Türk Askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Askeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2017 Pazar

KENDİ CENAZE NAMAZLARINI KILDILAR

çanakkale, çanakkale savaşı, kirte muharebeleri, cenaze namazı, osmanlı, türk, türk askeri, savaşçı, hikaye, güzel hikaye, kıssa

KENDİ CENAZE NAMAZLARINI KILDILAR
Çanakkale savaşında Kirte muharebeleri sırasında, bölükler arka sıralarda hücum sıralarını beklemektedirler. Ön siperdekiler ileri fırlamış boğuşuyorlar. Yüzbaşı hücum için emir bekliyor. Askerin tamamı süngü takmış siperden fırlamak için hazır. Sinirler gergin... Dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor, kelime-i şehadet getiriyor. Süre uzuyor. Yüzbaşı erlere sesleniyor: ” Yavrularım... Aslanlarım... Biraz sonra Cenâb-ı Rabbü’l-alem’in huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim... Haydi! Tüfeklerimizin dipçiklerine ellerimizi sürüp hep beraber teyemmüm edelim... “ Teyemmüm edilir... Bekleme devam etmektedir. Biraz sonra Yüzbaşı; ” Çocuklarım... Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz... Önümüzde biraz daha zaman var. İleride arkadaşlarımız şehit oluyor. Hem onlar için hem de vakit varken kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım. Kabe karşımızda... “ Arkadan Oflu Ali Çavuş bağırır:
” Er kişi niyetine...
Niçin muharebe ettiklerinin farkında olan bu yiğitler, biraz sonra şehadet sırasının kendilerine geleceğini de biliyorlardı. Tek bir gayeleri vardı: Ezanlar susmamalı, vatan toprağı namert çizmeleri altında ezilmemeliydi...
O gün hepsinden vatan razı olmuştu.
O gün hepsi Bedr’in aslanları gibi çarpıştılar.
O gün hepsi Allah’ı arzu ettiler.
O gün hepsi Allah’a verdiği sözü tuttular.
O gün hepsi Allah’a kavuştular.
O gün hepsi aguşunu açmış onları bekleyen sevgili peygamberlerinin dizinin dibinde oturma şerefine nail oldular.

3 Ekim 2017 Salı

SAVAŞ

Ortalıkta sürekli savaş çığırtkanlığı yapanlar var bu kişilere soruyorum;
Sizin kafanızın üzeriden hiç kurşun geçti mi?
Hiç çatışma gördünüz mü?
Kanlar içinde eli ayağı kopmuş yaralılar gördünüz mü?
Savaşı oyun mu sanıyorsunuz? Klavye başından sallayıp duruyorsunuz. :(
Allah mecbur etmesin ama bir savaş durumunda kaçanlar en çok çığırtkanlık yapanlar olur, bu memleketi savunmak yine Anadolu'nun masum evlatlarına kalır...
(Şükrü Aygün)

6 Mayıs 2017 Cumartesi

☪ TÜRK ☪

Düşman saldırınca O'cu Bu'cu Şu'cu diye ayırmayacak hepimize birden ☪ TÜRK ☪ diyecek, oyuna gelmeyelim ayrılığa düşmeyelim.
(Şükrü Aygün)

17 Ekim 2016 Pazartesi

ÖZGÜRLÜK...


Bozkurt özgürlüğün simgesidir.
Atalarımız özgürlüğüne düşkündü ve bizde öyleyiz. Küresel güçlerde bunun farkında ama zayıf düşmemizi bekliyorlar.
Her zamankinden daha fazla
birlik olalım Türkiye'm...
(Şükrü Aygün)

13 Nisan 2016 Çarşamba

MEHMET TOPRAK OLDU

MEHMET TOPRAK OLDU

Yokluktu, yoksulluktu Anadolu!
Bozkırın orta yerinde bir çocuk doğdu… 
Adı Mehmet oldu.
O şehit oğluydu. Daha doğmadan yetim oldu!
Anası kaptı Mehmet’i, Koştu! 
Tarlada ırgat oldu.
Eski bir yorgana sardı Mehmet’i, toprağa koydu.

Gün oldu meme emdi; karnı doydu, gözü doydu.
Gün oldu; aç kaldı, susuz kaldı.
Gün oldu, toprak onun yatağı oldu.
Mehmet toprağın üstünde kırk günlük bebek oldu.
Yağmur yıkadı yüzünü, ayaz kuruttu ellerini,
Güneş kararttı tenini…

Mehmet’in aklı erer oldu,
Babasını sordu.
Dedi anası, şehit oldu!
Gövdesini toprak yaptı, vatana kattı!
Senin baban toprak oldu!
Mehmet’in aklı ermedi.
Babası nasıl toprak olurdu?
Gün geldi, Düşman Çanakkale’ye geldi.
Toprak! Dedi.
Mehmet’in yaşı on yedi…
Toprak benim babam dedi, vermem dedi!
Mehmet, Mehmetçik oldu.
Anası onu son kez doyurdu.
Koştu Çanakkale’ye, Mustafa Kemalin askeri oldu!

