OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OSMAN YAZICI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2022 Salı

DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER"

DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER",OSMAN YAZICI,orjinal içerik,köy hayatı,inek,dana,sığır,trafik,fani dünya,tarım ve insan fotoğraf yarışması,

 DÜNYAYA İNSANIN BİRİ "GELİR" BİRİ "GİDER"

Dünya trafiğinin "al ışığı" yoktur. Birine "gelin!" der birine "geçin." Gelinlikle kefen koyar önüne: "İki beyaz şıktan birini seçin!" Dünyanın ikiz çocuklarıdır hayatla ölüm. Birine "doğum" der diğerine "batım." Gelen ağlar giden ağlar. Yuvadan uçmanın hazırlığına yanar hüzün sarısı lambalar. Dünya trafiğinin tazeye, taziyeye alışığı yoktur.

Dünya trafiğinin "al ışığı" yoktur. Frene dokunmaz hiçbir ferdi. Ya gelir ya gider. "Gelin" dedikten sonra "geçim" derdi. Dünyanın ikiz çocuklarıdır gelir ile gider. Birine "alım" der diğerine "satım." Batının maliyetini karşılamanın telaşına düşer doğumun hasılası. İki yakayı biraraya getirmenin hazırlığına yanar altın sarısı lambalar. Dünya trafiğinin alış-verişe alışığı yoktur.

Dünya çift yönlü bir yolda sürekli seyir halindedir. Biri gider biri gelir. Bir gider, bir gelir. Bu yüzden dünya trafiğinin al ışığı da, alışığı da sadece gün batımı ve gün doğumundadır. Zira günbatımı ile şafağın rengi aldır, kırmızıdır.

Hayatın bir gideri (maliyet-ölüm) olduğu gibi bir de geliri (kazanç-doğum) vardır. Mesela sabır gider, şükür gelir. Kış gider, bahar gelir. Gider olmalıdır ki gelir kendine yer bulsun.

Dünyanın en büyük geliri insandır. Zira dünyayı o imar eder. Bu yüzden iyiler, hayatın gelir defterinde kayıtlıdır. Gider olsalar dahi. Çünkü geride bıraktıkları örnek şahsiyetleri ve eserleriyle sürekli hayatın gelir defterini kabartmaya devam ederler. Dünyanın en büyük gideri de insandır çünkü onun kadar hayatı tarumar eden başka varlık bulunmaz. Bu yüzden kötüler hep hayatın gider defterinde tutulur. Çünkü onların hayata gelir sağlaması ancak gider olmaları, ölmeleriyle mümkündür.

Ardımızdan "Şu gidenden dünyaya, gelir mi!" diye dudak kıvırttırmak veya "Şu gidenden dünyaya bir daha gelir mi?" şeklinde dudak ısıttırmak yine bizim elimizde. Yoksa herkes "GELİR GİDER"...
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tarım, Orman, İnsan Fotoğraf Yarışması

8 Ekim 2022 Cumartesi

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN"

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN",şimşek,yıldırım,yağmur,fırtına,yağma,saman,servet,beddua,ihsan,cimri,semavi,çöl,kasırgı,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,

GÖKLERİN "YAĞMA"SIDIR YERİ "BİTİREN"
Sicim sicim yağmasaydı yağmur, can suyunu nereden alırdı tohum? Beyazını kıştan esirgeseydi kar, baharda gelin gibi nasıl süslenirdi toprak? Açmasaydı güneş altın kesesini, bereketin çil çil sarısını nasıl harman ederdi insan? Esmeseydi aşılayıcı rüzgar, hangi çiçek aşererdi meyveye?...

Önce yerin ‘sâmân’ındaki (sâmân: servet) 'sema’nın payı görülmeli ve bu pay verilmelidir. Göklerin payı ise şükürdür, olmayana vermektir.

Zaten gökler kendi payına ayrılanı yine fazlasıyla insana iade edecektir. Zira sadaka ve şükür
malı eksiltmez. Aksine temizler, arıtır ve artırır.

