günah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ekim 2022 Perşembe

NİYE HEP TAKKE DÜŞÜNCE KEL GÖRÜNÜR?

NİYE HEP TAKKE DÜŞÜNCE KEL GÖRÜNÜR,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,takke,namaz takkesi,hac,umre,namaz,günah,sevap,emekli,EYT,zekat,oruç,kalime-i şehadet,ahir zaman,lafzı Cemil,dinlenme
NİYE HEP TAKKE DÜŞÜNCE KEL GÖRÜNÜR?

İslam'ın ilk şartı ihtiyarlığa şehadet getirerek hacca gitmektir. Niye mi?

Zira "Namaza ne zaman başlayacaksın? Günahları ne zaman terk edeceksin" diye sorduklarında "Daha genciz. Hele yaşlanalım. Emekli olalim. Hacca gidelim de ondan sonra" diye cevap veririz. Yani belimiz bükülmeyden rüku, gözümüz toprağa bakar hâle gelmeden secde bilmeyiz. Ağzımızda diş kalmadan oruç tutmaz, bedenimizde servetimizi harcayacak iş kalmadan zekât vermeyiz... Vesaire vesaire...

Yani saçlarımız gürken takke tutmaz kafamız. Bu yüzden olsa gerek, hep takke düşünce kel görünür. Bilmeyiz ki, müslümanlığı Kelime-i Şehadetle bir kere "ihtiyar edenin" (İhtiyar etmek: Arapca seçmek) İslam'ı ikinci kez "ihtiyar etmeye" hakkı yoktur. Zira Allah-u Teala Hazretleri "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et" buyurur.

Başa dönüp "böyle bi hac kabul olur mu? sorusuna
cevap vermek haddimize değil ama "olan ÖMRE oluyor" demekten de kendimizi alamıyoruz.

Sonra da çıkıp diyoruz ki bu ümmetin gözü niye hep YAŞLI... "DİNlenmeyi" emekli olduktan sonraki hayatın "dinlenme" çağına ertelediğimiz için de emeklemekten öteye geçemiyoruz hâliyle.

"AHİR ZAMAN MÜSLÜMANLIĞI" tam da bu olsa gerek. Efendim kimseyi kınamıyoruz. Sözümüz zaten nefsimize. Sadece hayatın üzerinde son "kul"lanma tarihinin yazmadığına dikkat çekmek istedik. Ya biz "kul"lanmadan hayatımızın kullanım tarihi sona ererse... Allah muhafaza...

Genç Farsça "hazine" demek. Ne mutlu! Hazinesini "İKİ ALTI"NIN* rızasıyla değişene. Arşın gölgesine geçene...

Gençlere hazine dediğimiz için ihtiyarlarımız alınmasın. Zira ihtiyar Arapça "seçkin" demektir. Ne mutlu!Tövbenin YAŞLI gözlerine... Yeniden Âdem adını seçene...
Osman YAZICI

*İKİ ALTI: Allah Lafz-i Celalinin ebcet değeri 66'dır. Yani 66 "İKİ ALTI"NIN ifadesidir.
 

3 Ekim 2022 Pazartesi

"YIL"MIŞIM

"YIL"MIŞIM,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,saat,zaman,sene,yıl,yılbaşı,hicri yılbaşı,dört mevsim,günah,sevap,hasene,tövbe,nefis,akrep,yelkovan

"YIL"MIŞIM

'Yıl'mışım
İklimine kanatlanamayıp
Dört mevsim ayrı havada olmaktan
Bir günah, bir gün ah!
Uzattıklarımın saçını başını yolmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nurunla onurlanamayıp
Kâh muma kâh köze üflenmekten
Şavkın şevkinde aklanıp
Garp garipliğinde küflenmekten
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nârınla yanamayıp
Ocak başında donmaktan
On iki aya bölüp menzili
Akrebi kendi bağrıma yonmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Varlığına sığınamayıp
Ahsen-i Takvim’i bir bir koparıp atmaktan
Bütün servetimi pazara çıkarıp
Yedi canlı günümü bir haftaya satmaktan
'Yıl'mışım

Ateş almaya geldin madem kara sevdadan
Haydi durma! Gözümden de su gibi akıp
Geç sene!
Yalnız lalemi ver gönül bahçeme
Kokuşmuşluğunu dilediğin çiçekten, soğandan
Seç sene!

Madem gül dürmeye geldin
Çağla gel, devir! Bir tebessümle dişini
Göster sene!
Yalnız şelalemi ver bana, o ki güldür güldür
Al kışla gel ocağıma, bir aralık kış kış gidişini
Göster sene!

Madem defter dürmeye geldin
Varlığın küme’sine, bari mezar da
Kazı versene!
İster kır kumdan kalemi, yazımı yaz suya
Elifsiz, mimsiz bu dal’a!
Erkeksen âdem yazı versene!

Ah sene!
Sağ omuzuma yükleyip yükünü
Götür beni
Ahsene!
Birlikte yazalım takvim takvim öykümüzü
Adı: Hasene…
Ha ben’e ha sen’e!
Ha sene!