Gün oldu; karnı doydu, gözü doydu.
Gün oldu; aç kaldı, susuz kaldı.
Gün oldu toprak onun yatağı oldu
Mehmet toprağın üstünde kırk günlük asker oldu!
Yağmur yıkadı yüzünü, ayaz kuruttu ellerini,
Güneş kararttı tenini… 
Mehmet’in aklı erdi, hatırladı, 
Babasının gövdesini toprak yaptığını; anladı,
Babası nasıl toprak oldu?
Mehmet, Mehmetçik oldu! 
Çelik oldu, duvar oldu, ÇANAKKALE GEÇİLMEZ OLDU!
Ateş kustu düşman, mermi kustu, bomba kustu…
Durdu Mehmet, çöktü dizlerinin üstüne.
Kan vardı göğsünün üstünde!
Alnını toprağa koydu,
Toprak kan oldu!
Yattı toprağın üstüne, kırk günlükken yattığı gibi…
Tuttu toprağı, kırk günlükken tutuğu gibi…
Mehmet toprak oldu!
Toprağa renk oldu!
Bitki oldu, yaprak oldu!
Bayrağa kırmızı oldu!
Gelin kızın halısında boya oldu, desen oldu!
Koyuna kuzuya çimen oldu, yün oldu, iplik oldu!
Ustanın elinde çanak oldu, çömlek oldu!
Aşığın dilinde türkü oldu…
İki yüz elli bin Mehmet şehit oldu!
İki yüz elli bin Mehmet toprak oldu!
Toprak bize VATAN oldu!

(Fikret TUNÇ)

25 Şubat 2016 Perşembe

ÜLKEMİZİN DEĞERİNİ BİLELİM.

Kurtuluş Savaşı’nda binlerce yiğidimiz
çocuk yaşta şavaşarak şehit olmuştur
BU ÜLKE KOLAY KAZANILMADI DEĞERİNİ BİLELİM

23 Şubat 2016 Salı

TÜRKLER İSLAMIN KESKİN KILICIDIR

"Türkler İslam’ın keskin kılıcıdır. Yeniden öz benliklerine dönmelerine Muhammed’in dinine sahip çıkmalarına izin veremeyiz İlk yapacakları İsrail’i haritadan silmek ve yeniden Viyana’ya gitmek olacaktır."

Jacop Rothschild
(Yahudi Baron)

19 Ocak 2016 Salı

ASKER ÇOCUKLAR


"Ölü askerleri vardı, 14, 15, 16 yaşlarında asker çocuklar. Tanrı sizi inandırsın ki gülüyorlardı! İlk defa o gün, kaybedeceğimizi hissettik.."
(Bir İngiliz Subayın Not Defteri)

18 Ocak 2016 Pazartesi

DUA

"Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e umûmî bir rahmet ile merhamet eyle!” Hz. Muhammed (sas) Lütfen dua edelim... Ve herkesin dua etmesine vesile olmak için paylaşalım...

5 Ocak 2016 Salı

DUA


"Ya İlahi!
Bir bölük ümmetini yerindirme, düşmanlarını sevindirme, bizleri muzaffer kıl."
(Fatih Sultan Mehmet)

15 Aralık 2015 Salı

AVUSTURYA SEFERİNDEN BİR KISSA...

Kânûnî’nin Avusturya’ya yaptığı seferlerin birinde idi. Ordu düşmana doğru ilerlerken, gayr-i müslimlerin köylerinden de geçiliyordu. Kânûnî, mola verdiği bir sırada hristiyan bir köylü, huzûruna geldi ve:
“-Sultânımız! Askerlerinizden birisi bağımdan üzüm koparmış ve yerine de parasını asmış! Size teşekkür ve tebrîke geldim.” dedi.
Bunun üzerine Kânûnî Sultan Süleyman Han, derhal o askeri buldurtup seferden menetti. Buna hayret eden hristiyan köylüye de şöyle dedi:
“-Askerin hâli, zafer ve nusretin ilk adımıdır. Eğer o asker, parayı üzümünü aldığı asmaya bağlamamış olsaydı, bu ordunun adı zâlimler ordusu olurdu ve o askerin kellesi giderdi. O parayı asmaya bıraktığı için kellesini kurtardı, ancak sâhibinden izinsiz mal aldığı için seferden men cezâsına çarptırıldı.”

