıma beklerim.

Seni ben canımın içinde sakladım. Kalbimin ta derinliklerinde…

Yanlış olduğunu bile bile yürüdüğüm yolsun sen.

Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.

Sen mi? Alırım bir ömür.

Bana yüzünü dönme gece oluyor sanıyorum.

Seni hep seveceğim geçelim bunu.

Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.

Yalansan yalanı severim elimde değil.

Ama ben uyuyamadığım geceleri sana helal etmiyorum.

Çünkü her bir zerrem aşık her bir zerrene.

Derdimin dermanı sensin. Bana bir duanın amini gerek.

Senin gülüşün ilkbaharda daha renkliydi.

Gittin… Ve solumda kaldın ve soluğumda ve sonumda…

Telaşımı hoş gör, ıslandığım ilk yağmursun.

Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.

Gülümse biraz ilaç alacak param yok çünkü.

Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?

Yemin ederim intiharsın sen seve seve edilen.

Öyle biri var ilk görüşte değil her görüşte aşık oluyorum.

Kendime gelemiyorum, sana gelsem olur mu?

Aşk tüm dünya insanları içinde sana tanıdığım ayrıcalıktır.

Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder.

Sen aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin.

Ve aşk senin tenezzül bile etmediğin gözlerimde kaldı.

Gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyordu, nasıl sevmezdim?

Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana…

Ona bakmaya kıyamamak mı, yoksa bakıp da doyamamak mı aşk.

Başka havalar getir bana içinde biraz bahar olsun biraz sen.

Sen benim gökyüzüne gönderdiğim duamın yeryüzündeki cevabısın.

Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor. Özdemir Asaf

Aklımda işin yok! Durup durup aklıma gelme… Yanıma gel, mevzu kalbimde!

Sevdim. Çünkü bir tek ona sarılınca yuva gibi kokuyordu içim.

O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.

Sen hep gülümse ki yüreğinin güzelliği gülüşlerinde canlansın…

Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor. Biz buna “gün” demeyelim.

Canımın içi, sen hangi şiirden kaçıp geldin yüreğimin orta yerine?

Eğer adına eşlik edecekse soyadım, Allah için ahirete kadar senindir sol yanım.

Esrar gibi yeşil olmasa da gözleri… Her bakışı sarhoş ediyor beni.

Sen güldün ben bir yudum daha içtim çaydan. Yoksa nasıl açıklardım, içimdeki sıcaklığı.

Kendimi görebileceğim en güzel ayna bana aşkla bakan gözlerindir.

Sen benim yıldız kayarken tuttuğum dilek değil ezan okunurken ettiğim duamsın.

Sen benim görmek için, bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.

Bütün şairler sana mı aşıktı ki her okuduğum şiirde, dinlediğim ezgide sen vardın.

Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.

Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem…

O kadar güzel gülüyor ki tamam diyorum bu kadar yaşadığım yeter.

Sonunda aşk acısı olsa da sev, çok sev. Usul usul gir yüreğime, kalbim bağrım çatlasın!

Aşk, yer yerinden oynasa da; yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.

Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem, ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.

Seni yüreğime düşüren yerçekimi etkisini hiç kaybetmesin istiyorum.

Sen benim hiç bıkmadan saatlerce seyre daldığım, tövbe tutmayan en tutkulu sevdamsın.

Ve beni birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi.

Dışarıya yağmur, yüreğime hasret, fikrime sen. Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen.

Yeter ki diline dolanayım; istersen bir küfür, istersen bir şarkı olayım.

İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.

Ad koyunca büyüsü bozulur diye, isimsiz, izinsiz, içimden seviyorum seni.

Git diyorsun da, olmuyor işte git demekle. Ben de sana sev diyorum mesela. Sevebiliyor musun?

Bazen aşk iki lafı bir araya getirememektir. Seni dersin… Tükenir nefesin.

Çok solcu gördüm ben bu hayatta ama kimse senin gibi kalıcı devrim yapmadı “SOL” yanımda.

Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yine tanış yine seveyim.

Yine gece yine hüzün ve yine içimde sen… Ve yine biliyor musun? İçimde sen olunca hüzün de güzel.

Ey canımın sahibi Yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var. Mevlana

Kalemi icat edene saygım sonsuz, ama senin sıcacık yüreğin olmasaydı bu kalem kâğıda dokunamazdı.

Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun… Elif Şafak

Öyle uzaktan seyretme adına hayran olduğum yar. Buyur gel ömrüme, ömrüm, ömrün olsun. Mevlana

Sana en muhtaç olduğum şu anda gel. Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel. Ümit Yaşar Oğuzcan

Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtıdır.

Acılarımı bile tatlandırıyor aşkın. Yıkıma terkedilmiş kalemin bütün hücrelerine sürülmüş iksir gibisin.

Kaybetmekten asla korkmadığım son sınavıma yüreğinin dersliğinde giriyorum. Öğrenci benim, öğretmen sensin.

Sana yerine getiremeyeceğim sözler veremem, fakat istersen hiç kullanılmamış tertemiz bir kalp verebilirim.

Okyanusla, gökyüzü gibiydik biz seninle. İkimizde maviydik, birlikte gibiydik. Aslında hiç birleşmemiştik…

Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın; ya siyahi, ya beyazı seçeceksin.

Bir kelimeye milyonlarca anlam yüklediğim felsefemsin. Sen olmadığın zaman anlamsız kalırım, gereksiz olurum.

Seninle her şeye varım ben, sen benim uğurlu yolumsun. Yıldızlara yürürüm senle, sen iste canım senin olsun.

İkimizin hayali de aynıysa ortak bir yerde buluşmanın zamanı gelmiş demektir. Mesela sen ve ben aynı hayatta?

Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; Bense hep arkandan ağladım.

Şimdi o kadar zor ki geri dönmek, seni unutup başkasını sevmek ama bir şeyi anladım çok zormuş sevilmeden sevmek.

Fizikte bir teoriye göre bazı sesler kalp atışınızın hızlanmasına neden olabilir. Benim için bu ses senin sesin.

Belki de konuşuyordur gözlerin. Ama ben gözce bilmiyorum ki. Sessizce biliyorum, usulca biliyorum, masumca biliyorum.

Evet ağlamaklı oluyorum demdir bu. Hani kurşun sıksan geçmez geceden. Ve zehir zıkkım cigaram. Gel artık.

Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; Ten’e değil, kalbe dokunacaksın.

Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatmayacak.

Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki “kim o” de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim. Mevlana

Aşk bazen o elini ilk tuttuğundaki sıcaklık, gözlerine ilk baktığındaki o ışık ve tenine ilk yaklaştığındaki o tutkudur.

Ağzımın tadı yoksa hasta gibiysem, boğazıma düğümleniyorsa lokmalar, buluttan nem kapıyorsam, inan hep güzel gözlerinin hasretindendir.

O kadar yakınsın ki seni ben sandım, sana o kadar yakınım ki beni sen sandım. Sen mi benim ben mi sensin şaşırdım kaldım… Mevlana

Sana hasret yaşadığım her bir saniyenin değerini bilirim. Çünkü sana kavuştuğumda çektiğim hasreti kutsal yapan geçmişin izleri olacaktır.

Aşk, koskoca dünya nüfusunu bir anda sadece iki kişiye düşürmeye yarar. Nüfus sayımına gerek yoktur; çünkü aşk hiçbir zaman yerinde saymaz.

Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim…

Birinin gözlerine bakmak, onun rüyalarına girmeyi göze almak demektir. Sevmeye kabiliyetin yoksa o gözlere pekguzelsozler.com bakmayacaksın.

Canımı kapına, yüreğimi ellerine, ruhumu bedenine, uykumu yatağına, öpücüklerimi dudağına göndereceğim! Ve yemin ederim seni ölünceye kadar seveceğim!

Adını gökyüzüne yazdım her sabah sende doğsun diye, yüreğini yüreğime yazdım canın yandığında benimle yansın diye, adını canım koydum sen öldüğünde bende öleyim diye.

Seni özlemek, üşümek gibidir soğuk bir akşamüstü, yağmurun altında yürümek gibi sırılsıklam, titreye titreye. Sıcak bir yer bulup sığınmak istersin ya hani, öyle ihtiyacım var işte, yüreğine sığınıp, nefesinde ısınmaya.

Dur ve dinle! Duyduğun her ayak sesi benim olabilir. Çalan her zilde benim parmağım kalmıştır. Perdeleri ardına kadar kapatma belki karşı binanın çatısında sana el sallayan ben olabilirim.

Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerden şarap olmuşuz, başka hayatlarda harap olmuşuz. Biz seninle bir denizin iki aşık balığı iken, başka sularda yüzüp durmuşuz, başka kıyılara vurmuşuz.

Hasretim sana yar, seni sevmem bir kızılcık çiçeğinin baharına dönmesi gibidir. Senin bakışların ömrümü uzatan bir iksir… Ve ben sevgili, şimdiye kadar hiç kimsede hissetmediğim duyguları seninle yaşıyorum.

Yağmurlu bir günde koşar sana gelirsem ıslak saçlarımı düzelt, başımı omuzuna yasla, ansızın dudaklarımı dudaklarıma değdir. Masum bir çocuk gibi konuşursam anla ki sana muhtacım; ver elini elime yalanda olsa bir kez seni seviyorum de…

1 Kasım 2017 Çarşamba

HZ. MEVLANA AŞK SÖZLERİ

aşk sözleri, kalp, kırmızı kalp, kalp zemin, aşk,

HZ. MEVLANA AŞK SÖZLERİ

Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.

Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.

Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla…

Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.


Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de…

Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.

Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.

Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.

Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?

Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.

Ömründen nasibin, kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir.

Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin. Sevdim işte. Ötesi de yok gerisi de.

Güzeli güzel yapan ‘edep’tir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.

Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir.

Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.

Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.


Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Sustum artık gönül hakkında bir şey söylemeyeceğim. Çünkü gönlün vasıflarını saysam, aklın almaz, gönül senin düşüncene sığmaz.

Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?

Ey sevgili. Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana.

Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Ey sevgili, ilacım da sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin. Çaresiz gönlüm de, senden başka ne varsa hepsi yok oldu. Beni kimsesiz bırakma! Gel!

Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.

Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…

Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.

Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.

Bir muammadır “AŞK”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır “AŞK”.

Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.

Âah” kelimesinde, üst üste iki “a” harfi mevcuttur. Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.”h” harfi de yine aynı hesaba göre beş rakamını gösterir o halde;”aah” = yedi yapar ki, âşıkların derinden çektikleri “aah” gönlün yedi kat semasından gelmektedir. İşte bu yüzdendir yakıcılığı.

Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur, sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.

Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı…

15 Ekim 2017 Pazar

16 Haziran 2017 Cuma

AŞK...

aşk, kalp, sevgi, namaz, zemin, duvar
AŞK...

Leylâ’nın aşkıyla çöllere düşmüş olan Mecnun, farkında olmadan namaz kılmakta olan bir kimsenin önünden geçer. Namaz kılmakta olan kimse selâm verip namazdan çıktıktan sonra hiddetle seslenir:

“– Namaz kılanın önünden geçilmez, bilmez misin?!”

Mecnun, o kimseye şu mukâbelede bulunur:

“– Ben, Leylâ’nın aşkından seni göremedim ki! Asıl sen, huzurunda namaz kıldığın Allâh’ın aşkından beni nasıl görebildin?!” 

(Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından-2, Erkam Yay.)

18 Nisan 2017 Salı

20 Aralık 2016 Salı

DİL ve YÜREK...

kalp, yürek, dil, ikon, el, yüz, kafa, göz, kaş,
DİL ve YÜREK...
Birgün Dâvûd (as), Lokmân Hakîm’den bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça getirmesini istedi. Lokmân Hakîm de ona, kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Dâvûd (as), bu defâ hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini talep etti. Lokmân Hakîm, yine koyunun dil ve yüreğini getirdi. Hz. Dâvûd (as), ona bunun sebebini sorunca da şöyle dedi:“–Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, bunlardan daha kötüsü olmaz!..” 
(Kaynak: Zemahşerî, Keşşâf, V, 18)