orjinal içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
orjinal içerik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2022 Perşembe

SEMA VER!

çay,çaydanlık,semaver,enhar,elifba,kamusu,umma,kıyım,med cezir,uçmak,kah,gonca,çiğ,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,altın,duman,kelime oyunu
SEMA VER!

Semaver gönlüm
Ateş altında, 'enhar' üstünde
Kaç deryanın kanı kaynar da
Bir damlalık yaratılış suyuma
En yüce dosta davetiyelik
Dumanı üstünde
Bir yudumluk ‘çay’ demlenir mi bilmem

Yangın merdiveninin ayağını kaydıran ıslak zemin
Yoksa
Ateşin ocağına düşmüş göl-gemi?
Dilimin ucundaki bir “ab”lık Elifba’yla
Su-suverir de cümlenin kamusu
İçimden geçenlerin ağzındaki nara
Ateşten kelimeler gemilenir mi
Yoksa gemlenir mi bilmem

‘Umma’nın kıyamında hep bir umut
‘Kıyı’mda dirilir en iri kıyım kor‘kum’
Ateşi çıkmış bir başın üşüyen ayağına
Kanıvermiş şerarem de şelalem de
Serabımda susûz ortak
‘Med-Cezir’imin bir miraçlık secdesinde
Can kuşum “uçmak”la yemlenir mi bilmem

Bedenimden çekilen sular
Doldurdukça doldurur ruhumun yaşlı bardağını
Ateşle suyun al evinde tüm sermayem
Kâh hırçın bir dalga geçişle
Kâh bir buhar oluşla
Çekilir de göklerin sularına bir kömürlük ömür
Bir bulutluk rahmet gözünde nemlenir mi bilmem

Bir gözü tav-şan kanında
Diğer musluk korukluğun çağla yanında
Küllerime dökülen can suyu
Gonca gonca doğum, diken diken batım
Söner mi bin yıldır yanan bu ateş
Yerin dibine geçer mi Save
Gün gelir de yüzüme gülüverir mi kader
Çiğ-dem arafında dudak payım
En kutlu tebessümle 'mim'lenir mi bilmem

‘Altın’dan ırmaklar akan cennet
Ateş pahası
Şeytanın is’yanı cehennem
Sudan ucuz
Duman beyazından ihram giyen ruhum
Dönüp dönüp bir kâbelik kara sevdaya
Közüm ‘kül’lenir, sularım zemzemlenir mi bilmem
Hey hat!
Burnundan ‘ba’cası tüten aşkın harfleri
“Elif'"ten dem alıp da âdemlenir mi bilmem

Sema ver ki lütfundan Yarab!
‘Arş ileri’ şanına meftun kelimelerim
‘Kıt’a dur!”umla hemdemlenir mi bilmem
Osman YAZICI

5 Ekim 2022 Çarşamba

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,içişleri bakanı,dışişleri bakanı,er,kadın,erkek,dişi,koca,karı,akıl,kadı,kördüğüm aşk,ana,hanım,tarım ve insan

Erkek, ailenin ‘Dış İşleri’ Bakanıdır. Vazifesi eve ekmek getirmektir. "Er işte olmalı!"mantığıyla hareket eder. Kadın ise ‘Diş İşleri’ Bakanlığı koltuğunda oturur. ‘Dişi’nin vazifesi de eve getirilen ekmeği "erişte olmalı" düsturuyla ‘dişe dokunur’ hale getirmek ve çeşitlendirmektir.


Günümüzde ise şehirli kadınlarımız çalışma hayatına dahil olarak “İç İşleri – Diş İşleri Bakanlığı’na ilaveten “Dış İşleri”ne de açıldılar. Köylü kadınlarımız ise yıllardır böyle zaten. Ama erkekler kadınlarımızın bu artan yükünü dikkate alarak “iç işlere” halen daha pek karışık değiller. Kadın işine gittiğinde “han’ım! ve kâr’ım!”… “İşine gelmediğinde” ise sadece hanım-karı… Hâl böyle olunca "hayat müşterektir" sözü de “koca” bir yalan oluyor ve ‘karı koca’dan oluşan aile müessesesi de çökmüş ‘kocakarı’ yetiştiriyor.

