OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2022 Cumartesi

"BEN DENİZ"İN DAHA 'KİBAR'I: "BENDENİZ"

BEN DENİZİN DAHA KİBAR'I BENDENİZ,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,deniz,manzara,kabir,kibir,kebir,ince,nazik,tevazu,akıllı,seviye,kul,sahil,kumsal

"BEN DENİZ"İN DAHA 'KİBAR'I: "BENDENİZ"

Dünyaya küçük gelir sonra büyürüz. Küçüklüğümüzü görmeden büyüdüğümüze şahitlik edemeyiz. Ne kadar büyürsek büyüyelim sonunda yine küçülürüz. Zira kabire sığmayan kibir ve kebir (büyük) yoktur.

Kibar (ince, nazik) olmadan kibar (büyükler, ulular) olunmaz. Zira, tevazu sahibinin gönlü alçaktır. Büyüklük oraya rahatlıkla çıkar, oturur. Kibirse gönlün en büyük alçaklığıdır. Büyüklük oradan kolaylıkla çıkar, gider.

Çok akıllı çocuklara “büyüyüp de küçülmüş” deriz ya. Bu tevazunun tam tarifi. Önce büyümeli sonra büyüklenmemeliyiz. Yani damla olmakla kalmayıp çayları dere dere nehir olmalı, sonrasında önce 'ben deniz" sonrasında ise "bendeniz" (tevazu ifadesi kulunuz, köleniz) diyabilmeliyiz.

Öyle ya; “seviyem sıfır” diyen deryadan daha büyük ve derini var mı?

"Ben" demek sadece Allah'a cc mahsus. Kula düşen: Bende (bende: kul)
Osman YAZICI

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,tarım ve insan fotoğraf yarışması,yaşlı kadın,köylü kadın,öğütmek,öğütücü,nasihat,terbiye,ibret,unufak

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR
ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR

Önce bin kez öğüt verilir: “Şunları yap, bunları yapma!” diye.Tutulursa 'takdir' olur. Yapılması gerekenler yapılmayıp, yapılmaması gerekenler yapılınca teke düşer bin öğüt, 'tekdir” olur.

Öğüt tutulmadığı zaman 'azar azar' yükselir çıta. Musibet olur. Gayrı ibret almak düşer insana. İbret alınırsa musibet, müspet olur. Alınmazsa bela…

Nasihat, doğruluğu kanıtlanmış kesin hükümlerdir. Tecrübenin tercümesidir. “Terbiye” kelimesi tersten “ey ibret” diye okunur. İbret alanlar, nasihate tutunanlar, kendi kendilerini terbiye etmişlerdir.

Musibet ve bela terbiyesi ise değil insanları medeniyetleri ve kentleri bile unufak eder.
Tarihin çerezi patlayan mısır!
Osman YAZICI

Fotoğraf: Mustafa Meral - Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması 
 

FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI?

FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI,orjinal içerik,OSMAN YAZICI,hz Muhammed,çörek otu,şifa kaynağı,sarımsak,soğan,bal gibi olur,bal,

 FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI?

Şifa kaynağı oluşu, sarımsak ve soğanın kötü kokusunu çekilebilir kılar. Bu yüzden insan kendini ve yerini şöyle bir yoklamalı:
Üreticiliği, yapıcılığı ve imar edişiyle “fayda” mı
Yıkıcılığı ve sarsıcılığıyla deprem gibi “fay’da” mı?

Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin buyurduğu üzere ihtiyarlık ve ölümden gayrı her derde deva oluşu, çörek otunun kara kuru görünüşünü veya acı tadını hiç göz önüne getiriyor mu?

Yok eğer “hem şifalı hem de tatlı olunmaz” diyorsanız; “BAL GİBİ OLUR.”

Osman YAZICI

30 Eylül 2022 Cuma

ALIN TERİ ALIN YAZISININ MÜREKKEBİDİR

ALIN TERİ ALIN YAZISININ MÜREKKEBİDİR,OSMAN YAZICI,ter,azim,tarım,lokma,ekmek,hububat,terazi,denge,tartmak,atalet,


ALIN TERİ ALIN YAZISININ MÜREKKEBİDİR

Tarım, bir lokma ekmek için zahmet tohumunu toprağa ekmektir.
Hububata sevdalanıp, toprağın aşık usandıran nazını çekmektir.
“Ekin!” emrini alın teriyle sulamak, yaratılış hamurunu çamura bulamaktır.
Toprağın huyunu ve suyunu 'belleme'nin okulunda okumak, çile harmanından ürün desenini dokumaktır.

Tarım ve hayat koşmaktır. Tarlayı koşmak, tarlaya suyu koşmak, harman koşmak... ZİRA AT üzerindedir.

Koşmak isteyene ‘at alet.’ Tembele, yüzlerce beygir gücündeki araba bile “atalet.” (atalet: tembellik)

Alın teri kir tutmaz, kazanca haram bulaştırmaz. TER TEMİZDİR. Alın yazısı, alın terinin terkibidir.

Başarı diyor ki:
"İki kefedir TERAZİM. Biri TER biri AZİM."

Ha bu arada Hz. Şuayb Aleyhisselamın sözünü unutmadan: "BAŞARIM ANCAK ALLAH'TANDIR."
(Hud Suresi 88. Ayet)
Osman YAZICI

SENDEN DAİR’E

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,artvin,daire,toki,cennet,Cemal,aşk,ilahi aşk,lebbeyk,Errahman,Errahim,Levh-i Mahfuz,Burak,Uhud,Arafat,Nur,Sevr,

SENDEN DAİR’E

Bir daire isterim cennetinden
İçi boş bir göz
Yalnız’ca Cemaline bakan yerden
“O” ihtişamının “O!”suyla dolup
Gayrı “o da olsun”dan geçen
Sırılsıklam bir aşkın
Altından ırmaklar akan yerden

Bir daire isterim haşyetinden
“Lebbeyk!” tavafıma yedi gün buyuracağın
Birtek Gözlerinin içine bakan yerden
Hayalimin kul’landığı, amelimin din’lendiği
En helal daire
0 (sıfır) seviyeden “bendeniz”e bakan
O (hu) seyriyle “bendim”i yıkan yerden

Bir daire isterim merhametinden
Errahman’dan hibe, Errahim’den bağış
Cihanların, hanların eline baktığı yerden
Nar-ı hasretinin çemberinde
Sonsuzluğun yaşına sulanmış gözlerimin
“Görülmemiş” güzelliğini görür görmez
Cennetin gemilerini yaktığı yerden

Bir daire isterim kudretinden
Levh-i Mahfuz kaleminin kaderinin
İki dudağının arasına baktığı yerden
Tek Cemal sahibine tutulmuş
İçinde hiçbir kir-acı barındırmayan
“Göresi” hep ‘senden dair’e gelen
Cennetin mirasını gözüme bıraktığı yerden

Bir daire isterim rü’yetinden
99’luk tesbihin ortasında adını sayıklayan
Huzurun, izzetin, cemâli kemâlin ezberinin
Yüzünden okunduğu yerden
Aşkın gözünü diktiği en yüce vuslata
Uçmak için can atan gönül kuşunun
Arılığına bâl bâl Burak’ın dokunduğu yerden

Bir daire isterim azametinden
En üst ünlerin başını sema sema döndüren
Kibir esrelerini kamusunun girdabında söndüren
Yunus’un Elif’i ötür okuduğu ‘O’ yerden
Nur’un Ala Nur dağına bakan gönlümün
Hira, Arafat, Uhud, Sevr tercihinden
Harf harf yalnız sana hicreti dokuduğu yerden