(Eğer şükrederseniz size olan nimetimi artırırım. İbrahim Suresi - 7. Ayet) (Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “Her sabah yeryüzüne iki melek iner. Bunlardan biri: «Allâh’ım! Malını hak yolunda harcayana yenisini ihsân eyle!» diye duâ eder. Diğeri de: «Allâh’ım! Cimrilik edenin malını telef et!» diye bedduâ eder.” (Müslim)

Semanın, semavi olanın payını çok göreni göklerin sel, çığ, çöl, kasırga eliyle"paylamayacağını" kim bilebilir?...
Osman YAZICI

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ,ağaçta kuşlar,yağmur,abdest,temiz kalpli,eli yüzü temiz,nefis,kiram,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,

BULUTLAR KARALANMADAN TOPRAK TEMİZE ÇEKİLEMEZ

Toprakta teyemmüm, suda abdest temizliği vardır. İnsan, toprak ve sudan yaratıldığından ötürü özü-fıtratı itibariyle temizdir. İmtihanı sadece bu temizliğe leke sürdürmemektir.

Temiz iş çıkaran, “temiz kalpli-eli yüzü temiz” unvanı kazanandan kimse davacı olmaz. Temiz iş, muhakeme ve mahkeme yüzü görmez.Temiz, temyize götürülmez.

Aslolan temizlik. Gerisi ha-kir ha-pis…

Temizlenenden daha kutsalı ise temizleyendir. Öyle ya; bulutlar karalanmadan toprak kendini temize çekemez. Tohumlar derine gömülmeden, filizler göklere adım atamaz. Yay gerim gerim gerilmeden ok menzile varamaz...

Nefsim;
Sudan daha aziz ve temiz olmakla kalmayıp üstüne bir de Ashab-ı Kirâm gibi “PİR-İNCİ" yetiştiren Efendimiz Sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in pilavından dönersen kaşığın kırılsın!...
Osman YAZICI 

7 Ekim 2022 Cuma

HAYAT BEŞ HARF DÖRDÜ HAYÂ EBED İSE HARFİ HARFİNE EDEB

HAYAT BEŞ HARF DÖRDÜ HAYÂ EBED İSE HARFİ HARFİNE EDEB,güneş,manzara,gün doğuşu,haya,edeb,ebced,edep ya HU,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,
HAYAT BEŞ HARF DÖRDÜ HAY EBED İSE HARFİ HARFİNE EDEB
Hayâ, yüz kızartıcı iş işlemeden önce yüzün kızarması, utanılacak fiilleri yapmaktan önce utanmaktır. Hayâ, arsızlığa niyetlenen nefse yanan kırmızı ışıktır. Dünyayı üç hayâ yaşanılır kılıyor. Yaradandan, yaratılanlardan-kendinden hayâ etmek. Hayâsız bir hayat hayal et! Sonuç hayalet. Korkunç, arsız bir dünya… Hayat beş harf dördü hayâ. “Ebed” ise harfi harfine “edeb.” (Ebed ile Edeb Arapça aynı harflerle yazılır.)
Hayânın, edebin rengi kırmızıdır. "Kalbi" olanlar gibi. Sonuçlarıysa hep aktır. "Ak"lı olanlar gibi. AL+AK=ALAK. "Allah, insanı alaktan yarattı." (Alak Suresi) “Ne alaka?” diyenler! Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in buyurduğu üzere: "Hayân yoksa dilediğini yap!"
Senden muradımız "Edep YA HU!"
Osman YAZICI

DİLİN MUADİLİ YOKTUR

dilin muadili yoktur,dil,zehir,kılıç,lokman hekim,deprem,teselli,şefkat,iyiliğe iyilik her kişinin,oruç,dil baltası,dil balatası,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,
DİLİN MUADİLİ YOKTUR
Keskinliği kılıçta, zehri yılanda bile bulunmaz. Gönülde açtığı yaralara Lokman Hekim çare bulamaz. Arkadan çekiştirmeyle edindiği yırtıcılığı, 'ölü kardeş eti' yemesindeki ağzı kanlılığı leş yiyen hayvanlarda dahi yoktur. Deprem yıkıcı gücünden çekinir. Yalakalık salyaları köpeklerin su ihtiyacını giderir. Alayıyla komedyenlerin alayına meslek bıraktırır. Pabuç gibidir; şeytana pabucu ters giydirir, tilkinin pabucunu da dama atar. Eşi yoktur ama numarası çoktur...

Tatlılığı yanında bal yüzünü ekşitir, içler acısı duruma düşer. Narasından dağlar titrer. İpek yumuşaklığını kıskanır. Tesellisiyle kalp dostudur. Nağmeleri kuşları dut yemiş bülbüle çevirir. Şefkati ifşa, aşkı ilan eder. Doğruluk ve barıştırıcılığıyla yalanı yalan, kavgayı talan eder. Hayatın en belirginidir gayrısını falan filan eder...

İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği dili yani konuşmasıdır. Gönül dili, beden dili, söz dilini aynı anda fıtratına uygun konuşturan "üç lisan üç insan"dır ve "dillere destan"dır. İnsanların parmak izi gibi dil izi de farklıdır. İnsanın şahsiyeti, milliyeti, dini dilinden anlaşılır; dil izinden takip edilir.

Dilimizde yara veya hastalık varsa umutsuz olmayalım. Yeter ki onu iyileştirmeye gayret edelim. Zira uzuvlar arasında kendi kendini en kısa sürede tamir eden organ dildir. Unutmayalım ki dilin muadili yoktur. Zira bir dil bir insandır. Dilini tutan kazandı. Zira onun yerini tutan yok...

“İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır” demiş büyüklerimiz. Er kişiler, "bayramlık ağzı"nı açana şeker, baklava, bayramlaşma, kucaklaşma, sevgi ve dostlukla tatlanmış “bayramlık ağızlarını” açarlar. Ya da; yenilir yutulur olmayan-ağza alınmayacak sözler karşısında “zaten niyetliyim” diyerek "oruç ağız"larını kapalı tutarlar. Ayrıca, bu er kişiler; sivri-acı olan biber dilin sözlerini “dost acı söyler” kantarında tartmaktan da geri durmazlar. Kısacası bu deryadiller, acı dile acı biber sürmezler.

"Dil baltası"na tam gaz vererek çok ileri gidene, "dil balatası" ve "dil bal tası"yla karşılık verenin lafının üstüne laf yok…
Osman YAZICI
 

6 Ekim 2022 Perşembe

ACI ÇEKMEYEN "YOK"TUR

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,biber,acı biber,pul biber,mazlum,şefkat,urfa,maraş,antep,şanlı,kahraman,gazi,hz Muhammed,acı kesici,
ACI ÇEKMEYEN "YOK"TUR

Acı; hem var oluşun göstergesi hem de o var oluşu sürdürmenin gayretidir. Mesela baş ağrısı, bir başın var olduğunu göstermekle kalmaz, o başın içine düştüğü sıkıntının tedavisine de zemin hazırlar. Öyle ya insan kanat acısı çekmez.

Mazluma şefkatten yüreği acımayana, zalime öfkeden suratı ekşimeyene kalpsiz-yüzsüz denmez mi? Yüreği başkasının acısıyla dağlananın büyüklüğüneyse 'Ağrı dağı' bile erişemez.

Acı hayatın gıdasıdır. Birtek kalbi taşlaşmışlarla ölüler acı duymaz. Acı denince akla gelen üç ilimiz var: Urfa, Maraş, Antep. Hepsi ne kadar "Şanlı-Kahraman-Gazi" değil mi?

Bu açıdan bakıldığinda da; her türlü acının en yoğun şiddetini kendisine yaşatmalarına rağmen yine de insanlığın hidayeti, iki cihan saadeti için çırpınan; "ümmeti ümmeti" diyerek bizim affımız için secdelerde gözyaşlarına boğularak bizim saadetimizi engin gönlunde derin bir 'acı' edinen Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellemin büyüklüğü ve alemlere rahmet oluşu daha iyi anlaşılır. Hani "Allah cc sevdiklerinin acısını göstermesin" deriz ya. Allah cc gönlümüze, iki cihanımıza Efendimizin (sas) acısını göstermesin. Bütün insanlık ve mahlukat için duyduğu sevgi, rahmet ve acısına bizi de ortak kılsın.

"ACI KESİCİ" almayın efendim. "İYİ" OLAMAZSINIZ...
Osman YAZICI

SEMA VER!

çay,çaydanlık,semaver,enhar,elifba,kamusu,umma,kıyım,med cezir,uçmak,kah,gonca,çiğ,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,altın,duman,kelime oyunu
SEMA VER!

