OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2022 Çarşamba

ANA KUCAĞI HAYATIN BABA KÖŞE BUCAĞI

OSMAN YAZICI,ana kucağı hayatın, baba köşe bucağı,önsöz,firen,gaz,ana sütü,ana tema,ana okulu,ana dili,yufka yürek,mangal yürek,orjinal içerik,cennet,
ANA KUCAĞI HAYATIN BABA KÖŞE BUCAĞI
Anne, hayatın yufka yüreği. Baba, mangal yüreği. Bu yüzdendir ki yavru hep ana kuzusu; babanın aslanı, tosunu. Anne, hayatın kalbi ve duygusu. Baba, aklı ve mantığı. Anne, hayatın en sevgilisi. Baba, en saygıdeğeri. Anne, 'yorulmasın' diye hayatın asansörü. Baba, 'güçlensin,' diye merdiveni. Anne, hayatın temeli. Baba, çatısı. Anne, hayatın önsözü. Baba, sonsözü. Anne, hayatın fireni. Baba, tam gazı.

Ana dili hayatin. Baba, şivesi. Ana kucağı hayatın. Baba, köşe bucağı. Anne, hayatın sıcakkanlısı. Baba, soğukkanlısı. Ana sütü hayatın. Baba, ek gıdası. Anne, hayatın bekleyeni. Baba, uğurlayanı. Ana teması hayatın. Baba, şeması. Anne, hayatın yazarı. Baba resimleyeni. Anne, mahremiyeti hayatın. Baba,dobrası.

Ana okulu hayatın, baba mesleği. Anne, meleği hayatın. Baba, kahramanı. Anne, tebessümü hayatın. Baba ciddiyeti. Anne, affı hayatın. Baba korkusu. Ana, kökleri hayatın. Baba, gökleri. Anne, ayağında sallayanı hayatın. Baba, havalara uçuranı. Anne, tedbiri hayatın. Baba, tevekkülü. Anne, ruhu hayatın. Baba, bedeni. Ana sermayesi hayatın. Baba, kârı. Ana yasası hayatın. Baba, yönetmeliği. Ana vatanı hayatın. Baba diyarı…

Ana, hayatın a-yanı. Baba be-yanı. Ana baba,
hayatın ayan beyanı. En âyanı. (âyan: seçkinler, ileri gelenler) En takdire şayanı. Ana baba hayatın duayeni. Ana baba varsa evlada yapılan dua hep taze, hep yeni.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin buyurduğu üzere cennet anaların ayakları altında, baba ise cennetin orta direği. Bu yüzden kendini cennette görmek isteyen anne babasına iyi BAKSIN!
Osman YAZICI
 

GÜNÜN AYETİ

ilk emir,ilk vahiy,oku,hilal,elif,ikram,takdir,aferin,kafi,münker,nekir,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,

Bir Hilal'lik 'yay'ın bir Elif'lik 'OKU!'nla
Vur alın yazımıza İKRA'M İKRA'M vurgunu
'Takdir'inden bir 'Âferîn' kâfi notumuza, notamıza
O demediyse KUL
OKUL, O KUL hep kitap yüklü eş-şek yorgunu
99 adına eklemişiz
En sevdiği O KULUNUN hatırını
Çek gayrı Münker Nekir imtihan dünyamızdan
Yüz puanlık sorgunu
Osman YAZICI


 

27 Eylül 2022 Salı

HANGİ ZEKÂNIN SÖZÜYÜZ?

OSMAN YAZICI,tarım ve insan fotoğraf yarışması,orjinal içerik,hangi zekanın sözüyüz,zeka,zekan,az öz konuşmak,eliifba,Hz. Muhammed,laklak,leylek,bizi leylekler getirdi,

HANGİ ZEKÂNIN SÖZÜYÜZ?

