7 Aralık 2015 Pazartesi

TEMİZLİK

“… Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.”
(Bakara Suresi - 222)

ÖLÇÜDE VE TARTIDA ADALET


"Ölçüyü ve tartıyı adaletle tutun!
İnsanlara eşyalarını eksik vermeyin ve yeryüzünde ifsad edici kimseler olarak bozgunculuk yapmayın!

(Hud Suresi - 85.)

AVUSTURALYA DEVLETİ'NE SAVAŞ AÇAN, 2 TÜRK ASKERİ...

 
AVUSTURALYA DEVLETİNE SAVAŞ AÇAN, 2 TÜRK ASKERİ
                      (Okuyalım Paylaşalım Teşekkürler)

Avusturalya Devleti ilk resmi savasını, İKİ TÜRK ile yapılmıştır...

Yıl 1912, İngilizler Hindistan’ı işgal eder… Osmanlı 350 adet Levent ile Hindistan'a yardıma gider buradaki savaşlarda 40 kadar TÜRK esir düşer. Savaş bittikten sonra bu 40 Osmanlı esir askerini, İngilizler gemilerde çalıştırmaya başlarlar. Bir İngiliz gemisi Avustralya’ya geldiğinde, esir iki Osmanlı askeri gemiden bir yolunu bulup kaçarlar.

ESAS HİKAYE BUNDAN SONRA BAŞLAR….

Gemiden Kaçan İki levent…… Meslegi dondurmacılık olan (Karadenizli) Abdullah ve Mesleği kasaplık olan (Afyonkarahisarlı) Mehmet Avusturalya'da kendilerine yeni bir hayat kurarlar… İşleri ve kazançları iyidir ama onların kulagı sürekli Anadolu'da ve memlektlerindedir…
Dünya kaynamaktadır… Balkanlar, ortadogu ve İngilizlerin işgal ettiği Türk Yurtları….
İşte Tam Bu sırada (1915) Avusturalya Hükümeti, İngilizlerle birlikte Çanakkele'ye ASKER çıkarmaya karar verir.
ve bizim iki Osmanlı askeri olayı duyarlar ve hemen buluşarak, durum değerlendirmesi yaparlar.

Biz TÜRK askeriyiz ve Avustralya’da yaşıyoruz. Avustralya devleti Osmanlıya savaş açmış ve bizim ülkemizi işgale gitmiş, bundan dolayı biz de Avustralya devletine savaş açalım derler.

Alırlar kağıdı, kalemi ve yazarlar:

Sayın Avustralya Yetkilileri…. (İngilizlerin sömürgesi olduğu için Dönemin Sömürge VALİSİ)
Biz iki TÜRK askeri, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki, devletimiz Osmanlı'ya Avustralya Devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki TÜRK askeri olarak biz de Avustralya Devleti'ne savaş açmış bulunmaktayız.
Bu bir “Osmanlı Savaş Fermanı“dır. Avusturalya’ya duyurulur....
Avusturalyalı yetkililer Bu mektubu alırlar, Okurlar ama Ciddiye almazlar…

Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet, Karadeniz diyarından Mentesoğlu Abdullah İki Osmanlı askeri, Sidney’ in 250 km uzağında (Whıte Rock) Karlıdağlar denilen bölgede siper alırlar… Dondurmacı Abdullah'ın beyaz gömlegi vardır, kasap Mehmet' in de kırmızı önlügü, GÖMLEK VE ÖNLÜGÜ SÖKEREK 3 HİLALLİ BAYRAGI DİKERLER bu bayrak ile DÜŞMANA SAVAŞ AÇARLAR…
Avusturalya'lı Yetkililer, Tren ile asker toplayıp limanlara sevketmektedir. Limanlara gelen asker ve mühimmat gemilerle ÇANAKKALE'ye sevk edilmektedir…
Önce virajlarda tren raylarını sökerek 3 tren devirirler. Üçüncü trende askeri mühimmat bularak silahlanırlar. Aynı bölgede 8 karakol basar ve karakollardaki askerlerin tamamını vururlar.

Ne olduğunu bir turlu çözemeyen Avustralyalıların, sonunda iki Osmanlı askerinin yazmış olduğu mektup akıllarına gelir ve bölgeye TREN ile 250 kadar asker gönderirler… İKİ; TÜRK kendilerine savaş açmıştır… Bu savaş Avusturalya'nın ilk resmi savasıdır… Çaresiz kalan Avusturalya Devleti ilk resmi savasına girer, Karşı tarafta İKİ TÜRK... Tren ile gelen 250 kadar Avusturalya askerini pusuya düşüren İki BABAYİGİT… Trene saldırır…. Ve iki Osmanlı askeri 60 kadar Avusturalya askerini öldürür… Çok şiddetli çatışmalar sonucunda, İKİ ANADOLU ASLANI bu karlı dağlarda şehit Düşer….