Eşler bir çift ayakkabı. Biri yıpranınca diğer sağlamı da aynı çöpe koyuyorlar. Hülasa yâr olmak yardımcı olmak, yâr arı taşımaktır.

Beylere naçizane tavsiyemiz; Sakın “Akıl ‘BEY’İN işidir” diyerek hanımlarınızla tartışmaya girmeyiniz! Zira “h-aklı çıkan” erkek tarih sahnesinde görülmedi. Unutmayın ki “Davalarda son söz KADI’NIN sözüdür.”

Hz. Aişe Validemiz, Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’e “Beni ne kadar seviyorsun ya Resulallah?” der. Efendimiz (sas) “Kördüğüm gibi” buyurur. Bazen sorar Hz. Aişe: “Kördüğüm ne durumda Ya Resulallah?” Efendimizin (sas) cevabı o kadar sırlıdır ki çözmesini bilene: “İlk günkü gibi ya Aişe!”

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Rum Suresi 21. Ayet” buyuran Rabbimiz Allah Azze ve Celle, hepimizin yuvasına, “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır” buyuran Efendimizin (sas) ‘nebevi kördüğüm’ünden nasip eylesin. O kördüğümde çözülmeyecek ne sorun olabilir ki…

YAŞASIN ANALAR! YAŞASIN HANIMLAR!
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tahir AKAY -Tarım Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

4 Ekim 2022 Salı

TEK BAŞINA ANLAMI OLAN TEK HARF "O"DUR

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,aşure,O,tasavvuf,kelime oyunu,fasulye,nohut,nimet,tekbir,dua,mübarek,ibretlik,

 TEK BAŞINA ANLAMI OLAN TEK HARF "O"DUR Alfabemizde tek başına anlam ifade eden tek harf, "O"dur. O, (Arapça Hu) tasavvuf’ta Cenab-ı Hakk’ı sembolize eder. İhtişamda, kudrette, güzellikte, izzette yalnızlık, yalnız Allah’a (cc) mahsustur. Biz ise alfabenin diğer harfleri hükmündeyiz. Anlam kazanabilmek için diğer harflerle yanyana gelip birlik olmaya muhtacız. Toprakla, suyla birliktelik kuran küçücük bir tohum dünyayı doyurur da tek başına anlam ifade ettiğini sanan tohum, bir kuşun dişinin kovuğunu dolduramaz.

İlk birliktelik, tohumla toprak arasında kurulur. Ardından su katılır bu dostluğa. Güneşin kanı kaynar sonra ortaklığa. Arıların katılımıyla da beraberlik tüm doğaya aşılanır. İnsan ise aklı ve eliyle bu şirketin gücüne güç katar. Sonunda tohum filizlenir, yaprak-çiçek açar ve meyve verir. Üretim için bir araya gelen ortaklar, hasadı da adaletle bölüşürler. Bitkinin başı güneşe gider. Kökü toprağa sıkı sıkıya bağlıdır. Gövde suya, çiçek arıya, meyve insana tahsis edilir. Meyve çekirdeğinden de tohumun payı ayrılır. Beraberliğin kaybedeni yoktur. Kazananıysa tüm ortaklardır.

İki bireyin menfaat çarpışmasının sonucu birdir. (1x1=1) İhtilafla bölünmesi birdir. (1/1=1) Çıkar hesabının sonucu 0’dır. (1-1=0) İki bireyin toplamının sonucuysa ikidir. (1+1=2) Bu yüzden "karşı karşıya gelişimiz" darılmak için değil sarılmak için olsun.

Kar taneleri farklı şekilde, güzellikte, büyüklüktedir. Asıl farklarını ise -aralarındaki farkları bir kenara atarak- yerde oluşturdukları bütünlükte hissettirirler. Bu birliktelikleriyle öyle bir yüceliğe erişirler ki göz kamaştırırlar, ne içinden çıkamadıkları çukur ne de üstüne çıkamadıkları tümsek bırakırlar. Beraberlik önce 'farkı kazanan' sonra 'farklı kazanan'dır.

Sözün özü AŞURE OLABİLMEK. Aşure kelimesi 'on' anlamına gelir. 10 sayısındaki '1'in sağında '0' olup hem 'BİR'in hem de 'BİRLİK'in değerini artırmak. Bu sayede tek başına 'solda sıfır' olmaktan öteye geçemeyen yalnızlığımız da 'sağda sıfır' oluşla hem 1'i 10 edecek, 100 edecek hem de kendi varlığına 'bin bereket' katacaktır.

Haydi o zaman; önce 'O' diyelim. Sonra 'O daire' içinde 'beşer beşer' toplanıp ONA varalım. ELDE VAR BİR... Ailemizle aynı sofrada bağdaş kurup diz dize, millet ve ümmetçe aynı safta omuz omuza, aynı sevgide göz göze kısacası 'TEKBİR' hatırına hep BİZ BİZE olalım. Aynı 'kazan kazan'da AŞURE olalım...

Mühim olan ayrı ayrı kendimizi fasulye gibi nimetten saymak değil aynı ocakta AŞURE olup pişebilmek...

Allah cc ailemize, milletimize ve bütün Ümmet-i Muhammed'e birlik olup, bir Aşure tadında ömür sürmeyi lütfetsin. Aşure gününüz mübarek olsun.
Osman YAZICI

KABARAN DEĞİL ÇÖKEN ÇAY DEMİNİ ALMIŞTIR.

bardak çay, çayeli, çaykur çay, çiğ, demleme çay, demlik çay, Hakk, hz Muhammed, karali çay, kibir, lipton çay, orjinal içerik, OSMAN YAZICI, poşet çay, rize

KABARAN DEĞİL ÇÖKEN ÇAY DEMİNİ ALMIŞTIR.

KİBİR KİBİR KABARAN 'ÇİĞ'LERE, KURUM KURUM KURULAN 'OLMAMIŞ'LARA DUYURULUR!

En Yüce ve En Güzel olan Allah Azze ve Celle'nin kulu ve O'na en sevimli gelen Efendimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellemin ümmeti olmanın gururuyla göğsü kabaranlar müstesna. Cenab-ı Hakk göğsümüzdeki o iman kabarıklığını daim etsin.
Osman Yazıcı

3 Ekim 2022 Pazartesi

"YIL"MIŞIM

"YIL"MIŞIM,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,saat,zaman,sene,yıl,yılbaşı,hicri yılbaşı,dört mevsim,günah,sevap,hasene,tövbe,nefis,akrep,yelkovan

"YIL"MIŞIM

'Yıl'mışım
İklimine kanatlanamayıp
Dört mevsim ayrı havada olmaktan
Bir günah, bir gün ah!
Uzattıklarımın saçını başını yolmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nurunla onurlanamayıp
Kâh muma kâh köze üflenmekten
Şavkın şevkinde aklanıp
Garp garipliğinde küflenmekten
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nârınla yanamayıp
Ocak başında donmaktan
On iki aya bölüp menzili
Akrebi kendi bağrıma yonmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Varlığına sığınamayıp
Ahsen-i Takvim’i bir bir koparıp atmaktan
Bütün servetimi pazara çıkarıp
Yedi canlı günümü bir haftaya satmaktan
'Yıl'mışım

Ateş almaya geldin madem kara sevdadan
Haydi durma! Gözümden de su gibi akıp
Geç sene!
Yalnız lalemi ver gönül bahçeme
Kokuşmuşluğunu dilediğin çiçekten, soğandan
Seç sene!

Madem gül dürmeye geldin
Çağla gel, devir! Bir tebessümle dişini
Göster sene!
Yalnız şelalemi ver bana, o ki güldür güldür
Al kışla gel ocağıma, bir aralık kış kış gidişini
Göster sene!

Madem defter dürmeye geldin
Varlığın küme’sine, bari mezar da
Kazı versene!
İster kır kumdan kalemi, yazımı yaz suya
Elifsiz, mimsiz bu dal’a!
Erkeksen âdem yazı versene!

Ah sene!
Sağ omuzuma yükleyip yükünü
Götür beni
Ahsene!
Birlikte yazalım takvim takvim öykümüzü
Adı: Hasene…
Ha ben’e ha sen’e!
Ha sene!

Ey nefsime
Yenilen sene!
Bir tövbenin tekrarında
Yenilensene!…
Osman YAZICI

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR,bayrak,cami,minare,tamah,hayır,kedi,serçe,hz adem,hırs,şeytan,orjinal içerik,OSMAN YAZICI,

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR

Her zaman her istediğimiz olmayabilir. Kaderin "hayır!"ında bile –bizim veya başkası için- muhakkak bir hayır vardır. Ne güzel demiş atalarımız: “Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı.”

Daha iyisi için elbette çaba göstereceğiz, çalışacağız. Olmadı mı? Kanaat adlı en büyük hazinemizi, hırsımıza kurban etmeyeceğiz.

Hırsızlık ‘hırs’la başlar. Hırs’a sormuşlar; “Büyüyünce ne olacaksın diye? “Hırsız” demiş küçülmüş…

Şeytan, Âdem’den üstün olmaya tamah etti. Hz. Âdem de, cennet içinde yasak ağaca tamah etti. Ama İblis, “tamah”ında ısrarıyla aşağılar aşağısı oldu. Hz. Âdem ise pişmanlığın “tam ah!”ıyla affedildi, tekrar sürüldüğü cennetin varisi kılındı.

En güzel ve En Yüce'nin kulu ve O'nun en çok sevdiğinin ümmetiyiz. Bu iki kutlu minare gönderine de istiklal ve istikbalimizin bayrağını çekmişiz. Daha ne olsun...

En ulvi bu üç değeri korumaktan gayrı neye tamah edilir ki...

Osman YAZICI

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI "VE"Lİ EYLE ALLAHIM!

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI VELİ EYLE ALLAHIM,şeyh Ali Semerkandi türbesi,hz ebubekir,cennet,cehennem,hz yunus,velilik,delilik,cemal,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,evliya,amin,Fatiha,saadet,okur

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI "VE"Lİ EYLE ALLAHIM!

Merhametimin muradını "ve"li eyle ki Allahım! Hz. Ebubekir Efendimiz gibi "Yarab! Bedenimi cehenneme öyle büyük bir kütük yap ki başkasına yer kalmasın" diyebileyim. Hep 've'li olsun ki duam; "Beni VE anamı babamı VE bütün müminleri cehennem azabından koru"yu isteyebileyim.

Sevgimin muradını "ve"li eyle ki Allahım! Hz. Yunus gibi insanları VE hayvanları VE bitkileri VE taşı toprağı VE yeri göğü VE canlı cansız bütün yarattıklarını Yaradan'dan ötürü sevebileyim.

Sabrımın muradını "ve"li eyle ki Allahım! Alemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin diliyle eza gördüklerime karşı bile "Allahım onlar bilmiyorlar" diye başlayıp imansıza VE müşrike VE münafığa VE mücrime hidayet dileyebileyim...

Aklımın muradını da "de"li eyle ki Allahım! Gayretim, duam ve niyetimde milletime DE Ümmet-i Muhammed'e DE tüm beşere DE aklımın, hatırımın köşesinde hep bir yer verebileyim...

Senden gayrısına gönül gözü kaymayan, Senin hatırına tüm varlığa VELİLİK eden, hayatımızın VELİNİMETİ olan VELİ kulların hatırına bizi de sadece senin sevdanın DELİSİ, En Sevgili Zatının, Cemalinin VELİSİ eyle Allahım! İstemeye yüzümüz yok biliriz ama yine biliriz ki Sen "Ol" dersen Olur.

'Ve' harfinin Arapça karşılığı 'vav' - 'de' harfi ise Arap alfabesinde 'dal' ile eşdeğer. Allah Azze ve Celle'nin "çok seven, en çok sevilen" manasındaki VEDUD İsm-i Şerif'i de vav ve dal harfiyle yazılıyor. Akıl ve gönlünün muradını 'ben'den öteye taşıyıp 've'li - 'de'li kılanı, Allah cc Vedud adının dostluğuyla ve hep "ümmeti ümmeti!" diyen Habibullah'ın sevgi, şefaat ve iltifatıyla müşerref kılsın.

Allah Azze ve Celle lutfü keremiyle bu satırların okuyucusu ve 'Yazıcı'sını, bütün müminleri geçmişleri ve nesliyle; "Allah'ın dostlarına hiçbir korku ve hüzün yoktur" ayetinin sırrına, müjdesine mazhar etsin.

Evliyanın hatırına "Amin" Yarabbi.

Evliyanın, geçmislerimizin ruhuna hediye; Ümmet-i Muhammed'in özellikle yavrularımızın hidayetine, iki cihan afiyeti ve saadetine vesile olsun diye bir 'Fatiha' rica etsek...

Siz ne güzel 'OKUR'SUNUZ" dostlar!
Osman YAZICI

1 Ekim 2022 Cumartesi

"BEN DENİZ"İN DAHA 'KİBAR'I: "BENDENİZ"

BEN DENİZİN DAHA KİBAR'I BENDENİZ,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,deniz,manzara,kabir,kibir,kebir,ince,nazik,tevazu,akıllı,seviye,kul,sahil,kumsal

"BEN DENİZ"İN DAHA 'KİBAR'I: "BENDENİZ"

Dünyaya küçük gelir sonra büyürüz. Küçüklüğümüzü görmeden büyüdüğümüze şahitlik edemeyiz. Ne kadar büyürsek büyüyelim sonunda yine küçülürüz. Zira kabire sığmayan kibir ve kebir (büyük) yoktur.

Kibar (ince, nazik) olmadan kibar (büyükler, ulular) olunmaz. Zira, tevazu sahibinin gönlü alçaktır. Büyüklük oraya rahatlıkla çıkar, oturur. Kibirse gönlün en büyük alçaklığıdır. Büyüklük oradan kolaylıkla çıkar, gider.

Çok akıllı çocuklara “büyüyüp de küçülmüş” deriz ya. Bu tevazunun tam tarifi. Önce büyümeli sonra büyüklenmemeliyiz. Yani damla olmakla kalmayıp çayları dere dere nehir olmalı, sonrasında önce 'ben deniz" sonrasında ise "bendeniz" (tevazu ifadesi kulunuz, köleniz) diyabilmeliyiz.

Öyle ya; “seviyem sıfır” diyen deryadan daha büyük ve derini var mı?

"Ben" demek sadece Allah'a cc mahsus. Kula düşen: Bende (bende: kul)
Osman YAZICI

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,tarım ve insan fotoğraf yarışması,yaşlı kadın,köylü kadın,öğütmek,öğütücü,nasihat,terbiye,ibret,unufak

HAYAT ÖNCE ÖĞÜTÜ VERİR
ALMAYANI ÖĞÜTÜVERİR

Önce bin kez öğüt verilir: “Şunları yap, bunları yapma!” diye.Tutulursa 'takdir' olur. Yapılması gerekenler yapılmayıp, yapılmaması gerekenler yapılınca teke düşer bin öğüt, 'tekdir” olur.

Öğüt tutulmadığı zaman 'azar azar' yükselir çıta. Musibet olur. Gayrı ibret almak düşer insana. İbret alınırsa musibet, müspet olur. Alınmazsa bela…

Nasihat, doğruluğu kanıtlanmış kesin hükümlerdir. Tecrübenin tercümesidir. “Terbiye” kelimesi tersten “ey ibret” diye okunur. İbret alanlar, nasihate tutunanlar, kendi kendilerini terbiye etmişlerdir.

Musibet ve bela terbiyesi ise değil insanları medeniyetleri ve kentleri bile unufak eder.
Tarihin çerezi patlayan mısır!
Osman YAZICI

Fotoğraf: Mustafa Meral - Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması 
 

FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI?

FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI,orjinal içerik,OSMAN YAZICI,hz Muhammed,çörek otu,şifa kaynağı,sarımsak,soğan,bal gibi olur,bal,

 FAYDA MIYIZ YOKSA 'FAY'DA MI?

Şifa kaynağı oluşu, sarımsak ve soğanın kötü kokusunu çekilebilir kılar. Bu yüzden insan kendini ve yerini şöyle bir yoklamalı:
Üreticiliği, yapıcılığı ve imar edişiyle “fayda” mı
Yıkıcılığı ve sarsıcılığıyla deprem gibi “fay’da” mı?

Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin buyurduğu üzere ihtiyarlık ve ölümden gayrı her derde deva oluşu, çörek otunun kara kuru görünüşünü veya acı tadını hiç göz önüne getiriyor mu?

Yok eğer “hem şifalı hem de tatlı olunmaz” diyorsanız; “BAL GİBİ OLUR.”

Osman YAZICI

30 Eylül 2022 Cuma

SENDEN DAİR’E

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,artvin,daire,toki,cennet,Cemal,aşk,ilahi aşk,lebbeyk,Errahman,Errahim,Levh-i Mahfuz,Burak,Uhud,Arafat,Nur,Sevr,

SENDEN DAİR’E

Bir daire isterim cennetinden
İçi boş bir göz
Yalnız’ca Cemaline bakan yerden
“O” ihtişamının “O!”suyla dolup
Gayrı “o da olsun”dan geçen
Sırılsıklam bir aşkın
Altından ırmaklar akan yerden

Bir daire isterim haşyetinden
“Lebbeyk!” tavafıma yedi gün buyuracağın
Birtek Gözlerinin içine bakan yerden
Hayalimin kul’landığı, amelimin din’lendiği
En helal daire
0 (sıfır) seviyeden “bendeniz”e bakan
O (hu) seyriyle “bendim”i yıkan yerden

Bir daire isterim merhametinden
Errahman’dan hibe, Errahim’den bağış
Cihanların, hanların eline baktığı yerden
Nar-ı hasretinin çemberinde
Sonsuzluğun yaşına sulanmış gözlerimin
“Görülmemiş” güzelliğini görür görmez
Cennetin gemilerini yaktığı yerden

Bir daire isterim kudretinden
Levh-i Mahfuz kaleminin kaderinin
İki dudağının arasına baktığı yerden
Tek Cemal sahibine tutulmuş
İçinde hiçbir kir-acı barındırmayan
“Göresi” hep ‘senden dair’e gelen
Cennetin mirasını gözüme bıraktığı yerden

Bir daire isterim rü’yetinden
99’luk tesbihin ortasında adını sayıklayan
Huzurun, izzetin, cemâli kemâlin ezberinin
Yüzünden okunduğu yerden
Aşkın gözünü diktiği en yüce vuslata
Uçmak için can atan gönül kuşunun
Arılığına bâl bâl Burak’ın dokunduğu yerden

Bir daire isterim azametinden
En üst ünlerin başını sema sema döndüren
Kibir esrelerini kamusunun girdabında söndüren
Yunus’un Elif’i ötür okuduğu ‘O’ yerden
Nur’un Ala Nur dağına bakan gönlümün
Hira, Arafat, Uhud, Sevr tercihinden
Harf harf yalnız sana hicreti dokuduğu yerden

Bir daire isterim marifetinden
En sevdiğin “O kul”unun “O-kul” kursuna
Alın yazımla amel defterimin
Kayıtsız kalmadığı yerden
Sadece aşıkların zikir halkasından bir daire
“Göz alıcı-akıl alıcı-can alıcı” cemalinin gayrısında
Gönül gözümün kalmadığı yerden

Osman YAZICI