"Zekâ”nın sözleri edeptir, ‘edebi’dir, ebedidir, hikmettir. Şiir gibidir, dört dörtlük konuşur. Dolu doludur sözleri, a’dan z’ye her şeyi anlatacak kadar “az” konuşur. Gönül dilinden alıntı cümlelerinde “öz” konuşur. Akl-ı selimdir kaynağı, en üst perdeden, en yüce kattan konuşur. Susunca da öyle bir ‘eser’ ki kamusun (kamus: a-sözlük b-okyanus) yelkenlerini doldurur. O denli güzel, tatlı, doyumsuz bir muhabbettir ki “ağzından bal damlıyor” dedirtir.

“Zekan”ın (zekan: çene) sözleri ise boştur. Bin tanedir ama bir tane etmez. Sırf çenedir. Hesapsız ve kitapsız çok konuşur. Hatta hiç susmaz. Düşüktür çenesi hep alt tabakadan konuşur. Dil yarasıdır sadece eseri zira beden dilinden konuşur. Tekrar eder durur hep nakarattan konuşur: "Ai ai..." Anırtı gibidir. Doyurmaz hiçbir kulak misafirini. Sadece ‘laf salatası’ yedirtir.

Az-öz konuşmak ve dahi susmak zekânın zekâtıdır. Zekânın zenginliğine ve feyzine işaret eder. Zekât nasıl malı temizler, artırırsa sükût ve öz konuşmak da sözü eksiltmez bilakis temizler ve etkili kılar.

Zekânın zekâtı; açıktan meskût (söylenmemiş) ile, gizlice ise sükût ile verilir. Yani zekânın zekatı ne ‘nukut’ (paralar) ve ‘nutuk’ (söz, konuşma) ile değil sükût ile verilir. Zira atalarımızın dediği gibi söz gümüşse sükût altındır.

İnsanın konuşması harflerle, alfabeyle, elifbayla olur.
Alfabe/Elifba = A+B yada ELİF+BE.
Yani AB. (Ab: Farsça su)

Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi vesellem) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun” hadisini düstur edinenler ya “AB”ın hakkını verdiler ya da “susuverdiler.”

LAKLAK (Laklak: a-Leylek b-Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik) ehlini görünce ise haydi gel de “Bizi leylekler getirdi”ye inanma!

Ah laklak!.. Ahlak?!...
Osman YAZICI

GÖZ HAKKI

ayçiçeği, göz hakkı, günaşık, güneş, hak, orjinal içerik, OSMAN YAZICI, tarım ve insan fotoğraf yarışması, yağ üretimi


GÖZ HAKKI

Seni görmüşlüğümün 'görmemişliği'dir hep
Parlayan ışıl ışıl ke(n)di gözlerimle
Kendinden başkasını görmeyen gecenin
Kurum kurum yüzüne attığım pençe
Kirpik kirpik kara 'çalı'mın serisiyle
Bir bir çürüttüğüm ışık hızının 'tez'leri
Güneşin çekildiği
Fil dişi kulelere uzattığım pense...

Seni görmüşlüğümün görmemişliğidir hep
Güne bakan ay çiçeği gözlerimle
Gece gündüzü çekirdeğinden çifte kavuruşum
Kabuk bağlamış karamsarlık yeniğinden
Çerçeve çerçeve 'çit'lediğim güneş
Akrebe atılmış umut ışığımla
Ezelden ebede dem vurup
Rûzgârı 'yel'kovanda saçıp savuruşum...

Seni görmüşlüğümün görmemişliğidir hep
Gözlerimi devirişimdeki
Firavunun hayallerini suya düşüren
Şeytanı secdeye zorlayan kibir
Yücelik adından gen işleyen her 'evre'nin
Toprağını yutan kabir
Gayrı birtek gözümdeki tanrı misafirim
Gözümden daha kebir...