Semaver gönlüm
Ateş altında, 'enhar' üstünde
Kaç deryanın kanı kaynar da
Bir damlalık yaratılış suyuma
En yüce dosta davetiyelik
Dumanı üstünde
Bir yudumluk ‘çay’ demlenir mi bilmem

Yangın merdiveninin ayağını kaydıran ıslak zemin
Yoksa
Ateşin ocağına düşmüş göl-gemi?
Dilimin ucundaki bir “ab”lık Elifba’yla
Su-suverir de cümlenin kamusu
İçimden geçenlerin ağzındaki nara
Ateşten kelimeler gemilenir mi
Yoksa gemlenir mi bilmem

‘Umma’nın kıyamında hep bir umut
‘Kıyı’mda dirilir en iri kıyım kor‘kum’
Ateşi çıkmış bir başın üşüyen ayağına
Kanıvermiş şerarem de şelalem de
Serabımda susûz ortak
‘Med-Cezir’imin bir miraçlık secdesinde
Can kuşum “uçmak”la yemlenir mi bilmem

Bedenimden çekilen sular
Doldurdukça doldurur ruhumun yaşlı bardağını
Ateşle suyun al evinde tüm sermayem
Kâh hırçın bir dalga geçişle
Kâh bir buhar oluşla
Çekilir de göklerin sularına bir kömürlük ömür
Bir bulutluk rahmet gözünde nemlenir mi bilmem

Bir gözü tav-şan kanında
Diğer musluk korukluğun çağla yanında
Küllerime dökülen can suyu
Gonca gonca doğum, diken diken batım
Söner mi bin yıldır yanan bu ateş
Yerin dibine geçer mi Save
Gün gelir de yüzüme gülüverir mi kader
Çiğ-dem arafında dudak payım
En kutlu tebessümle 'mim'lenir mi bilmem

‘Altın’dan ırmaklar akan cennet
Ateş pahası
Şeytanın is’yanı cehennem
Sudan ucuz
Duman beyazından ihram giyen ruhum
Dönüp dönüp bir kâbelik kara sevdaya
Közüm ‘kül’lenir, sularım zemzemlenir mi bilmem
Hey hat!
Burnundan ‘ba’cası tüten aşkın harfleri
“Elif'"ten dem alıp da âdemlenir mi bilmem

Sema ver ki lütfundan Yarab!
‘Arş ileri’ şanına meftun kelimelerim
‘Kıt’a dur!”umla hemdemlenir mi bilmem
Osman YAZICI

5 Ekim 2022 Çarşamba

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN

EŞSİZ BİR HAYAT İSTEYEN EŞİNİ YAŞATSIN,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,içişleri bakanı,dışişleri bakanı,er,kadın,erkek,dişi,koca,karı,akıl,kadı,kördüğüm aşk,ana,hanım,tarım ve insan

Erkek, ailenin ‘Dış İşleri’ Bakanıdır. Vazifesi eve ekmek getirmektir. "Er işte olmalı!"mantığıyla hareket eder. Kadın ise ‘Diş İşleri’ Bakanlığı koltuğunda oturur. ‘Dişi’nin vazifesi de eve getirilen ekmeği "erişte olmalı" düsturuyla ‘dişe dokunur’ hale getirmek ve çeşitlendirmektir.


Günümüzde ise şehirli kadınlarımız çalışma hayatına dahil olarak “İç İşleri – Diş İşleri Bakanlığı’na ilaveten “Dış İşleri”ne de açıldılar. Köylü kadınlarımız ise yıllardır böyle zaten. Ama erkekler kadınlarımızın bu artan yükünü dikkate alarak “iç işlere” halen daha pek karışık değiller. Kadın işine gittiğinde “han’ım! ve kâr’ım!”… “İşine gelmediğinde” ise sadece hanım-karı… Hâl böyle olunca "hayat müşterektir" sözü de “koca” bir yalan oluyor ve ‘karı koca’dan oluşan aile müessesesi de çökmüş ‘kocakarı’ yetiştiriyor.

Eşler bir çift ayakkabı. Biri yıpranınca diğer sağlamı da aynı çöpe koyuyorlar. Hülasa yâr olmak yardımcı olmak, yâr arı taşımaktır.

Beylere naçizane tavsiyemiz; Sakın “Akıl ‘BEY’İN işidir” diyerek hanımlarınızla tartışmaya girmeyiniz! Zira “h-aklı çıkan” erkek tarih sahnesinde görülmedi. Unutmayın ki “Davalarda son söz KADI’NIN sözüdür.”

Hz. Aişe Validemiz, Efendimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’e “Beni ne kadar seviyorsun ya Resulallah?” der. Efendimiz (sas) “Kördüğüm gibi” buyurur. Bazen sorar Hz. Aişe: “Kördüğüm ne durumda Ya Resulallah?” Efendimizin (sas) cevabı o kadar sırlıdır ki çözmesini bilene: “İlk günkü gibi ya Aişe!”

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Rum Suresi 21. Ayet” buyuran Rabbimiz Allah Azze ve Celle, hepimizin yuvasına, “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır” buyuran Efendimizin (sas) ‘nebevi kördüğüm’ünden nasip eylesin. O kördüğümde çözülmeyecek ne sorun olabilir ki…

YAŞASIN ANALAR! YAŞASIN HANIMLAR!
Osman YAZICI

Fotoğraf: Tahir AKAY -Tarım Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması

4 Ekim 2022 Salı

TEK BAŞINA ANLAMI OLAN TEK HARF "O"DUR

OSMAN YAZICI,orjinal içerik,aşure,O,tasavvuf,kelime oyunu,fasulye,nohut,nimet,tekbir,dua,mübarek,ibretlik,

 TEK BAŞINA ANLAMI OLAN TEK HARF "O"DUR Alfabemizde tek başına anlam ifade eden tek harf, "O"dur. O, (Arapça Hu) tasavvuf’ta Cenab-ı Hakk’ı sembolize eder. İhtişamda, kudrette, güzellikte, izzette yalnızlık, yalnız Allah’a (cc) mahsustur. Biz ise alfabenin diğer harfleri hükmündeyiz. Anlam kazanabilmek için diğer harflerle yanyana gelip birlik olmaya muhtacız. Toprakla, suyla birliktelik kuran küçücük bir tohum dünyayı doyurur da tek başına anlam ifade ettiğini sanan tohum, bir kuşun dişinin kovuğunu dolduramaz.

İlk birliktelik, tohumla toprak arasında kurulur. Ardından su katılır bu dostluğa. Güneşin kanı kaynar sonra ortaklığa. Arıların katılımıyla da beraberlik tüm doğaya aşılanır. İnsan ise aklı ve eliyle bu şirketin gücüne güç katar. Sonunda tohum filizlenir, yaprak-çiçek açar ve meyve verir. Üretim için bir araya gelen ortaklar, hasadı da adaletle bölüşürler. Bitkinin başı güneşe gider. Kökü toprağa sıkı sıkıya bağlıdır. Gövde suya, çiçek arıya, meyve insana tahsis edilir. Meyve çekirdeğinden de tohumun payı ayrılır. Beraberliğin kaybedeni yoktur. Kazananıysa tüm ortaklardır.

İki bireyin menfaat çarpışmasının sonucu birdir. (1x1=1) İhtilafla bölünmesi birdir. (1/1=1) Çıkar hesabının sonucu 0’dır. (1-1=0) İki bireyin toplamının sonucuysa ikidir. (1+1=2) Bu yüzden "karşı karşıya gelişimiz" darılmak için değil sarılmak için olsun.

Kar taneleri farklı şekilde, güzellikte, büyüklüktedir. Asıl farklarını ise -aralarındaki farkları bir kenara atarak- yerde oluşturdukları bütünlükte hissettirirler. Bu birliktelikleriyle öyle bir yüceliğe erişirler ki göz kamaştırırlar, ne içinden çıkamadıkları çukur ne de üstüne çıkamadıkları tümsek bırakırlar. Beraberlik önce 'farkı kazanan' sonra 'farklı kazanan'dır.

Sözün özü AŞURE OLABİLMEK. Aşure kelimesi 'on' anlamına gelir. 10 sayısındaki '1'in sağında '0' olup hem 'BİR'in hem de 'BİRLİK'in değerini artırmak. Bu sayede tek başına 'solda sıfır' olmaktan öteye geçemeyen yalnızlığımız da 'sağda sıfır' oluşla hem 1'i 10 edecek, 100 edecek hem de kendi varlığına 'bin bereket' katacaktır.

Haydi o zaman; önce 'O' diyelim. Sonra 'O daire' içinde 'beşer beşer' toplanıp ONA varalım. ELDE VAR BİR... Ailemizle aynı sofrada bağdaş kurup diz dize, millet ve ümmetçe aynı safta omuz omuza, aynı sevgide göz göze kısacası 'TEKBİR' hatırına hep BİZ BİZE olalım. Aynı 'kazan kazan'da AŞURE olalım...

Mühim olan ayrı ayrı kendimizi fasulye gibi nimetten saymak değil aynı ocakta AŞURE olup pişebilmek...

Allah cc ailemize, milletimize ve bütün Ümmet-i Muhammed'e birlik olup, bir Aşure tadında ömür sürmeyi lütfetsin. Aşure gününüz mübarek olsun.
Osman YAZICI

KABARAN DEĞİL ÇÖKEN ÇAY DEMİNİ ALMIŞTIR.

bardak çay, çayeli, çaykur çay, çiğ, demleme çay, demlik çay, Hakk, hz Muhammed, karali çay, kibir, lipton çay, orjinal içerik, OSMAN YAZICI, poşet çay, rize

KABARAN DEĞİL ÇÖKEN ÇAY DEMİNİ ALMIŞTIR.

KİBİR KİBİR KABARAN 'ÇİĞ'LERE, KURUM KURUM KURULAN 'OLMAMIŞ'LARA DUYURULUR!

En Yüce ve En Güzel olan Allah Azze ve Celle'nin kulu ve O'na en sevimli gelen Efendimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellemin ümmeti olmanın gururuyla göğsü kabaranlar müstesna. Cenab-ı Hakk göğsümüzdeki o iman kabarıklığını daim etsin.
Osman Yazıcı

3 Ekim 2022 Pazartesi

"YIL"MIŞIM

"YIL"MIŞIM,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,saat,zaman,sene,yıl,yılbaşı,hicri yılbaşı,dört mevsim,günah,sevap,hasene,tövbe,nefis,akrep,yelkovan

"YIL"MIŞIM

'Yıl'mışım
İklimine kanatlanamayıp
Dört mevsim ayrı havada olmaktan
Bir günah, bir gün ah!
Uzattıklarımın saçını başını yolmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nurunla onurlanamayıp
Kâh muma kâh köze üflenmekten
Şavkın şevkinde aklanıp
Garp garipliğinde küflenmekten
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Nârınla yanamayıp
Ocak başında donmaktan
On iki aya bölüp menzili
Akrebi kendi bağrıma yonmaktan
'Yıl'mışım

'Yıl'mışım
Varlığına sığınamayıp
Ahsen-i Takvim’i bir bir koparıp atmaktan
Bütün servetimi pazara çıkarıp
Yedi canlı günümü bir haftaya satmaktan
'Yıl'mışım

Ateş almaya geldin madem kara sevdadan
Haydi durma! Gözümden de su gibi akıp
Geç sene!
Yalnız lalemi ver gönül bahçeme
Kokuşmuşluğunu dilediğin çiçekten, soğandan
Seç sene!

Madem gül dürmeye geldin
Çağla gel, devir! Bir tebessümle dişini
Göster sene!
Yalnız şelalemi ver bana, o ki güldür güldür
Al kışla gel ocağıma, bir aralık kış kış gidişini
Göster sene!

Madem defter dürmeye geldin
Varlığın küme’sine, bari mezar da
Kazı versene!
İster kır kumdan kalemi, yazımı yaz suya
Elifsiz, mimsiz bu dal’a!
Erkeksen âdem yazı versene!

Ah sene!
Sağ omuzuma yükleyip yükünü
Götür beni
Ahsene!
Birlikte yazalım takvim takvim öykümüzü
Adı: Hasene…
Ha ben’e ha sen’e!
Ha sene!

Ey nefsime
Yenilen sene!
Bir tövbenin tekrarında
Yenilensene!…
Osman YAZICI

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR,bayrak,cami,minare,tamah,hayır,kedi,serçe,hz adem,hırs,şeytan,orjinal içerik,OSMAN YAZICI,

HIRS BÜYÜYÜNCE HIRSIZ OLUR

Her zaman her istediğimiz olmayabilir. Kaderin "hayır!"ında bile –bizim veya başkası için- muhakkak bir hayır vardır. Ne güzel demiş atalarımız: “Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı.”