İki askerin mezarı Sidney’e 250 km uzakta (Whıte Rock) Karlıdaglar’da bulunmaktadır.
NUR İÇİNDE YATSINLAR…
Bu iki yiğidin hakkını teslim eden Avusturalya o bölgeye 'Türk Kayalıkları' ismini vermiştir...
(Okuyalım Paylaşalım, Teşekkürler.)

5 Aralık 2015 Cumartesi

YANIMDA YÜRÜ

"Önümden gitme seni izleyemeyebilirim, arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim; yanımda yürü ve yalnızca dostum kal."
(Albert Camus)

4 Aralık 2015 Cuma

KİMSENİN UMUDUNU KIRMA

"Asla kimsenin umudunu kırma. Belki de sahip oldukları tek şey odur."
(Hz. Mevlana)

YETİM BARINDIRMAK

"Kim bir yetimi yanında barındırır, yedirir ve içirirse Allah Teala ona cenneti vacip kılar."
Hz. Muhammed (SAS)
(Kaynak: Tirmizi)

3 Aralık 2015 Perşembe

GÜLER YÜZLÜ OL

"Kılıçla yaptırılamayan birçok iş, güler yüzle ve tatlı dille kolayca yaptırılır."
İmam Şafii (rh)

ÇOCUKLARI KAZANCA ZORLAMAYIN

"Küçük çocukları kazanca zorlamayın. Eğer onları kazanca zorlarsanız hırsızlık yaparlar."
Hz. Osman (ra)

2 Aralık 2015 Çarşamba

SEN KUSURSUZ OLSAYDIN

"Eğer sen, kusursuz olsaydın; Başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdın."
(Anton Çehov)

SESSİZ OL


"Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol."
(Hz. Mevlana)

GÜL

“Gül, o güzel kokuyu diken ile hoş geçindiği için kazandı. Bu hakîkati gülden de işit. Bak, o ne diyor: Dikenle beraber bulunduğum için neden gama düşeyim, neden kendimi kedere salayım? Ben ki, gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberliğine katlandığım için elde ettim. Onun vesîlesiyle âleme güzellikler ve hoş kokular sunma imkânına kavuştum…”
Bu gül, bize de diyor ki: “Sen de benim gibi ol!”

Hz. Mevlânâ (rh)

1 Aralık 2015 Salı

ÇAMURLU KAFTAN...

Yavuz Sultan Selîm Han ve ordusu, Adana civarında şiddetli bir yağmura tutuldular. Her yer çamur deryâsı olmuştu. O sırada Selîm Han, devrin meşhûr âlimlerinden Kemâl Paşazâde ile yanyana at üstünde sohbet ederek gidiyorlardı. Birden Kemâl Paşazâde’nin atı ürktü ve ürken atın ayağından sıçrayan çamur, Yavuz’un üstünü baştan başa boyadı.
Kemâl Paşazâde çok üzüldü. Rengi attı. Yavuz, O’na dönerek mütebessim bir çehre ile:

"Ulemânın atının ayağından sıçrayıp bizi boyayan çamur, bizim için şereftir. Mübârektir. Bu çamurlu kaftanı, ben ölünce sandukamın üzerine kapatın!"
buyurdu.

(Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yay.)
(Sultan Selim'in vasiyeti aynı şekilde tatbik edilmiş olup, İstanbul'un Fatih Semtinde Yer Alan "YAVUZ SULTAN SELİM CAMİİ içinde SULTAN SELİM TÜRBESİ"i üzerindedir...)

EŞŞEK DEYİP GEÇMEYİN

EŞŞEK DEYİP GEÇMEYİN...
(Biraz gülelim)
1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye'ye. Adnan Menderes Dönemi; Küçük Amerika olacağız diye ilk heveslendiğimiz günler...
Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda bizde yol güzergahını belirleyecek alet yok, eleman yok.
Nafia mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.
Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:
- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergahını belirliyorlar.
- Nasıl yani, anlayamadım?
- Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergahı belirliyoruz demişler.
Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili cevap vermiş:
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz 

HERŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR

OIsun be aIdırma Yaradan yardır.
Sanmaki zaIimin ettiği kârdır.
MazIumun ahı indirir şâhı.
Herşeyin bir vakti vardır.

(Yunus Emre)

30 Kasım 2015 Pazartesi

HER GÜZEL YÜZE KANMA


Nice insan suratlı şeytan vardır.
Bu sebeple her ele, el vermek doğru değildir. 
Kuş tutan avcı, kuşu avlamak için ıslık çalar, ötme taklidi yapar.
Her yüze bakma Can! 
Her gülüşe aldanma. 
Her ele el uzatma can! 
Her güzel söze kanma!

(Hz. Mevlana)

ALLAH YETER

"Dost istersen Allah (CC) yeter. Evet, O dost ise her şey dosttur."
(Bediüzzaman Said Nursi)

27 Kasım 2015 Cuma

HAYVANLARA MERHAMET EDİYOR MUYUZ...?

“Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyordu. Adam kendi kendine, 'Bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış.' deyip hemen kuyuya indi. Mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı.”
Hz. Muhammed (SAS)(Buhârî, “Musâkât”, 9, “Mezalim”, 23, “Edeb”, 27; “Müslim”, 153)

DİNDE ZORLAMA YOKTUR


"Dinde zorlama yoktur.
Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. 
Allah, her şeyi işitir ve bilir." 

(Bakara Suresi - 256)

26 Kasım 2015 Perşembe

SENİ SEVİYORUM

"İnsan 'seni seviyorum' deme fırsatını asla kaçırmamalıdır."
(Sami Yusuf)

HELAL LOKMA YE


''Ey oğlum! 
Helâl lokma ye ve işlerinde âlimlere danış, işlerini nasıl yapacağını onlara sor. Âlimler meclisine devâm et. Bahar yağmuru ile yeryüzünü yeşillendiren Allahü Teâlâ, âlimlerin meclisindeki hikmet nûru ile de müminlerin kalbini aydınlatır.''

(Hz. Lokman)

25 Kasım 2015 Çarşamba

OSMANLI ASKERİNİN ELBİSELERİ BİLE YETERLİYDİ...

Yeniçeri
19. yüzyılda Almanya nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında
Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.

Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı.

O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses
çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına
durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar.

Mektupta şöyle denmektedir:

"Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar.
Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de
halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi
bu sene olsun toplama imkanı sağlayın."

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen
padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker
elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.

Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar:

"Fransızlar korkak adamlerdır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir."

Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin.
Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören
Fransızlar için bu kâfidir."

Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.
Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında
dolaşmaya başlarlar.

Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına
sebep olur:

"Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini
de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.

Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen
olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip, hadiseyi temsilen kutlarlar...

ALLAH SİZE KOLAYLIK DİLER


"... Allah (CC) size kolaylık diler, zorluk dilemez."
(Bakara Suresi - 185)

24 Kasım 2015 Salı

BAŞARI

Hiç kimse başarı merdivenlerine elleri cebinde çıkmamıştır.

KADINLARI DÖVMEYİNİZ


“Kadınları dövmeyiniz...!

Kadınlarını döven kimseler, sizin hayırlınız değildir.”
Hz. Muhammed (SAS)
(Kaynak: Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; İbn-i Mâce, Nikâh, 51)

23 Kasım 2015 Pazartesi

GÜCÜMÜZÜN ESASI İSLAMİYET

"Yeniden canlanmak için Avrupa medeniyetini taklit değil, gücümüzün esası olan İslamiyet'e dönmek gerekir...!"
(ll. Abdülhamid Han Hazretleri)

İlahi Aşk


Aşkın aldı benden beni, bana Seni gerek Seni
Ben yanarım dünü günü, bana Seni gerek Seni.

(Yunus Emre) 

22 Kasım 2015 Pazar

TESELLİ VERMEK

"İmandan sonra en makbul amel, mahzun gönüllere teselli vermektir."
Hz. Muhammed (sas)
(Kaynak: Taberani)

21 Kasım 2015 Cumartesi

20 Kasım 2015 Cuma

TEVBEYİ YARINA BIRAKMA


''Ey oğlum! Dünyâ geçici ve kısadır. Senin dünyâ hayâtın ise azın azıdır. Bunun da azının azı kalmış, çoğu geçmiştir. Ey oğlum! Tövbeyi yarına bırakma, çünkü ölüm ansızın gelip yakalar.'' 
Hz. Lokman (as)

DUAMIZA AMİN DİYELİM

dua eden çocuklar

Allah’ım, İslam’a ve müslümanlara yardım et.
Vatanımızı ve milletimizi her türlü tehlikeden koru. 
Bize, dünyada ve ahirette iyilikler vegüzellikler ihsan eyle.
Bizi, anne-babamızı ve bütün müminleri bagışla.
Şüphesiz Sen işiten ve dualarımızı kabul edensin.

AĞLAMAYI ÖĞREN

"Yusuf (as) gibi güzel olmadıysan bari Yakup (as) gibi ağlamayı öğren."
Hz. Mevlana (rh)

19 Kasım 2015 Perşembe

SÖZ GETİREN SÖZ GÖTÜRÜR

bebek, kız çocuğu, anne baba kız
"Sana söz getiren, senden de söz götürür. Babasına ve annesine itaatli olan, evladını kendisine itaatli bulur."
Erzurumlu İbrahim Hakkı (rh)

DİLİNE VE GÖZÜNE SAHİP OL

kadın gözü, göz, estetik, seksi bakış
"Diline ve gözüne sahip ol, boğazına dikkat et; az ye fakat helal ye."
(Kutadgu Bilig)