Gördüm seni
Bağıştaki, lütuftaki, ihsandaki
Bol keseni
Senden başkasını görmezdi ki zaten
Aşığın gözü
Ey aşkın yol keseni!
Birtek gözümü alamadım “bak kal!”ından
Seninle ağzına kadar doluyken göz, gönül
Nasıl anlatsın his seni
Her iyilikte, güzellikte, izzette, yücelikte…
Gördüm haseni
Ha seni…

Gördüm seni
Her göresim geldiğinde
Ey nazarımın ar kası
Ama hiç bakamadım yüzüne
Kimi edepten
Kimi gözümden dahi kıskandığımdan
En çok da
Yüzüne bakacak yüzüm olmayışından
Ben görmedim bir tek
Senin gibisini
Haydi göz! Hakkını ver
Bi daha bi daha bi daha…
Göz 'HAK'kımı ver
Göreyim seni…

Osman YAZICI

26 Eylül 2022 Pazartesi

YAĞMUR KURUSU

YAĞMUR KURUSU,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,sağanak,hava durumu,goca,yağmur,yağmur damlası,


 YAĞMUR KURUSU

Sağanak sağanak taşa tutarım
Gönül pencereni
Bilirim, her umuda çalana açılmaz
Goncandaki sır'ca
Sırça sırça
Razıyım ölmeye ey sevdanın ilk göz ağrısı
Bari 'sela'mı vermek için
Encama çıksan...
Yağmur kurusuyum
Bak yapışık kaldım peteğine
Ne dönebilirim gayrı geldiğim çiçeğe
Ne de varabilirim ballar balı menziline
Kaç tufanlık sevinç, sevda, nedamet
Kaç çaylık dem
Kaç hatırlık kahve
Boşaltırım kovana
Dolu dolu gözlerimi
Ah! Göğüs 'kafe'sinin boşluğuyla sıksan...
Müebbet yedirsen
Hücre hücre gönlünün kafesine tıksan...
Osman YAZICI 

İNSANIMIZIN “HAVA” ARACI (İHA)

iha,siha,ilim,zalim,alim,türk milleti,türk askeri,ebabil,zümrüdü anka,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,
İNSANIMIZIN “HAVA” ARACI (İHA)

İlimden 'i-yi' aldılar önce. Milletimizin bahtına hep iyi günleri getirmek, dünyanın tahtına iyiliği geçirmek için yola çıktılar. “Yerli yerinde” atılan adımlarla göklerin ufkuna ‘çıkar’ oldular.

Hayallerin en ‘ha’sına kuruluydu saatleri. Zalimin kabusu olurken rüyaları, mazlumun hatırında hep hayra yoruldular.

Sonra azmin “a!”sına açık bıraktılar hayret ve hayranlığın yol ağzını. “Teker teker” geçtiler engelleri köklerinden aldıkları güçle. Batılın bayrağını paspas etmek için semavi göndere kanatlandılar.

Önce İHA oldular. Sonra savaşın değil sulhun silahını kuşanıp selamın, sevginin en öz-gür 'se’sini eklediler meydan okuyuşların diline. SİHA oldular. Hakkın, haklının, hakka'niyet'in kulaklarını çınlattılar.

‘İnsansız hava aracı’ydı önceki isimleri. Kabarttılar sevginin, merhametin “Ana dolu” göğsünü. Çok geçmeden kıvancın, gururun hava sahasında “İnsanımızın ‘Hava’ Aracı” oldular.

Haydi İHA-SİHA!

Uç yeniden en uç-üç noktalara… Ay yıldızdan getirdiğin umut ışığıyla dağıt kara bulutları.
Kuş misali kanatlan en “uç ak”lara… “Kuşluk” vaktinin serinliğini, aydınlığını getir zulmetin ateşiyle kavrulmuş gönüllere…
Bir güvercin gibi yuvanı kur yeniden Sevr önüne... Koru ardında saklı olan Yâr-i Gar’in davasını.
Ebabil ol... Taşa tut Hacer Hacer örülmüş Kâbeyi yıkmaya can atan ebreheleri.
Zümrüd-ü Anka gibi taşı zaferleri kaftan kafa.
Miraç ol Burak gibi.. Allah’tan başkasının önünde eğilmeyen yiğitlerin secdelerine.
Haydi tekrar tekrar uçur bizi sevinçten havalara.
Bütün dünya dönüp dönüp izlesin sema gösterini.
Bİ DAHA… Bİ DAHA…
Osman YAZICI