Daha iyisi için elbette çaba göstereceğiz, çalışacağız. Olmadı mı? Kanaat adlı en büyük hazinemizi, hırsımıza kurban etmeyeceğiz.

Hırsızlık ‘hırs’la başlar. Hırs’a sormuşlar; “Büyüyünce ne olacaksın diye? “Hırsız” demiş küçülmüş…

Şeytan, Âdem’den üstün olmaya tamah etti. Hz. Âdem de, cennet içinde yasak ağaca tamah etti. Ama İblis, “tamah”ında ısrarıyla aşağılar aşağısı oldu. Hz. Âdem ise pişmanlığın “tam ah!”ıyla affedildi, tekrar sürüldüğü cennetin varisi kılındı.

En güzel ve En Yüce'nin kulu ve O'nun en çok sevdiğinin ümmetiyiz. Bu iki kutlu minare gönderine de istiklal ve istikbalimizin bayrağını çekmişiz. Daha ne olsun...

En ulvi bu üç değeri korumaktan gayrı neye tamah edilir ki...

Osman YAZICI

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI "VE"Lİ EYLE ALLAHIM!

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI VELİ EYLE ALLAHIM,şeyh Ali Semerkandi türbesi,hz ebubekir,cennet,cehennem,hz yunus,velilik,delilik,cemal,OSMAN YAZICI,orjinal içerik,evliya,amin,Fatiha,saadet,okur

GÖNLÜMÜZÜN MURADINI "VE"Lİ EYLE ALLAHIM!

Merhametimin muradını "ve"li eyle ki Allahım! Hz. Ebubekir Efendimiz gibi "Yarab! Bedenimi cehenneme öyle büyük bir kütük yap ki başkasına yer kalmasın" diyebileyim. Hep 've'li olsun ki duam; "Beni VE anamı babamı VE bütün müminleri cehennem azabından koru"yu isteyebileyim.

Sevgimin muradını "ve"li eyle ki Allahım! Hz. Yunus gibi insanları VE hayvanları VE bitkileri VE taşı toprağı VE yeri göğü VE canlı cansız bütün yarattıklarını Yaradan'dan ötürü sevebileyim.

Sabrımın muradını "ve"li eyle ki Allahım! Alemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin diliyle eza gördüklerime karşı bile "Allahım onlar bilmiyorlar" diye başlayıp imansıza VE müşrike VE münafığa VE mücrime hidayet dileyebileyim...

Aklımın muradını da "de"li eyle ki Allahım! Gayretim, duam ve niyetimde milletime DE Ümmet-i Muhammed'e DE tüm beşere DE aklımın, hatırımın köşesinde hep bir yer verebileyim...

Senden gayrısına gönül gözü kaymayan, Senin hatırına tüm varlığa VELİLİK eden, hayatımızın VELİNİMETİ olan VELİ kulların hatırına bizi de sadece senin sevdanın DELİSİ, En Sevgili Zatının, Cemalinin VELİSİ eyle Allahım! İstemeye yüzümüz yok biliriz ama yine biliriz ki Sen "Ol" dersen Olur.

'Ve' harfinin Arapça karşılığı 'vav' - 'de' harfi ise Arap alfabesinde 'dal' ile eşdeğer. Allah Azze ve Celle'nin "çok seven, en çok sevilen" manasındaki VEDUD İsm-i Şerif'i de vav ve dal harfiyle yazılıyor. Akıl ve gönlünün muradını 'ben'den öteye taşıyıp 've'li - 'de'li kılanı, Allah cc Vedud adının dostluğuyla ve hep "ümmeti ümmeti!" diyen Habibullah'ın sevgi, şefaat ve iltifatıyla müşerref kılsın.

Allah Azze ve Celle lutfü keremiyle bu satırların okuyucusu ve 'Yazıcı'sını, bütün müminleri geçmişleri ve nesliyle; "Allah'ın dostlarına hiçbir korku ve hüzün yoktur" ayetinin sırrına, müjdesine mazhar etsin.

Evliyanın hatırına "Amin" Yarabbi.

Evliyanın, geçmislerimizin ruhuna hediye; Ümmet-i Muhammed'in özellikle yavrularımızın hidayetine, iki cihan afiyeti ve saadetine vesile olsun diye bir 'Fatiha' rica etsek...

Siz ne güzel 'OKUR'SUNUZ" dostlar!
Osman YAZICI