Bir daire isterim marifetinden
En sevdiğin “O kul”unun “O-kul” kursuna
Alın yazımla amel defterimin
Kayıtsız kalmadığı yerden
Sadece aşıkların zikir halkasından bir daire
“Göz alıcı-akıl alıcı-can alıcı” cemalinin gayrısında
Gönül gözümün kalmadığı yerden

Osman YAZICI

KESENE BEREKET

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,koç,koyun,kurban,nefis,sükut,hülasa,Hz. Muhammed,halil,kabil,Esma-ül Hüsna,dua,

KESENE BEREKET!
Kestin mi nefsim!
“Et rafını” boş görünce ölü kardeş etiyle doldurduğun ağzının, gıybet nafakasını kestin mi?
“Ya hayır söyle ya da sükût et” Hadisini düstur edinip de dilinin malayani sesini kestin mi?
Mazlum derisine geçmiş zalim tırnağını kestin mi?
Mukaddesatının, vatanının, milletinin üstüne yürüyen nasipsizlerin yolunu kestin mi ?
Yanlış yol tutmaktan, batıl yolları adımlamaktan elini ayağını kestin mi?
Açlıktan ölen çocuklar varken o bir türlü doymayan aç gözünün iştahını kestin mi?
Yangına körükle gittin de hep, bir kez olsun kardeş kavgasında ‘ateşkes’tin mi?
Kimseye yük olmadan ‘Hasbunallahi ve nimel vekil’ sırrıyla hep kendi göbeğini kendin kestin mi?
Kaç kırık kalp sardın, kaç düşküne düşkün oldun, kaç yaraya bir tesellilik yâr oldun? Yani sen ağrı kesici olabildin mi?
Hem siretin hem suretinle güven verip ‘kesmece’ kalabildin mi?
Bütün bu güzelliklerin han-çeri (han: padişah – çeri: asker) olabilmeyi aklın kesti mi?
Hülasa; Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellemin, o ‘çiçek gibi’nin, o ‘gül gibi’nin dikenli yolunda yürümeyi gözün kesti mi?
En azından bir niyet sevabıyla söz kestin mi?

Çok güzel söylüyorsun da “kestin mi” hiç:

Kestiysen güzelliğinle nefes kesicisin. Bir de üstüne şimdi Kurban keseceksin. Gayrı “Biz ona şah damarından daha yakınız” diyen Allah Azze ve Celle'ye varan en 'kestirme' yollar sana herkesten daha yakın. KESENE bereket… Kurbanının kabulü Ya HALİL ya HABİL…

Kesmediysen KES ARTIK!
Kalbin ‘din’lenmezse, aklın ‘din’lenmezse, tüm vücudun ‘din’lenmezse sözün dinlenir mi ha yankesici!… Kurbanının kabulü KABİL mi (kabil: olabilir) bilmem gayrı!

Ey adına, zatına, şanına, cemaline, celaline, kemâline kurban olduğumuz!
Bizi senden uzaklaştıran her şeyi, bize her ‘nefis’ geleni yakınlığına kurban edebilmeyi bize lütfeyle.
Sen bizim “en sevgilimiz, en yakınımızsın.”
Bizi de rahmetinin, sevginin, rızanın, hıfzının, kereminin, hidayetinin hülasa bütün Esma-ül Hüsna’nın en yakınlarından eyle, uzağına atma…
Amin Yarabbi! Aman Yarabbi!
Osman YAZICI 
 