 

AYNI ALFABENİN 29 HARFİYİZ

fatih sultan mehmed,istanbul,29 mayıs,istanbulun fethi,fetih,OSMAN YAZICI,1453,cumhuriyet,Hz. Muhammed,ekrad,etrak,nurun ala nur,sevr,bereket,tarım ve insan fotoğraf yarışması,


AYNI ALFABENİN 29 HARFİYİZ

Milletimizin şahlanışının tarihi, İstanbul’un fethi olan 29 Mayıs 1453’tür. 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ise; sembolü çift başlı kartal olan Selçuklu’dan itibaren Müslüman Türk’ün kutlu yürüyüşünün ‘bitti’ denilen yerden Anka-ra kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşudur.

Fetih de bizim, Cumhuriyet de bizim. İkisinin arasında kalmadan İKİSİNİN ARASINDA KALALIM. Nasıl mı?

622 RUHUYLA...

Şöyle ki; 29 Mayıs 1453 ile 29 Ekim 1923 arasındaki gün ve yıl farkının toplamı 622’dir. (1923-1453=470 yıl) + (29 Ekim–29 Mayıs = 152 gün) = 622.

NEDİR 622?

622: Efendimiz Hz. Muhammed Sallalahu Aleyhi Vesellem’in Mekke’den Medine’ye hicretidir. İslam Devleti ve Medeniyetinin Medine’den tüm dünyaya kök salışı, nizam verişidir. İslam birliğinin, müslüman kardeşliğinin tesisidir. Ensar ile muhacir kardeşliğidir.

622: “Türkler” anlamına gelen “Etrak” kelimesinin ebced değeridir. Yani Türk birliği, Turan birliğidir.

622: Türk-Kürt kardeşliğidir. Zira “Kürtler” anlamına gelen “Ekrad” kelimesinin ebced değeri olan 226, tersten 622 olarak okunur.

Yani 622: Kardeşliğimizin, birliğimizin “NURUN ALA NUR”udur. (Cenab-ı Hakk kendisini Nur Suresi’nde “Nurun Ala Nur” yani “Nur Üstüne Nur” diye tarif eder ki bunun ebced değeri 622’dir.)

622 ruhunun kelime karşılığı ise “SEVR”dir. İçinde Efendimiz (sas) ve Hz. Ebu Bekir’i saklayan mağaranın adıdır Sevr. Bizi paramparça etmeye çalışan anlaşmanın adı da unutmayalım ki Sevr idi.

O zaman;

29 Mayıs – 29 Ekim… Biz aynı alfabenin 29 harfiyiz. Sürekli yanyana olursak ‘cümle’ bizimdir. Ve Sevr’in dibine kadar da gelse de düşman, Efendimiz’in (sas) diliyle “Korkma! Allah bizimledir!”

Ayrılır da ihtilafa düşersek işte o zaman “tek tek harflerle” kaderimize Sevr anlaşmasını yazarlar.

Yani YA SEVR, YA SEVR…

Allah cc, Ümmet-i Muhammed’in ve Aziz Milletimizin birliğine, istiklaline, istikbaline, huzuruna, zaferine Bin BEREKET versin. (Bereket kelimesinin de ebced değeri 622’dir) 622 ruhunu yeniden bize MİLAT kılsın. “Mehmet”ten “Mehmetcik”e mazlumların, gariplerin ve Hakk'ın ve hakikatin gönlünde nice fetihler nasip eylesin.
Osman YAZICI
 

25 Eylül 2022 Pazar

BİR SELAMLIK GÖNÜL ALIŞVERİŞİDİR HAYAT 'BOYUN'A BORÇ BOYUNA HAYRAT

bir selamlık gönül alışverişidir hayat,OSMAN YAZICI,fok balığı,deniz,borç,hayrat,selam,sevgi,orjinal içerik,darusselam,cennet,selamet yurdu,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

BİR SELAMLIK GÖNÜL ALIŞVERİŞİDİR HAYAT
'BOYUN'A BORÇ BOYUNA HAYRAT


Selam, sevginin ve dostluğun değişmez tek parolasıdır. Gönül kapıları her daim selamla çalınır. Kavgaya gelenlerin dili dönmez selama. Buyur edilir hep selamla kelam, söz kâle alınır. Hısımın selamı varınca hışıma ve hasıma. Artık düşman bile yâr olasıdır.