Ey nefsime
Yenilen sene!
Bir tövbenin tekrarında
Yenilensene!…
Osman YAZICI

5 Aralık 2019 Perşembe

FİTNE ÇIKARMAK

fitne, zarar, kargaşa, gökyüzü, bulutlar, sıkıntı, günah, bidat, sıpıklık, küfür, ümmet, hadis, Hz. Muhammed

FİTNE ÇIKARMAK
Fitne; Müslümanlar arasında, anarşi, kargaşa ve fesat çıkarmak, bölücülük, bozgunculuk yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak... demektir. [Hadika]
Fitne çıkarmak haramdır. Kur’ân-ı kerîmde, dinden saptırmak için fitne çıkaranların Cehenneme atılacağı ve fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha kötü olduğu bildirilmektedir.
[Berika]
Bazı Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:(Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lânet etsin!)
[İ.Rafii]
(Fitneler artmadıkça, kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Fitne [Bid’at, sapıklık, küfür] yayıldığı zaman, hakikati, doğruyu bilen, başkalarına bildirsin!) [Deylemi]
(Ahir zamanda, âlim ve ilim azalır, câhillik artar. Câhil ve sapık din adamları, yanlış fetva vererek fitne çıkarır, doğru yoldan saptırırlar.) [Buhari]
(Ümmetim için en korktuğum şey, kadın ve içki fitnesidir.) [İ. Süyuti]
(Fitne zamanında evinizde oturun, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın!)
[Nesai, Ebû Davud]
(Zamanla evlerinizin içine yağmur gibi girecek fitneler görüyorum.) [Buhari]
(Kıyamet yaklaştıkça, gece başlarken karanlığın artması gibi fitneler çoğalır. Sabah evinden mümin çıkan, akşam evine kâfir olarak döner. Akşam mümin iken, gece îmânları gider, kâfir olarak sabaha çıkarlar. Böyle zamanlarda kenarda kalan, ileri atılandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan, yürüyenden, yürüyen de, koşandan hayırlı olduğu için evinizde oturun, fitneye karışmayın! O gün oklarınızı kırın! Silâhlarınızı, kılıçlarınızı bırakın! Herkesi tatlı dille, güler yüzle karşılayın! Evinizden çıkmayın.) [Ebû Davud, Tirmizi]

16 Kasım 2018 Cuma

24 Ekim 2017 Salı

Güzel ve Özlü Sözler

Nefse, günahtan kaçınmak ibadet yapmaktan daha zor gelir. Onun için günahtan kaçınmak daha sevaptır.
(İmam Rabbânî Hazretleri)

23 Ekim 2017 Pazartesi

Güzel ve Özlü Sözler

Allah’tan korkan günahkar, ibadetine güvenen âbidden daha makbuldür.
(Sâdî Şirazi)

Dua

Ey bütün ayıplıların ayıbını örten Allah'ım, bizim hatalarımızı da ört ve bizleri bağışla.

22 Ekim 2017 Pazar

Özlü Sözler

Hayret ederim o kişiye ki, hastalık korkusuyla yemekten perhiz eder de, cehennem korkusuyla günahtan perhiz etmez. (Yahya bin Muaz)

21 Ekim 2017 Cumartesi

Özlü Sözler

Sahibine üzüntü veren günah, sahibine gurur veren ibadetten hayırlıdır. (Ata-i İskenderi)

20 Nisan 2017 Perşembe

GÜNAH

güneş, şafak vakti, seher vakti, güneş doğuşu, günah, tevbe, dua, ibadet
"Günah işleyenlerin boynunu büküp Allah'a teslimiyet göstermeleri, ibadet edenlerin göğsünü kabartmasından daha iyidir"
(Cafer bin Sinan)

17 Nisan 2017 Pazartesi

KUL HAKKI

kapı, tövbe kapısı, aydınlık, karanlık, çıkış, exit, eski kapı, taş kapı,
Tövbe Kapısı açık dediysek, yeni Günahlara koşman mı gerek?
İster bilerek, ister bilmeyerek, birde Kul Hakkı var unutmaman gerek...
(Necip Fazıl Kısakürek)

17 Mart 2016 Perşembe

MERHAMET

"Ey oğlum!
Merhamet eden merhamet bulur. Sükût eden selâmete erer. Hayır söyleyen kâr eder. Kötü konuşan günâhkâr olur. Diline hâkim olmayan pişmân olur."


Hz. Lokman (as)

26 Ekim 2015 Pazartesi

Tevbenin önemi

"Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâla hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı."Hz. Muhammed (SAS) Kaynak: Kütübi Sitte

24 Ekim 2015 Cumartesi

İyilik Nedir? Günah Nedir?

çocuk, kuzu, koyun, dağ, doğa, kız çocuğu, mera

“Kalbine danış. İyilik, nefsin uygun gördüğü ve yapılmasını kalbin onayladığı şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye fetvâ verse bile içinde yine de şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir."

Hz. Muhammed (sas)
(Kaynak: Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 227-228; Dârimî, Büyû’2)

15 Ekim 2015 Perşembe

GÜNAH VARMI KARINCAYI KIRINCA?

Ebussuud, günah, güzel hikaye, Hakk, Kanuni Sultan Süleyman, karınca,
(Kanuni Sultan Süleyman ve Hocası Ebussuud)İstanbul’da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı’nın avlusunda bulunan Has Oda’nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa’yı titreten, koca Akdeniz’i hâkimiyet altına alan Osmanlı Devleti’nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman’dan başkası değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.
O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı.
Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi’yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.
Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı le yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi,
talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî’nin hocasına yazdığı sual vardı. Kanunî şöyle diyordu hocasına:
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca...