Kadın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Aralık 2018 Perşembe

UN HELVASI

un helvası, ceviz, tatlı, kadın, ev hanımı, ev yemekleri, yemek yapmak, tatlı yapmak,
UN HELVASI Malzemeler; 175 gr tereyağ veya margarin 4 su bardağı un 1 su bardağı toz şeker 1 su bardağı su HAZIRLANIŞI *Yağı tencereye koyup kızdırıyoruz *Eriyip biraz kızmaya başlayınca unu ekleyip önce biraz orta ateşte daha sonrada kısık ateşte karıştıra karıştıra kavuruyoruz. *Bir yandan sıcak su içerisinde şekeri eritiyoruz. *Unun kokusu çıkıp rengi açık kahve olunca üzerine şerbeti ekliyoruz. *Burada çok hızlı kavurmak gerekiyor. *Bir iki taşım bu şekilde kavurarak pişirince ocaktan alıp kapağını kapatıp demlenmeye bırakıyoruz. *Daha sonra ister bir tepsiye isterseniz bir kalıba streç filim yayıp bu karışımı üzerine döküp bastırıyoruz. *Daha sonra dilimleyerek servis ediyoruz Afiyet olsun..

5 Aralık 2018 Çarşamba

PİDELİ KÖFTE

yemek tarifi, yemek, ev yemekleri, pide, köfte, pideli köfte, kadın, ev hanımı, domates, sos, lezzetli tarifler

Köfte dediğin zaten güle eğlene yenilesi bir lezzet ama bir de pidelisi var bunun domates sosuyla parlayan" diyenleri duyduk, pideli köfte tarifini hazırlamaya koyulduk biz. Öncelikle köfte harcının nasıl olması gerektiğine karar verdik, burada tamamen özgür olabilirsiniz siz. Önce dinlendirdik köfte harcını sonra arzu ettiğimiz büyüklükte parçalar kopartıp yanmaz/yapışmaz tabanlı tavada kızarttık bir güzel. Domates sos kısık ateşte kaynadı bu arada, yoğurt çırpıldı. Küçük bir parça tereyağıyla buluşan  tırnak pideler fırında ısındı, daha çıtır hale geldi. Sonra hepsi aynı servis tabağında bir araya geldi, damaklar mest oldu, yemeyenler bin pişman.
Peki sizin favori baharatınız nedir köftede? Özel bir karışımınız var mıdır? Köfte ....'sız olmaz dediğiniz bir lezzet unsuru var mıdır? Merak ediyoruz yahu!

KAÇ KİŞİLİK

4 kişilik

HAZIRLAMA SÜRESİ

20 dakika

PİŞİRME SÜRESİ

20 dakika


Malzemeler

    Köftesi için:

  • 500 gram
    orta yağlı kıyma
  • 1 adet
    orta boy kuru soğan
  • 1 adet
    yumurta
  • 2 yemek kaşığı
    galeta unu
  • 1/2 çay kaşığı
    tuz
  • 1/2 çay kaşığı
    karabiber
  • 1/2 çay kaşığı
    kimyon
  • 4 dal
    maydanoz (arzuya göre)

    Servisi için:

  • 2 adet
    küçük boy tırnak pide
  • 1 kase
    yoğurt (çırpılmış)

    Sosu için:

  • 2 yemek kaşığı
    zeytinyağı
  • 1 diş
    rendelenmiş sarımsak
  • 1 su bardağı
    rendelenmiş domates

Püf Noktası

Köfteye ekleyeceğiniz rendelenmiş soğanın suyunu süzerseniz köftenizin pişerken sulanarak dağılmasını engellemiş olursunuz. Ayrıca köftenin pişerken dağılmaması için buzdolabında dinlendirmek de önemli bir faktördür.

Pişirme Önerisi

Köfte harcına arzu ettiğiniz baharatları katabilirsiniz, çok az miktarda öğütülmüş defne yaprağının hoş bir aroma kattığını unutmayın.Köfteleri rendelenmiş kaşar peyniri ilavesiyle de hazırlayabilirsiniz.Üzerlerine az miktarda tereyağı eklediğiniz tırnak pideleri ısıya dayanıklı fırın kabına yerleştirin. Kızarmış köfteleri ve domates sosunu gezdirdikten sonra kısa bir süre fırınlayıp servis edin. Unutmayın bu da bir seçenek. Elinizde tırnak pide yoksa Ramazan pidesiyle de yapabilirsiniz.

Nasıl Yapılır?

  1. Köfteyi hazırlamak için; kuru soğanı rendenin ince kısmıyla rendeleyin. Ayıkladığınız maydanoz yapraklarını ince ince kıyın. Orta yağlı kıymayı karıştırma kabına alın. Yumurta, rendelenmiş kuru soğan, galeta unu, kıyılmış maydanoz ve baharatlar ilavesiyle yoğurmaya başlayın.
  2. Kıvam alıp özleşen köfte harcını arzuya göre buzdolabına kaldırıp kısa bir süre dinlendirin.
  3. Sonrasında arzu ettiğiniz büyüklükte parçalar kopartın, avuç içinizde yuvarladıktan sonra yassı şeklinde köfteler hazırlayın.
  4. Domates sosu için; zeytinyağını küçük bir sos tenceresinde kızdırın. Rendelenmiş sarımsağı ekleyip karıştırdıktan sonra rendelenmiş domatesleri katın. Fazla suyunu çekene kadar kısık ateşte pişirin.
  5. Hazırladığınız köfteleri, yanmaz/yapışmaz tabanlı bir tavada ters yüz ederek kızartın. Küçük kareler halinde kestiğiniz tırnak pidelerin üzerine tereyağı sürüp kısa süre fırınlayın. Servis esnasında kullanacağınız yoğurdu çırpıp pürüzsüz bir kıvam almasını sağlayın.
  6. Fırından aldığınız pideleri servis tabaklarına paylaştırın. Kızarmış köfteleri üzerine dizin. Hazırladığınız domates sosla taçlandırın onları. Eritilmiş tereyağı gezdirin. Arzu eden yoğurt eklesin, arzu eden kekik ve pul biber.

Servis Önerisi

Yoğurt öncesinde pideli köftenin üzerine eritilmiş tereyağı gezdirebilir, domates sosu eklediğiniz köfteleri sadece kekik ve pul biber eşliğinde de servis edebilirsiniz.Közlenmiş sivri biber ve domates de eklemeyi unutmayın.

9 Kasım 2018 Cuma

SEVGİNİ GÖSTER...

yakın, uzak, aşk, kız, kadın, sevgi, gönül işleri, ruh ikizi, imtihan, dua, sevgili, aşık, kara sevda, kalp, kırık kalp, şükrü aygün, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler
"Yakınımda olup sevgisini hiç hissetmediğim kişiler var birde uzaklarda olup sevgisini deli gibi hissettiren ama sabretmek zorunda olanlar var. Ne diyeyim imtihan, Rabbim herkesin yardımcısı olsun." (Şükrü Aygün)

7 Ağustos 2018 Salı

VEFA

ihtiyaç, vefa, vefasızlık, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, halil cibran, gökyüzü, kadın, dağcı, manzara

"İnsanların vefaları sana değil, sana olan ihtiyaçlarınadır. Sana ihtiyaçları değişince vefaları biter."
(Halil Cibran)

3 Temmuz 2018 Salı

GIYBET

gıybet, dedikodu, dil, kadın, çekici, ateş, ejderha, zehir, söz, öz, güzel sözler, anlamlı sözler, özlü sözler, sadi şirazi

"El alemin kötülüğünden bahsettiğin zaman sözün doğru olsa bile özün kötü sayılır."
(Sadi Şirazi)


5 Mart 2018 Pazartesi

2 Mart 2018 Cuma

ŞEHADET-VATAN-YİĞİTLER

şehid, şehit, vatan, tabut, kınalı kuzular, yiğitler, asker, Türk, Türk Askeri, savaşçı, kadın, kız, karı, şükrü aygün

“Eli kadın eline
değmemiş YİĞİTLER
bu VATAN için bir bir
toprağa düşerken, karı kız peşinde
koşan şerefsizler
bu YİĞİTLER’in
ŞEHADET’ini
sorguluyor.”
(Şükrü Aygün)

28 Ocak 2018 Pazar

Fransa'da çarşaflı kadın ve Kasiyer

Fransa, çarşaf, hikaye, kadın, dini hikaye, peçe, kasiyer, market


Fransa’da Peçeli bir bayan süper markette alış-verişini bitirdikten sonra ücretini ödemek için sırada bekler.
Birkaç dakika sonra sıranın kendisine gelmesiyle kasiyere doğru ilerler.

Kasadaki bayan tesettürsüz bir müslümandır.

Bu bayan çarşaflı peçeli hanımın eşyalarını birer birer kasadan geçirmeye başlar, bir müddet sonra müşterisine“Bizim bu ülkede birçok problemlerimiz var ve senin peçen de bunlardan biri. Biz gurbetçiler ticaret için buradayız, dinimizi veya tarihimizi göstermek için değil.

Eğer dinini yaşamak, çarsaf giymek ve peçe takmak istiyorsan, ülkene geri dön, orada ne yapmak istiyorsan onu yap.

Peçeli bayan elindeki poşetleri bırakarak yüzündeki örtüyü kaldırdı. Ne olduysa bundan sonra oldu. Kasiyer kadın küçük bir şok yaşadı, çünkü çarşaflı hanım bir araba benzemiyordu sarışın ve mavi gözlüydü ve şunları söyledi:

Ben bir Fransızım, Arap değilim, ve burası benim ülkem ve İSLAM BENİM DİNİM
Siz müslüman doğumlular, dininizi bize sattınız ve biz de onu sizlerden satın aldık.

Bu söz üzerine kasiyer neye uğradığını şaşırır! Hiçbir şey demeden peçeli bayan çıkar, kasiyer ise olduğu yerde adeta dona kalır.

18 Aralık 2017 Pazartesi

Deli mi Veli mi?

deli, veli, kalbi açık, kalp gözü açık, cami, imam, camaat, namaz, kadın, inek, aşçı, yemek, dini hikaye, kıssa, hikaye

Deli mi Veli mi belli olmaz
Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak. Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.

Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar. Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını. Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan. Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar. Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile. İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar.

İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:
“Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”

Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar

“Âdetiniz böyle değil mi?”
“Ne âdeti?!” der Hoca..

Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..

Der ki meczub bu kez:

“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!

Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der..

“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”..

Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır. Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:

“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı..

Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”
Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;

“ Boş yok, boş yok hiç!. diye tekrarlar.

O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar!

Aynen doğrudur dedikleri çünkü; kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda,kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeği. Biri açtır aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.

“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca..

O da der ki:

“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!

Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda…

Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet...

11 Aralık 2017 Pazartesi

CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ

şemsiye, yağmur, kadın, kız, şemsiyeli kadın, ıslanan kadın, güzel sözler, özlü sözler, anlamlı sözler, cahit zarifoğlu, yol, ağaçlık, romantizm


CAHİT ZARİFOĞLU SÖZLERİ
Ben onunla içimden konuşuyordum.

Gelecektim ama daha kötü bir hatıram olsun istemedim.

Şöyle olmuş: Ben sen demişim, sense sen.

Değil mi ki, kavuşmalarımız topal. Ayrılıklarımız koşar adım.

Şöyle irice bir kelime bul ok atsın yüreğime.

Bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek.

Ah şu yalnızlık kemik gibi, ne yana dönsem batar.

Az az ölüyoruz her gün yağmurdan, havadan bahseder gibi.

Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı.

Başıma düşmüş sevda ağı. Bir başıma tenhalarda kahroldum.

Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur.

Hayır kalbim yorulmadım hayır hayır yıkıl daha.

Bazen yağmur olmak ister insan. Yağmak ister sevdiğinin yüreğine.

Her fikrin karşılığı bir duygu vardır.

Evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa?

Düştümse sana bakarken düştüm.

Nereye kadar kendinden kaçabilirsin? Ya bir daha geri dönemezsen…

Bir ölüm vefalı, bir de sonbahar.

Adam, acı mümkün olduğu kadar kendi içine aksın diye yüzünü öne eğmişti.

Filistin; bir sınav kâğıdı… Her mü’mîn kulun önünde.

Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna.

Aklımdan çıkmıyorsun dedim. Başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.

Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz. Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak, arayacağımız yer bellidir.

Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik.

Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak.

Yaşamak bir perde gibi kalkıyor aramızdan. Zamansız mekânsız bir tünel başındayız şimdi.

Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne?, Dedim ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil!

Rüzgâr nereden eserse essin güzeldir. Alevler bir ayrı âlemdir. Dirlik sevinçtir göç içimizedir.

O sabah ezan sesi gelmedi camimizden. Korktum bütün insanlar için, bütün insanlık adına.

Şimdi yoksun üstelik uzaktasın ellerin yapayalnız biliyorum gözlerin dalıyor yine hep benim için olmalı.

Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın.

Vicdanen rahat olmamız yetmiyor. Başkalarının hakkımızda yanlış kanaatler edindiğini görmek üzüyor bizi.

Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde. Bir ölçü, bir adaletli ki eşi emsali bulunmaz.

Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır.

Ayrılıkla başım belada gözlerini çevir gözlerime yoksa ben sensiz bu sessizlikle. Deli gibiyim sensiz bu sensizlikle.

Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak topraklarım yok.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

Bu dünya soğuk… Rüzgâr genelde ters yöne eser. Limon ağaçları kurur. Bahaneler hep hazır. Güzel günler çabuk geçer.

Ehli takva olun, ehli secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile gizleyin.

Biz kendimizi hep doğru yoldan ayrılmamış kabul eder ve dünyanın bir imtihanhane olduğunu hep başkaları için düşünürüz.

Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun.

“Ve önemli olan ‘an’dır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir.”

Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, Suriye’nin toprağından, Bosna’nın bayrağından, Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz.

Haydi, bir şeyler daha yazayım diye kaleme sarılmayın. Beklemeyi bilin. Susayınca, acıkınca nasıl anlıyorsak, yazmak anını da anlarız.

Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve cedel, su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle.

Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var; Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var; Kâfir oluşları veya küfre hizmet edişleri.

Düşünün bakalım, televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek, acaba kalkıp bir farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır?

Buruşturularak atılmış bir kâğıt parçası gibiyim. İçimde kalkıp gidenlerden doğan boşlukların ağırlığı… Ve sevmek. Ve korkmak ve nasıl, uzaydaymışım gibi yalnızım.

İnsan kendi mutlu olma imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ve önemli olan yaşanılan “an”dır.

5 Mayıs 2017 Cuma

KALP KIRMAK

gözyaşı, göz, kiprik, kaş, kadın, ağlamak, üzüntü
"Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa!... Resulullah seviyorsa!... Hatta ''Yer ve Gök'' dahi seviyorsa!... Nerden bileceksin? Bilmiyorsunki, bilseydin ödün kopardı kırmaktan..."
(Hz. Mevlana)

13 Aralık 2016 Salı

EY MÜSLÜMAN KARDEŞİM UYAN...

Ortadoğu'da kadınlara, çocuklara tecavüz ediliyor, insanlar diri diri yakılıyor, beşikteki bebekler bile öldürülüyor, her yerde Müslüman kanı akıtılıyor ama bunca zulüm yapılırken İslam Dünyası sadece seyrediyor :( :( :( Bu nasıl şuursuzluk böyle, YAZIKLAR OLSUN. Bu zulme sessiz kalırsak bu ateş bizi de sarar. Allah'ım tez vakitte Müslümanlara uyanmayı birlik olmayı nasip eylesin...
(Amin)