(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)

7 Aralık 2015 Pazartesi

AVUSTURALYA DEVLETİ'NE SAVAŞ AÇAN, 2 TÜRK ASKERİ...

 
AVUSTURALYA DEVLETİNE SAVAŞ AÇAN, 2 TÜRK ASKERİ
                      (Okuyalım Paylaşalım Teşekkürler)

Avusturalya Devleti ilk resmi savasını, İKİ TÜRK ile yapılmıştır...

Yıl 1912, İngilizler Hindistan’ı işgal eder… Osmanlı 350 adet Levent ile Hindistan'a yardıma gider buradaki savaşlarda 40 kadar TÜRK esir düşer. Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askerini, İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar. Bir İngiliz gemisi Avustralya’ya geldiğinde, esir iki Osmanlı askeri gemiden bir yolunu bulup kaçarlar.

ESAS HİKAYE BUNDAN SONRA BAŞLAR….

Gemiden Kaçan İki levent…… Meslegi dondurmacılık olan (Karadenizli) Abdullah ve Mesleği kasaplık olan (Afyonkarahisarlı) Mehmet Avusturalya'da kendilerine yeni bir hayat kurarlar… İşleri ve kazançları iyidir ama onların kulagı sürekli Anadolu'da ve memlektlerindedir…
Dünya kaynamaktadır… Balkanlar, ortadogu ve İngilizlerin işgal ettiği Türk Yurtları….
İşte Tam Bu sırada (1915) Avusturalya Hükümeti, İngilizlerle birlikte Çanakkele'ye ASKER çıkarmaya karar verir.
ve bizim iki Osmanlı askeri olayı duyarlar ve hemen buluşarak, durum değerlendirmesi yaparlar.

Biz TÜRK askeriyiz ve Avustralya’da yaşıyoruz. Avustralya devleti Osmanlıya savaş açmış ve bizim ülkemizi işgale gitmiş, bundan dolayı biz de Avustralya devletine savaş açalım derler.

Alırlar kağıdı, kalemi ve yazarlar:

Sayın Avustralya Yetkilileri…. (İngilizlerin sömürgesi olduğu için Dönemin Sömürge VALİSİ)
Biz iki TÜRK askeri, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki, devletimiz Osmanlı'ya Avustralya Devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki TÜRK askeri olarak biz de Avustralya Devleti'ne savaş açmış bulunmaktayız.
Bu bir “Osmanlı Savaş Fermanı“dır. Avusturalya’ya duyurulur....
Avusturalyalı yetkililer Bu mektubu alırlar, Okurlar ama Ciddiye almazlar…

Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet, Karadeniz diyarından Mentesoğlu Abdullah İki Osmanlı askeri, Sidney’ in 250 km uzağında (Whıte Rock) Karlıdağlar denilen bölgede siper alırlar… Dondurmacı Abdullah'ın beyaz gömlegi vardır, kasap Mehmet' in de kırmızı önlügü, GÖMLEK VE ÖNLÜGÜ SÖKEREK 3 HİLALLİ BAYRAGI DİKERLER bu bayrak ile DÜŞMANA SAVAŞ AÇARLAR…
Avusturalya'lı Yetkililer, Tren ile asker toplayıp limanlara sevketmektedir. Limanlara gelen asker ve mühimmat gemilerle ÇANAKKALE'ye sevk edilmektedir…
Önce virajlarda tren raylarını sökerek 3 tren devirirler. Üçüncü trende askeri mühimmat bularak silahlanırlar. Aynı bölgede 8 karakol basar ve karakollardaki askerlerin tamamını vururlar.

Ne olduğunu bir turlu çözemeyen Avustralyalıların, sonunda iki Osmanlı askerinin yazmış olduğu mektup akıllarına gelir ve bölgeye TREN ile 250 kadar asker gönderirler… İKİ; TÜRK kendilerine savaş açmıştır… Bu savaş Avusturalya'nın ilk resmi savasıdır… Çaresiz kalan Avusturalya Devleti ilk resmi savasına girer, Karşı tarafta İKİ TÜRK... Tren ile gelen 250 kadar Avusturalya askerini pusuya düşüren İki BABAYİGİT… Trene saldırır…. Ve iki Osmanlı askeri 60 kadar Avusturalya askerini öldürür… Çok şiddetli çatışmalar sonucunda, İKİ ANADOLU ASLANI bu karlı dağlarda şehit Düşer….

İki askerin mezarı Sidney’e 250 km uzakta (Whıte Rock) Karlıdaglar’da bulunmaktadır.
NUR İÇİNDE YATSINLAR…
Bu iki yiğidin hakkını teslim eden Avusturalya o bölgeye 'Türk Kayalıkları' ismini vermiştir...
(Okuyalım Paylaşalım, Teşekkürler.)