Selam dilin dilberidir. Gideni dönderir, geri baktırır. "Gel beri!"dir. Daha eller, sineler ve yanaklar birleşmeden selamla sarılır sözler: "Esselamu aleyküm! Ve aleyküm selam!..." Kelimeler aynı diller aynı. Selam sözün ezberidir. Esma-ül Hüsna’dandır çünkü kir tutmaz, kin tutmaz. Bu yüzden ezelden beridir tüm kusurlardan beridir.

Selam, insanın en güzel hediyesidir. Yükte hafif pahada ağırdır. Ebedidir hep: "Sağ olsun getiren gönderen." Kabulün mukabelesidir. "Selamımı söyle" ile tatlıya bağlanır müşkülat. Selamdan sonra insanın ağzına ilk gelen "he!" diyesidir.

Selam, kelamdan öncedir. Dostluk, demini selamda bulur. İmandır, İslamdır. Güvenlik, emini selamda bulur. Selam yücedir. Aşkın olan ne varsa zemini selamda bulur. Selamla doyurulur tanrı misafirleri. Darusselam duası (Darusselam: Selamet yurdu, cennet) "amin!"i selamda bulur.

Ön sözdür selam. İnsanlığın özetinden söz vermektir. Son sözdür selam: "Selam söyle! Git selametle!" Selam, bir merhabadan nice nice "hayırlı sabahları-günleri-geceleri" dermektir.

Dostlar! El Selam olan Allah Azze Celle'nin selamı, rahmeti, bereketi, hıfzı, şifası, afiyeti, sevgisi ve rızası her daim üzerinize olsun. Tanıdık tanımadık herkese vermek için de selam hep üzerinizde olsun!

Sözün en güzel eseri selam. Vesselam...
Osman YAZICI
 

TOHUM BİTERSE...

OSMAN YAZICI,tohum, tohum biterse,kuraklık,organik tarım,bilinçli tarım,filiz,çiçek,ekili alanlar,Rezzak,DNA,ya tohum ya yokum,orjinal içerik,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

TOHUM BİTERSE...
Tohum biterse... Filizler kalem olur. Yapraklar kağıt. “Kök” halini topraktan alır kelimeler, uzatır “ek”ini göklere. Çiçek cümbüşüyle renk gelir talihin terkibine. İnsan, bir harflik tohumla ambarını “cümle”nin meyveleriyle doldurur.

Tohum hayatın alfabesi, abc’sidir. Çiçek güzelliğinin hayretten açık bıraktığı ağızların “a!”sıdır. Göz-gönül-karnını doyuran “be”sini yine bir harflik tohumda bulur insan. “Yok!”un “yok”luğu, varlığın “he!ce”sidir tohum. Halık-ı Rezzak’ın hayatın bahtına “baharı 'yazı'vermek” için görevlendirdiği ihsan ve ikramın sırrıdır tohum. İnsanın “bir tanesi” hayatın “bin bereketi”dir.

Tohumun toprağa 'düşü'vermesiyle hayallerine kavuşur hayat. Çiçek çiçek 'gülü'verir yüzü. Köklerin en derin uykusunda göklerin “rüya gibi”sine filizlenir umutları. Tohumun yeşil ışığı(yla) geçmiştir bugüne. Gövde gösterisine şahitken an, yapraklarıyla hep yeni bir sayfa açar geleceğe.