29 Eylül 2022 Perşembe



YÂR YÂR ATILIRIM

Sen aklıma düşünce
Kararır gözlerim bulut bulut
Tecellin(l)e bayılmışlığın arefesinde
Sevda romatizmasına tutulur gönlüm
Gözlerimi dolduracağını anlarım
Yüreğimi kaplayan sızıdan
Sonra sen yağarsın rahmet rahmet!
İki cihanıma
Toprak toprak kokar ruhum
Yâr yâr atılırım
Yed-i Kudretine
Balçık balçık kararsın hamurumu
Vedud el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Ateş alır gönlüm üç günlük dünyadan
Sürülürüm menzilin namlu ucuna
Sıtma nöbetinde tutulurken ellerim
“Ateş!”i bekler titreyen tetik
Tek vurgunu vuracağını anlarım
İki cihanın şimşeklerini üstüme çekişimden
Sonra sen yakarsın yüreğimi Nur Nur!
Toprağım çöl çöl, suyum göl göl ısınır
Yâr yâr atılırım
Nârına nuruna
Pişmeye bırakırsın çamurumu
Ehad el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Taşıyamaz ağırlığını başım
Düşer önüne, kalbine baka baka
“Ağrı ağrı ağırlanışın ordadır” der gibi
Bana benden daha yakın olduğunu anlarım
Şah damarımın göğsünün kabarışından
Sadece “sana has”ta kalır kalbim Kâfi Kâfi…
Sonra sen bakarsın kalbime Şafi Şafi!
Sende bulurum kendimi bende 'bende'
Yâr yâr atılırım
Akla şifa haşmetine
Üflersin ruhundan gönül yarama
Ebed el’inde yeniden yaratılırım

Sen aklıma düşünce
Utançtan kıpkırmızı olur yüzüm
Nankörlüğün karanlığındaki kalbim
Cürüm cürüm pis kan pompalar
Nefis ve şeytan çıban başına
Patlayış kıvamına varır gecede kunut
Gök gürültüsünden anlarım
Umutsuzluğuma “La taknetu”yla inişini
Sonra sen yıkarsın yeisimi Ğaffar Ğaffar
Yâr yâr atılırım
Deryadiline
Bir istiğfarla istifraya koyulur güruhum
Hamid el’inde yeniden yaratılırım
Osman YAZICI

ÖNCE (İN)SANA

OSMAN YAZICI,yemen,açlık,kıtlık,aç çocuk,hasta çocuk,kainat,diğerkam,akrabaya yardımın önemi,tok,aç,trt haber,üstün,

ÖNCE (İN)SANA
Kâinat en güzel meyvelerini önce insana ayırır, “önce insana!” der.

Bunu bazıları 'önce cana-bana' diye üstüne almıştır. Böyleleri hep almanın derdindedir, doymazlar. 'Daha çok niye vermedin?' diye kadere hep hatır koyarlar.

Diğerkâm insanlarsa 'önce insana' adlı bu değeri 'önce canana-sana' şeklinde en 'üstün’e almışlardır. Bunlar her dem eser verişin, faydalı oluşun telaşındadır. Kadere asla hatır, gönül koymazlar. 'Daha çok niye veremedim!' diye sadece kendi kendilerine hatırları kalır.

'Önce sana!' diyerek insanın en büyük sanatını, en sağlıklı biçimde icra edenler; Allah'ın cc selamı, rahmeti ve bereketi önce sana olsun.

'Önce bana!' diyenler! Önce ana babana', akrabana, garibana, yabana... 'Ya bana!' deme! Hepsinin sonunda “bana” var anla sana!

Fotoğraf, Yemen'de açlıktan ölen çocuklara ait. Bu fotoğrafı maalesef dünyanın birçok yerinde görüyoruz. Büyüklerin doyumsuzluğunun faturasını ne yazık ki çocuklar açlıkla ödüyor.

'Önce Sana' demeyi geçtik. 'Rabbena Hep Bana' demeden 'Azı Sana Çoğu Bana' desek bile yeter. Hatta israf ettiklerimizi bile onlara ayırsak, kâfi.

Ha bu arada 'SANA' Yemen'in başkentinin adı...

Ey insanlık!
TOK TOK çalan kapılarında AÇ benim...

Osman YAZICI
Fotoğraf: TRT Haber. 
 