İnsanın huzurla ‘temas’ı, sevincin ana ‘teması’dır tohum. Destansı bir hayatın hayallerine 'konu'verince tohum, bir ayağı yerde bir ayağı göktedir insanın. Gayrı “yerli yerinde”dir “havasını bulan” herşey…

Tohumla sağda sıfırdır insan. Tohum şekil olarak en çok sıfıra (0) benzer. Tohum; toprak, su, güneş, hava ve insanla kurduğu birliktelikle önce filizlenir 0’ken 1 olur. Sonra dallanır, budaklanır, yaprağa dönüşür, çiçek açar, meyve verir. Öyle çok manalar ihtiva eder ki gayrı özeti sağdaki sıfırdır. 10 olur. Verimin yüzü (100) olur. 1.000 bereket olur.

0 içindeki 1’dir tohum. Aynı bilgisayarların açılış-kapanış düğmesi gibi. Çünkü hayatın kodları, verileri, DNA’sı o bilgisayarda saklıdır. 01.

“Nasıl olur böyle küçük bir cüssede böyle büyük bir güç?” demeyin! Tohum; Yaradan’ın “ol” emridir. O, “Ol!” derse o da olur bu da olur…

Tohum biterse (tükenirse)... Hayatın kalemi kırılır, defteri dürülür. Yaprak dökümünden hüküm giyer mevsim. Cennet nimetleri “yasak meyve” kılınır Âdemoğluna. Ocağı tütmez artık hayatın. Tohumun yokluğuna yanar da yanar… Tohumun yeşermediği kuyularda artık sürgün veren sadece mezar taşlarıdır.
Tohumun bitişinde iki lafı bir araya getirir insan:
Ya TOKUM…
Ya YOKUM…
OSMAN YAZICI 
 

HEPİMİZ BEŞ-ERİZ ÖLÜMSÜZLÜĞE CAN ATAN

OSMAN YAZICI,şehit,türk askeri,murdar,çürük elma,kızıl elma,elmas,Baki,Bakara suresi 154,tarım ve insan fotoğraf yarışması,sabrı cemil,minare,operasyon,orjinal içerik,
HEPİMİZ BEŞ-ERİZ
ÖLÜMSÜZLÜĞE CAN ATAN
Yüce Yaradan, kullarına olan sevgisinden dolayı bizlere hep en güzelini, temizini rızık kılmış yani hep “sevdiğinden” vermiştir. Murdar olanı yasaklaması da yine bizi “sevdiğinden”dir. Bu yüzden insan da, Yaradan’ın hatırına hep “sevdiğinden” vermeli, “severek” vermeli, verdiği de alanın beğenip “sevdiğinden” olmalıdır. Dolayısıyla çöpe atacağı çürük “elma”sından vermek her kişinin kârıdır. Can gibi en büyük kıymetinden yani “elmas”ından vermek ise altın gibi, pırlanta gibi bir kalbe sahip olan er kişinin kârıdır.
Yani ŞEHİT...
Şehitler, Allah Azze ve Celle’nin kendisine hibe ettiği canı, asıl sahibine hiç gözünü kırpmadan “can’ı gönülden” verdiler. Bâki olan Mevla da onların bu hediyesine sonsuz cömertliğiyle karşılık verdi ve “en sevdiğinden verenin” “can’ı gönülden verenin” canını almadı. Bilakis “Bâki Canından” pay bağışladı. (Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Doğrusu onlar diridirler; lâkin siz farkına varmazsınız. Bakara Suresi 154. Ayet)
Peygamber Ocağı’ndan vatan toprağının koynuna düşen o koç yiğitlere, o kınalı kuzulara “öldü” diyenlere Hz. Ömer’in kılıcını çekip diyoruz ki: “Kim MUHAMMED’e (SAS) ve onun adını taşıyan MEHMETCİK’e öldü derse onun boynunu vururum.”

Mukaddes değerleri için can veren şehitlerimizi Cenab-ı Hakk, Efendimiz sallalahu aleyhi veselleme komşu eylesin. Ailelerine sabr-ı cemil ihsan eylesin. Canını, can kadar kıymetli ne varsa hepsini bu uğurda harcayan, harcamaya hazır olan “yaşayan şehit”lere de gökleri delen bir bayrak gönderi, bir minare boyu kadar şanlı, kutsal ve uzun ömür nasip eylesin.