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,elhamdülillahi rabbil alemin,dil,avaz,sela,minare,hilal,kabe,kan,gonca,elif,kalem,nun,takbir,Fatiha,nas,Hamid,And,cami,

ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN

Haydi dilim çık!
gönlümün taş-kınından
avazın çıktığı kadar çık!
zirvesine
bir minarelik kalemden kul-emin
Sela sela indir en ‘üst ün’leri
esrenin ‘zir’ ve ‘sin’e
gölgesinde cami cami toplansın tüm övgüler
bir hilallik alemin
‘O!’ kaba, kâbe kâbe dökülsün gayrı
‘dilim’in ucundakiler:
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Kırmızı gömleğin kızıl ötesi methidir bu
‘kanı’na girmesin sakın kalp kelimeler
gonca kadar ‘suspus’lu
gül kadar ‘süs püs’lü olsun
gönülden boğaza dilden dudağa
cümle al-emin
Konu-şana gelince kâl-emin olsun
en ünlü harflerinden
sessiz harflerinin sükûtuna lal-emin
Andolsun ki yed-i kudretine
kendi kelâmıyla kulağını çınlattığım lalemin
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Çek gayrı dilim Elif kılıcını, kalemini
hokka hokka gönlümün Nun taş-kınından
öyle bir cümle ‘Kuran’ eyle ki ‘ene’ni
kelimelerin arası açıklığına hak-emin olsun
Tekbir hamd
‘Fatiha’dan ‘nas’a cümle hat-emin
Dilinden diline en güzel hediyesidir bu âd-emin
kabul eyle Ya Hamid! Cennet duasının son-ucunu
Amin. Elhamdülillahi Rabbil Alemin
Şahit olsun ki Cibril-i Emin ve Muhammedül Emin
Nun. Andolsun ki üstüne kalemin
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin

Osman YAZICI

28 Eylül 2022 Çarşamba

ÖNCE TEDBİR SONRA TEKBİR

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,tahtaravelli,tekbir,tedbir,önce tedbir sonra tekbir,Allahu ekber,tevekkül etmek,hasbunallahi ve niğmel vekil,

ÖNCE TEDBİR SONRA TEKBİR
Akıl “tedbir”lidir. İpini hep sağlam kazığa bağlar. Yoksa aklını kaçırır. ‘Ak’lı bir bakış açısına sahip olduğundan ilerisi gözükmeyen karanlık yollarda dolaşmayı akıl kârı saymaz. Garanticidir, aklı yatmadığı müddetçe hiçbir işe kalkmaz. Sağlamcıdır, çürük tahtaya kafası basmaz.Temkinli olduğundan yavaş ilerler. Muhafazakârdır, sabittir. Hayatın güvenlik gücü, emniyet kemeri, rehberi ve ak saçlısıdır. Hayata “aklınla bin yaşa!” dedirtir…

Kalp ise “Tekbir”lidir. “Allah-ı Ekber. Allah büyüktür” diyerek ipini tevekküle çözmüştür. Gözü de sevdası da karadır. Gözünü budaktan, sözünü dudaktan sakınmaz. Hele hele bir sevmeye ya da kızmaya görsün. Sonunu hesap etmeden yerinden ok gibi fırlar. Bu yüzden kelime manası değişmektir, değişimdir. İnkılapların kelime köküdür. Hayatın devrimci gücü, ‘deli’kanlısıdır. “Ya Allah!” diye nara attı mı gerisine Allah Kerim. Sürekli hayatın kalbini ağzına getirir...

"Hangisi daha güzel?" sorusuna 'akıl-tedbir ' cevabı verenler ÇOK olabilir. Ama her sorunun cevabında öyle bir TEK-BİR var ki ondan daha güzeli yok. Ve onun Beytullah'ı da gönüller...

Hasbunallahi ve ni'mel vekil. Ni'mel Mevla ve ni'men nasir. (Allah bize yeter. O ne güzel vekil, dost ve yardımcıdır)
Osman YAZICI