Bu bayrağı indirmeye bu ezanı dindirmeye cüret edenler de bilsin ki:
Hepimiz ÖLÜMSÜZLÜĞE CAN ATAN BEŞ-ERİZ…
Bütün şehitlerimizin ruhları için El Fatiha…
Osman YAZICI

 

22 Eylül 2022 Perşembe

'BAL GİBİ'LİĞİ BULANLAR 'ARI DİL'İN ÇİÇEK AĞZINI ARAYANLARDIR

OSMAN YAZICI,bal gibiliği bulanlar,arı dilin çiçek ağzını arayanlar,bal,arıcılık,arı,agu,zehir,zehr,çiçek,kovan,hz. Muhammed,mümin,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

'BAL GİBİ'LİĞİ BULANLAR
'ARI DİL'İN ÇİÇEK AĞZINI ARAYANLARDIR

“Kem âlât (kötü aletler) ile kemâlat (mükemmellik) olmaz” demiş büyüklerimiz, bilirim.
O yüzden hep çiçeklerle bilinirim.
Zira “arı” derler benim adıma.
Adım-kaynağım arı olmazsa bal katılmaz tadıma.
Ağu (zehir) barındırmaz balım şifadır, kırar zehri.
Lakin üretirken kırmam hiçbir zehri. (zehr: çiçek) Aşılarım çiçekleri.
Bende saklıdır ey insan! Geleceğinin açık çekleri.
Yolum sevgidir, hizmettir.
Zaten düşmanlık ilk önce bana hezimettir.
Ama her 'kovan'a gitmem, nefrete gelemem. Ölürsem, benden sonra insan kaç gün yaşar, bilemem...
Dili (kalp) arı, ağzı (gıda) çiçek olanın eseri bal (pak, tatlı, şifalı, helal, sanat eseri) olur.
Baş arı = başarı…
Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellemin buyurduğu gibi: "Mümin bal arısına benzer. Temiz olan şeyleri yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve konduğu yeri ne kırar ne de incitir."
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı-tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması
 

SAYMAYA 'BİR'DEN BAŞLANIR

OSMAN YAZICI,saymaya birden başlanır,orjinal içerik,sayma cetveli,abaküs,çocuk,oyun,sıfır bir,tekbir,hz Adem,saadet,tarım ve insan fotoğraf yarışması,rakamlar,
SAYMAYA 'BİR'DEN BAŞLANIR

Saygı demek 'saymak' demektir. Saymaya “Bir”den başlanır.
Zira 1; 0 ile 2 arasında bulunur. Sıfır, hiçliği sembolize eder. İkiyse çift-benzer olmanın anlatımıdır. İki ve sonrasındaysa çokluk vardır.
Bu yüzden 1; sıfır kusuru ifade etmekle kalmaz, kemâlatta da eşi, benzeri, ortağı olmamayı yani TEKBİR yüceliği dile getirir.
Bu TEKBİR ile anlatılan ise sadece Cenab-ı Allah’tır.
Saymak, 1-9 arası rakamlarla yapılır.1+2+3+4+5+6+7+8+9= 45.
45 sayısı, Âdem'in ebcet değeridir. Bu şu anlama gelir: “Bir”den sonra saymaya en saygıdeğer olan Yaradanın halifesi insandır.
Yani saymaya “Bir”den başlayanı Tekbir Mevla da bütün kainata saydırır. Ve bütün âlemi onun emrine verir.
1 rakamının ebcet değerindeki karşılığı Elif'tir. Elif'in kelime manası ise ülfettir, sevgidir. Dolayısıyla saymaya Bir'den başlamak sevgiyle saygıyı aynı zeminde buluşturmaktır ki sonsuz saadet adımlarının sayımı ancak bu yolla olur.
Sayın insan!
Say ki sayılasın.
Saymaya TEKBİRden başlaki sonunda sen de Âdem’den, adamdan sayılasın…
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı - Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması